18 Kasım 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Öymen istifa etmezse, CHP gereğini yapmalı

Balkız, CHP’li Öymen’e sert tepki göstererek, Öymen’in Atatürk’ün arkasına sığınmaktan vazgeçmesini söyledi ve ‘’Sayın Öymen istifa etmez ise CHP yönetimi gereğini yapmalı, parti yapmaz ise CHP’de bu düşünceyi savunmayanlar istifa ederek gereğini yapmalılar’’ dedi.

BALKIZ: ÖYMEN İSTİFA ETMEZSE, CHP

GEREĞİNİ YAPMALI

ALEVİ Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız de, CHP’li Öymen’e sert tepki göstererek, ‘’Sayın Öymen istifa etmez ise CHP yönetimi gereğini yapmalı, parti yapmaz ise CHP’de bu düşünceyi savunmayanlar istifa ederek gereğini yapmalılar’’ dedi. Balkız, Öymen’in bu açıklamasının ardından CHP’de kesinlikle barınmaması gerektiğini belirterek, Öymen’in istifasının ya da ihracının olmaması halinde kendisiyle aynı düşünceleri benimsemeyen CHP’lileri partiden istifaya çağırdı. Balkız, Öymen’in Atatürk’ün arkasına sığınmaktan vazgeçmesini ve istifa etmesini isteyerek, bunun olmaması halinde CHP yönetiminin aynı düşüncelere sahip olmadığını göstermek için Öymen’i ihraç etmesi gerektiğini bildirdi. ‘’İstifa ya da ihracın olmaması’’ halinde ise Balkız, bu konuda duyarlı CHP yöneticileri ve milletvekillerine seslenerek, ‘’Öymen ya da parti gereğini yapmaz ise siz yapın’’ çağrısını yineledi.

18.11.2009


 

O VAHŞETİN ÖVÜLMESİ, CHP'NİN İÇYÜZÜNÜ ORTAYA ÇIKARDI

Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in terörle mücadeleden söz ederken Dersim isyanını örnek vermesinin CHP'nin içyüzünü ortaya çıkardığını söyledi. Altun “Sayın Öymen'in açıklaması, o vahşeti, o katliamı öven ve o katliamı yapan o günkü otoritenin zihniyetini günümüze taşıyan bir felâkettir. Aynı zamanda CHP'nin nerede olduğunu ve hangi zihniyeti taşıdığını ortaya koymaktadır” şeklinde konuştu.

KATLİAMLARA ÇANAK TUTAN ZİHNİYET

SUÇÜSTÜ YAKALANDI

Altun: “Dersim olayı, beşikteki bebekten 70 yaşındaki insana kadar kurşuna dizildiği, gazla bombalandığı bir insanlık dramıdır. Dersim gibi tüm Alevî katliamlarının CHP dönemine isabet ettiğini görüyoruz. Çünkü o zihniyet buna çanak tutuyor. Hâlâ devlet ideolojisi, derin devlet ideolojisi faktörünü taşıyan, onları bünyesinde taşıyan, demokratik açılımlara karşı acımasızca direnen CHP suçüstü yakalanmıştır.”

O zihniyeti bugüne taşıdı

DÜNYA Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’in terörle mücadele konusunda Dersim isyanını örnek vermesinin CHP’nin iç yüzünü ortaya çıkardığını söyledi. CHP’nin Alevileri yıllarca “oy deposu” olarak gördüğünü ifade eden Altun, “Öymen’in vahşeti, katliâamı öven açıklaması, o günkü otoritenin zihniyetini günümüze taşıyan bir felakettir” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcı Onur Öymen’in Meclis’te yaptığı konuşmada terörle mücadele konusunda Dersim isyanının bastırılmasını örnek göstermesine tepkiler sürüyor. Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Altun, CHP’nin yıllarca Alevileri “oy deposu” olarak gördüğünü söyledi. Altun, şunları söyledi: “Sayın Öymen’in açıklaması, o vahşeti, o katliamı öven veya o katliamı yapan o günkü otoritenin zihniyetini günümüze taşıyan bir felakettir. Aynı zamanda bu, CHP’nin nerede olduğu ve hangi zihniyeti taşıdığını ortaya koymaktadır. Dersim gibi tüm Alevi katliâmlarının CHP dönemine isabet ettiğini görüyoruz. Çünkü o zihniyet buna çanak tutuyor. Hala devlet ideolojisi, derin devlet ideolojisi faktörünü taşıyan ve o insanlarla beraber olup ve onları bünyesinde taşıyan, demokratik açılımlara karşı acımasızca direnen Cumhuriyet Halk Partisi suç üstü yakalanmıştır.”

Dersim’de yaşananları ‘vahşet’ olarak niteleyen Altun, “Beşikteki bebekten 70 yaşındaki insana kadar kurşuna dizildiği, gazla bombalandığı bir insanlık dramıdır. Bu vahşeti destekleyenlere karşı verilen tepkiler haklıdır. Biz de aynı tepki içerisindeyiz. Açıklamayı kınıyor, telin ediyoruz. Herkesin CHP’nin iç yüzünü öğrenmesi açısından bence bu bir hayır oldu” diye konuştu. Altun, Ergenekon savcılarına gönderilen üçüncü ihbar mektubunun eklerinde yer alan belgelerde Alevi kesimin fişlenmesini de değerlendirerek, “Bugün Türkiye’de inanç kesimleri arasıda hiçbir sorun yoktur. Bugüne kadar yaşanan vahşetleri, sorunları derin güçlerin organize ettiğini söyleyebiliriz. Geçmişte Maraş olaylarını, Çorum katliâmını, Sivas’taki vahşeti, hatta Gazi olaylarını bazı güçlerin organize ettiği açık seçik ortaya çıkıyor. 43 yıldan beri bütün bu gelişmeleri izleyen bir inanç önderi olarak, bugün yine aynı oyunların oynandığını söyleyebilirim” şeklinde konuştu.

18.11.2009


 

Başsavcıyı Ergenekon savcıları dinletti

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’in Ergenekon savcılarının talimatı ile dinlendiğini ve bu konuda kendilerine bazı belgeler geldiğini açıkladı.

Ergin: Engin’i Ergenekon savcıları dinletti

ADALET Bakanı Sadullah Ergin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’in Ergenekon savcılarının talimatı ile dinlendiğini açıkladı. Bakan Sadullah Ergin, Sarıyer’deki İstanbul Hakimevi’nde gazetelerin genel yayın yönetmenleri ile bir araya geldi. Burada yapılan toplantının ardından, çıkışta gazetecilere konuşan Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya, Bakan Ergin’in kendilerine telefon dinleme olayları ile ilgili bilgi verdiklerini aktardı. Küçükkaya, Bakan Ergin’in toplantıda yaptığı açıklamada İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’in Ergenekon savcılarının talimatı ile dinlendiğini ve bu konuda kendilerine bazı belgeler geldiğini bildirdiğini söyledi.

18.11.2009


 

Gül: Adalete olan inanç zedelenmemeli

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, adaletin çok hassas bir konu olduğunu belirterek, “Adalete inancın hiçbir zaman zedelenmemesi gerekir, bunun çok korunması gerekir” dedi.

İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano ile ortak basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Gül, açıklamalarının ardından soruları cevapladı. Gül, “Ergenekon” soruşturması kapsamında üçüncü bir ihbar mektubunun kendisine de gönderildiği yönündeki haberler hatırlatılarak, böyle bir mektubun gelip gelmediği, geldiyse işlem yapıp yapmadığının sorulması üzerine, “Bana mektup ya da CD gelmedi. Gelirse haber verirler” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, TCK’nın “Usulsüz dinleme” hükmünü içeren maddelerinde değişiklik yapılmasına ilişkin açıklama yapıldığının hatırlatılması ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile önceki gün gerçekleştirdiği görüşmelerde bu konunun ele alınıp alınmadığının sorulması üzerine, şunları söyledi: “Dün hem Yargıtay Başkanı hem Adalet Bakanı’nı dinledim. Adalet konusu en hassas konudur. Adalete inancın hiçbir zaman zedelenmemesi gerekir, bunun çok korunması gerekir. Tabii ki hukuk devletinde dinlemeler nasıl olur, nasıl yapılır bunlar çok açık şekilde tespit edilmiştir. Yeri geldiğinde kanunların emrettiği şekilde dinleme yapılıyorsa buna çok özen göstererek yapılması gerekir. Kanunsuz dinleme zaten kabul edilebilecek bir şey değildir. Gördüğüm kadarıyla bu konuyla ilgili çok tartışma olduğuna göre her şey tekrar gözden geçiriliyor.”

18.11.2009


 

Aksoy: Demokratik açılımı destekliyoruz

MÜSİAD Mardin Şube Başkanı Kazım Aksoy, demokrasinin yerleşmesi adına hükümetin demokratik açılımına destek verdiklerini açıkladı.

Hükümetin ortaya koymuş olduğu demokratik açılımların sadece bir konuya yönelik değil, ülkenin önünde yıllardır sorun teşkil eden tüm konularda olması gerektiğini ifade eden Aksoy, “Bütün sivil toplum kuruluşları da bu açılımın arkasında durmalıdır. Ekonomik yatırımların gerçekleştirilmesi için, bölgede huzur ve güvenlik gerekir. Hükümet tarafından çıkarılan ve bir devrim niteliğinde olan yeni Teşvik Kanununun arzu edilen sonucu verebilmesi için bölgenin istikrara kavuşması ve güven ortamının sağlanması ilk şarttır” dedi. Bölgenin tüm enerji hatlarının yol ağzında ve kesişme noktasında olduğunu işaret eden Aksoy, “Enerji hatlarının güvenliği hem ülkemiz hem de tüm diğer ülkelerin ve uluslararası sermayenin bir talebidir. Hükümet bir an önce bölgenin ekonomik kalkınmasını sağlamak için terör ve güvenlik sorununu çözmelidir. Bölgede toprak reformu benzeri bir uygulamayla aileler arazi sahibi yapılmalıdır. Bölge insanının meslek ve iş sahibi olabilmelerine yönelik olarak gerekli mesleki ve teknik eğitim yatırımları hızlandırılmalıdır. Bu bağlamda gerekli hallerde resmi dilimizin Türkçe olduğu gerçeğinin yanı sıra seçmeli olarak ana dilde eğitimin de önünün açılması düşünülebilir” diye konuştu.

18.11.2009


 

Darbeler, Türkiye’yi ekonomik olarak geriletti

ESKİ bakanlardan Hasan Celal Güzel, darbeler olmasaydı Türkiye’nin ekonomik açıdan en iyi 10 ülke arasında olacağını söyledi.

“Küreselden Yerele Türkiye’yi Konuşuyoruz Platformu’nun konuğu bu hafta Hasan Celal Güzel’di. Conrad Otel’de gerçekleşen konferansta Güzel, Türkiye gündemi ve siyaseti ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Güzel, Türkiye’nin çok çeşitli meselelerinin olduğunu ve en önemli meselelerinin çözülemeyen demokrasi meselesi ve dış politika meselesi olduğunu ederek, Türk demokrasisinin aslında en eski demokrasilerden olduğunun altını çizdi. Türkiye’de 1960 ve sonrasında darbe olmasaydı Türkiye’nin ekonomik açıdan geleceği nokta ne olurdu diye bir araştırma yaptığını belirten Güzel, darbeler olmasaydı Türkiye’nin ekonomik açıdan en iyi 10 ülke arasında olacağını açıkladı. Güzel, “1960’dan beri Türkiye devamlı olarak her konuda engellenmektedir” diye konuştu.

“TANK YÜRÜTMEK ARTIK HİÇ DE KOLAY DEĞİL”

1960’ların başlarında yükseköğrenimli kişi sayısının yüzde 5’in altında olduğunu şimdi ise bu oranın yüzde 25’e yükseldiğini kaydeden Hasan Celal Güzel, “Dolayısıyla entelektüel seviyesi daha yüksek bir toplum olduk. Böyle bir toplumda artık tank yürütmek hiç de kolay değil” dedi.

Güzel, şuanda darbecilerin en rezil dönemlerini yaşadığını ifade ederek, “Çünkü ne deseler her şeyin telefon kayıtları ortaya çıkıyor. Bu doğru mu diye tartışılır fakat bu açık toplumun bir neticesidir. Dolayısıyla darbeci darbesini gizleyemiyor. Son çıkan mektupları görüyorsunuz. Artık darbeciler 1960 ve 80’deki gibi tanklarıyla dolaşamayacaklar” diye konuştu.

Güzel, bundan sonra da müdahaleler olabilir fakat bunu yapanların sonuçlarını da göze almak zorunda olduklarını vurguladı. “Ordumuzu Peygamber ocağı olarak görüyoruz” diyen Güzel, dolayısıyla onların haysiyetini yıpratmadan bu işin halledilmesi gerektiğini, onlara rağmen bizim onları düşünmemiz gerektiğini belirtti.

“DARBE ANAYASASI DEĞİŞTİRİLMELİ”

“DEMOKRATİK açılım”a da değinen Güzel, 1982’de yapılan darbe anayasasının mutlaka değiştirilmesi gerektiğini kaydetti. Güzel, illegal şekilde yapılan anayasanın mutlaka değiştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, anayasaların devletleri değil kişileri korumak için yapılması gerektiğine dikkati çekti. “Demokratik açılım”a “Kürt açılımı” denmesinin iktidarın en büyük hatası olarak değerlendiren Güzel, “Türkiye’de bana göre Kürt meselesi yoktur. Türkiye’de terör, Güneydoğu ve Türk-Kürt meselesi vardır. Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan da dâhil olmak üzere birçok bürokratın çıkıp da Kürt sorunu diye ülkesinde bu şekilde etnik bir meseleden bahsetmesi doğru değildir. Çünkü siz böyle derseniz herkes bunu alır uluslar arası zemine taşır. Zaten bu konuda elinden geleni yapanlar var. Bunu sonradan dikkate aldılar ve Sayın Cumhurbaşkanı da adına ne derseniz deyin bir sorun var diye giriş yaptı.” dedi.

GÜLSEVİL KAHRİMAN

18.11.2009


 

Parti kapatarak istikrar olmaz

HÜKÜMET Sözcüsü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ‘’Türkiye’de kabul etmek gerekir ki bugün siyasi partilerin dernekler kadar, meslek kuruluşları, odalar kadar teminatı yoktur’’ dedi.

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasındaki açıklamasının ardından soruları cevaplayan Çiçek, Ayrımcılığın Önlenmesiyle İlgili Komisyon kurulması yönünde bir çalışma yapıldığını bildirdi. ‘’Siyasi Partiler Yasasında özellikle Türkçe dışında belli bölgelerde propaganda yapılmasıyla ilgili de bir düzenleme olacaktı. Bu düzenleme ne zaman gelir?’’ sorusu üzerine Çiçek, şunları kaydetti: ‘’Onunla ilgili olarak konuşmaları takip edebildiyseniz, bir kısım tedbirler var ki kısa vadeli. Bunlar daha çok idari tedbirler. Bir yasal düzenlemeyi gerektirmiyor. Yasal düzenlemeyi gerektirenler daha çok orta vadelidir. Siyasi Partiler Kanunu’nda önemli değişikliklerin yapılması gerektiği ortada, ama çok köklü bir Siyasi Partiler Yasası’nda değişiklik Anayasa ile bağlantılıdır. Bunu herkesin iyi bilmesi lazım. Anayasa ile siyasi partiler yasasındaki ilişkiler tam kurulamadan ‘işte Hükümet siyasi partiler yasası getirdi getirmedi’ tarzında tartışmalar oluyor. Gerçekten, Türkiye’de siyasi partilerin yeteri kadar teminatı yok. Dernekler, siyasi partilerden daha teminatlıdır. Diyelim ki bir asılsız iddia, bir haksız itham, karşısında hemencecik parti kapatmayla ilgili mekanizmalar harekete geçebilecekse, o takdirde Türkiye’de siyasi istikrarı nasıl sağlayacaksınız? O zaman biz bunları temenni etmiyoruz, ancak bunların hepsi yazılıyor, çiziliyor, o takdirde Türkiye’de siyasi istikrarı nasıl sağlayacaksınız?”

18.11.2009


 

Devlet projesini AKP yürütüyor

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ‘’Demokratik Açılım Projesi’’nin bir devlet projesi olduğunu ancak AKP Hükümeti eliyle yürütüldüğünü bildirdi.

Çelik, İstanbul Aydın Üniversitesinde öğrencilere ‘’Demokratik Açılım Projesi’’nin anlattı. Bir Televizyon programı için çekilen ‘’Söz Kampüsten İçeri’’ programına konuk olan Çelik, millet olmak için tek ırktan olmak gerekmediğini belirterek millet kavramının ortak bir geçmişi, ortak bir vatanı, ortak bir gelecek planlaması, ortak değer ve paydaları olan insanların gönüllü birlikteliğinin adı olduğunu söyledi. Farklı ana diller, farklı etnisiteler, farklı bölgeler, farklı mezhepler olabileceğini ancak bu durumun sizin farklı millet olacağınız anlamına gelmediğini belirten Çelik, demokratik toplumun çoğulcu toplum olduğunu dile getirdi. Çelik, AKP’nin iktidara geldiğinden bu yana çoğulcu, demokratik yapıyı pekiştirmek, Cumhuriyeti demokrasiyle pekiştirmek için ortaya konulan hedef doğrultusunda, birçok şeyin yapıldığını, ancak 4 ay önce bu programın daha sistematik hale getirildiğini söyledi. Programda soruları cevaplayan Çelik, ‘’Bu bir devlet projesi mi? yoksa AK Parti’nin kendi inisiyatifiyle geliştirdiği bir durum mudur?’’ soru üzerine ‘’Bubir devlet projesidir. Fakat AK Parti Hükümeti eliyle yürütülmektedir. Olması gereken de budur. Tarihin hiçbir döneminde devlette bu kadar uyum olmamıştır. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakanı, Genelkurmay Başkanı, sivil ve askeri bürokrasisi memleketin kaderiyle ilgili bir konuda hiçbir zaman bu kadar uyum içinde olmamıştır. Bu Türkiye için şanstır’’ diye konuştu.

18.11.2009


 

Basın kartına özel sektörden de indirim geldi

BAŞBAKANLIK Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) medya mensuplarına trafikte park kolaylığı sağlamasının ardından, şimdide özel sektörle anlaşma yaparak gazetecilerin ulaşım, giyim, mobilya ve sigorta hizmetlerinden indirimli olarak yararlanma imkânı getirdi.

BYEGM’nin girişimleri sonucu basın kartı sahibi gazeteciler, artık çeşitli özel kuruluşların ulaşım ve sigorta hizmetlerinden de indirimli olarak yararlanabilecek. Gazeteciler indirimlerden 20 Kasım’dan itibaren yararlanmaya başlayacak. Basın kartı sahiplerine Metro Turizm - yüzde 50, Ulusoy Turizm - yüzde 25, Kontur Turizm - yüzde 20, Sarar Giyim yüzde 30, Arçelik, Beko, Grundig, Blomberg markaları- yüzde 6,5, Lale Restoran ve Düğün Salonları - yüzde, Makro Birlik Sigorta - yüzde 20, Ekol Giyim- yüzde 10, Misafir Mobilya - yüzde 10 ve Kiğılı Giyim - yüzde 5” oranında indirim yapacak. Gazeteciler, Başbakanlık Basın - Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü koordinasyonunda Basın Kartları Komisyonu tarafından verilen basın kartlarını ibraz ederek, ilgili firmalardan indirimli alış veriş yapabilecek. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdür Salih Melek, Türkiye genelinde 11 bini aşkın basın kartı sahibi medya çalışanı bulunduğunu belirterek, gazetecilerin çalışmalarına yardımcı olmak ve hayat şartlarının iyileşmesine biraz daha katkı sağlamak amacıyla bu girişimlerin yapıldığını söyledi.

18.11.2009


 

İmralı’ya 5 mahkûm

Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın hükümlü bulunduğu İmralı Cezaevine 5 mahkûmun gönderildiği bildirildi. Şeyhmuz Poyraz, Cumali Karsu, Hakkı Alkan, Hasbi Aydemir ve Bayram Kaymaz adlı mahkûmların, İmralı ile irtibatın sağlandığı Mudanya’ya getirildikleri, daha sonra askerî bir gemiyle adaya götürüldükleri öğrenildi.

İmralı’ya 5 mahkûm gönderildi

Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın hükümlü bulunduğu İmralı Cezaevi’ne, 5 mahkûmun gönderildiği bildirildi. Şeyhmuz Poyraz, Cumali Karsu, Hakkı Alkan, Hasbi Aydemir ve Bayram Kaymaz adlı mahkûmların, saat 04.00 sıralarında cezaevi nakil aracıyla İmralı ile irtibatın sağlandığı Mudanya’ya getirildikleri, daha sonra askerî bir gemiyle adaya götürüldükleri öğrenildi. Mahkûmların İmralı’ya nakilleri sırasında irtibat noktasının çevresinde geniş güvenlik tedbirlerinin alındığı kaydedildi.

18.11.2009


 

Bir an önce AB’ye girmeliyiz

DIşİşlerİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Biz en kısa sürede AB’ye girmek istiyoruz” dedi.

İspanya’nın önemli gazetelerinden “El Pais”, “El Mundo” ve “La Vanguardia”da dün yayımlanan demeçlerinde Davutoğlu, İspanya’nın AB’ye girmek için 7 yıl beklediğine işaret ederek, “Tarih vermiyorum. Biz en kısa sürede AB’ye girmek istiyoruz. İspanya örneğinden konuştuğumuzda biz de 7 yıl bekleyebiliriz şeklinde anlaşılmasın. Zaten yarım asırdır bekliyoruz. İspanya bu kadar beklemedi, değil mi” diye konuştu.

Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine ilişkin Fransa ve Almanya’nın tutumuyla ilgili sorulara da Davutoğlu, “Bu ülkelerin sadece Türkiye ile ilgili endişeleri var. Fransa, İspanya’nın AB üyeliğini engellemeye çalıştığında da endişeleri vardı ama şimdi Madrid-Paris ilişkileri eskiye nazaran çok daha iyi. Geniş bir vizyonumuz var. Türkiye AB üyesi olduğunda Ankara-Paris ilişkileri de daha iyi olacak” cevabını verdi. Davutoğlu, Türkiye ile AB ülkeleri arasında demokrasinin karşılaştırılmasına yönelik soruya ise “Türkiye Anayasası elbette ki AB düzeyinde ama daha iyileştirilebilir. Mükemmelliğin sınırı yoktur” cevabını verdi. Davutoğlu, açıklamalarında ayrıca, KKTC’ye yönelik ambargoların kaldırılması yönünde vaatlerde bulunan AB’nin bu sözlerini tutması gerektiğini vurguladı.

18.11.2009


 

Ertürk: Bankalar izah etsin

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkanı Ahmet Ertürk, ‘’Sizin işiniz bu kadar kötüyken bankaların işlerinin iyi olması çok fazla bir şey ifade etmiyor.

Bankalar izah etsin; nasıl oluyor da herkesin işleri kötüyken sizin işiniz iyi gidiyor?”

Ertürk, Malatyalı İşadamları Derneğinin 41’inci Aylık Toplantısı’na katılarak burada ‘’Global Kriz ve Bunun Türkiye’ye Yansımaları’’ konulu bir konuşma yaptı. Krizin en ayırt edici tarafının global özelliği olduğunu ifade eden Ertürk, Türkiye’nin aslında krize hiç de yabancı olmadığını, global özelliğinin ülke açısından bir farklılık yarattığını söyledi.

Krizin sebeplerinden olan türev ürünlerin aslında bir ‘’cambazlık’’ olduğunu kaydeden Ertürk, ‘’Bu, bir deriden 3-5 post çıkarmak gibi... İşi, varlığı, geliri olmayanlara kredi verilmiş. Bu da ninja... Bir banka bunlara nasıl kredi verir’’ dedi. Krizin en önemli yönlerinden birinin de bulaşıcılığı olduğunu belirten Ertürk, ‘’Amerika’da kredi alıp ödeyemeyen işsiz, güçsüz takımından dolayı Malatya’daki bir esnaf ta etkileniyor. Japonya’daki bir sorundan dolayı İngiltere’de bir banka batıyor’’ diye konuştu. Türkiye’de bankaların işlerinin yolunda gittiğini ifade eden Ertürk, şunları söyledi: ‘’Aslında sizin işiniz bu kadar kötüyken bankaların işlerinin iyi olması çok fazla bir şey ifade etmiyor. Bankalar izah etsin; nasıl oluyor da herkesin işleri kötüyken sizin işiniz iyi gidiyor? Bankaların işleri neden iyi gidiyor? 90’larda yaptıkları gibi bankalar paralarının büyük bölümünü Hazine Bonosu’na yatırmaya başladılar. Bankacılık yok. Al, Hazine Bonosuna yatır... TMSF olarak bizim ilgi alanımıza giren bir kaç banka sırf bu yüzden battı.”

TMSF’nin 6 yıllık faaliyetlerini anlatan Ertürk, göreve geldiklerinden bugüne 6 senenin sonuna geldiklerini belirterek, bu sürede 18,5 milyar dolar tahsilat yaptıklarını ve önümüzdeki dönemde 3,5 milyar dolar daha tahsilat yapmayı planladıklarını bildirdi.

18.11.2009


 

Hükümet konağında patlama: 1 ölü, 18 yaralı

DİyarbakIr'In Silvan ilçesinde Hükümet Konağı'nın kazan dairesinde meydana gelen patlamada 1 kişi öldü.

Silvan Hükümet Konağı'nın kazan dairesinde henüz belirlenemeyen sebeple meydana gelen patlamada 1 kişinin öldüğünü bildiren yetkililer, patlamada 18 kişinin yaralandığını, bunlardan 2'sinin durumunun ağır olduğunu söyledi. Yaralıların tedavilerine Silvan Devlet Hastanesinde devam ediliyor. Bu arada, Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun Organize Sanayi Bölgesindeki temel atma töreni programını iptal ederek, Silvan ilçesine geldi.

18.11.2009


 

Dörtyol’da eğitime A gribi tatili

Hatay’In Dörtyol ilçesi Kaymakamı Hayri Sandıkçı, ikisi öğrenci 4 kişide domuz gribi virüsü tesbit edildiğini, okul ve dershanelerde eğitim-öğretime 23 Kasıma kadar ara verildiğini bildirdi.

Domuz gribi konusunda gelişmelerin değerlendirilmesi amacıyla düzenlenen toplantının ardından ilköğretim okulları ve liseler ile dershanelerin 23 Kasım Pazartesi gününe kadar tatil edildiğini açıklayan Sandıkçı, öğrencilerin tedavilerine evlerinde, diğerlerinin ise Dörtyol Devlet Hastanesi’nde devam edildiğini sözlerine ekledi.

18.11.2009


 

Bakan’ın çocukları domuz gribi oldu

SağlIk Bakanı Recep Akdağ, halk arasında “domuz gribi” olarak bilinen Pandemik A H1N1 gribine aşı uygulaması kapsamında 4 yaşındaki kızının ve 24 yaşındaki oğlunun “domuz gribi”ne yakalandığı için aşı olmadıklarını, ancak kendisinin ve eşinin aşı yaptırdığını bildirdi.

Dünya KOAH Günü (Kronik Obstrüktif-tıkayıcı- Akciğer Hastalığı) sebebiyle düzenlediği basın toplantısında soruları cevapalayan Akdağ, Pandemik A H1N1 gribine karşı koruyucu bir tedbir olarak Türkiye’nin de aşı uygulamasına başladığını hatırlatırken, “Küçük çocuğunuza aşı yaptırdınız mı ve ailenizde kimler aşı oldu?” sorusu üzerine şunları söyledi: “Bildiğiniz gibi çocuklar için aşılama başladı. Ben, kızımı aşılamaya fırsat bulamadım. Çünkü, hastalığı geçirdi. Hastalığı, ağabeylerinden biri ve kızım geçirdi. Ben, aşılandım, eşim de bir bağışıklık sistemiyle ilgili ilaç kullandığı için aşı yaptırdı. Kızım 4 yaşında ve hastalığı hafif geçirdi. Oğlum 24 yaşında ve hastalığı biraz ağır geçirdi, evde bir müddet yatması gerekti. Şimdi, ikisinin de sağlık durumu iyi.”

18.11.2009


 

Hak gaspları kabul edilemez

Türkİye Başörtüsüne özgürlük Platformları ve gözlemcileri Konya’da gerçekleştirilen 7. Başörtüsüne Özgürlük Platformları toplantısında bir araya geldi.

100 yakın platform temsilcisi ve gözlemci il temsilcilerin katıldığı toplantının ilk etkinliği 11 Kasım günü Konya Kayalı parkta açılan resim sergisi oldu.

“BU DİYARDA ZULÜM VAR” sloganı altında, başörtüsü zulmü fotoğraflarının ve platformların basın açıklamaları ve gösterilerinde çekilen fotoğrafların sergilendiği sergiye vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. 13 Kasım günü Konevi Kültür Merkezi’nde bir panel gerçekleştirildi.

Panelinin giriş konuşmasını Konya Sivil Toplum Kuruluşları dönem başkanı Lütfü Selvi yaptı. İnançlı kesimin taleplerinin görmezden gelinmeye çalışıldığı ifade eden Selvi, ”Başörtülülere, inançlı insanlara, inançlarını özgürce yaşayabileceği açılımların ne zaman gelecek?” diye sordu.

Türkiye’nin değişik vilayetlerinde başörtüsü eksenli hak ve özgürlükler mücadelesi veren platformlar 7. istişare toplantısını 14 Kasım günü Konya’da gerçekleştirerek şu kararları aldı: ”Başörtüsü Mücadelesi’nin karalılıkla sürdürülmesine dair irade beyan edilmiş olup gasp edilen hak ve özgürlüklerin kayıtsız şartsız iade edilmesi dışında hiçbir seçeneğin kabul edilmeyeceği deklare edilmiştir. Başta başörtüsü olmak üzere temel hak ve özgürlüklere yapılan baskılar bir an önce son bulmalıdır. Sosyal barışı temin etmenin yolu halkımızın inanç ve değerlerini dikkate almaktan geçmektedir. Halkın inanç ve değerlerini dikkate almadan gerçekleştirilecek olan hiç bir girişiminin sonuç alması pratikte mümkün değildir.”

HÜKÜMETE ELEŞTİRİ

Başörtüsü yasağı konusunda iktidarın tutumu eleştirilen sonuç bildirisinde şu görüşler dile getirildi:”Hükümetin hak ve özgürlükler alanının genişletilmesine yönelik her türlü açılımını desteklemekle beraber bu hususta popülist ve konjonktür el davranmamasını ve karalılıkla sonuna kadar gidecek bir tutarlılığı göstermesini bekliyoruz. Husus en ülkemizde kangrene dönüşmüş olan başörtüsü yasağının nihai çözümüne dair bir açılım gerekmektedir. Askeri vesayet ürünü anayasaların halk üzerindeki tahakkümüne son verilerek adil ve özgürlükçü bir anayasanın bir an önce yapılması gerekmektedir. Türkiye Başörtüsü Platformları başta başörtüsü olmak üzere tüm hak ve özgürlük ihlallerine karşı mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir.” Mücadele kararlılığının somut neticesi olarak Kütahya, Afyon ve Bursa’nın periyodik eylem kararı alarak başörtüsü mücadelesine omuz vermeleri memnuniyetle karşılandığı belirtilerek Bir sonraki Türkiye Başörtüsü Platformları buluşması Sakarya’da gerçekleştirileceği belirtildi. BAŞÖRTÜSÜ İÇİN 114’ÜNCÜ BULUŞMA Haftalardır yılmadan usanmadan mücadelelerini kararlılıkla sürdüren Konya İnanç Özgürlükleri Platformu üyelerinin 114’üncü buluşması halktan 500’e yakın kişinin ve 100 civarında platform üyesinin katılımıyla gerçekleştirildi. Ali Eröz’ün sunuculuğunu yaptığı Kayalıpark’taki buluşma Kur-an’ı Kerim 114 sure olan Nas Sürseinin, tilâvetiyle başladı. Başörtüsüne özgürlük platformları üyeleri adına konuşan Kadircan Mendi ise İmam Hatip Liselerinde okuyan öğrencilerin Millî Güvenlik derslerinde başörtülerinin çıkarılmaya zorlandığını ileri sürdü. Heda–Der Konya Şube Başkanı Muammer Durmaz’da istikrarlı mücadelenin devam ettirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

18.11.2009


 

Metrobüs zammı mahkeme yolunda

Tüketİcİler Birliği, metrobüs ücretlerine yapılan zammın iptali için Bölge İdare Mahkemesi’ne başvuracak. Metrobüs durağında eylem yapan birlik üyeleri, son zamla birlikte metrobüse ‘zambüs’ yakıştırmasını yaptı.

Metrobüs ücretlerine yapılan zammı protesto etmek isteyen Tüketicileri Birliği üyeleri, Zincirlikuyu Metrobüs durağı girişinde toplandı. Birlik üyeleri, ‘Metrobüs dediler, zambüs yaptılar’, ‘Biz metrobüsü iteledik, İETT bize yüzde 35 zam iteledi’, ‘Metrobüs, zambüs’, ‘İETT’nin kriz çözümü: yüzde 35 zam’, ‘Kadir Topbaş, toplu taşımanın topunu attırma’ yazılı dövizleri metrobüs durağının korkuluklara astı. Eylemcileri adına açıklama yapan Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, metrobüs hatlarında günde 1 milyona yakın yolcu taşındığını belirterek, yapılan zamla birliket belediye bütçesine günde 500 bin TL ek gelir sağlandığını söyledi. Metrobüs güzergâhında bulunan diğer toplu taşıma araçlarının devre dışı bırakılmasıyla yapılan fiyat artışının tüketicinin mecburiyetini kötüye kullanmak olduğunu kaydeden Kaya, “Yapılan bu zamla ‘razı ol veya yürü’ denmektedir. Mali darboğazı aşmak isteyen kamu otoritesi bütçe açıklarını tüketicinin üzerine yüklemeye başlamış; kriz zamları tüketici açısından zam krizlerine dönüşmüştür. Krizin en çok vurduğu buna karşılık en masum kesimi tüketicilerin bu kadar haksız uygulamaları maruz kalması kabul edilemez.Tüketiciler Birliği, yapılan yersiz zammın iptali için yarın Şirinevler’de bulunan Bölge İdare Mahkemesi’ne giderek iptali için dâv$ü açacaktır” şeklinde konuştu.

18.11.2009


 

Diyanet: Para bağışı, kurban yerine geçmez

Dİn İşleri Yüksek Kurulu, kurban kesmek yerine bedelinin muhtaç kişilere ya da ilgili kurumlara verilmesiyle kurban ibadetinin yerine getirilmiş olamayacağına karar verdi.

Kurul kararında, ‘’Vekaletle de olsa, kurban kesme uygulamasının amacından uzaklaştırılarak ‘yardım kampanyası’ şekline dönüştürülmesi uygun değildir’’ denildi. Alınana bilgiye göre, kurulun, 11 Kasım Çarşamba günü yapılan toplantısında, ‘’vekâlet yoluyla kurban kesimi’’ konusu ele alındı.

Toplantıda, ibadetlerin, bedeni, mali, hem bedeni hem mali olmak üzere üç kısma ayrıldığı, namaz ve oruç gibi bedeni ibadetlerin ancak mükellef tarafından yerine getirilebileceği, vekalet yoluyla başkasına yaptırılamayacağı ifade edildi.

Hac ve umre gibi hem bedeni hem mali ibadetlerin ise bizzat mükellef tarafından yapılması gerektiğine dikkat çekilerek, ancak yükümlünün bu tür ibadetleri ifa etmekten aciz kalması durumunda, vekalet yoluyla yaptırmanın caiz olduğu belirtildi. Mali ibadetlerin, yükümlünün bizzat kendisinin yapmaktan aciz olup olmamasına bakılmaksızın vekalet yoluyla da yerine getirilebileceğine işaret edilerek, ‘’Mali bir ibadet olan ve sırf Allah rızası için yerine getirilmesi gereken kurbanı, kişinin bizzat kendisi kesebileceği gibi vekalet yoluyla kestirmesinin de mümkün olduğu’’ görüşü dile getirildi.

18.11.2009


 

KURBANLIK HAYVANA KÖTÜ MUAMELEYE CEZA

KurbanlIk hayvana kötü muamelede bulunanlara, hayvanları koruma kanununa göre 336 ile 672 TL arasında idarî para cezası uygulanacağı belirtilerek, vatandaşlar uyarıldı. Kurban Bayramı’na sayılı günler kala satış merkezlerindeki hazırlıklar devam ediyor.

Şehirlerde, valilik koordinasyonunda oluşturulan kurban hizmetleri komisyonunun satış ve kesim yerlerini belirlemesinin ardından, kurbanlıklar pazar yerlerinde getirilmeye başlandı. Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Osman Ateş de kurbanlık hayvanlara şefkat ve merhametle davranılması, güzel muamelede bulunulması gerektiğini söyledi.

18.11.2009


 

Engelliler, Özürlüler Şûrâsı’ndan çekildi

Engellİler Konfederasyonu Başkanı Turhan İçli, konfederasyon olarak 4. Özürlüler Şurası’ndan çekildiklerini bildirdi.

İçli, konfederasyon üyesi bir grup engelliyle Özürlüler İdaresi Başkanlığı (ÖZİDA) önünde yaptığı basın açıklamasında, 4. Özürlüler Şurası’nın önceki günkü açılış töreninde, son derece ‘’üzücü ve utanç verici’’ bir tablo yaşandığını ifade etti. ÖZİDA Başkanı Abdullah Güven’in, ‘’Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın zaman darlığı nedeniyle bu konuşmaların iptal edildiğini’’ söylediğini anlatan İçli, Güven’e bu durumu kabul edemeyeceklerini, devlet temsilcilerinin yerine engellilerin konuşmasının daha doğru olacağını söylediğini belirtti. İçli, şurada ifade edemediği görüşleri basınla paylaşmak istediğinde, Başbakanlık korumalarınca ‘’ağzı kapatılarak, sürüklenerek, son derece hoyrat davranışlarla itilip kakılarak’’ şuranın yapıldığı otelin arka bahçesine götürüldüğünü ileri sürdü. İçli, konuşmasına izin verilseydi Özürlüler Yasası’nın uygulamasından kaynaklanan sorunları kamuoyuyla paylaşacağını kaydetti. daha sonra İçli’ye yönelik korumaların tutumu protesto edildi.

18.11.2009


 

Fahri müfettişlerden trafik kazası uyarısı

Fahrİ Trafik Müfettişleri Derneği, yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde, sürücüleri daha dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Dernekten yapılan yazılı açıklamada, trafik kazalarının, özellikle Kurban Bayramlarında artış gösterdiği belirtilerek, bayramda özel araç yerine toplu ulaşım araçlarının tercih edilmesi istendi. Trafiğin yoğun olduğu arife ve bayramın son gününde yola çıkılmasının tehlikesine dikkat çekilen açıklamada, ‘’Gece yolculuğundan uzak durulmalı, alkollü ve uykusuz yola çıkılmamalı, otoyol ve ekspres yolları kullanılmalı, hız sınırına uyulmalı, emniyet kemeri takılmalı’’ gibi uyarılara yer verildi.

18.11.2009


 

Krizde, cinayet ve intiharlar arttı

Bursa’da cenaze hizmetleri veren Raber Cenaze Hizmetleri Genel Müdürü Cengiz Çetin, yaşanan ekonomik krizle birlikte başta cinayet ve intiharlar olmak üzere ölüm oranlarında artış olduğunu söyledi.

Çetin, bunların arasında en belirgin olanlarının ise iflas eden işadamları veya maddi sıkıntılar nedeniyle bunalıma düşen insanların intiharı seçmeleri olduğunu vurguladı. Aynı zamanda krizle birlikte yaşanan maddi sıkıntıların insanları suça ittiğine dikkat çeken Çetin, bunun da cinayet olaylarını artırdığını belirtti.

18.11.2009


 

Eğitimde kalite AB ile artacak

Hitit Üniversitesi tarafından yönetilen ve Gazi Üniversitesinin de ortak olduğu AB destekli ‘’TI-SAETO Leonardo Da Vinci Yenilik Transferi Projesi’’ ile öz değerlendirme metodu kullanarak eğitimde kalitenin yükseltilmesinin amaçlandığı bildirildi.

Proje Koordinatörü Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Muharrem Tuna, yaptığı açıklamada, Hitit Üniversitesi adına hazırladığı proje ile yüksek öğretim kurumlarının eğitim ve işleyiş sisteminde mükemmele ulaşılması için kurumların akademik ve idarî alanda kendi kendini değerlendirmesinin sağlanacağını söyledi. Proje ile eğitim alanında yazılım ürünlerinin ve deneyimin geliştirilip kültürel ve bölgesel anlamda yaygınlaştırılmasının hedeflendiğini vurgulayan Doç. Dr. Tuna, Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı’nın (EFQM) Mükemmellik Modeli’nin bir öz değerlendirme aracı konumunda olan projeye Türkiye’den Gazi Üniversitesi, Almanya’dan Dortmund Teknik Üniversitesi, Belçika’dan ECLO ve Letonya’dan EuroFortis SIA’nın ortak olduğunu belirtti. Projenin temel amacının öz değerlendirme metodunu kullanarak eğitimin ve eğitim kurumlarının kalitesini yükseltmek ve bu kalitenin sürekliliğini sağlamak olduğunu anlatan Doç. Dr. Tuna, şunları kaydetti: ’’Projenin çıkış noktasını büyük ölçüde Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı’nın geliştirdiği Mükemmellik Modeli oluşturmaktadır. EFQM Mükemmellik Modeli sektör, büyüklük, yapı, ya da gelişmişlik düzeyinden bağımsız olarak kuruluşların sürdürülebilir mükemmelliğe ulaşmalarını teşvik etmek üzere bir yönetim sistemi kurmaları gereğini vurgulamaktadır. EFQM Modelini uygulayarak başarı ödülüne hak kazanan Türkiye’den Bosch, Brisa, Bilim İlaç, Eczacıbaşı Vitra ve Bosch Dizel Fabrikası gibi birkaç büyük işletme, kamu kurumu ve vakıf bulunmaktadır. Ti-Saeto projesiyle ise söz konusu mükemmellik modelinin işletme, vakıf veya kamu kurumları gibi eğitim kurumlarına da uygulanması ve eğitim kalitesinin mükemmelliğe ulaşması hedeflemektedir.’’

‘’HİTİT VE GAZİ ÜNİVERSİTELERİ TÜRKİYE’DE BİR İLKE

İMZA ATACAK’’

Önemli bir projenin mimarı olmaktan gurur duyduğunu söyleyen Doç. Dr. Tuna, ‘’TI-SAETO projesi ile yapılacak değerlendirme ile elde edilecek veriler bilgisayar ortamında analizi ve takibi ile kalitenin temeli olan sürekli gelişim ve iyileşme ilkesi yerine getirilmiş olacak. Önümüzdeki ay pilot uygulamalara başlanması planlanan proje ile Hitit ve Gazi Üniversiteleri Türkiye’de bir ilke imza atacaktır’’ dedi. Proje ile Türkiye’deki kalite kuruluşları ile entegre bir çalışma içerisine girilebileceğini, böylece Hitit Üniversitesi başta olmak üzere eğitim kurumlarının her bir biriminin öz değerlendirme yoluyla güçlü ve zayıf yönlerinin belirlenmesi ve bu konuyla ilgili stratejiler geliştirilmesi mümkün olacağına işaret eden Doç. Dr. Tuna, EFQM Mükemmellik Modelinin Hitit ve Gazi üniversitelerinde uygulanmasıyla, üniversitelerin kalite konusunda emsallerine göre daha rekabetçi olabileceğini de kaydetti. Doç. Dr. Tuna, dünyada birçok ülkede uygulanan ve hizmet sektöründe verimliliği büyük ölçüde arttıran sistemin Türkiye’de eğitimde kalitenin yükseltilmesi için kullanılacağını, sistemin kamu ve özel sektörde verimliliğin arttırılması için de uygulanabileceğine dikkat çekti.

18.11.2009


 

Kapıkule’de GDO’lu ürün denetimi sürüyor

GENETEĞİ Değiştirilmiş Organizmalı (GDO) ürünlerin ithalat, kontrol ve denetimiyle ilgili yönetmeliğin 26 Ekimde yürürlüğe girmesinin hemen ardından Kapıkule Sınır Kapısı’nda başlatılan denetimler sürüyor.

Yönetmeliğin ardından Tarım ve Köyişleri Bakanlığının 81 ilin valiliklerine 30 Ekimde gönderdiği talimat kapsamında Edirne İl Tarım Müdürlüğü Kontrol Şube Müdürlüğüne bağlı ekipler, Kapıkule Sınır Kapısı’nda, 3 noktada başlattıkları denetimlerini sürdürüyor. Daha önce ülkeye giren gıda ürünlerini TSE ve Türk Gıda Kodeksine uygunluğunu araştıran ekipler, iki haftadan bu yana mısır, soya, kanola, patates, pirinç, buğday, ayçiçeği, nohut, mercimek, tatlı patates, manyok, muz, elma, papaya, karahindiba, balkabağı, erik, domates, şeker kamışı, bebe havucu, tatlı biber, şeker pancarı, yonca, marul, sakız kabağı ve bakteri veya maya kültürleri ve bunlardan elde edilen ürünlerin GDO’lu olup olmadığını belirlemek için analiz örnekleri almaya başladı.

18.11.2009


 

Doğdukları değil doydukları yerdeler

GÜNEYDOĞU Anadolu Bölgesinin sanayi, ticaret ve ihracat merkezi konumundaki Gaziantep’te yaşayanların yüzde 30’unu başka illerde doğanlar oluşturuyor.

Gaziantep Sanayi Odasının (GSO) yayımladığı Ekovizyon Gaziantep 2009 kitabından derlenen bilgilere göre, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin cazibe merkezi konumundaki Gaziantep’te, doğum yeri başka iller olan 474 bin 211 kişi yaşıyor. Şehirde yaşayanların doğum yerlerine göre değerlendirildiği çalışmanın sonuçları, tarihî İpekyolu üzerindeki, stratejik konumu dolayısıyla tarihte değişik medeniyetlere ev sahipliği yapan Gaziantep’in, şimdilerde de doğduğu ilden ayrılıp nafakasının peşine düşen yüz binlerce kişiye ev sahipliği yaptığını ortaya koyuyor. Gaziantep’te, bu şehirde doğanlardan sonra en büyük nüfusu doğum yeri Şanlıurfa, Kilis, Kahramanmaraş ve Adıyaman olanlar oluşturuyor. Gaziantep’te doğum yeri Şanlıurfa olan 172 bin 976, Kilis olan 80 bin 47, Kahramanmaraş olan 52 bin 679 ve Adıyaman olan 48 bin 313 kişi ikamet ediyor. Gaziantep’in nüfusu, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2008 Nüfus Sayımı sonuçlarına göre 1 milyon 612 bin 223 olarak belirlenmişti.

18.11.2009


 

Hasankeyf’i kurtarma planı hazırlandı

ÇEVRE ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Hasankeyf’i yok etmeye dönük planlarının olmadığını, Ilısu Barajı’nın, Hasankeyf’i korumak için yapıldığını belirterek, ‘’Hasankeyf imar planı şu an bitti, şahane bir koruma eylem planı hazırlandı’’ dedi.

Bakanlık bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını cevaplayan Eroğlu şöyle konuştu: ’’Ilısu Barajı, Hasankeyf’i korumak için yapılıyor. Bizim Hasankeyf’i yok etmek gibi bir projemiz yok. Ben de Hasankeyf sevdalısıyım. Oraya gittim, gördüm. Oradaki tarihî eserler, Ilısu Barajı olmasa tamamen yok olur. Hasankeyf’in imar planı şu an bitti. Çok şahane bir koruma eylem planı hazırlandı. Arkeolojik kazılar yapılıyor, ayrıca tarihî ve kültürel eserlerin korunacağı alan ve muazzam bir müze kurulacak. Bütün planlar bitti ve inşaatlara başlanacak. Özellikle oraya gidip, yapılan örnek evi görün. Yaşadığı eve ve bizim yaptığımız 200 metre ötedeki yeni alanda muhteşem villalara bakarsanız, aradaki farkı görürsünüz. Biz oradaki insanları seviyoruz, hem onların hayat standardını yükseltip hem de tarihî eserleri koruyacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Sözümüzü yerine getireceğiz.’’

18.11.2009


 

Nemrut Kayak Merkezi kayakçıları bekliyor

BİTLİS İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Fevzi Taşdemir, Tatvan’a 13 kilometre uzaklıkta bulunan ve Nemrut Dağı eteklerine inşa edilen, 2 bin 550 metre uzunluğundaki Nemrut Kayak Tesisi’nin, Türkiye’nin kayak merkezi olacağını söyledi.

Taşdemir, yaptığı açıklamada, yazın kayak tesisini onarımdan geçirdiklerini ve kayakseverler için hazır hale getirdiklerini belirtti. Nemrut Kayak Tesisi’nin dünya standartlarında teknolojiye sahip olduğunu kaydeden Taşdemir, 2 bin 550 metre pist uzunluğuna sahip olan kayak merkezinin, 2’şer kişilik 300 koltuktan oluştuğunu ve saatte bin kişiyi taşıma kapasitesine sahip olduğunu dile getirdi.

18.11.2009


 

Belediye binasına silâhlı saldırı

MALATYA’NIN Battalgazi Belediyesi binasına bir kişinin pompalı tüfekle ateş açması sonucu 4 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, dün su faturasını ödemek üzere belediyeye giden Hıdır A. ile belediye personeli arasında tartışma yaşandı.

Diğer görevlilerin araya girmesi ile gerginliğin büyümesi engellendi. Hıdır A, bugün pompalı tüfekle belediyenin önüne gelerek, binanın kapı ve camlarına 8 el ateş etti. Saldırı sırasında belediye binasındaki personelden Recep Köne, Hüseyin Gelirli, Fatih Özen ve Ahmet Ulubaba, çeşitli yerlerinden yaralandı. Yaralılar ambulansla önce Malatya Devlet Hastanesi, ardından da İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’ne kaldırıldı. Hıdır Altındağ, polis tarafından gözaltına alındı. Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ın yaralıları ziyaret etmek üzere hastaneye gittiği belirtildi.

18.11.2009


 

Kayseri, Venedik gibi olacak

KAYSERİ’DE şehir merkezi dışına alınması çalışmalarına başlanan tarihî demiryolu güzergâhının yerinde ili Venedik gibi yapacak kanal projesi hayata geçirilecek.

Büyükşehir Belediyesi ve Kocasinan ilçe Belediyesi tarafından uzun süredir üzerinde çalışılan demiryolu hattının şehir merkezi dışına alınması projesi uygulanmaya başlandı. Kocasinan Belediye Başkanı Bekir Yıldız, Devlet Demir Yolları (TCDD) Genel Müdürlüğü’nün hattın yerinin değiştirilmesi işini ihale ile verdiği firmanın çalışmalara başladığını bildirdi. Başkan Yıldız, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin ‘’uçuk’’ proje olarak nitelendirdiği şehir merkezinden kanal içinde su geçirme planının da ilerleyen yıllarda demiryolu hattı projesinin devamında hayata geçirileceğini kaydetti. Şehir merkezinden dolaştırılması planlanan su kanalının hem demiryolu hattını hem de Sarımsaklı suyu güzergahını takip edeceğini ifade eden Yıldız, ayrıca Kızılırmak’tan da ayrı bir güzergâhtan kanallar ile şehir merkezine su getirileceğini sözlerine ekledi.

18.11.2009


 

Büyükşehir Belediyesi’ne 110 bin TL’lik icra takibi

SAKARYA Büyükşehir Belediyesi’ne 110 bin TL’lik borcu dolayısıyla icra takibine gelen alacaklı avukatları, borcun 3 taksitte ödeneceği taahhüt edilince hacizden vazgeçti.

Edinilen bilgiye göre, Büyükşehir Belediyesi geçen yıl 168 bin TL’lik çevre düzenlemesi yaptırdığı Global Park ve Çevre Tasarım İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne 95 bin TL’lik alacağını ödemeyince Bakırköy 7. İcra Müdürlüğü’nce icra takibi başlatıldı. Firma avukatları ve icra memuru, masraflar ve faiziyle birlikte 110 bin TL’yi bulan alacak için haciz işlemi yapmak üzere belediyeye geldi. Belediye ilgilileriyle yapılan görüşmede, borcun 3 taksitte ödeneceği taahhüdünü alan firma avukatları, haciz işlemi uygulamaktan vazgeçti. Avukat Ufuk Uzunoğlu, yaptığı açıklamada, temsil ettiği firmanın 95 bin TL’lik alacağının ödenmemesi üzerine Bakırköy 7. İcra Müdürlüğü’nce haciz işlemi başlattıklarını ifade ederek, ‘’Belediye yetkilileri ile anlaşma sağlandı. Bugün bize 5 bin TL’lik ödeme yaptılar. Aralık ayında 35 bin, ocak ayında 40 bin TL ve Şubat ayında da 30 bin TL ödeme yapılacak. Anlaşma sağlandı, sorun giderildi’’ diye konuştu.

18.11.2009


 

İslâm bilime öncü oldu

DünyanIn önde gelen İslâm Bilim Tarihi Uzmanı Prof. Dr. Fuat Sezgin, insanlığın Rönesans ninnileri ile büyüdüğünü, kendilerine Müslümanların dünyayı öküzün boynuzunda sandığının öğretildiğini belirterek, ‘’Halbuki Müslümanlar 10. yüzyılda göğün ve yerin eğiminin sabit mi değişken mi olduğunu hesaplamak için rasathane kurdu’’ dedi.

Prof. Dr. Sezgin, Boyut Yayınları tarafından yayımlanan ‘’İslâm Uygarlığında Astronomi, Coğrafya ve Denizcilik’’ eserinin, Gülhane Parkı’nda kendisinin de kurucularından olduğu İslâm ve Teknoloji Tarihi Müzesi’ndeki tanıtım toplantısında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Müslüman bilim adamlarının 9-16. yüzyıllar arasında, diğer kültürlerden alıp geliştirdiği ve kendilerinin icat ettiği alet ve düzenekler üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan, 1982’de Frankfurt’ta Goethe Üniversitesi’ne bağlı Arap-İslâm Bilimleri Tarihi Enstitüsü ve 1983’de buranın müzesini kuran Prof. Sezgin, bilimler tarihini bütün insanlığın müşterek mirası kabul ettiğini, bilim tarihindeki eksik halkalardan birini yerine koymak için çalıştığını ifade etti. Rönesans’ı doğrudan Orta Çağa bağlayan yanlış düşünceyle oluşan boşluklara dikkati çeken Prof. Dr. Sezgin, Avrupa’yı Rönesans’a İslâm bilim kültür çevresinden bir alma ve özümsenme döneminin hazırladığını, Avrupa’daki üretkenliğe zemin oluşturan, kendisinin de İslâm dünyasında 9-16. yüzyıl arasında gösterilen bu başarıyı eserleriyle ortaya koymak istediğini dile getirdi. Avrupa’da İslâm kültürünün başarılarını yok sayma ve reddetmenin büyük ölçüde yaygın olduğa işaret eden Prof. Dr. Sezgin, şöyle konuştu: ‘’Avrupalılar 10. yüzyıldan itibaren Müslüman bilim adamlarının eserlerini Latinceye çevirmeye başladılar. Bu çalışmalar İspanya üzerinden Fransa ve İngiltere rotasını takip etti. Arapça bilen Yahudi tanıdıklarına önce İbraniceye oradan da Latinceye çevirtiyorlardı. Bu alma ve asimilasyon süreci 500 yıl sürdü. Bu sürede hangi kitapların tercüme edildiği biliniyor. Avrupalılar 16. yüzyıldan sonra üretken olmaya başladılar. Bu yüzde yüz bir realitedir.’’

“RÖNESANS NİNNİLERİYLE BÜYÜDÜK”

Günümüz insanının İslâm kültür ve bilim tarihinden haberdar olmadığını, Rönesans tanımlamalarının sarsılmadan varlığını sürdürdüğüne işaret eden Prof. Dr. Sezgin, ‘’Siz de benim gibi Rönesans ninnileri ile büyüdünüz. ‘Müslümanlar dünyayı öküzün boynuzunda sanıyordu’ diye öğretildi. Halbuki Müslümanlar 10. yüzyılda göğün ve yerin eğiminin sabit mi değişken mi olduğunu hesaplamak için rasathane kurdu’’ şeklinde konuştu. Prof. Dr. Sezgin, Gülhane Parkı’nda kendisinin de kurucularından olduğu İslâm ve Teknoloji Tarihi Müzesi’nin bu gerçek dışı tarihsel bakışı düzelteceğini ümit ettiğini dile getirdi. Türkiye ve yurt dışında müzenin tanıtımı için çok az şey yapıldığını belirten Prof. Dr. Sezgin, ‘’Müzenin Türkiye’de tanıtımı için hemen hemen hiçbir şey yapılmadı’’ serzenişinde bulundu.

20. YÜZYIL SEVİYESİNİ BİZ 10. YÜZYILDA

BULDUK

HayatInI adadığı araştırmaları sonucu matematik coğrafya tarihinin Avrupalılar tarafından bugüne kadar yazılmadığını dile getiren Prof. Dr. Sezgin, kaynakların yüzde 20’sinin Yunan, Hint ve modern Avrupa’ya yüzde 80’inin ise Müslümanlara dayandığına dikkati çekti. Avrupalıların elinde 18. yüzyıla kadar İslâm dünyasındaki enlem boylam haritalarının olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sezgin, ‘’Matematik coğrafya Müslümanların işi. Biruni, matematik coğrafyayı müstakil bir bilim olarak kurdu’’ dedi. Beşerî coğrafya alanında ise İslâm bilgini Makdisi’yi örnek gösteren Prof. Dr. Sezgin, ‘’Müslümanlar 10. yüzyılda beşerî coğrafyanın en yüksek noktasına ulaştı. 20. yüzyıl seviyesini biz 10. yüzyılda bulduk’’ diye konuştu.

18.11.2009


 

Atlantis yörüngeye oturdu

Florİda’dakİ Kennedy Uzay Merkezi’nden fırlatılan uzay mekiği Atlantis, 8.5 dakika içinde yörüngeye yerleşti.

Yapım halindeki Uluslararası Uzay İstasyonu’na parça taşıyan ve 6 astronotun bulunduğu mekik, 11 gün görev yapacak. Mekik, uzay istasyonuna yarın ulaşacak. NASA, uzay istasyonuna pompa, tank, jiroskop ve benzeri büyük hacimli eşyayı gelecek birkaç mekik seferiyle depolamayı amaçlıyor. Diğer uzay araçları bu cihazları taşıma kapasitesine sahip değiller.

18.11.2009


 

Günde bir elma iyi gelir

Isparta Ticaret Borsası Başkanı Ahmet Adar, elmanın tanıtımı için ‘’Günde Bir Elma İyi Gelir’’ kampanyası başlattıklarını bildirdi.

Adar, yaptığı açıklamada, elmanın Isparta için çok önemli olduğunu ve yılda 550-600 bin ton elma üretiminin yapıldığını hatırlattı. Isparta elmasının markalaşmasına ve daha iyi tanınmasına imkân sağlamak için ‘’Günde bir elma kalbe, şekere, kolesterole, mideye, moral ve motivasyona iyi gelir’’ kampanyası başlattıklarını belirten Adar, amaçlarının elma satışını arttırmak ve elmanın sağlığa faydalarını kamuoyuna duyurmak olduğunu kaydetti. Kampanya için Isparta Valisi Ali Haydar Öner başta olmak üzere bütün sivil toplum kuruluşlardan ve Ispartalılardan destek beklediklerini söyleyen Adar, bu kampanyanın yankı duyacağına inandıklarını vurguladı.

18.11.2009


 

Plâstik kapta yoğurt mayalamayın

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Başkanı Prof. Dr. İsmail Gümrükçüoğlu, yoğurt yapmak için kaynatılan sütün plâstik kapların içine konulması halinde plâstiğin çözünerek bir kısmının süte geçtiğini söyledi.

Gümrükçüoğlu, yaptığı açıklamada, sağlık açısından plâstik kaplarda yoğurt mayalanmaması tavsiyesinde bulundu. Plâstiğin bileşiğindeki kimyasal maddelerin insan sağlığına zarar verdiğini, bu maddelerin gıdalara geçmemesi gerektiğini bildiren Gümrükçüoğlu, özellikle yüksek ısıda plâstiğin çözündüğünü, halk arasında buna ‘’erime’’ dendiğini ifade etti. Plâstik kaplarda mayalanan yoğurdun sağlıklı olmadığının altını çizen Prof. Dr. Gümrükçüoğlu, şu uyarılarda bulundu: ‘’Yoğurt mayalıyoruz, kaynatıp sütü içine döküyoruz. İçine döktüğümüz süt 100 santigrat derecededir, kaynayan su demektir. 100 santigratta plâstik malzemenin bir kısmı çözünür, sütün içine geçer. Yoğurdun içindeki asit ise daha fazla plâstik malzemenin üretildiği maddeleri de eriterek, çözüyor ve bu da yoğurdun içine geçiyor. Yoğurtta bu daha kolay çözülür. O bakımdan kesinlikle yoğurt mayalamak için plâstik malzeme kullanılmamalı.’’ Renkli poşetlerin de sağlık açısından zararlı olduğunu belirten Prof. Dr. Gümrükçüoğlu, özellikle siyah poşetlere yiyecek konulmaması uyarısında bulundu. Gümrükçüğlu, plastiğin kalitesiz oluşunun kötü kokusundan ve ıslak bir mendille silindiğinde mendile boya vermesinden anlaşılabildiğini de vurguladı.

18.11.2009


 

Dayakçı erkeklere fişleme

Bİrleşİk Krallık’ta, dayakçı erkeklerin kayıt altına alınması ve gelecekteki eşlerinin, bu erkeklerin aile içi şiddet geçmişi konusunda bilgilendirilmesi planlanıyor.

Daily Mail’in haberine göre plan, kadınların birlikte olduğu erkeğin şiddete meyilli olup olmadığını bilme hakkından hareketle Polis Komiserleri Birliği tarafından hazırlandı. Tartışmalı planda, 25 bin şüpheli ve mahkûm olmuş dayakçı erkeğin kayda geçirilmesi düşünülüyor. Kayıt altındaki, şiddetten suçlu bulunmuş bir erkek serbest kalırsa polisin söz konusu bilgiyi kadına iletmesi planlanıyor. Veya, kadının beraber olduğu erkeğin geçmişi hakkında bilgi sorma hakkının bulunması öngörülüyor. Planı hazırlayanlar, dayakçı erkeğin bir sonraki potansiyel kurbanının, birlikte olduğu kişinin şiddet eğilimi hakkında bilgi sahibi olması gerektiğini belirtiyorlar. Erkeklerin kadına karşı şiddet uygulayanlar listesine, bir aile içi şiddet suçlamasından sonra hemen otomatik olarak alınmayacağı vurgulanarak, bu konudaki tereddütlere cevap veriliyor. Planı hazırlayanlar, erkeklerin haksız yere suçlanması endişelerine karşı, planda bireysel özgürlüklerle kadını koruma ihtiyacının dengeleneceğini belirttiler. Polis Komiserleri Birliğinin bu konudaki raporunda, eşlerini intihara sürükleyen dayakçı erkeklerin de cinayetten yargılanması öneriliyor.

18.11.2009


 

3G ile telefon satışları patladı

Türkİye’de bireysel olarak yurt dışından getirilen mobil cihaz sayısı, Üçüncü Nesil Mobil İletişim Sistemlerinin (3G) devreye girdiği Temmuz ayında yaklaşık yüzde 130 artış gösterdi.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu verilerinden alınan bilgiye göre, Türkiye’de Haziran 2009’da yurt dışından bireysel olarak 47 bin cihaz getirilirken, bu rakam Temmuzda 108 bin oldu. Bireysel ithalat yolu ile getirilerek kayıt altına alınan cep telefonu sayısında özellikle Temmuz ayında büyük artış yaşandı. Bu şekilde kayıt başvurusunda bulunulan cep telefonu sayısı, bu yılın Mayıs ayında yaklaşık 36 binken, Haziranda 47 bin, Temmuzda 108 bin 768, Ağustosta 75 bin 840 oldu. İthalatçı kayıtlarının büyük çoğunluğunun özellikle Haziran ve Temmuz'da gerçekleşmesi de 3G’nin pazara getirdiği olumlu etkiyi ortaya koydu. Ancak aynı dönemde ithalatçı başvurularında da artış yaşanmasına rağmen, kriz sebebiyle toplam mobil cihaz ithalatında düşüş yaşandı. 2007’de 15 milyon 881 bin 96 mobil cihaz IMEI numarası kayıt altına alınırken, bu sayı 2008’de yaklaşık bir milyonluk artışla 16 milyon 623 bin 456’ya yükseldi. Bu yıl Eylül sonu itibarıyla toplam kayıt başvurusu yapılan cep telefonu sayısı 10 milyon 447 bin 710’a düştü. Bu yılın ilk ayında ithalatçı başvurusu ile sadece 541 bin ithal cihazın IMEI kaydı yapılırken Haziran’da bu sayı, 2 milyon 211 bin 163’e, Temmuzda 1 milyon 521 bin 920’ye çıktı.

18.11.2009


 

Kalp hastalarına “meditasyon” teklifi

MüslümanlarIn günde beş vakit namaz kılarak dünya işlerinin stres ve baskısından sıyrılıp Rabbiyle buluşmasında zaten otomatik olarak yerine getirdiği bir nev'î “meditasyonun”, kalp hastalarındaki ölüm riskini azalttığı belirtildi.

American Heart Association’ın toplantısında konuyla ilgili araştırmaları hakkında bilgi veren Amerikalı uzmanlar, 201 kişi üzerinde yapılan 9 yıllık araştırmanın, kalp hastalıklarının yol açtığı ölümlerin, kalp krizlerinin ve inmelerin yüzde 47 oranında azaldığına işaret ettiğini söyledi. Wisconsin’deki Medical College ile Maharishi Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada, ortalama yaşı 59 olan 201 kişiden “meditasyon” yapmalarının veya hayat tarzlarını değiştirmelerinin istendiği, “meditasyon” yapan grubun günde iki kez 20’şer dakikasını buna ayırdığı belirtildi. Sonuç olarak “meditasyonun” hem ölüm oranını azalttığı, hem de kan basıncını önemli ölçüde düşürdüğünü ileri süren uzmanlardan Robert Schneider, uygulamanın psikolojik açıdan faydalarının da unutulmaması gerektiğini hatırlattı. Schneider, stresi azaltan bu uygulamanın, kalp krizi, felç ve kalp hastalıklarından kaynaklanan ölüm oranlarını da aşağıya çektiğinin ilk kez tıbbi bir araştırmayla doğrulandığını söyledi.

18.11.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.