Güncel |
“Darbeci medya” ile demokrasi engellendi |
Kamuoyu medya tarafından hazırlanarak darbe ortamı oluşturulmuştur“ dedi.
Basın, resmî ideolojinin propaganda aracı oldu
UluslararasI Medya Sempozyumunda konuşan gazetemiz genel yayın müdürü Kâzım Güleçyüz, medyanın yıllarca propaganda aracı olarak kullanıldığını, son dönemde ise bu yaklaşımın değiştiğini söyledi. Bağcılar Belediyesi ve Basın Yayın Birliği’nin birlikte düzenlediği “Babıâli’den Bağcılar’a, Küreselden Yerele” konulu Uluslararası Medya sempozyumu tamamlandı. 3 gün süren programda, Türkiye’den ve dünyadan birçok konuk ağırlandı. “Babıali’den Plazalara Medyada İlişkiler” oturumunda konuşan gazetemiz genel yayın müdürü Kâzım Güleçyüz, medyanın devletle ve toplumla ilişkisini anlattı. Osmanlı’da gazetelerin batıdan gelen fikir ve akımları aktaran bir araç olarak kullanıldığını, oysa Doğu ve Batı’nın farklı yapılara sahip olduklarını söyleyen Güleçyüz, Bediüzzaman’ın 100 yıl önce buna dikkat çektiğini hatırlattı. Güleçyüz, Said Nursî’nin gazetecilere yönelik tavsiyelerini, onun “Edibler edebli olmalı; hem de edeb-i İslâmiye ile müteeddib olmalı. Ve onların sözleri, kalb-i umumî-i müşterek-i milletten, bitarafane çıkmalı. Ve matbuat nizamnamesini, vicdanınızdaki hiss-i diyanet ve niyet-i hâlisa tanzim etmeli” sözleriyle aktardı.
MEDYA DARBEYE ORTAM HAZIRLANDI
TEK partili dönemde gazetelerin resmî ideolojinin propagandisti olarak çalıştıklarını belirten Güleçyüz, çok partili sisteme geçildikten sonra da bu durumda fazla bir değişiklik olmadığını kaydetti. Güleçyüz, “Son dönemde ortaya çıkan Ergenekon gibi dâvâlarda daha ayrıntılı şekilde gördüğümüz gibi Türkiye’de yaşanan darbeler, müdahaleler medya kullanılarak yapılmıştır. Kamuoyu medya tarafından hazırlanarak darbe ortamı oluşturulmuştur ve aynı medya, darbelerden sonra da darbe şakşakçılığı yapmıştır“ dedi. Son dönemde medyanın nisbeten daha demokratik ve dengeli bir yapıya kavuşmaya başladığını ifade eden Güleçyüz, şöyle konuştu; “Basın artık resmî ideolojinin propagandisti olarak çalışan bir yapılanmadan yavaş yavaş uzaklaşıyor. Nisbeten de olsa demokrasiye sahip çıkan, toplumun taleplerine kulak vermeye başlayan bir yapı oluşuyor. Farklı fikirlerin özgürce ve eşit bir şekilde ifade edildiği, çok sesli bir yapıya doğru gidiliyor. Bu sürecin sağlıklı olarak ilerlemesi gerekiyor.” Medyanın yeni halinin sorgulandığı sempozyumda, Güleçyüz, küreselleşmenin hem olumlu, hem de olumsuz tarafları olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin kendi iç dinamikleriyle yapamadığı demokratik gelişmelerin, Avrupa Birliği standartlarına uyma sürecinde kısmen de olsa gerçekleşmesini olumlu olarak değerlendiren Güleçyüz, küreselleşmenin olumsuz yanının ise, ahlâkî ve manevî değerlerimizle çelişen etkilerinde kendisini gösterdiğini vurguladı.
KÜRESELLEŞME BAĞIMSIZLIK GETİRMEDİ
Küreselden Yerele Uluslararası Medya Sempozyumu’nun sonuç bildirisinde, globalleşen dünyada önemli küresel olaylarda medyanın taraf olduğu ifade edildi. Dünyaca tanınmış medya kuruluşlarından ünlü isimler, akademisyenler, araştırmacılar ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin katıldığı Küreselden Sempozyumun ardından 6 başlık altında bir sonuç bildirisi yayınlandı. Buna göre, dünyadan haber alma imkânlarının küreselleşme sayesinde mümkün olduğu ancak yerel ve ulusal medya farkının ortadan kaldırılamadığı belirtildi. Küreselleşmenin medyaya bağımsızlık getiremediği ifade edilirken, bu durumun medya üzerindeki baskıları da azaltamadığı kaydedildi. Küreselleşen medyanın en önemli işaretinin eleştiri olduğunun belirtildiği sonuç bildirisinde, “Medyanın küresel medya olarak tanımlanabilmesi için eleştiri gücünü koruması gerekir. Medyada küreselleşmenin dünyanın her yanından haber almayı kolaylaştırdı ancak buna rağmen insan duyarlılığını azalttı” denildi. Popülaritesi olmayan bölgelerden gelen haberlerin dünya gündeminde yeterince karşılık bulmadığı belirtildi. Afrika’dan gelen haberlerin Türkiye ve dünya gündeminde yeterince akis bulamadığı ifade edildi. Küreselleşme ve teknolojinin gazetecilik mesleği icra etme biçimini değiştirdiğine değinilirken, “İnternetin yaygınlaşması, blogların artmasıyla pek çok kişi haber vermeye başladı. Artık sıradan insanlar dahi gazetecilik yapıyor. Vatandaş gazeteciliğinde güvenirlik, kalite ve bağımsızlık konularının da tartışılması gerekiyor. Globalleşen dünyada önemli küresel olaylarda medya taraf oluyor. Bu durumda gazetecinin hem kişisel olarak hem de ülke politikasını göz ardı edemiyor” ifadelerine yer verildi.
GAZETECİLER HALKTAN KOPTU
TÜRKİYE Gazetesi Genel Yayın Müdürü Nuh Albayrak Babıâli’den plazalara taşınan gazetelerin kamplaşmalara sebep olduğunu söyledi. Gazetelerin plazalara gelmesinin gazetecilerin arasındaki dostluk ilişkilerini kötü yönde et-kilediğini belirten Albayrak, medya yöneticilerinin gittikçe halktan koptuğunu ifade etti. Milli Gazete köşe yazarı Ekrem Kızıltaş da “Türkiye’de gazeteler çok satmak ister. Çok satmazsan güç sahibi olamazsın, güçlü olamazsan çarkı döndüremezsin anlayışı var” diyerek gazetelerin yayın politikalarını eleştirdi. Kızıltaş, gazete binalarının plazalara taşınmasıyla gazetecilik anlayışının değiştiğini ve meslektaşlarının kendilerini fildişi kulelerde gördüklerini söyledi. |
ELİF NUR KURTOĞLU / İSTANBUL 14.12.2010 |
ENDİŞE VE TEPKİYE YOL AÇTI |
İNTERNETTE SİLÂH REKLAMI
Aynı tasarıda, silâh almak için tam teşekküllü hastaneden heyet raporu alma şartının kaldırılması, eski sabıkalılara silâh izni verilmesi ve internette silâh reklamı yolunun açılması da tepkiyle karşılanan düzenlemeler arasında yer alıyor.
VAHİM SONUÇLAR DOĞURUR
Toplumdaki gerilimlerin sıklıkla kavga ve çatışmaya dönüştüğü bir ülkede ölçüsüz bir silâhlanmanın önünü açan bu tasarı yasalaşırsa çok vahim sonuçlar doğacağı belirtilerek, buna izin verilmemesi ve tasarının derhal geri çekilmesi isteniyor.
Tehlİkelİ tasarI
Yenİ Silah Kanunu Tasarısı, yılda 4 bin kişinin ateşli silâhlarla öldürüldüğü ülkemizde silâh taşıma yaşını 18’e indirecek. Tasarıyla, isteyen 5 silâh bulundurma ruhsatı alabilecek, internette silâh reklamı serbest olacak. TBMM Silâh Alt Komisyonu 4 Ağustos 2009’dan itibaren tasarıyı görüşüyor. Tasarı, silâh ruhsatı alımını kolaylaştıran bazı yeni düzenlemeler içeriyor. Sivil toplum kuruluşlarının karşı çıkmasına rağmen, milletvekillerinin önerisiyle tasarıda inanılmaz değişiklikler yapıldı. Tasarı Meclis’ten geçerse silâh bulundurma yaşını 18’e indirilecek. İsteyen beş silah ruhsatı alabilecek, bu silâhların ikisini de üstünde taşıyabilecek. Ayrıca, silâh almak için artık tam teşekküllü hastaneden heyet raporu da gerekmeyecek. Eski sabıkalılara silâhlanma izni verilecek. İnternette de silâh reklamı yapılabilecek. Bu düzenlemelerin silâh satıcıları dışında kime ne yararı olacağına dair ise hiç kimsenin bir fikri yok.
İNGİLTEREDE SİLÂHLANMA YASAK
Oysa, Batı’da durum tamamen farklı. Söz gelişi, İngiltere’de bireysel silahlanmaya kesinlikle izin yok. Avcı ve atış kulüplerine üye olanların av tüfeği sahibi olmak için ise zorlu bir süreci katetmeleri gerekiyor. Fransa’da sadece savunma amacıyla ateşli silâh bulundurma ruhsatı talep edilebiliyor. Ruhsat talep edenin ciddî biçimde tehlikede olması gerekiyor. Yunanistan’da ruhsat isteyenin ruhsal durumunun silah taşımaya uygun olduğuna dair doktor raporu şart. Belçika’da ise atış külübüne üye değilseniz silah almayı aklınızdan bile geçirmeyin. Tabiî her üye olana da silâh yok. Bütün bunlara rağmen Türkiye’de silâh alma, bulundurma ve taşımanın TBMM tarafından teşvik edilmesi tepki çekiyor.
YILDA 4 BİN KİŞİ ÖLÜYOR
Umut Vakfı’nın 2009 rakamlarına göre, Türkiye’de yılda dört bine yakın kişi ateşli silâhlarla ölüyor, 700 kişi de yaralanıyor. Cinayetlerin yüzde 60’ında ateşli silâh kullanılıyor. Her 10 kişiden birinde ve her üç evden birinde ateşli silâh mevcut. Silâha kolay ulaşılabilir olması cinayet, intihar gibi olayların en önemli nedeni. Evde silâh bulunması ev halkından birinin cinayet, intihar, kaza gibi sebeplerle ölmesi riskini yüzde 41 artırıyor. Tartışma, kıskançlık, namus gibi önceden tasarlanmamış olaylarda silâh kullanımı yüzde 90 gibi yüksek bir orana sahip.
DEDEMAN: GENÇLİK İŞTAH KABARTIYOR
Bİreysel silâhlanmayla mücadele eden Umut Vakfı Başkanı Nazire Dedeman, Türkiye’nin genç nüfusunun silâh sektörünün iştahını kabarttığını belirterek, “Bu kadar genç yaşta tüfekle tanışmak topluma ne gibi yarar sağlayacak çok merak ediyorum. Silâh şiddetin en uç noktadaki göstergesi. Şiddet göstergelerini çoğaltıp uzlaşmayı nasıl arttırırsınız bunu benim aklım almıyor. Kanunlar suçu önlemek üzere yapılmalıdır. Suç işlendikten sonra takibini kolaylaştırmak için değil” dedi.
Usulsüz silâh ruhsatı veren şebeke adliyede
Usulsüz ve sahte belgelerle silah taşıma ve bulundurma ruhsatı alma, yetkisi olmayan kişileri şirket sahibi ve yöneticisi göstererek ruhsat temin etme iddiasıyla 62 kişi adliyeye sevk edildi. İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Maltepe İdealtepe’de 04 Ekim 2009 tarihinde Nesim Özbek’in öldürülmesi olayına ilişkin yürütülen soruşturma çerçevesinde, sahte belgelerle, silâh taşıma ve bulundurma ruhsatı alma yetkisi olmayan kişileri, kurdukları şirketlerde şirket sahibi ve yöneticisi gibi göstererek ruhsat temin ettiği anlaşılan bir gruba yönelik çalışma başlatıldı. Grup üyelerine yönelik eş zamanlı operasyonlarda, suç örgütü lideri Lokman A. ile 14 kamu çalışanın aralarında bulunduğu 62 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerin üzerlerinde ve bulundukları adresler ile suç örgütünün Avcılar’da bulunan deposunda yapılan aramalarda, 32 ruhsatsız tabanca, ruhsat tarihi geçmiş, sahte ruhsatlı usulsüz şekilde alındığı değerlendirilen 271 tabanca, 11 yivli tüfek, 150 fişek, 350 silâh ruhsatı, 15 senet, 5 hard disk, bir diz üstü bilgisayar, 2 sahte kimlik ile bir miktar uyuşturucu madde ele geçirildi. Şüphelilerin, sahte belgelerle, silâh taşıma ve bulundurma ruhsatı alma yetkisi olmayan kişilere hastaneler aracılığı ile sahte usulsüz sağlık raporları düzenlettirerek, kurdukları 18 ayrı şirkete, şirket sahibi veya yönetici göstererek 15 bin ile 50 bin ABD doları karşılığında ruhsat temin ettikleri ifade edildi. Emniyette işlemleri tamamlanan şüpheliler, Büyükçekmece Adliyesine sevk edildiler. |
14.12.2010 |
Kar, okulları ve yolları kapattı |
Kar yolları kapadı, okullar tatil edildi
YURDUN büyük bir bölümünde hafta sonundan itibaren görülen yoğun kar yağışı Bursa’da 40, Balıkesir’de 36, Kayseri’de 51, Malatya’da 22, Bartın’da 10, Karabük’te 35, Hakkari’de 24 köy ve 60 mezra yolunun ulaşıma kapanmasına sebep oldu. Samsun, Sinop, Ordu ve Amasya’nın yüksek ve iç kesimlerinde kar yağışı ve soğuk hava günlük hayatı olumsuz etkilerken, bölgede halen 630 köy yolu ulaşıma kapalı bulunuyor, bazı okullarda elverişsiz hava şartları sebebiyle eğitime ara verildi. Niğde’de kar yağışı sebebiyle ilk ve orta dereceli okullarda eğitime dün bir günlük ara verildi. Mersin’in Gülnar ilçesinde de yoğun kar yağışı sebebiyle yayla köylerinden yapılan taşımalı eğitime bir gün ara verildi. Yoğun kar yağışı sebebiyle Konya’nın yedi ilçesinde de ilk ve orta dereceli okullar bir gün tatil edildi. |
14.12.2010 |
Eğitimciler Genel Kurulunu yaptı |
Demokrat Eğitimciler Derneği, (DED) 1. Olağan Genel Kurulu’nu Pazar günü İstanbul Fatih’teki genel merkezinde gerçekleştirdi. Başkan Naci Tepir, yaptığı kısa açılış konuşmasında, Eğit-Bir ruhunu tekrar canlandırmak amacıyla derneğin 15 Haziran 2010 tarihinde resmen faaliyete geçtiğini hatırlattı. Hıdır Baybara’nın Aşr-ı Şerif okumasının ardından Mustafa Güreldi Başkanlığında oluşturulan Divan Kurulu gözetiminde Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu seçimlerine geçildi. Açık oylama usulü yapılan seçim sonucu, Yönetim Kurulu: Naci Tepir, Hanifi Örnek, Mustafa Güreldi, Hıdır Baybara, İsmetullah Güler, Ahmet İlhan, İ. Hakkı Avcı, Necati Yılmaz, Mehmet İşcan, Niyazi Yılmaz ve Üzeyir Memişbey’den oluştu. Denetleme Kuruluna ise yine oybirliği ile Sait Olcay, İlhami Kaçkar ve Ernail Kantar seçildi. Ardından Başkan Naci Tepir, derneğin kurulduğu günden bu yana gerçekleştirdikleri ile önümüzdeki dönem için yapılması planan faaliyetler hakkında bir konuşma yaptı. Tepir, ‘www.demokrategitimciler.org’ adlı internet sitesinin faaliyete geçtiğini belirterek, bundan sonraki dönemde, panel, eğitim sayfası, dergi, eğitim danışma hattı, özel okul ve yurtdışı projeleri olduğunu sözlerine ekledi. Yönetim Kurulu Raporlarının görüşülmesi ve yönetimin ibrasının ardından Yönetim Kurulunun hazırladığı bütçe oybirliği ile kabul edildi. Genel Kurulu, katılımcıların dilek ve temennilerini dile getirdiği bölümle sona erdi. İ |
14.12.2010 |
Meclis’e gıda güvenliği belgesi |
TBMM, TS EN ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi Belgesi aldı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, belgenin büyütülmüş halini TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’e sundu. Meclisin Gıda Güvenliği Yönetim Belgesi almaya hak kazanması dolayısıyla tören düzenlendi. TBMM Başkanı Şahin, Meclisteki törende yaptığı konuşmada, belgenin zorlu bir çalışma döneminin ardından elde edilebildiğini ifade etti. Meclisin, millet iradesinin tecelli ettiği yer olduğunu vurgulayan Şahin, ‘’Meclis, reform niteliğindeki yasal düzenlemelerle yeniliğin öncüsü olmuştur ve değişimin de öncüsü olmaya devam etmektedir. Meclis, bu çalışmaları yaparken kurumsal yapısını da geliştirmeye çalışmıştır’’ diye konuştu. |
14.12.2010 |
Gaspçılara suç üstü |
İstanbul’da gasp olaylarına karıştıkları öne sürülen 10 kişi gözaltına alındı. Alınan bilgiye göre, Fatih Çemberlitaş Mollafenari Mahallesi Kürkçüler Kapısı Sokak’taki bir kuyumcu atölyesine hırsızlık amacıyla maskeli ve ellerinde çanta olarak giren İdris E. ve Adem K, Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ekiplerinin takibi sonucu atölyede suçüstü yakalandı. Yapılan çalışma sonucu, İdris E. ile Adem K’nın, Beyoğlu’nda bir kuyumcu kuryesinden 250 bin TL ile Güngören’de bir kuyumcudan silah tehdidiyle 600 gram altın gasbı olaylarına karıştıkları anlaşılan bir suç örgütü üyesi oldukları belirlendi. Çalışmaların devamında, suç örgütünün elebaşı konumundaki Gökhan K. ile Zühtü T’nin de aralarında bulunduğu 8 kişi daha gözaltına alındı. Şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildiler. |
14.12.2010 |
7 kilo altın çaldılar |
Sultanbeylİ’de bir kuyumcuya gelen silahlı ve kar maskeli 2 kişi, yaklaşık 7 kilo ağırlığındaki altın ve ziynet eşyasını alarak kaçtı. Alınan bilgiye göre, Fatih Bulvarı 214 numarada bulunan ‘’Doğu Kuyumculuk’’a sabah saatlerinde gelen kar maskeli ve silahlı 2 kişi, içerideki görevliyi etkisiz hale getirdi. Yaklaşık 7 kilogram altın ve ziynet eşyasını aldıktan alan soyguncular, yaya olarak değişik yönlere kaçtı. Soyguncuların yakalanması için polisin başlattığı soruşturma sürüyor. |
14.12.2010 |
8 kaçak yakalandı |
Erzİncan’da, yasa dışı yollardan yurda giriş yaptıkları belirlenen 8 kaçak yakalandı. Edinilen bilgiye göre, Üzümlü İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince, Erzincan-Erzurum karayolu Avcılar köyü mevkisinde, bir yolcu otobüsünde yapılan aramada, yasa dışı yollardan yurda giriş yaptıkları belirlenen 7’si Pakistan, 1’i Afganistan uyruklu toplam 8 kaçak yakalandı. Gözaltına alınan kaçaklar, Erzincan Devlet Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra sınır dışı edilmek üzere Erzincan Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüğüne teslim edildi. |
14.12.2010 |
Yoksulluk AB’yi tehdit ediyor |
AB’de küresel krizle birlikte hızla artışa geçen yoksulluğun, nüfusun dörtte birine yakınını tehdit ettiği açıklandı. AB istatistik kurumu Eurostat’ın verilerine göre, 500 milyon nüfuslu AB’de 81,5 milyon kişi yoksulluk seviyesinin altında gelire sahip durumda. Bir başka kritere göre, 42 milyon kişi temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor. 34 milyon kişi de yetişkinlerin iş piyasasına hiç dahil olmadığı ya da çok az çalıştığı ailelerde yaşıyor. AB’de söz konusu yoksulluk kriterlerinin hepsini karşılayan nüfus 7 milyon, en az birine düşen nüfus toplamı 116 milyona ulaşıyor. AB’de yoksuluk riski altında yaşayanların oranı Bulgaristan’da yüzde 45, Romanya’da yüzde 44, Letonya’da yüzde 34 ve Polonya’da yüzde 31’i buluyor. |
14.12.2010 |
AKP İzmir yönetimi istifa etti |
AKP İzmir İl Başkanı Ömür Kabak ile asil ve yedek il yönetim kurulu üyeleri istifa etti. AKP Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, İl Başkanlığındaki basın toplantısında, halk oylaması öncesi AKP İzmir İl Başkanı Kabak’ın ‘’kent genelinde ‘evet’ oylarının ‘hayır’ oylarından az olması durumunda istifa edeceğini’’ söylediğini, halk oylamasından sonra da bu sözün gündemden düşmediğini belirtti. Genel Merkez olarak ‘’istifayı yeni heyecana, sinerjiye dönüştürme’’ kararı aldıklarını bildiren Erdem, ‘’Bu kararı kolay vermedik. Şimdi yaptığımız değerlendirme sonucunu İl Başkanımızla paylaştık. İl Başkanı Ömür Kabak halk oylaması öncesinde istifadan bahsetmişti. Biz de yaptığımız değerlendirme sonucu istifa kararı almasının doğru olacağını kendisiyle paylaştık’’ dedi. |
14.12.2010 |
Çinli ekip maden ocağına girdi |
TTK Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında 17 Mayıstaki patlamanın ardından 2 madencinin cesetlerinin çıkarılmasıyla görevlendirilen Çinli firma ekibi maden ocağına girdi. TTK Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, maden ocağının eksi 540 kodunda meydana gelen patlamada madenci Engin Düzcük ve Dursun Kartal’ın cesetlerinin çıkarılması için hasarlı kuyuda onarım yapılmasına yönelik ihaleyi kazanan Çin’den Sino Steel Industr Trade (SSIT) Group Corporation şirketinin 10 kişilik ekibi şehre geldi. Yer teslimi 26 Kasımda yapılan firmanın çalışanları, TTK Karadon Müessese Müdürü İsmail Güner’den bilgiler almasının ardından madenci elbisesi giyerek, incelemelerde bulunmak üzere patlamanın meydana geldiği maden ocağının eksi 540 koduna indiler. Çinlilerin ocağa girişini görüntülemek isteyen basın mensuplarına kurum yetkilileri izin vermeyerek bölgeye yaklaşmalarına engel oldu. TTK yönetimi, kuyunun onarım işi için 18 Ekimde uluslararası ihaleye çıkmış, işi üstlenen Çinli SSIT firmasıyla sözleşme imzalamış, 26 Kasımda yer teslimi yapılmıştı. Kuyunun tamamının temizliği, tahribatın giderilmesi, eksi 540 kodundan eksi 720’ye kadar bütün temizlik ve bakımının yanı sıra ihraç sisteminin ve yardımcı kurtarma vincinin yeniden bütün testlerinin yapılması ve devreye alınmasının 150 günde yapılacağı iş kapmasında, 45 günde cenazelerin çıkarılması öngörülmüştü. |
14.12.2010 |
TİKA, Dışişleri Komisyonunu bilgilendirdi |
Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) Başkanı Musa Kulaklıkaya, TBMM Dışişleri Komisyonu üyelerine 2010 yılı faaliyetlerine ilişkin brifing verdi. TİKA’daki brifingte Dışişleri Komisyonu Başkanı Murat Mercan ve diğer üyeler, Kulaklıkaya tarafından Türkiye’nin kalkınma yardımları ve TİKA’nın faaliyetleri hakkında bilgilendirildi. TİKA’dan edinilen bilgiye göre, Türkiye’nin kalkınma yardımları 2005-2009 döneminde yıllık 700 milyon doların üzerinde seyrediyor. Türkiye, yükselen yardım performansı ve istikrarlı yardım politikası ile uluslararası çevrelerde yükselen donör ülke olarak görülüyor. Bu çerçevede TİKA dış politikada önemli enstrümanlardan biri olarak kullanılan kalkınma yardımlarının planlanması, uygulanması, değerlendirilmesi ve raporlandırılması ile görevlendirilmiş uzmanlık kuruluşu olarak ön plana çıkıyor. |
14.12.2010 |
Antalya'ya gelen turist sayısı 9.5 milyonu geçti |
Antalya’ya gelen turist sayısının 9.5 milyonu geçtiği bildirildi. Antalya Kültür ve Turizm Müdürlüğünden edindiği bilgiye göre, 11 aylık dönemde Antalya’ya, çoğunluğu hava yoluyla olmak üzere 9 milyon 618 bin 854 turist geldi. Antalya’yı tercih eden turistlerin başında Almanlar ilk sırada yer alırken, Almanları Ruslar ve Hollandalılar izledi. Ocak ayından Aralık ayı başına kadar Antalya’ya gelen Alman turist sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,68 artarak 2 milyon 465 bin 389’a ulaştı. Rus turist sayısı yüzde 16,66 artışla 2 milyon 456 bin 592, Hollandalı turist sayısı yüzde ise 8,14 artışla 453 bin 646 oldu. Antalya’ya hava yoluyla gelen turist sayısı da hız kesmedi. Bu ayın 12 günlük döneminde Antalya Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nden giriş yapan turist sayısı sayısı 45 bin 820 olurken, yılbaşından bu yana gelen turist sayısı 9 milyon 488 bin 812 olarak gerçekleşti. |
14.12.2010 |
Gürcistan ile elektrik anlaşması uzatıldı |
Türkİye ile Gürcistan arasında 2005 yılından bu yana devam eden elektrik anlaşması iki yıl daha uzatıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Gürcistan Enerji Bakanı Aleksander Khetaguri, iki ülke arasında elektrik alışverişini iki yıl süreyle uzatmayı öngören protokolü imzaladılar. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan gerçekleştirilen imza töreninde konuşan Bakan Yıldız, Gürcistan’la Türkiye arasında 2005 yılından bu tarafa devam eden ve süresi dün dolan anlaşmayı iki yıl daha uzattıklarını bildirdi. Gürcistan Enerji Bakanı Aleksander Khetaguri de konuşmasında, Türkiye’nin, Gürcistan’ın ortak stratejik partneri, stratejik ortağı olduğunu ve özellikle enerji konularında işbirlikleri bulunduğunu belirteerk, Khetaguri Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Projesiyle, Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı projelerini buna örnek gösterdi. |
14.12.2010 |
ÇYDD ve ÇEV üyeleri için 30 yıla kadar hapis istendi |
‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) yöneticileri ile üyelerinden oluşan 8 sanığın, 7,5 ile 30 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması istendi. Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet savcıları Ercan Şafak, Murat Yönder ve Zekeriya Öz tarafından hazırlanan iddianame, dün sanık avukatlarına verildi. İddianamede, sanıklardan Mustafa Namık Kemal Boya’nın ‘’Ergenekon Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma’’, ‘’Devletin Güvenliğine İlişkin Gizli Belgeleri Temin Etme’’ ve ‘’Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Etmek’’ suçlarından 12,5 yıldan 30 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. İddianamenin kabul edildiği İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hakkında yakalama kararı çıkarılan Eski ÇEV Başkanı Gülseven Yaşer ile Fatma Nur Gerçel’in ‘’Ergenekon Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma’’ ve ‘’Hukuka Aykırı Olarak Kişiler Verileri Kaydetmek’’ suçlarından 8 yıldan 19,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, Ayşe Yüksel, Halime Filiz Meriçli, Hamdi Gökhan Ecevit, Ömer Sadun Okyaltırık ve Aydın Ortabaşı’nın da ‘’Ergenekon Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma’’ suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapse mahkum edilmesi talep edildi. |
14.12.2010 |
12 Eylül’e bir görevsizlik daha |
Yargı, darbecilere sessiz
EŞİTLİK ve Demokrasi Partisi (EDP) İzmir İl Başkanı Arif Ali Cangı, 12 Eylül darbecilerinin yargılanması talebiyle yaptıkları ilk suç duyurusunun üzerinden üç ay geçtiğini, bu süre içerisinde henüz hiçbir araştırma yapılmadığını ve hiçbir failin ifadesinin alınmadığını bildirdi. EDP İzmir İl Örgütüne üye bir grup, İzmir Adliyesi C Blok önünde, ‘’Adalet İstiyoruz, Darbecilerin Peşindeyiz’’ yazılı pankart açarak, konuya ilişkin yapılan basın açıklamasına katıldı. Grup adına açıklama yapan Cangı, Anayasa değişikliğiyle 12 Eylül’ün sorumlularına cezai ve hukuki dokunulmazlık sağlayan geçici 15. maddenin ortadan kalktığını hatırlatarak, bunun üzerine 12 Eylül darbesinin sorumluları hakkında yaptıkları suç duyurularının takipçisi olacaklarını ifade etti. İlk suç duyurusunun üzerinden tam üç ay geçtiğine değinen Cangı, ‘’Cumhuriyet Savcılığı tarafından henüz hiçbir araştırma yapılmadı, hiçbir failin ifadesi alınmadı. 12 Eylül ile yüzleşmeyi ve hesaplaşmayı sağlayacak soruşturmalarda ayak sürünmektedir. Cumhuriyet savcılarını görevlerini yapmaya çağırıyoruz’’ dedi. Cangı, 12 Eylül ile hesaplaşmadan, 12 Eylül kurumlarından, hukukundan ve baskıcı zihniyetinden kurtulmanın mümkün olmayacağını savunarak, şu görüşleri dile getirdi: ‘’Özgürlükçü, eşitlikçi, barışçı, demokratik Türkiye’yi kurmanın ilk adımlarından biri 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasıdır. Biz sözümüzde duruyoruz. 12 Eylül faşist darbesinin toplumda açmış olduğu tahribatın hesabının soracağız. EDP olarak 13 Eylül’de yaptığımız suç duyurularının takipçisiyiz. Adalet isteğimizi ısrarla dile getireceğiz ve darbecileri peşini bırakmayacağız.’’ İzmir’de konuya ilişkin soruşturmayı yürüten savcının özel yetkili savcı Faruk Çalışkan olduğunu aktaran Cangı, savcıyla konuştuğunu, savcının gelen suç duyurularını toplayıp ‘’görevsizlik’’ kararıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndereceğini söylediğini kaydetti. Açıklamanın ardından grup dağıldı. |
14.12.2010 |
Çelik: Alevilerin kaygılarını gidermeliyiz |
DEVLET Bakanı Faruk Çelik, ‘’Şimdi Alevi kardeşlerimizin mevcut din öğretimi müfredatıyla ilgili kaygılarını, eleştiri ve itirazlarını gidermek durumundayız’’ dedi. ‘’Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Dersleri Müfredat Bilgilendirme Toplantısı’’, Bilkent Oteli’nde başladı. Çelik, açılış konuşmasında, Muharrem ayında yapılan toplantıya katılanlara teşekkür etti. Toplantıda, Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersi müfredatının yeniden düzenlenmesi konusunda ilgili komisyonca hazırlanan raporların paylaşılacağını dile getiren Çelik, ‘’Alevi sorununun çözümüne hiçbir zaman bu kadar yakın olunmamıştır’’ dedi. Alevi uzmanlarca hazırlanan müfredat önerisinde, ders kitaplarında yer alması gereken temel konuların ele alındığını belirten Çelik, hazırlanan müfredat üzerinde Milli Eğitim Bakanlığının ilgili birimlerinin de teknik hazırlıkları yaptıklarını söyledi. Bugün toplantıya katılanlara sunulacak metnin Talim ve Terbiye Kurulu’na sunulacak müfredat taslağı olduğuna işaret eden Çelik, ‘’Bu taslak metnin sizlerin katkılarıyla olgunlaşmasını ve müfredatın 2011-2012 eğitim ve öğretim dönemine yetiştirilmesini amaçlıyoruz’’ diye konuştu. Bu konuda yaptıkları çalışmalarda toplumun ortak değer ve kıymet ölçülerine bağlı kaldıklarını vurgulayan Çelik, “Gerek müfredat, gerekse din eğitimi ve öğretimi konusu, sorunun belki de en temel başlıkları arasında yer almaktadır. Aleviliğin yeni kuşaklara öğretilmesi, belli başlı ilke ve yöntemlerin belirlenmesi konusunda ne yazık ki çok büyük ihmaller vardır. Şimdi Alevi kardeşlerimizin mevcut din öğretimi müfredatıyla ilgili kaygılarını, eleştiri ve itirazlarını gidermek durumundayız’’ dedi. |
14.12.2010 |
“Siyasi partilerin yapıları demokrasi için tehlike” |
CHP Taban Hareketi Sözcüsü Özkocaca, demokrasinin olmazsa olmaz kurumu siyasi partilerin, bizatihi kendi yapılarının demokrasi için en büyük tehlike olduğunu söyledi. CHP Taban Hareketi adına Muammer Özkocaca tarafından yapılan yazılı açıklamada, 18 Aralık’ta yapılacak CHP genel kurulunda parti meclisinin ‘çarşaf liste’ ile belirlenmesini istedi. Partilerdeki delege ağalığı sisteminin demokrasiye, insan haklarına ve hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Özkocaca, demokrasinin olmazsa olmaz kurumu siyasi partilerin, bizatihi kendi yapılarının demokrasi için en büyük tehlike olduğunu söyledi. Hiç kimsenin kişisel hırs ve ihtiraslarının, çıkar ilişkilerinin ülkenin önünü tıkamaması gerektiğini belirten Özkocaca, “CHP Taban Hareketi olarak hep istediğimiz, demokratik tüzük, katılımcı demokrasi, şeffaf yönetim, ilkeli tutum olmuştur. Bunun gereği olarak da ön seçim ve kurultaylarda çarşaf liste önerilmiş, istenmiştir” dedi. |
14.12.2010 |
Liseli iki öğrenciden 20 gündür haber alınmıyor |
ORDU'DA, iki lise öğrencisinden 20 gündür haber alınamadığı bildirildi. Edinilen bilgiye göre, Cumhuriyet Lisesi son sınıfta öğrenim gören Oğuzhan Yaşar (17) ve Erdoğan Gümüşoğlu (17), okula gitmek üzere Karşıyaka Mahallesi’nde oturdukları evlerinden ayrıldıktan sonra bir daha geri dönmedi. Çocuklarından haber alamayan aileler, Emniyet Müdürlüğüne başvurarak çocuklarının polis yardımıyla bulunmasını istedi. Erdoğan Gümüşoğlu’nun babası Haydar Gümüşoğlu, yaptığı açıklamada, 20 gündür hiç bir irtibat kuramadıkları çocuklarının hayatlarından endişe ettiklerini söyledi. Erdoğan ile Oğuzhan’ın hem mahalleden hem de okuldan arkadaş olduklarını anlatan Gümüşoğlu, ‘’Her ikisinin de bizim bildiğimiz kadarıyla hiç bir problemleri yoktu. 20 gün önce ‘okula gidiyoruz’ diye evden ayrıldılar, bir daha da geri dönmediler. O günden bu güne kadar da kendileri ile irtibat kuramadık. Bizleri aramadıkları gibi arkadaşlarıyla da irtibat kurmadılar. Gün geçtikçe hayatlarından endişe ediyoruz’’ dedi. Gümüşoğlu, çocuklarını görenlerden veya yerlerini bilenlerden yardım isteyerek, kayıp liselileri görenlerin 05327215666 ve 05384510129 numaralı telefonlara bilgi vermelerini istedi. |
14.12.2010 |
Seçim değil, istikrar bütçesi |
MALİYE Bakanı Mehmet Şimşek, 2011 bütçesini, ‘’seçim değil, istikrar bütçesi’’ olarak nitelendirdi. Şimşek, 2011 yılı merkezi yönetim bütçe kanunu tasarısını, TBMM Genel Kuruluna sundu. Şimşek, 2011 yılı bütçesinin reel kesimi destekleyen bir bütçe olduğunu belirtti. 2011 yılı bütçesinin, seçim değil, istikrar bütçesi olduğunu belirten Bakan Şimşek, AKP iktidarlarının bundan önceki 8 yıllık bütçe karnesinde olduğu gibi 2011 bütçesinin de mali disiplin anlayışı çerçevesinde hazırlandığını belirtti. Şimşek, harcamaları, sağlam gelir kaynaklarına dayandırdıklarına işaret ederek, ‘’Seçim ekonomisi uygulamıyoruz. Seçim bütçesi hazırlamıyoruz. Bugüne kadarki bütçe performansımız da mali disiplin anlayışına bağlılığımızın en önemli göstergesidir. Bütçe gelirleri ve vergi gelirlerimizde ise nominal büyüme oranında artış öngörüyoruz. Bu suretle 2011 yılı bütçe açığını, 2010 yılı gerçekleşme tahminine göre yaklaşık yüzde 24 oranında düşürmeyi hedefliyoruz’’ diye konuştu. |
14.12.2010 |
Çubukçu, Erbil’de eğitim kongresine katılacak |
MİLLİ Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun, Irak Yüksek Öğretim ve Bilimsel Araştırma Bakanlığının 14-15 Aralıkta Erbil’de düzenlediği ‘’Uluslararası Yüksek Öğretimi Canlandırma Araştırma Konferansı’’na katılacak ve Yüksek Öğretim Kongresi’nin açılışında konuşma yapacak. Bakanlığın Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğinden yapılan yazılı açıklamada, Irak Yüksek Öğretim ve Bilimsel Araştırma Bakanı Dr. Abid Diyab El Acili ve beraberindeki heyetin, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun davetlisi olarak 2-6 Eylül 2009 tarihleri arasında Türkiye’ye gelerek resmi bir ziyaret gerçekleştirdiği belirtildi. Ziyaret sırasında, 3 Eylül 2009 tarihinde Türkiye ile Irak arasında ‘’Eğitim ve Bilim Alanlarındaki İşbirliğini Güçlendirme Hususunda Mutabakat Zaptı’’nın Ankara’da imzalandığı hatırlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: ‘’Bu sebeple, komşu ülke Irak’ın eğitim alanında yaptığı girişimlere ve düzenlenecek ‘Uluslararası Yüksek Öğretim Konferansı’na önem verilmektedir. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Irak Yüksek Öğretim ve Bilimsel Araştırma Bakanlığının 14-15 Aralıkta Erbil’de düzenlediği ‘Uluslararası Yüksek Öğretimi Canlandırma Araştırma Konferansı’na katılacaklardır. 14 Şubat saat 09.00’da Yüksek Öğretim Kongresi’nin açılışı yapılacak ve Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu bir konuşma yapacaktır.’’ |
14.12.2010 |
Şehit polis defnedildi |
Adana’dakı trafik kazasında şehit olan polis memuru Abdullah Cem Seçer’in (35) cenazesi, Hatay’ın Dörtyol ilçesinde düzenlenen törenin ardından toprağa verildi. Seçer’in cenazesi, Dörtyol Devlet Hastanesi Morgu’ndan alındıktan sonra Altınçağ beldesi İcadiye Mahallesi’ndeki baba evine getirildi. Baba Ahmet Seçer, oğlunun tabutuna sarılarak ağladı. Şehidin eşi Jale Seçer de baygınlık geçirdi. Daha sonra şehidin cenazesi, konvoy eşliğinde Altınçağ Mezarlığı’na getirildi. Cenaze, kılınan namazın ardından toprağa verildi. Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz, tabutun üzerindeki Türk bayrağını şehidin babası Ahmet Seçer’e teslim ederek, ‘’Şehidimiz ölmedi. O hep bizim kalbimizde olacak. Şehidimizin geride bıraktığı iki çocuğu da bizlere emanet’’ dedi. Baba Seçer, Türk bayrağını 73 milyon Türk milleti adına aldığını, oğluyla gurur duyduğunu söyledi. |
14.12.2010 |
CENAZEYİ ALMAYA GİDERKEN KAZADA ÖLDÜ |
BU arada önceki gün, şehidin Tarsus’taki cenazesini almaya giden arkadaşı Bestami Memili’nin (30) kullandığı 31 PU 727 plakalı otomobil, Adana’da Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesine yakın bir mevkide refüje çarparak devrildi. Yaralı olarak Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’ne kaldırılan Memili’nin yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamadığı bildirildi. Evli ve bir çocuk babası olduğu belirtilen Şehidin arkadaşı Bestami Memili’nin cenazesinin de önceki gün aynı mezarlıkta toprağa verildiği öğrenildi. |
14.12.2010 |
Müslümanlara işgalci diyen Le Pen’e tepki yağıyor |
İçişleri Bakanı Brice Hortefeux, babası Jean-Marie Le Pen’in yerine aşırı sağ partinin başına geçmesine kesin gözüyle bakılan Marine Le Pen’in açıklamalarını eleştirdi. Hortefeux, ‘’Marine Le Pen’in bu sözleriyle babasının izinden gittiğini gösterdiğini’’ belirtti ve ‘’bu türlü açıklamaların sıradanlaştırılmasının son derece tehlikeli olduğunu’’ ifade etti. İktidardaki Halk Hareketi Birliği (UMP) Genel Sekreteri Francois Cope, bu açıklamalarla aşırı sağın ‘’tehlikeli bir seçim stratejisi izlediğini’’ söyledi. Sosyalist Parti’nin önemli isimlerinden Segelone Royal ise hükümetin başarısız politikaları yüzünden, aşırı sağın söylemini sertleştirdiği görüşünü dile getirdi. Sosyalist Parti üyesi Arnauld Montebourg da ‘’Le Pen’i, ülkede dinler savaşı yapmaya çalışmakla’’ suçladı.
OKUL, KUR'ÂN KURSU VE CAMİ AYNI GÜN AÇILDI
AğrI’nIn Patnos ilçesinde okul, cami ve Kur’ân kursu aynı günde hizmete açıldı. Ağrı’nın Patnos ilçesindeki Yunus Emre Mahallesi’nde Gülbahar Hatun Kur’ân Kursu, Aşağı Göçmez Köyü İlköğretim Okulu, Zirekli Köyü Said Nursî Camii ile Aşağı Kamışlı Köyü Camii ibadete açıldı. İlk olarak Gülbahar Hatun Kur’ân Kursunun açılışı yapıldı. Açılıştan önce kısa bir konuşma yapan Ağrı Müftü Vekili Orhan Tosun, Patnos’ta geçtiğimiz yıl 8, bu yıl ise 5 Kur’ân Kursu açıldığını belirterek, emeği geçenlere teşekkür etti. Vali Ali Yerlikaya ise Kur’ân Kursu ve cami gibi ibadethanelerin yapımında maddî destek sağlamanın önemine değinerek, insanın asıl servetinin bunlar olduğunu dile getirdi. Protokol, daha sonra Aşağı Göçmez Köyüne geçerek, 2 derslikli ilköğretim okulunun açılışına katıldı. |
14.12.2010 |
Kapadokya beyaza büründü |
Türkİye’nİn önemli turizm merkezlerinden Kapadokya’da peribacaları, kar yağışıyla birlikte adeta beyaz bir gelinlik giydi. Bölgede kar kalınlığı merkezde 15, yüksek kesimlerde ise 20 santimetreye ulaştı. Yurdun dört bir yanında kar ve soğuk hava hayatı olumsuz etkilerken, kar Kapadokya’da bütün güzelliklerini ortaya koydu. Kar, peribacalarının üstünü örtünce ‘’Gelinlik giymiş’’ gibi görüntü oluşturdu. Karın yağışından en fazla yararlanan, yine bölgenin ziyaretçileri oldu. |
14.12.2010 |
Yağmur duâsı kar getirdi |
KuraklIk sebebiyle yağmur duâsı okunan Suriye’nin, başşehri Şam başta olmak üzere birçok şehri, yoğun kar yağışının ardından beyaza büründü. Son yıllarda kuraklıktan büyük zarar gören ülkede Aralık ayı gelmesine rağmen yağışların başlamaması sebebiyle Cumhurbaşkanı Beşşar Esad halkı yağmur duâsına çağırmıştı. Geçen Cuma günü ülkedeki bütün cami ve mescitlerde okunan yağmur duâsının ardından, sağanak yağmur ve yoğun kar yağışı başladı. Bazı Suriyeliler, “Allah, 6-7 senelik duâlarımızı toptan kabul etti” derken bazıları da “Yağış dursun diye duâ etmek zorunda kalacağız” diye espri yaptı. |
14.12.2010 |
Türk araştırmacılara EMBO desteği |
Türkİye’den 3 araştırmacının, Avrupa Moleküler Biyoloji Örgütü’nün (EMBO) programa katılan üye ülkelerde (Türkiye, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Hırvatistan, Polonya, Portekiz) yaşam bilimleri alanını güçlendirmek amacıyla oluşturduğu ‘’Yerleşim Desteği Programı’’ kapsamında desteklenmeye hak kazandığı bildirildi. Temsilciliği TÜBİTAK tarafından yürütülen EMBO, yaşam bilimleri alanının en prestijli ödüllerinden olan Yerleşim Desteği Programı ile dünyanın her yerinden araştırmacıların bulundukları ülkeden programa üye altı ülkeden birine giderek araştırma alanı oluşturmalarını teşvik ediyor. Türkiye’den bugüne kadar 5 araştırmacının destek kazandı. |
14.12.2010 |
2 bin 400 yıllık çorba |
Çİnlİ arkeologlar, 2 bin 400 yıl öncesine ait içinde çorba kalıntısı ve kemik bulunan bronz bir kabı gün ışığına çıkardı. Resmi Global Times gazetesinin haberine göre, Çin’in eski başşehri Şian bölgesindeki bir mezarda yapılan kazılarda, içinde yeşilimsi kalıntının çorba olup olmadığının anlaşılması için analiz edileceği ifade edildi. Şaanşi eyaletine bağlı bölgenin arkeoloji enstitüsünden Liu Daiyun, Çin arkeoloji tarihinde ilk defa içinde kemiklerin de bulunduğu ve çorba olduğu sanılan kalıntının, MÖ 5. ve 3. yüzyıllardaki Kraliyet Savaşçıları dönemine ilişkin beslenme alışkanlıklarının anlaşılması açısından yararlı olacağını söyledi. |
14.12.2010 |
Düğün törenlerine şifreli canlı yayın |
Son yıllarda düğün salonları arasındaki rekabetin artmasıyla özellikle nikâh ve nişan düğünleri, internet ortamında canlı olarak yayımlanmaya başladı. Düğünler, sadece şifreyle izlenebiliyor. Son yıllarda büyük rekabet yaşayan düğün salonları daha fazla müşteriye hizmet verebilmek için birbirinden farklı alternatif sunuyor. Nikâh ve nişan törenleri son dönemlerde internetten canlı yayınlanıyor. Salonlar, birçok kamerayla çektikleri düğünleri internetten yayınlayarak evlenen çiftlerin uzaktaki yakınlarının nikâh ya da nişanın heyecanını yaşamasını sağlıyor. |
14.12.2010 |