Güncel |
Yasada amaç silâhsızlanma olmalı |
Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu, “Silâh Kanunu Tasarısında amacın, silâhlanmanın koşullarını belirlemek değil, silâhsızlanma olması gerektiğini” bildirdi. Yasa silâhsızlanma getirmeli
Türkİye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu, ‘’Silâh Kanunu Tasarısında amacın, silahlanmanın koşullarını belirlemek değil, silâhsızlanma olması gerektiğini’’ bildirdi. Dernekten yapılan yazılı açıklamada, TBMM Silâh Alt Komisyonunun 2009 yılının ağustos ayından bu yana Silâh Yasası Tasarısı’nı görüştüğü anlatıldı. Türkiye Psikiyatri Derneği dahil birçok sivil toplum kuruluşu ve meslek örgütünün bu tasarıya tepki gösterdiğinin anlatıldığı açıklamada, tasarıya yaptıkları eleştirilerin dikkate alınmasını istedikleri ifade edildi. Basında yer alan haberlere göre, yasa tasarısında dikkati çeken yeni değişikliğin, yalnızca kapalı yerlerin yasak kapsamına alınması, bu yerlerin açık mekânlarının kapsam dışında bırakılması olduğunun belirtildiği açıklamada, ‘’Diğer bir deyişle düğün salonu lokanta gibi bahçeleri, balkonları yasak kapsamı dışına çıkarılmıştır. Özetle bu tasarı ‘maganda kurşunu’ atılmasını serbest bırakmıştır’’ görüşüne yer verildi. Tasarıyla, silâhlanmanın önüne geçen düzenlemelerin yapılması yerine silâhlanmayı daha da artıran, teşvik eden, meşruiyet kazandıran, şiddetin denetimsiz bir biçimde insan yaşamına kastedecek düzeyde yaygınlaşmasına zemin hazırlayan düzenlemeler yapıldığının iddia edildiği açıklamada, şöyle denildi:’’Bu son derece ürkütücü ve anlamlıdır. Temel işlevi ülke insanlarının güvenliğini sağlamak, toplumsal barışı güçlendirmek ve şiddetin olmadığı bir dünya yaratmak olan devletin ilgili kurumlarının şiddeti kolaylaştıran, meşrulaştıran düzenlemeleri yaşama geçirmesi, üzerinde ciddi biçimde tartışılması gereken önemli bir noktadır.’’
YAŞANAN SORUNLAR KONUŞARAK ÇÖZÜLMELİ
AçIklamada, şu görüşlere yer verildi: ‘’Biz ruh hekimleri, yeni nesillerin sorunları şiddetle değil, tartışarak, konuşarak, uzlaşarak ve hukuki yollarla çözmeyi öğrenmiş ve benimsemiş olmasını arzu etmekte ve meslek örgütü olarak bu yönde çaba göstermeye devam etmekteyiz. Acının, şiddetin ve ölümlerin ruh sağlığı ve toplumsal barış üzerine yıkıcı etkisini biliyoruz. Silâhlanmayı kolaylaştıran tüm yasal düzenlemelerden derhal vazgeçilmesini, silâhsızlanmaya yönelik çalışmaların hızla yaşama geçirilmesini istiyoruz. Ruh sağlığının geliştirilmesi, korunması ve ruhsal sorunların önlenmesi konusunda ilk sırada sorumluluk hisseden biz ruh hekimleri, toplumun bütününe ulaşan kampanyalarla silâhsızlanmanın özendirilmesini, konu ile ilgili büün yasal düzenlemelerin bu amaçlarla yeniden gözden geçirilmesini, toplumumuz ve topluluğumuz adına talep ediyoruz.’’
‘SİLÂHLANMA MERAK VE İSTEĞİ ARTIYOR’
BÜTüN yayın ve uyarılara karşın, toplumda silâhlanma merak ve isteğinin her geçen gün arttığına işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:’’Bu merak ve istek, bu yasal düzenlemelerle adeta teşvik edilmekte, insanların acıları ve ölümü üzerinden büyüyen yeni bir pazarın, ticari alanın geliştirilmesine çalışılmaktadır. Siyasi otorite Amerikan silâh şirketlerinin taleplerine boyun eğmiştir.’’ Türkiye Psikiyatri Derneği olarak, çeşitli taleplerin iletildiği açıklamada, ‘’Temel amaç ve strateji, bireysel sivil silâhlanmanın kontrol altına alınması değil, bireysel silâhlanmanın önlenmesi, eş deyişle bireysel silâhsızlanma olmalıdır’’ ifadesi kullanıldı.
MEDYADA ŞİDDET GÖRÜNTÜSÜ OLMASIN
Türkİye Psikiyatri Derneği şu telepleri dile getirdi:”Medya, şiddeti özendiren ve teşvik eden yayınlara izin vermemeli, bu konuda duyarlı ve sorumlu davranmalı, bireysel silahsızlanmayı öne çıkaran etkinliklerde bulunmalıdır. Konuyla ilgili doğrudan ve dolaylı her türlü ortamda yapılan reklam ve benzeri programlar yasaklanmalı, televizyon programlarında silâhların özellikle bir sorun çözme aracı olarak gösterilmesinin önüne geçilmelidir. Ruhsatsız silâhların kayıt altına alınabilmesi için acil önlemler alınmalı belirli bir süre içerisinde ruhsatsız silâhlar kayda alındıktan sonra, ruhsatsız silâhlarla ilgili yaptırımlar konusunda mevzuat ağırlaştırılmalıdır. Taşıma ruhsatları kısıtlanmalı, kapsamı daraltılmalı, bulundurma ruhsatına çevrilmeli, ancak yasal olarak izin verilen yerlerde silâh bulundurulabilmelidir. Alt yaş sınırı yukarı çekilmeli, üst yaş sınırı getirilmeli, kişiye kayıtlı silâh sayısı sınırlandırılmalıdır.”
|
16.12.2010 |