Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Muhtelif sorular



Naile Hanım: “Bebeği olmayan birisi bebeğinin olması için hangi duâyı okuması gerekiyor?”

İster sözlü olsun, ister davranışlarımızla doğrulanmış biçimde olsun duâ kulun her zaman, her derdinde ve her kapalı kapısını açan tek umut kaynağıdır. En olumsuz hallerde bile duânın açacağı birçok hayır ve güzellik kapısı vardır ve bizi beklemektedir. O kapılara ancak duâ ile ulaşabilmekteyiz. Bu açıdan duâyı dilden ve gönülden düşürmemeye dikkat edelim.

Hazret-i Zekeriya Aleyhisselam ihtiyar idi. Muhtereme eşi de kısır bulunuyordu. Ama onlar Allah’tan ümit kesmediler. Duayı hiçbir zaman bırakmadılar.

Zekeriya Aleyhisselâm şöyle duâ etti: “Rabbi heblî min ledünke zürriyyeten tayyibeten inneke semî’ud-Duâ.” Yani: “Rabbim! Bana tarafından hayırlı bir nesil bağışla. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin.”

Nihayet Cenâb-ı Allah tarafından duası kabul edildi ve kendisine iffetli, efendi ve mübarek bir erkek çocuk müjdelendi. Bu hususu Kur’ân şöyle haber veriyor:

“Orada Zekeriya, Rabbine dua etti: ‘Rabbim! Bana tarafından hayırlı bir nesil bağışla. Şüphesiz sen duâyı hakkıyla işitensin,’ dedi. Zekeriya mabedde durmuş namaz kılarken melekler ona Şöyle nida ettiler: ‘Allah sana, kendisi tarafından gelen bir Kelime’yi tasdik edici, efendi, iffetli ve sâlihlerden bir peygamber olarak Yahya’yı müjdeler.’ Zekeriya: ‘Rabbim! Dedi, bana ihtiyarlık gelip çattığına, üstelik karım da kısır olduğuna göre benim nasıl oğlum olabilir?’ Allah şöyle buyurdu: ‘İşte böyledir; Allah dilediğini yapar.’”1

***

Arabistan/Taif’ten Tahiri Türkyılmaz: “Temettü haccında kesmek vacip olan kurbanı nerede kesmek vaciptir? Memlekette de kesilebilir mi? Eğer Mekke sınırları içinde kesilmemiş, memlekette kesilmişse ne lâzım gelir?”

Hac veya umre esnasında, Kâbe’ye ve Harem bölgesine ulaşmış olmanın şükrünü eda etmek niyetiyle, Allah için hediye olarak kesilen kurbana hedy diyoruz ki, hac biçimlerine göre hükümleri ayrı ayrıdır.

İfrad haccı yapanların kurban kesmeleri vacip değil, müstehaptır. Yani isterlerse nafile olarak kesebilirler. Ancak kurban kesme yükümlülükleri yoktur.

Temettü’ veya Kıran haccı yapanların ise, bir seferde umre ve hac olarak iki ayrı ibadeti birleştirerek yapmış olmaları sebebiyle, şükür olarak, Allah rızası için kurban kesmeleri vaciptir. Bu hüküm şu âyet-i celîleye dayanır: “Kim umresini bitirip de, ardından, ondan faydalanarak haccını yapmak isterse, ona da kolayına gelen bir kurban vaciptir.”2

İster vacip, ister nafile olsun, “hedy” kurbanlarının Harem Bölgesi sınırları içinde kesilmesi şarttır. Eğer harem bölgesi sınırları dışında kesilmemişse, harem bölgesinde yeniden kesmesi icap eder. Kurban kesmeye güç yetiremeyen kişi, üçü hac esnasında Zilhiccenin 7. 8. ve 9. günlerinde, yedisi de memleketine döndükten sonra olmak üzere on gün oruç tutar.

***

Ayfer Gürbüz: “Gusül abdesti ile namaz kılınır mı?”

Usûlüne uygun alınan gusül abdesti ile namaz kılınır. Bu abdestle, namaz abdesti ile yapılabilen her şey yapılır.

***

Esma Altun Cevahir: “Sidre’nin anlamı nedir? Bu kelime isim olarak konulabilir mi?”

Sidre, her ne kadar botanikte hünnap ağacı veya Arabistan kirazı olarak bilinse de, dilimize Necm Sûresi 14. âyetinden girmiş olmalıdır. Bu âyette bir son Sidre’den (Sidre-i Münteha) bahsedilir ki, bu Sidre yedinci kat gökte bir ağaçtır, Arşın sağ yanında ve Me’va Cennetinin yanında yer almaktadır ve bu ağaç beşerî ilmin ulaşabileceği son sınırı, yani kâinatın son sınırını, yani ötesini ancak Allah’ın bildiği son noktayı, yani miraçta Peygamber Efendimiz’in (asm) Hazret-i Cebrail’i (as) bırakıp geçtiği son noktayı ifade etmektedir.

Sidre isim olarak konabilir.

Dipnotlar:

1- Âl-i İmran Suresi: 38, 39, 40,

2- Bakara Sûresi, 2/196

26.02.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.02.2007) - İhlâs sûresi ve tevhid mertebeleri-2

  (24.02.2007) - İhlâs sûresi ve tevhid mertebeleri- 1

  (24.02.2007) - BİR KISSA, BİN HİSSE

  (23.02.2007) - Namaz derdini önemseyelim

  (22.02.2007) - Allah'ın büyüklüğünü kavramak

  (21.02.2007) - Bir çizgidir Yeni Asya

  (20.02.2007) - Bedduâ etmek faziletli bir iş değildir

  (18.02.2007) - Dünya bizi sıkıyor

  (17.02.2007) - Hızır Aleyhisselâm-2

  (16.02.2007) - Hızır Aleyhisselâm-1

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004