10 Ekim 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

Meşrû eğlence var mıdır?


A+ | A-

Feyzânur Hanım: “Eğlenceli kına gecesi yapmak istiyoruz. Şer’an, müzikle eğlencenin ölçüsü nedir?”

Müslüman milletimizin ecnebi âdetlerinden uzak törenleri ve merasimleri vardır. Kına gecelerinde eğlenirler, düğünlerde eğlenirler, bayramlarda eğlenirler, muhtelif sevinç günlerinde eğlenirler; mutluluklarını, sevinçlerini ve kıvançlarını böylece paylaşır ve şükre çevirirler. Ama her eğlence için çizdikleri bir yol da vardır milletimizin. Kültürlerini, âdet ve geleneklerini, örf ve törelerini bir müstakîm tarz ile Allah’ın razı olacağı ölçüler içinde biçimlendirmişler ve meşrûiyet kazandırmışlardır. Vahiy çizgisidir bu meşrûiyet ölçüsü. Milletimizin dem ve damarlarına işlemiş vahiy çizgisi, her adımda kendi rengini belli etmiş ve ağırlığını ortaya koymuştur.

Ancak frenk âdetleri ve ecnebi örfü kültürümüzün aklını başından aldığı günden beri kına gecelerimizde, düğünlerimizde, bayramlarımızda nasıl eğleneceğimizi, nasıl güleceğimizi, nasıl ağlayacağımızı, sevgimizi ve acımızı nasıl paylaşacağımızı unutmaya başladık biz. Aklımız karıştı. Ayaklarımız dolaştı. İçimizden hassasiyet sahipleri çıkıyor şükürler olsun; düşünüyor, bu böyle gitmez diye, gitmemeli diye; soruyor, gündeme getiriyor; en azından tartışılsın istiyor. Gidişattan rahatsız oluyor besbelli. Çünkü şimdi biz neredeyse mefâhirimizden utanır olduk, övünç kaynaklarımızdan mahcubiyet duyar olduk. Eğlence de orta yerde, müzik de orta yerde, oyun da orta yerde icra edilir oldu şimdi. Kadın-erkek karışık... Maalesef...

Oysa bundan milletçe endişe duyuyoruz aslında. Ahlâkın pay-i mâl olmasından ıztırap duyuyoruz. Edepsizliklerden rahatsız oluyoruz. Fitneden ve haddini bilmez davranışlardan acı duyuyoruz.

Bu defa da bu endişemiz, dinimizin izin verdiği biçimi var mı, yok mu demeden, eğlenceyi topyekûn kestirip atmamıza sebep oluyor. Ağzımız yanmış çünkü, yoğurdu üfleyerek yiyoruz. Eğlenceye kapı açtık mı, insanlar ölçüyü kaçırıyorlar ve haram-helâl çizgisini birbirine karıştırıyorlar; ok yaydan çıkıyor bir kere, hayâ ve utanma duygusu kayboluyor. Bari eğlenmeyelim, diyoruz. Dinimizin müsaade ettiği ölçüleri bilsek bile, bütün eğlencelerden el etek çekiyoruz.

Oysa eğlence yok değil dinimizde. Dinimiz eğlenceye kapalı değildir, gülmeye ve oynamaya da kapalı değildir. “Helâl dairesi geniştir, keyfe kâfî gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur” der Bediüzzaman. Helâl olsun ve şükrü unutturmasın yeter! Dinimiz ahlâk ve edep dışı davranışlara kapalıdır. Dinimiz iffetsizliklere, arsızlıklara, hayâsızlıklara kapalıdır. Dinimiz utanma duygusunun kalkmasına kapalıdır. Utanma duygusu kalkarsa, “Utanmazsan dilediğini yap!” buyuran Peygamber Efendimizi (asm) nasıl idrak edeceğiz? İnsanın haramları işlerken “utanmaması”, haram işlemekten daha vahimdir. Asıl bundan korkmalıdır. Onun için ne yapıp edip, utanma duygusunu kaybetmemelidir.

Gelelim meşrû eğlencenin yapılabilirliğine: Ebû Ümâme (ra) vefat ettiği zaman üç kızını Peygamber Efendimiz (asm) vesayeti altına almıştı. Hazret-i Âişe’nin (asm) terbiyesinde bulunan bu üç kızdan biri olan Fâriga’nın (ra), Ensar’dan Nebit ibn-i Câbir (ra) ile düğünlerinde Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Yâ Âişe! Hani sizin def çalıp şiir söyleyen şarkıcınız yok mu? Böyle eğlenceler Ensar’ın hoşuna gider.” 1

Yine bir bayram günü millî oyunlarını ve rakslarını icrâ eden Habeşli kadınları gören Allah Resûlü (asm), Hazret-i Âişe’nin (asm) seyretmesine müsaade buyurmuştur. 2

Bediüzzaman Hazretleri bu ve buna benzer vahiy çizgilerinden hareketle, meşrû müzikte beşte birlik bir ruhsat ölçüsü tanımlamış; beşte biri geçmemek kaydıyla meşrû müziğe izin vermiştir. Bediüzzaman bu çerçevede demiştir ki: “Beşer, hakikate muhtaç olduğu gibi, bazı keyifli hevesâta da ihtiyacı var. Fakat bu keyifli hevesât, beşte birisi olmalı. Yoksa havanın sırr-ı hikmetine münafi olur. Hem beşerin tembelliğine ve sefahetine ve lüzumlu vazifelerinin noksan bırakılmasına sebebiyet verip beşere büyük bir nimet iken, büyük bir nikmet olur, beşere lâzım olan sa’ye şevki kırar.” 3

Diğer yandan, düğün, nişan, kına, bayram gibi sevinç günlerinde, aile içinde olmak ve mahremiyete dikkat etmek kaydıyla, def ve çalgı çalınmasının ve kadınların ve çocukların eğlenmelerinin cevazı hususunda ulema da ittifak halindedir. Binâenaleyh, düğünlerde, nişanlarda, kına gecelerinde ve muhtelif sevinç günlerinde kadınların, aile içinde mahremiyet ölçülerinde veya mazbut ve kapalı alanlarda kendi aralarında müzik eşliğinde eğlenmelerinde bir sakınca yoktur.

Dipnotlar:

1- Buhârî, Nikah, 1811;

2- Aynî, Umdetü’l-Kârî, 3/358.

3- Emirdağ Lâhikası: s. 307.

10.10.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (08.10.2010) - Tekellüf üzerine

  (07.10.2010) - Oku kitabını

  (06.10.2010) - Nebe Sûresi üzerine

  (05.10.2010) - İstihare ve rüya

  (04.10.2010) - Haram şeylerin açtığı hasar

  (03.10.2010) - Mahşerde şefaat haktır

  (30.09.2010) - Muhtelif sorular

  (29.09.2010) - Bediüzzaman’ın musîbetlere bakışı

  (28.09.2010) - Göklerin ve yerin ibadet ehli

  (27.09.2010) - Gafil nefis devekuşu gibidir


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.