29 Kasım 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Ahmet ÖZDEMİR

Kaç çeşit uyku vardır?


A+ | A-

Günlük hayatımızın uzamasına veya kısalmasına sebep olan uykularımız acaba kaç çeşittir?

Günlük hayatımızı 24 saatle ifade ederiz. Ancak bunun ne kadarını değerlendirebiliyoruz? Bir başka ifadeyle günün kaç saatini uyuyarak, kaç saatini de uyanık geçiriyoruz?

Resûl-i Ekrem (asm) Efendimiz yatmadan önce “Allah’ım! Sen’in adını anarak ölürüm ve dirilirim (uyurum, uyanırım)” der idi. Uykudan kalkınca da “O Allah’a hamd ederim ki, beni öldükten sonra dirilten O’dur. Öldükten sonra (ba’s için) dirilmemiz de (böylece) O’na âittir” 1 buyururdu.

Buradan hareketle uyku ile ölüm arasında doğrudan bir bağlantı vardır, diyebiliriz. Bazı kimselerin uyanamadan ahiret yolculuğuna çıkabildiklerini de çok duymuşuzdur.

Uyanınca yapılacak bir hareketi şu hadisten öğreniyoruz:

“Sizin biriniz uykusundan uyanıp da abdest aldığında burnundaki nesneyi nefesiyle üç defa dışarı çıkarsın! Çünkü şeytan uyuyanın genzinde geceler.” 2

“Geceye benzeyen gençliğim zamanında gözlerim uyumuştu. Ancak ihtiyarlık sabahıyla uyandım”* cümlesinde nasıl bir uyku ve uyanıklıktan söz edilmektedir?

“Medenîlerin iftiharla dem vurdukları tenevvür-ü intibahları, benim gençlik zamanımdaki intibah kabilinden olsa gerektir. Onların misâli, rüyasında güya uyanıp, rüyasını halka hikâye eden nâim (uyuyan) meselidir. Hâlbuki rüyasında onun o intibahı uykunun hafif perdesinden derin ve kalın bir perdeye intikal ettiğine işarettir. Böyle bir nâim ölü gibidir; yarı buçuk uykuda bulunan insanları nasıl ikaz edebilir?”3 (Bediüzzaman) sözlerinde geçen “uyku, uyuyan, uyanık ve rüya” kelimeleri hangi mânâlara gelmektedir?

Bediüzzaman uykuyu üçe ayırmaktadır: Gaylûle, feylûle ve kaylûle.

Gaylûle, fecirden sonra, tâ kerahet vakti bitinceye kadar uyunan uykudur. Bu uyku, rızkın eksilmesine ve bereketsizliğine hadisçe sebebiyet verdiği için, sünnete zıttır. Çünkü rızık için çalışmanın ön hazırlıklarını hazırlamanın en uygun zamanı, sabahın serinlik vaktidir. Bu vakit geçtikten sonra bir rehâvet, bir tembellik ârız olur. O günkü çalışmaya ve dolayısıyla da rızka zarar verdiği gibi, bereketsizliğe de sebebiyet verdiği, çok tecrübelerle sabit olmuştur.

Feylûle, ikindi namazından sonra, akşama kadar uyunan uykudur. Bu uyku ömrün eksilmesine, yani uykudan gelen sersemlik cihetiyle, o günkü ömrü uykulu, yarı uyku, kısacık bir şekil aldığından, maddî bir noksanlık gösterdiği gibi, mânevî cihetiyle de, o gün hayatının maddî ve mânevî neticesi çoğunlukla ikindiden sonra tezahür ettiğinden, o vakti uykuyla geçirmek, o neticeyi görmemek hükmüne geçtiğinden, güya o günü yaşamamış gibi oluyor.

Sünnet-i Seniyyeye uygun olan uyku Kaylûle’dir. Bunun zamanı Duhâ vaktinden, öğleden biraz sonraya kadardır. Bu uyku, gece kıyamına sebebiyet verdiği için sünnet olmakla beraber, Arabistan’da, “zuhur vakti” denilen sıcaklığın şiddetlendiği zamanda meşguliyeti tatil etmek, kavmî ve muhit âdeti olduğundan, o Sünnet-i Seniyyeyi daha ziyade kuvvetlendirmiştir. Bu uyku hem ömrü, hem rızkı arttırmaya medardır. Çünkü yarım saat kaylûle, iki saat gece uykusuna denk gelir. Demek, insan böylelikle ömrüne her gün bir buçuk saat ilâve ediyor. Rızık için çalışmak müddetine, yine bir buçuk saati, ölümün kardeşi olan uykunun elinden kurtarıp yaşatıyor ve çalışmak zamanına ilâve ediyor.4

Resûl-i Ekrem Efendimiz’in (asm) uyku vakti, genellikle yatsı namazından sonra ve sabah namazından önceki zamandır. Efendimiz (asm), imkân varsa öğle namazından sonra bir saat kadar “kaylûle” yapardı. Peygamber Efendimiz (asm) bununla alâkalı olarak da “Gündüzün orucuna sahur yemeği ile gecenin ibadetine de öğle uykusu ile yardımcı olunuz!” 5 buyurmuş ve bu uykunun daha ziyade gece ibadetine yardımcı olacağını ifade etmiştir.

Güneşin doğuşundan yaklaşık 45 dakika geçinceye kadarki zamanda uyumak iyi karşılanmamıştır. Aslolan erken yatıp erken kalkmaktır. Sabah namazını kıldıktan sonra tesbihat, Kur’ân ve iman ilimleriyle meşgul olmalı ondan sonra işe başlamalıdır. Sabahın bereketinden istifade etmek lâzımdır. İkindi ile akşam arasında da yatmak uygun değildir. Herkes bu vakitte yatmanın zararını bizzat tecrübe ederek görmüştür. O vakitte yatıp da kalkan kişi sersem gibi olur ve kendine gelmekte güçlük çeker. Sabah vakti olduğu gibi ikindi ve sonrası da ilim ve tefekkürle değerlendirilmelidir.

Dipnotlar:

* Mesnevî-i Nuriye, Habbe, s. 107, Arapça bir şiirin meâli.

1- Sahih-i Buhari, c. 14, Hadis No: 2144.

2- Sahih-i Buhari, c. 9, Hadis No: 1359.

3- Bediüzzaman Said Nursî, Mesnevî-i Nuriye, s. 202.

4- Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, s. 628-629.

5- Hâkim, I, 588.

29.11.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.10.2010) - Allah’a kul olmak

  (07.10.2010) - Bediüzzaman’ın hizmeti her yerde

  (30.09.2010) - Bediüzzaman’ın Ankara ziyaretleri

  (25.09.2010) - Ankara’da Bediüzzaman’a yeni bir “hoşamedî”

  (11.09.2010) - Aile Kurtarma Merkezleri

  (08.09.2010) - Büyük insanların nasihatleri de büyük olur

  (02.08.2010) - Dünya bir imtihan meydanıdır

  (13.07.2010) - İmanın verdiği güçle…

  (30.06.2010) - Barla, yine Barla...

  (08.06.2010) - Mevlid-i Nebevî’den Bediüzzaman Mevlidlerine


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.