"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Okumak

Esin FİŞEK
08 Ocak 2017, Pazar
“Yaradan Rabbinin adıyla oku” (Alak, 1)

Okumak: insana mahsus, her dili temsil eden birtakım harflerin biraraya gelmesinden oluşan kelimeleri, cümleleri, küçük risaleleri, kitapları; ya da kâinatı içindekileri; ya da kişisel ve genel keyfiyetleri akılla algılayıp, anlamak, idrak etmek.

Efendimiz’e (asm) indirilen ilk ayet, bir okuma prensibinden bahsediyor. Harflerden oluşan kelime ve cümleleri okumayı bilmeyen kuluna “Rabbinin adıyla oku” emrediliyor. Özelde Efendimiz’e (asm) genelde bütün insanlığa okumaya dair bir emir barındırıyor bu ayet. Bu okumanın nasıl olacağına dair önümüzde koskoca Risale-i Nur Külliyatı var. Bu ayetle ilk vahye mazhariyet olan Efendimiz (asm) dönüş yolunda heyecanla koşarken mahlukatın ona “Esselamü aleyke ya Resulallah” deyişlerini duymuştu. Okuma ve duyma arasında bir ilişki var. Okumak aslında duymaktır diyebilir miyiz? 

Aziz Üstadımızın Risale-i Nurları okuma ile alakalı teşviklerini lahikalardan biliyoruz.

“Hiç okuyamazsan kitabı eline al, aç kitap sana kendisini okutur” tavsiyesi bana çok ilginç gelmiştir. Okunan şey o kadar cezbedici ki eline alman yeterli. Bugüne kadar Risale-i Nurları okuma ile alakalı eserler ve yazı dizileri yayınlandı gazetemizde. Büyük çoğunluğunu okudum diyebilirim. 

Konu ile alakalı bu günlerde hissettiğim bir durum var. Ben Risale-i Nurları okumaktan çok, dinlemeye başladığımı hissediyorum. Ramazan Risalesindeki Kur’an-ı Kerim’i nasıl dinlememiz gerektiği ile ilgili bölüme baktım. Bir sıralama ve orada. Kur’an’ı yeni nazil oluyor gibi okumak ve dinlemek, o hitabı Resul-ü Ekrem’den (asm) işitiyor gibi dinlemek, belki Hazret-i Cebrail’den, belki Mütekellim-i Ezeliden dinliyor gibi kudsi bir halete mazhariyet olunur, diyor.

Okuma ve dinleme fiilleri bir amirin emrini dinlemeyi, dinlediğin şeye itaat etmeyi, itaat ettiğin şey ile amel etmeyi gerektiriyor. Çünkü Cenab-ı Hak OKU! emr-i ilahisiyle, dinle ve itaat et diyor diye algılıyorum. Dolayısıyle Risale-i Nur’un satırlarını okurken kulağımda Üstadımızın sesi çınlıyor adeta: “Yaz kardeşim!” dediğini duyar gibi oluyorum. Aziz, sıddık kardeşlerim! dediğinde titriyorum, acaba aziz ve sıddık mıyım? diye. O ses sağ kulağımdan (nedense sağ kulağımdan) giriyor, damarlarımdan kalbime ulaşan sıcak birşeyler oluyor. Aslında anlatamıyorum. Okuduklarımı yazamıyorum. Aciz kalıyor harfler, kelimeler. Yetmiyor kelime dağarcığım.

Yalnız şunu biliyorum: Duydum ve itaat ettim Aziz Üstadım! Bu yüzden hangi risaleyi açarsam açayım, ilk defa görüyormuşum gibi bir heyecan ve aşkla dinliyorum. Tabii muzır maniler olmuyor mu? Hem de çok oluyor. Sadece dua edebiliyorum. Bu muhatabiyetimi alma elimden Yarabbi! Okumaktan, dinlemekten, itaat etmekten, fiiliyata geçirmekten alıkoyma! Amin.

Okunma Sayısı: 2078
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • nafi

    8.1.2017 13:04:21

    türk milleti kitap okumuyor

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı