"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Elmas ve kömür

Fadime KAYA
15 Ocak 2017, Pazar
Din bir imtihandır. Teklif-i İlâhî bir tecrübedir. Tâ ervâh-ı âliye ile ervâh-ı sâfile müsâbaka meydanında birbirinden ayrılsın. Nasıl ki bir mâdene ateş veriliyor, tâ elmasla kömür, altınla toprak birbirinden ayrılsın.” (20. Söz)

Elmas ve kömürün arasında farkın nasıl olduğunu anlamak için ikisini yan yana getirip bakmak bile yeterlidir. Kömürün kapkara görüntüsü ile elmasın ışıltılı, göz alıcı güzelliği ortada. Elmas nasıl da büyüleyici kömür nasıl da iç karartıcı. İşte insanda bu iki özelliği mahiyetinde taşımaktadır. Önce istidat halinde olan elmas veya kömür tohumlarından hangisini çatlatır ve daha çok beslerse o kabiliyete dönüşecektir. Bilfiil kabiliyete dönüşen hangisi ise hayatında o olacaktır. 

Elmasın dünyanın en değerli madenlerinden biri olmasının sebebi ışıltısının bir mana ve anlamı olmasıdır. Aslında toprağın karanlığında kaldığında elmas da kömür de aynıdır. Ama ışıkla buluştuğunda kömür ışığı emiyor elmas ise ışığı yansıtıyor. Yani içindeki cevheri ortaya çıkarıyor. İşte insanda iman ışığını üzerinde yansıttıkça değerli bir insan olma özelliği kazanıyor. Yani kendisinde var olan esmaların manaları belirleniyor. 

Allah’ın Esma-ü Hüsna’sının yansıması insanda ne kadar çok tezahür ederse elmas parlayacak, kulluluğun zirvesine kadar çıkabilecektir. Böylelikle Tuba ağacının çekirdeğini taşıyacaktır. Peygamberler, sahabeler, asfiyalar, âlimler, kutuplar buna birer örnektir. Onlar kulluğun zirvesinde insanlara doğru yolu gösterip irşat etmişlerdir. Gözünü, kulağını, dilini maddî manevî vücut azalarını haramdan koruduğun nispette elmasın ışıltısı insanda ortaya çıkacaktır. İstiğfarla, tövbeyle, duâlarla, ibadetlerle, şerlerle, nefisle, şeytanla mücadele ile kazanılabilecek bir özelliktir. Mücadeleyi kazandıkça ruh ve beden temizlenecektir. Ruhun temiz olması onun Cennete lâyık olmasına işarettir. Cennete lâyık olmakta elmas ruhlu olmayı gerektirmektedir. 

Allah’ın Esma-ü Hüsna’sı insanda tezahür etmedikçe kömüre dönüşecektir. Kâinattaki Allah’ın isimlerini okuyamadığı için mevcudat nazarında da kıymetli olmayacaktır. Toprağın bile kabul etmediği insanlar olmuştur. Bu insanlar maddî ve manevî her şeyiyle şerre dönüşmüştür. Nemrut, Firavun, zalim hükümdarlar, Deccal, Süfyan ve bunlar gibi nice insanlar yeryüzünü fitne fesada vermişlerdir. Zakkum ağacının çekirdeğini taşımışlardır. İslâmiyete, insanlara zararları olmuştur. Bu şerli insanların zararlarından korunmak için duâlar edilmiştir. Namaz tesbihatındaki duâlar manidardır. Sabah ve akşam namazlarından sonra kabir azabından, şeytan, nefis, kadın, dünya ve deccal şerrinden ve fitnesinden, sair fitne ve kötülüklerden Allah’a sığınmak için duâ edilir. Bunun yanın sıra Celcelutiye, Cevşen, Sekine ve diğer duâlar okunur. 

“Nasıl yaşarsanız  öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz” hadisinin ışığında insanın hayatı akıbetini de belirler. Doğduğu, yaşadığı çevre ve nasıl bir anne ve babadan doğduğu  kişinin akıbetini de bir nebze hazırlayacaktır. Ahireti kazanmanın ve kaybetmenin yeri olan bu imtihan dünyasında en büyük mesele imanla kabre girmek meselesidir. Dünyadaki hiçbir şey bu mesele kadar önemli olamaz. 

Rabbim imanla yaşayıp akıbetimizi hayırlı kılsın. Amin. 

Okunma Sayısı: 4782
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı