"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

O sınıfta bir pop star olsaydı...

İBRAHİM DEMİRKAN
09 Nisan 2012, Pazartesi
Hadiseyi bilmeyenler için hatırlatalım; Manisa-Turgutlu Gazi İlköğretim Okulu Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersi öğretmenlerinden Durmuş Ali Etbaş, okul müdüründen izin alarak Caferi inancından olan imam Bayram Dalga’yı dersin bizzat konusuyla ilgili olduğu için okula dâvet eder, ama “Vay sen misin bu ‘mollayı’ çağıran” diye bir kısım medya yaygarayı basınca hakkında soruşturma başlar.
Gören de şeriat geldi zanneder!
Haberin muhtevasını okuyunca görüldü ki Caferi İmam mükemmel konuşmuş, ayrılığa gayrılığa yol açacak her şeye set çekmiş.
Dersin konusu zaten İslâmda mezhepler, farklı yorumlar.
Bu hadise, doğrusu pedagojik açıdan mükemmel bir örnek, çünkü böylesine ilk ağızdan eğitim, çocuğun dünyayı ve çevresini doğru kavramasını sağladığı gibi toplumla ve yanı başındaki sıra arkadaşıyla da bir çatışmaya girmeden en sağlıklı yollarla fikir sahibi olmasını sağlar.
Maalesef geçmişte farklı görüşten insanların birbirinin kanını döktüğü bu ülkenin reflekslerini ve alışkanlıklarını ancak eğitim yoluyla aşabiliriz.
Düşünün siz Caferi ya da Sünnî bir öğrencisiniz.
Sünnî olan din dersi öğretmeniniz Caferi bir imamı sınıfa dâvet ederek derste size şu mesajı ve güveni verir: Bakın çocuklar farklı olan, farklı giyinen, farklı görüşten bir insan tehlikeli değildir. Burada medenice onu dinleyip Caferiliği öğrenelim. Ben bir Sünnî olarak Caferi bir imamın anlattığına ne kadar önem veriyorum, barış içerisinde farklı görüş ve düşünceleri dinlememiz gerektiğini bu dâvetimle de gösteriyorum.
Bizdeki eğitimin problemi de budur, bu olay üzerine aleyhte haber yapanların da. İnsana güven olmaz. Hayattan ve realiteden kopuk, geçmişte kalmış Kemalist bir zihniyetin inşasıyla uğraşıyorlar hâlâ.
Söylenecek o kadar çok şey var ki bu konuda başka vakte talikan asıl konuya devam edelim. Şimdi din dersinde önemli olan çocuğa bir dinin saliklerini tanıtırken dinî kisveleriyle tanıtmaktır, ama tornadan çıkmış gibi aynı tipte insan isteyen laik öğretiler buna karşı şiddetle karşı çıkıyorlar.
MEB’e çektiğimiz, yönetmenliğini yaptığım bir din dersi programı için İstanbul’da Neve Şalom Sinagogunda röportaja gitmiştik. Orada Yahudi toplumunun temsilcisi Yusuf Bey röportaj verecek din adamını niçin ısrarla dinî kisvesiyle istediğimi, bunun laiklik açısından sakınca olup olmayacağını sorunca “Dersin konusu Yahudilik ve çocukların bir Papazla Yahudi din adamının farkına varmaları gerekir, bu çekimlerin de dersin de bizzat hedefi bu” diyerek cevaplamıştım. Her okula bir Papaz ya da Haham götüremeyeceğimize göre din dersi için yapacağımız videolarda göstererek böyle bir hizmet yapmalıydık. Netice de İstanbul’daki bütün din adamlarıyla çekimleri dinî kisveleriyle yaptık.
Yahu diyor insan bu laiklik de nelere kadirmiş, Yahudi’yi bile şüpheye düşürebiliyor.
Bir de Caferi imamın sarığı ve cübbesi bir kısım basını çok germişe benziyor.
Bence o sınıfta bir pop star ya da ‘gençlerin sevgilisi’ diye lanse edilen bir oyuncu olsa, kimse garipsemez hatta “Helâl olsun adamlara, nasıl da getirmişler” diye okul idaresi de öğretmen de takdirname bile alırdı.
Doğrusu İl Millî Eğitim Müdürlüğünün okula müfettiş göndermesini anlamış değilim.
Teftiş Kurulumu, İl Millî Eğitim Müdürü mü, yoksa mülki amirlerden birisi mi ısrar etti bilmiyorum, ama insan ister istemez—bu işte dahli olmayanlar haklarını helâl etsin—Manisa İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nü bir kısım gazetelerin yazı işleri bürosu mu idare ediyor, yoksa mevzuat ve kanunlar mı diye insan sormadan edemiyor.
Okul müdürü izin vermişse ve pedagojik açıdan tam takdir edilecek bir olay iken, derse uygun bir konseptte gerçekleştirilen hatta Sabancı Üniversitesi bünyesinde ERG (Eğitimde Reform Girişimi) tarafından her yıl düzenlenen ‘Eğitimde İyi Örnekler Konferansı’na ‘Yıllardır kendinizi çok yordunuz kardeşim, alın işte arayıp bulamadığınız örnek’ diye tavsiye edilmesi gereken böylesine güzel bir girişimi adeta baltalamak ister gibi teftişe tabi tutulması, sanki anlaşılamaz bir durummuş gibi “İnceleme başlatıldı” diye basına açıklama yapılması klâsik memur zihniyetiyle hareket edilmesi çok üzücü.
Zaten şu bürokraside anlamadığım bir şey vardır. Sözüm herkese.
“Aman riske girmeyelim, Cumhuriyet gazetesine bir daha manşet olmayalım” diye korkmayın.
Allah Cumhuriyet gazetesinden büyüktür.
Onun bütün manşetlerinden de, sizin taşıdığınız bütün endişelerden de…
Okunma Sayısı: 1259
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı