Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Ağustos 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

“İslâmofobi bir düşünce değil, suçtur”

Avrupa Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığını İzleme Merkezi’nin (EUMC) İslamofobi raporuna göre, iş hayatında ayrımcılık, özellikle Müslüman göçmenleri hedef alıyor.

Fransa’da Müslüman göçmenlerde işsizlik oranı, Müslüman olmayan göçmenlerden iki kat fazla. Fransız Meclisi, Müslümanların iş hayatında ayrımcılığa uğramasını engellemek amacıyla iş başvurularında “fotoğrafsız özgeçmiş” kullanılmasını öngören bir kanunu onayladı. Ülkede birçok göçmenin iş başvurusu, mülâkata dahi çağrılmadan reddediliyor.

Müslüman göçmenler, ev kiralamakta da büyük zorluklar yaşıyor. Avrupa Konseyi Irkçılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele Komisyonu, birçok Avrupa ülkesinde Müslüman nüfusun banliyölerdeki ucuz konutlarda yaşamak zorunda kaldığını ve bunun gettolaşmaya yol açtığını belirtiyor. Yetersiz şartlarda eğitim gören göçmen öğrencilerin büyük çoğunluğu, üniversiteye girmeyi başaramıyor.

Avrupa’da, özellikle 11 Eylül’den sonra artışa geçen Müslümanlara yönelik sözlü ve fizikî ırkçı saldırılardaki artış dikkat çekiyor. Avrupa’nın en büyük Müslüman nüfusunu barındıran Fransa, İslâm karşıtlığının en yoğun olduğu ülkelerden biri. Fransa İslâmofobiyle Mücadele Birliği’nin (CCIF) raporuna göre, sadece geçen yıl göçmen asıllı vatandaşlar 300’e yakın İslâmofobik saldırıya maruz kaldı. Mağdurların büyük çoğunluğunu başörtülü kadınlar oluşturuyor.

Bunlar arasında başörtülü olduğu için bowling salonuna girmesi engellenen, banka şubesinden zorla çıkarılan, öğretmenlik yaptığı özel bir eğitim kurumundan kovulan ve fiziksel şiddete maruz kalanlar bulunuyor. Tüm dünyayı sarsan karikatür krizinin patlak verdiği Danimarka’da da benzer bir durum var. Geçen sene, Danimarkalı milletvekili ve Kopenhag Belediye eski Başkanı Louise Frevert, kendi web sitesinde Müslümanları Danimarka toplumundaki ‘kanserli tümör’e benzetmişti. Radio Holger adlı radyo, Londra saldırılarının ardından yaptığı bir yayında, terörizmle mücadele için “ülkedeki Müslümanların öldürülmesi” çağrısında bulunmuştu.

Danimarka emniyeti gizli istihbarat servisi verilerine göre, ülkede ırkçı saldırılar her yıl artış gösteriyor. Son olarak, geçen hafta Kopenhag’da dönercilik yapan Kerim Bulduk isimli Türk vatandaşı, ırkçıların ölüm tehdidine maruz kaldı. Bulduk’un işyerine bırakılan notta, ülkeyi 15 gün içinde terk etmesi istendi. Birçok uzman, karikatür krizinin aşırı sağ partilerin güçlü olduğu Danimarka’da patlak vermesinin sürpriz olmadığını düşünüyor. Danimarka, aynı zamanda Avrupa’nın en sert göçmen yasasına sahip ülkesi olarak biliniyor.

3 milyona yakın Türk’ün yaşadığı Almanya’da da, Müslümanlara karşı hoşgörüsüzlük artıyor. Allensbach Enstitüsü’nün Mayıs ayında yaptığı bir araştırmaya göre, Almanların yüzde 56’sı ülkedeki camilerin kapatılmasını savunuyor. Yüzde 91’i İslâmın kadınları baskı altında tuttuğuna inanırken, yüzde 62’si Müslüman ve Hıristiyan medeniyetleri arasında büyük bir savaş yaşandığına inanıyor.

Allensbach Enstitüsü, sonuçları “Öyle görünüyor ki, medeniyetler çatışması şimdiden Almanların zihninde başladı” sözleriyle yorumladı. Hıristiyan Demokratlar’ın iktidarda olduğu Almanya’da, bir milletvekili, okullarda “Türkçe konuşan öğrencilere bahçe süpürme cezası” uygulanmasını teklif etmişti. Aşağı Saksonya Eyaleti İçişleri Bakanı Uwe Schünemann ise, “şüpheli görülen Müslümanlara pranga takılmasını” yasa teklifi olarak sunmuştu.

Avrupa’da yükselen bu yeni ırkçı dalganın kurbanı olan Müslümanlar, İslâmofobiye karşı kanunî yaptırımlar icra edilmesi için mücadele ediyor. Özellikle İngiltere’de ve Fransa’da Müslüman sivil toplum örgütleri, yükselen İslâmofobi dalgasına karşı önemli kampanyalar yürütüyor. Fransa’da birçok Müslüman sivil toplum örgütünü bir araya getiren Fransa İslâmofobiyle Mücadele Birliği (CFCM), Haziran ayında 50 bin kişinin imzaladığı bir bildiriyi Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’a sundu.

Bildiride, Danimarka’nın Jyllands Posten gazetesinde yer alan karikatürlerin bazı Fransız dergilerinde de yer almasının ülkedeki Müslümanların imajını yaraladığı belirtilirken, İslâm dininin kutsal değerlerine ilişkin nefret içeren yayınlara karşı kanunî bir tedbir almasını istedi. Fransa’daki Müslüman örgütler, antisemitist fikir beyan etmeyi yasaklayan 1990 tarihli Gayssot Yasası’nı örnek alıyor. İngiltere’de İslâmî İnsan Hakları Komisyonu da, parlamentoya CFCM’nin kanun teklifine benzer bir teklifte bulundu.

İSLÂMOFOBİYE KARŞI İBNİ SİNA ENSTİTÜSÜ

Öte yandan, Fransa’da Müslüman sivil toplum örgütleri, “İslâmofobi bir düşünce değil, suçtur” sloganıyla ulusal bir kampanya yürütüyor. İngiltere’de de uçakları hedef alacağı belirtilen ikinci terörist saldırı iddiasının ardından, Pakistan asıllı Müslümanlar ülke çapında yürütülecek “İslâmı tanıtma kampanyası” başlattı. Bu çabalardan en dikkat çekici olanlardan biri de, Fransa’nın Lille şehrinde açılan İbni Sina Enstitüsü. Laik yapıya sahip Fransa’da devlet desteği alan ilk İslâmî kurum olan enstitü, ülkede hizmet verecek imam ve vaizleri yetiştirecek.

İbni Sina Enstitüsü’nün dekanı ve Fransa İslâm Konseyi Başkan Yardımcısı Muhammed Beşari, İslâm üzerine akademik çalışmaların yapılacağı enstitünün “İslâmofobiye karşı güçlü bir mücadele yürüteceğini” belirtiyor. Beşari, projeyle ilgili olarak, “Avrupa’da hüküm süren İslâmofobiye karşı böyle bir kuruma ihtiyaç vardı. Biz, İslâmın hoşgörüsünü ve açıklığını Avrupa’ya anlatmak istiyoruz. Fransa’da yaşayan 6 milyona yakın Müslüman’ın dinî eğitim hakkı için bu kurumların sayısının artması gerekiyor” diyor.

Muhammed Beşari, İslâmofobiye karşı kanunî yaptırım öngören bir düzenleme için lobi çalışması yürüteceklerini de dile getiriyor. Lille Üniversitesi’ne bağlı olarak faaliyet gösterecek İbni Sina Enstitüsü, Fransa ve Katar hükümetleri tarafından destekleniyor. Ancak Aix-en-Provence Siyasi Bilimler Enstitüsü öğretim üyesi Vincent Geissen’e göre, Müslüman nüfusun en yoğun olduğu Fransa’da bile Müslüman sivil toplum örgütleri, yeterince profesyonel değil ve çabaların arttırılması gerekiyor.

VİNCENT GEİSSEN: İSLÂM

KARŞITLIĞININ KAYNAĞI DİN FOBİSİ

Birçok uzman, Avrupa’daki İslâmofobi dalgasını, Nazi soykırımına sebep olan antisemitizmle kıyaslıyor. Bazıları ise, bunun 20. yüzyıl başlarındaki ırkçı hareketlerle kıyaslanamayacağını, İslâmofobinin kaynağının İslâm’la Hıristiyanlığın ilk karşılaştığı yüzyıllara dayandığını savunuyor. Aix-en-Provence Siyasi Bilimler Enstitüsü öğretim üyesi Vincent Geissen, İslâm karşıtlığının din fobisinden kaynaklandığını savunuyor. “Yeni İslâmofobi dalgası, sadece Arap karşıtı veya göçmen karşıtı ırkçılığın yeniden canlanması olarak yorumlanmamalı. İslâmofobi, aynı zamanda ‘din fobisinden’ besleniyor. Fransa’daki yeni kuşak Müslümanlar, günden güne ‘daha fazla Fransız’ kabul edilir oldu. Ancak İslâm hâlâ ‘problem çıkaran din’ olarak sunuluyor. Bunun altında, “Müslümanların gerçek Fransız olması için dindarlıklarını sulandırmaları gerektiği” anlayışı yatıyor. Çünkü Müslümanların dindarlıkları, asimilasyona bir engel görülüyor. Bir Müslüman, dindarlığından sıyrıldığı an, ‘iyi bir Fransız’ olarak tanımlanıyor.”

Geissen’e göre, iş hayatının birçok dalında dinî yükümlülüklerini yerine getirmeyi tercih eden Müslümanlar büyük zorlukla karşılaşıyor. İçki içmeyen, namaz ve oruç gibi dinî sorumluluklarını yerine getiren Müslüman asıllı Fransızlar, işyerlerinde dışlanmaya maruz kalıyor. Geissen, “Profesyonel İslâmofobinin daha da yaygınlaşacağını düşünüyorum. Avrupa’daki Müslüman sivil toplum örgütlerinin bu alandaki mücadelelerini daha ciddî düzeyde sürdürmeleri şart” ifadelerini kullanıyor.

Guardian yazarı Madeleine Bunting, 21 Aralık 2005’te bu soruna şöyle değinmişti: “Britanya, alkolün Müslümanların sosyal hayata katılımı için ne kadar büyük bir engel teşkil ettiğini kavrayabilmiş değil. Hızla artan alkol tüketimiyle birlikte, İngiltere Müslümanları, okulda, işte veya komşularında çok zor durumda bırakılıyor. Alkol, muhtemelen en etkili ve en az sorgulanan dışlama biçimi.” Vincent Geissen de, Avrupa’da sosyal hayat kurallarının Müslümanları “dindarlıklarını bir kenara bırakmaya zorladığını” belirtiyor.

‘LONDRA SALDIRILARI MİLAT OLDU’

Her ne kadar 11 Eylül saldırıları Müslümanlara yönelik baskıyı artırsa da, Avrupa Müslümanları için zor günlerin esas milâdı, geçen seneki Londra saldırıları oldu. Başta İngiltere ve Fransa olmak üzere birçok AB ülkesi, terörle mücadele yasalarını sertleştirirken, Avrupa’da özellikle Müslüman göçmenlerin hayatını zorlaştıran birçok yasal düzenleme hayata geçirildi. AB’ye bağlı Avrupa Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığını İzleme Merkezi (EUMC), Avrupa hükümetlerinin yeni yasal düzenlemelerle, Müslümanlara karşı artan ayrımcı ve dışlayıcı muameleye göz yumduğunu savundu.

İngiltere’de Tony Blair hükümetinin saldırılardan sonra hazırladığı yeni terörle mücadele yasası, “güvenlik güçlerinin terörle mücadelesini kolaylaştırma” amacı güdüyordu. Ancak bu yasa, en önemli eleştiriyi İngiliz emniyet teşkilâtının en üst düzey Müslüman yetkilisi Tarık Gaffour’dan aldı. Gaffour, yasanın ülkedeki Müslümanları yabancılaştırdığını ve Müslüman gençleri radikalleştirdiğini söylemişti. İngiltere Müslümanları, 2 hafta önce ortaya çıkan “ikinci 11 Eylül saldırısı planı” iddiasının ardından, kendilerini hedef alan ırkçılığın daha da artmasından endişe ediyor.

İngiltere’nin başlattığı sert uygulamaları, sağ hükümetlerin iktidarda olduğu Fransa, Almanya ve Hollanda takip etti. Fransa’da terörle mücadele ve göçmen yasaları, çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu göçmenlerin haklarına önemli kısıtlamalar getirdi. Almanya ve Hollanda ise vatandaşlığa başvuran Müslümanları hedef aldığı belirtilen vicdan testi uygulamalarını ilk başlatan ülkeler oldu. İki ülkede başlayan vicdan testlerinin tüm Avrupa’ya yayılabileceği belirtiliyor. Mart ayında Almanya’da bir araya gelen AB liderleri, ortak bir vatandaşlık testi ve uyum sözleşmesi hazırlanması konusunda mutabık kaldı.

(Haberalemi.net)

26.08.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  AKP’li Fırat: Başörtülülerin başka ülkelerde okumasından utanıyorum

  Okullar barınma merkezi

  Türkiye Lübnan’a asker gönderecek

  Bağış: Lübnan'a asker gönderilmeli

  Depremzedeler: Kıyamet koptu sandık

  Suçla mücadeleye yeni model

  Ormanı ‘sıcak’ yakıyor

  Dinleme delil sayılmaz

  Malazgirt Zaferi coşkuyla kutlanıyor

  Yangında görev yapan uçaklar arızalandı

  Memur Ankara’da bugün meydana iniyor

  Umuda yolculuk Aksaray’da bitti

  Kaş yangını 7. gününde kısmen kontrol altında

  Bitlis’te sıcak satışma

  Bakan Pepe: Asbestli gemiyi iade ettik

  İlmî olarak ispatlandı: Artık bahar erken geliyor

  3 milyar ağaç yandı

  Yananların yerine otuz katı ağaç

  “Pakize” yeniden yuvada

  Lübnanlı ailelere yardım

  “İslâmofobi bir düşünce değil, suçtur”

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004