Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Kasım 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mustafa ÖZCAN

‘Başı kestik sıra gövdede’



Saddam Hüseyin giderken geride büyük ve sakil bir miras bıraktı. İki defa ABD’nin taşeronluğunu yaptı ve iki kez de ‘kader adelet eder’ sırrıyla darbesini yedi.

1980’de İran’a yönelik bir askeri harekat başlattı. Bundan maksadı İran nufuzunu Araplar namına Irak kapılarında durdurmaktı (Irak: Bevvabetü’ş şarkiyye li’l-ümmeti’l arabiyye). Durdurdu da. Buna ödülü de 1991 yılında Kuveyt’ten sürülmek oldu. 1991 dünya için bir dönüm noktası oldu. Gorbaçov ve Saddam sayesinde ikili sistem iflas etti ve Soğuk Savaş dönemi tabii ki ABD’nin zaferiyle taçlandı. Neoconlar tetikte ve siperde idiler. 10 yıl sonra oğul Bush’a yaptırdıklarını o sırada baba Bush’a yaptırmak istemiş ama muvaffak olamamışlardı.

Wolfowitz gibiler Baba Bush’un Bağdat’a kadar gitmesini istiyorlardı. Baba Bush temkinliydi ve müttefiklerine verdiği sözün dışına çıkmak istemiyordu. Saddam Bush idaresinin işmar ve imasıyla Kuveyt’te girdikten on yıl sonra 2003 yılında nihai ve son darbeyi de yedi. Bununla birlikte Kuveyt Saddam için tuzak olurken Irak da Bush yönetimi için tuzak olmuştur. İlginçtir, ABD İran nufuzunu engellesin diye Saddam’ı İran üzerine salmıştı. Ama 2003 yılında Saddam’ı tasfiye ederken bu defa İran’ın nufuzunu Irak’a kendisi taşıdı. Saddam, İran’a savaş açarak ve ardından 1990’da Kuveyt’i işgal ederek bölgeye Amerikan nufuzunun ve müdahalesinin Truva atı oldu. 2003 itibarıyla ABD de Irak’a girebilmek için İran nufuzuna yataklık etmek zorunda kalmıştır. İşin böyle bir garabet tarafı da var. Bununla birlikte, 2006 sonlarına doğru Bush yönetimi emsali görülmeyecek bir siyasi avanaklıkla Sünnileri blok olarak karşısına aldığı gibi, Şiileri kendi karşısında birleştirmiş oldu.

İranlı muhalif veya İran’ın Orhan Pamuk’u sayılabilecek Şirin Ebadi bile son sıralarda Amerikan aleyhine döndü. ABD ziyareti sırasında Hatemi, Irak’ta Amerikan-İran ortaklığından bahsederken şimdi çıkmasının istikrar getireceğini söylüyor. Sanki ABD karşısında İran politikası külliyen değişmiş gibi. İran hükümet sözcüsü Gulamhüseyin İlham, ABD’nin Irak’taki varlığının gayri meşru olduğunu, ABD’nin çekilmesiyle bu ülkedeki sorunların çözülebileceğini söyledi. Irak Başbakanı Maliki de ABD ile restleşmiş idi. Uşak değil ortak olduklarını hatırlattı. Amerikan yanlısı laik politikacılar da ABD ile İran arasındaki ilişkilerde samimi değiller, gidip geliorlar ve denge gözetiyorlar. Bunun için Çelebi ve Talabani’nin isimlerini anmak bile yeterli. Askeri bataklığın yanında ABD’nin karşılaştığı siyasi bataklık da giderek sahasını genişletiyor.

***

Saddam Hüseyin kararı ve kararın bir şekilde infazı Bush yönetimi için siyasi rant temin edebilir, ama asla Amerikan çıkarlarına hizmet etmeyecektir. Askeri ve siyasi bataklığı daha da derinleştirecektir. Zaten Saddam son dönemi itibarıyla siyasi kadavradan ibaretti. İran’ınkiyle Irak’ınkiyle Şiiler nezdinde ABD’nin caydırıcılığı kalmamış durumda. Zira Soğuk Savaş sırasında dünyanın yükünü SSCB ile birlikte çekiyor ve paylaşıyorlardı. Şimdi ise dünyanın siyasi çelişkilerini ve yükünü tek başına omuzlamak durumunda. Bu ise hiçbir faninin harcı değil. Sadece Clinton gibilerin izlediği akıllı ve yumuşak politikalar veya anlayış zemini ABD’nin etkisini idame ettirebilirdi. Bush kendim ettim kendim buldum diye hayıflanabilir. Saddam’ın ağır mirası pratöner gibi ABD’yi bölgeye çekmek ise ABD’nin geriye bırakacağı sakil miras ise tarihin derinliklerinde kalması gereken mezhep kavgalarıdır.

Bu hususta; ABD’nin sorumluluğu noktasında Robert Fısk yine açmış ağzını yummuş gözünü. Independent muhabiri Robert Fisk, Saddam Hüseyin’in bir zamanlar ABD’nin Arap dünyasındaki en iyi dostu olduğunu hatırlatarak, onun bütün katliamları ve insanlık suçlarına göz yumanların şimdi Saddam Hüseyin’ve verilen ölüm cezasını kutlamalarını “iki yüzlülük” olarak niteleliyor. Robert Fisk, “Irak Saddam Hüseyin’den sonra ne yazık ki eskisinden de beter bir yer haline geldi. Kaderin cilvesine bakın ki Irak, bizim tarafımızdan kurtarıldığından bu yana katiller, caniler, ırz düşmanlarıyla doldu. Boğaz kesiyor, işkence yapıyor, öldürüyorlar. Çoğu da şu anda desteklediğimiz ve tabi ki seçimle iş başına gelmiş Irak hükümetine bağlı olarak çalışıyor. Bu savaş suçlularının bazılarının maaşlarını, bu demokratik hükümetin bakanlıkları aracılığıyla bizzat biz ödüyoruz. Bu caniler yargılanmayacak, asılmayacaklar. İşte bu bizim utancımız. Adalet ve ikiyüzlülük hiç bu kadar utanmazca bir araya gelmiş midir?” ifadelerini kullandı.

***

ABD bastırılmış tarihi kin ve husumeti yeniden hortlattı ve günümüze ve coğrafyamıza yeniden taşıdı. Fısk’in ima ile temas ettiği ölüm mangaları bunlardan birisi ve Akrepler gibi adlar taşıyan onlarca ölüm mangasından söz ediliyor.

Saddam kararından sonra Sadr semtindeki kimi Sii militanlar: “Başı kestik sıra gövdede’ diyorlarmış. Saddam’ın asılması sorun değil. İşin sorunlu kısmı asanların kimliğidir. Saddam’la birlikte aslında ortadaki suç değil suçun taraflarından birisi cezalandırılmış oldu. Maşeri vicdanının kabullenemediği husus budur. 1991 ayaklanmasının bastırılması, İran-Irak savaşı gibi hususlardan dolayı Şiilerin özel bir durumu ve hıncı var. Bununla birlikte şamata bastırılması gereken ilkel bir duygudur. Şiiler şamata yapmasınlar Sünniler de fazla üzülmesinler.

08.11.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (07.11.2006) - Saddam kararı

  (06.11.2006) - Iraklı Şiîler ve Bush

  (05.11.2006) - Osman ve Ebu Dıraa

  (03.11.2006) - Ölüm mangaları

  (15.10.2006) - Bir ödül, bir karar

  (13.10.2006) - Laiklik ve çoğulculuk

  (12.10.2006) - ‘Şu çılgın laikler’

  (11.10.2006) - Bush'un nükleer kıyameti

  (10.10.2006) - İslâmın ve laikliğin irticası

  (09.10.2006) - Kudüs, Atina ve Roma hattı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habip FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004