Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 06 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

Uluslararası politikanın aktörü olmayız

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, “Başkaları neyi düşünürse düşünsün, din adamları, dinî liderler ve din bilginleri buluşma, bir araya gelme ve barıştan yana olmalı. Biz çatışmacı ve gerilim üretici uluslararası politikaların aktörü veya destekçisi olamayız” dedi.

Bardakoğlu, yaptığı açıklamada, tüm dünya medyasının yoğun ilgi duyduğu Papa’nın ziyaretinin, Türk insanının konukseverliğini göstermesi, Türkiye imajı ve Diyanet İşleri Başkanlığı açısından oldukça olumlu geçtiğini kaydetti. İki dinî liderin karşılıklı saygı içinde kendi düşüncelerini ifade ettiği ziyaretin, Türkiye’nin sahip olduğu zenginliğin ve farklılığın dünya kamuoyuna tanıtımına da katkıda bulunduğunu vurgulayan Bardakoğlu, farklı din ve kültür mensupları arasında diyalog yönünden ne gibi bir anlam ifade edeceğini ise zamanın göstereceğini belirtti. Bardakoğlu, şöyle konuştu:

“Bu tür görüşme ve buluşmalar akabinde genellemeci ve tüketici değerlendirmelerin yapılması doğru olmaz, çünkü karşılıklı ve sağlıklı bir iletişim, güven ve diyalog ortamını kurmak uzun soluklu bir çabayı, pratiğe yansıyan samimi ve tutarlı adımları gerektirir. Bu tür ziyaretleri normal zemininden taşırarak ve abartarak tüm beklentileri ve sonuçları buna bağlamak doğru değildir. Şayet iki farklı din, kültür, ve medeniyet mensupları arasında bir buluşma ve iletişim isteniyorsa iki tarafın da bu konuda abartıdan ve gösterişten uzak bir tavır sergileyerek, gayet yapıcı, tutarlı, etkili ve inandırıcı adımlar atması beklenir.’’

İster aynı, ister farklı dinlere mensup olsun, dinî liderlerin ve din bilginlerinin bir araya gelmesinin, birbirini ziyaret etmesinin, buluşup konuşmalarının birbirlerinin düşünce ve davranışlarını onaylaması anlamına gelmediğine dikkati çeken Bardakoğlu, insanların ortak sorunlarına çözüm için ilgili herkesin buluşulabilmesi ve ortak mesajlar verilebilmesinin, dinlerin yapıcı katkısının ortaya konmasında önemli olduğunu vurguladı.

Türk toplumunun dindar, milli ve manevi değerlere saygılı, özgürlükçü olduğuna, laik ve demokratik yapının toplumda ortak kabul gördüğüne işaret eden ve Türkiye’nin asırlardır devam ettirdiği hoşgörüsünü bugün de en iyi şekilde koruduğuna dikkati çeken Bardakoğlu, ‘’Ülkemizde dinî azınlıkların din özgürlüğü, hem tüm toplumun benimsediği, hem de yasaların güvence altında tuttuğu ve güçlendirdiği bir husustur. Tartışılarak çözülmesi gereken münferit bazı sorunları abartarak, ‘Türkiye’de din özgürlüğü yok’ demek Türkiye’ye haksızlıktır. Keşke dünyanın her ülkesinde dinî azınlıklar benzer bir özgürlük içinde olsalar, bütün dinî liderler ilkesel davranıp her yerde ve herkes için dini özgürlükten yana tavır koysalar’’ diye konuştu.

Bardakoğlu, insanın iç dünyasındaki zaaflarının, bencillik ve hırslarıyla toplum ve ülkelerin strateji ve çıkar hesaplarının, en insani ve en temel değerleri bile çatışma kültürünün bir parçası haline getirebildiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

‘’İnsan hakları, demokrasi, özgürlük gibi üst kavramlar ve ahlakın temel erdemleri de zaman zaman çatışmanın bir aracı ya da bahanesi yapılabiliyor; yanlış amaçlar için kötüye kullanılabiliyor. Biz din bilginleri ve İslam dinine inananlar, hiçbir zaman kavgadan yana olmamalıyız. Buluşmadan, görüşmeden, konuşmadan yanayız. Medeniyetler çatışması bir vaka olarak değil, bazı kesimlerce sürdürülen bir planlama ve başka amaçları kolaylaştıran bir araç olarak gündemde tutuluyor. Ancak, başkaları neyi düşünürse düşünsün, din adamları, dini liderler ve din bilginleri buluşma, bir araya gelme ve barıştan yana olmalı. Biz çatışmacı ve gerilim üretici uluslararası politikaların aktörü veya destekçisi olamayız.’’

YANLIŞ BULDUĞUMUZ DAVRANIŞI ELEŞTİRİRİZ

Ziyaret sırasında basın önünde yaptığı konuşmada, şahısları ve kurumları değil, fikirleri ve yanlışları hedef aldığını belirten Bardakoğlu, şunları kaydetti: ‘’Katılmadığımız, yanlış bulduğumuz bir söz ve davranış varsa, onu eleştiririz. Bu yanlışın içine kim giriyorsa, dolaylı olarak o, sözün muhatabı olur. Doğrudan bir şahsı, bir din mensubunu hedef alan, hele genelleştiren konuşmalar yapmayız. Bizim yaptığımız yanlış fikir ve davranışları eleştiren, onların muhtemel olumsuz sonuçlarına dikkat çeken bir konuşmaydı. Günümüzde dini liderler ve kurumlar öteki din mensubunun kutsalına ve inancına saygı göstermede daha özenli davranma, bu konuda daha bir duyarlı olma durumundadır. Ben, bu ziyaretin böyle bir duyarlılığı pekiştireceği, o konuda eğitici bir rol üstleneceği kanaatindeyim.’’

/ ANKARA

06.12.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  TÜSİAD: AB sürecinde oyuna gelmeyelim

  Aklıselimle davranmaya mecburuz

  Babacan: Reformlara aynı hızla devam

  Müzakere süreci kesilmesin

  Kapının kapatılması hata olur

  Uluslararası politikanın aktörü olmayız

  Eğitimcilik peygamber mesleğidir

  Pakistan suçsuz buldu, THY uçağa almadı

  Tabelâlara ‘Türkçe’ mecburiyeti

  Temiz ekran için 50 bin imza

  Bu hafta da yağış beklenmiyor

  Göç mağdurlarına sosyal şefkat politikaları gerekli

  Doktorlar ‘ters yöne’ girdi

  Diyarbakırlı çocuklara şefkat eli uzanacak

  Elektrik kontağından yangın çıkmayacak

  İslâm kadına tüm haklarını verdi


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004