Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 09 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Murat ÇETİN

Bir gün daha



Ne kadar zengin, ne kadar yoksul; ne kadar güçlü, ne kadar zayıf; ne kadar meşhur, ne kadar varlığı yokluğu bir olsa da herkes, gece olup başını yastığa koyunca, aynı gerçekle yüzyüze kalıyor:

Bir gün daha bitti.

Her saniye yeryüzünün başka bir coğrafyasında gece oluyor ve her saniye birileri başını yastığa koyup, bu gerçekle yüzleşiyor:

Bir gün daha bitti.

Günü iyi geçen de, kötü geçen de, dolu dolu geçen de, boş boş geçen de, iyilik yapan da, kötülük yapan da, gülen de, ağlayan da, para kazanan da, para kaybeden de, aynı gerçekle karşılaşıyor:

Bir gün daha bitti.

Yani bir dün daha bitti. Yani bir yarın daha bitti, bugün oldu. Yani ömürden bir gün, bir dün, bir yarın gitti.

Yani doğumdan bir gün mesafesi kadar daha uzaklaşıldı. Yani ölüme, bilinmeyen sona bir gün daha yaklaşıldı. Yani… Bir gün daha… Bitti. Yazıyla: Bitti.

Dün de böyle olmuştu, ondan önceki gün de, ondan önceki de. Yarın da böyle olacak, ömür sürerse, öbür gün de, sonraki de.

Peki geriye ne kaldı? Sürekli sıfırlanan bir hazine olarak mı yaşanıyor günler? Yoksa her gün yeni hazineler mi katılıyor? Güldük, eğlendik, mutluyduk. Peki o güldüklerimiz yarın da güldürecek mi? Çalıştık, kazandık. Peki yarın, ondan sonraki yarın ve sonraki yarınlar bize yetecek mi? Konuştuk, tartıştık; yarına bir şey kattık mı?

Her saniye, bir yerlerde makineler çalışırken, arabalar hareket ederken, kırmızı ışık yeşil ışığa dönüşürken, martılar uçarken, denizler dalgalanırken, cep telefonlarının şarzı biterken, bilgisayarlar kapanırken ve açılırken, ocaktaki su kaynarken; birileri biten bir günün muhasebesini yapıyor. Birileri biten günü düşünmemeye çalışarak uyumaya çalışıyor.

Her ne dilde söylenirse söylensin, hatta söylenmese bile, büyük harflerle düşünülüyor:

Bir gün daha bitti.

Bir gün daha yaşlandı, o güzel kadın. Bir gün daha ihtiyarladı, elden ayaktan düştü, o heybetli adam.

Huzursuz bir iç çekişe eşlik etti, kapı gıcırtısı. Huzursuz bir düşünceye karşılık verdi fırtına.

Ama birileri huzur içinde söylüyor o cümleyi, bereketli geçen günün ardından. Hayırlarla dolu bir dünün ardından ve hayırlara niyetli bir yarına doğru…

Ne mutlu, birileri bu cümleyi huzur içinde söylüyor:

Bir gün daha bitti…

09.01.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (08.01.2007) - Çalışmadığın yerden sınava girmek

  (28.12.2006) - Kurban güzellemesi

  (26.12.2006) - 2006 ile son sohbet

  (21.12.2006) - Kar’a...

  (19.12.2006) - Duvarları yıkmak

  (14.12.2006) - Yirmi yedi liraaltmış üç kuruş

  (12.12.2006) - TC kimlik no

  (05.12.2006) - Manşete çıkmayan hayatlar

  (04.12.2006) - Kucaklaşma

  (27.11.2006) - Biz, dışarıdakiler

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004