Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Murat ÇETİN

TC kimlik no



Devlet, sorulduğunda gösterelim diye, adına “Nüfus cüzdanı” da denilen, pvc kaplı, soğuk damgalı bir kâğıt verir elimize; kendisine olan bağlılığımızı, kâğıt üstünde de olsa gösterelim diye.

Onu, üstümüzdeki en dünyevî yere, paralarımızın yanına, “cüzdan”ımıza koyarız;. her ne kadar en tartışmalı yeri, “dini” yazan bölümü olsa da…

Üstünde, sadece devlet tarafından istenen bir fotoğraf türü olan “vesikalığımız” vardır. Ve bu vesikalık, pek çoğumuzun, objektifler karşısındaki tek hatırasıdır.

Devlet, söz konusu, sorulunca gösterilen, kendisine bağlılığımızın delili sayılan bu “kâğıt” için, bizim adımıza bir de numara alır. Fotoğraf için fotoğraf stüdyosuna, başka başka belgeler için muhtarlığa ya da notere gönderen devlet, bu işi kendisi halleder. Hatta halletmek için milyonlarca dolar harcar.

Garip bir numaradır bu. Aslında bütün numaralar, adı üstünde gariptir. O yüzden ortada garip bir şeyler döndüğünde, bu işte bir “numara” dönüyor diye düşünürüz. Ama buradaki tuhaflık o türden değildir neyse ki. Meselâ bu, adına TC Kimlik denilen numaradaki rakamların her hangi bir anlamı yoktur. Telefon numaralarındaki 0’dan sonraki üç haneli sayının ya da plakaların ilk iki rakamının ifade ettiği gibi bir vilayete göndermede bulunmaz. Ama hikmetinden sual olunmaz, mutlaka bir anlamı vardır, deyip fazla kurcalamayız. Sorulunca gösteririz, gerisine karışmayız.

İşte bu, sırrı çözülememiş numaralar, bir gün gelir karışır. Görülür ki, aynı numara binlerce kişiye birden verilmiş. Onlarca kişinin birden fazla numarası varmış.

Siz, başkasının vesikalığını kendi nüfus cüzdanınıza yapıştırmaya kalktığınızda ya da o vesikalıkta iki kulağınız birden görünmediğinde ya da karşıdan değil de profilden göründüğünüzde ya da orijinal fotoğraf yerine renkli fotokopisini orijinal diye yutturmaya çalıştığınızda karşınızı çıkan bürokrasi, böyle durumlarda ortada görünmez.

Ona hesap soramayız, “Git bu numarayı düzelt gel.” “Olmamış, bu numara yanlış, yarın sabahtan yeni numara al, sıraya gir, doğrusunu getir” demeyiz, diyemeyiz, demeyi düşünmeyiz.

Biz sadece sorulunca gösterir; bir elimizdekine, bir yüzümüze bakan resmî görevliyle göz göze gelip, geçer gideriz.

12.12.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (05.12.2006) - Manşete çıkmayan hayatlar

  (04.12.2006) - Kucaklaşma

  (27.11.2006) - Biz, dışarıdakiler

  (23.11.2006) - Masal bu ya...

  (21.11.2006) - Ne güzel!

  (16.11.2006) - Konuşmalar, sessizlikler ve hiç üzerine

  (13.11.2006) - Lütfen...

  (09.11.2006) - Cenazeler ve törenler

  (06.11.2006) - Arkadaşnâme

  (02.11.2006) - Eğilen başlar

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004