Devlet, sorulduğunda gösterelim diye, adına “Nüfus cüzdanı” da denilen, pvc kaplı, soğuk damgalı bir kâğıt verir elimize; kendisine olan bağlılığımızı, kâğıt üstünde de olsa gösterelim diye.
Onu, üstümüzdeki en dünyevî yere, paralarımızın yanına, “cüzdan”ımıza koyarız;. her ne kadar en tartışmalı yeri, “dini” yazan bölümü olsa da…
Üstünde, sadece devlet tarafından istenen bir fotoğraf türü olan “vesikalığımız” vardır. Ve bu vesikalık, pek çoğumuzun, objektifler karşısındaki tek hatırasıdır.
Devlet, söz konusu, sorulunca gösterilen, kendisine bağlılığımızın delili sayılan bu “kâğıt” için, bizim adımıza bir de numara alır. Fotoğraf için fotoğraf stüdyosuna, başka başka belgeler için muhtarlığa ya da notere gönderen devlet, bu işi kendisi halleder. Hatta halletmek için milyonlarca dolar harcar.
Garip bir numaradır bu. Aslında bütün numaralar, adı üstünde gariptir. O yüzden ortada garip bir şeyler döndüğünde, bu işte bir “numara” dönüyor diye düşünürüz. Ama buradaki tuhaflık o türden değildir neyse ki. Meselâ bu, adına TC Kimlik denilen numaradaki rakamların her hangi bir anlamı yoktur. Telefon numaralarındaki 0’dan sonraki üç haneli sayının ya da plakaların ilk iki rakamının ifade ettiği gibi bir vilayete göndermede bulunmaz. Ama hikmetinden sual olunmaz, mutlaka bir anlamı vardır, deyip fazla kurcalamayız. Sorulunca gösteririz, gerisine karışmayız.
İşte bu, sırrı çözülememiş numaralar, bir gün gelir karışır. Görülür ki, aynı numara binlerce kişiye birden verilmiş. Onlarca kişinin birden fazla numarası varmış.
Siz, başkasının vesikalığını kendi nüfus cüzdanınıza yapıştırmaya kalktığınızda ya da o vesikalıkta iki kulağınız birden görünmediğinde ya da karşıdan değil de profilden göründüğünüzde ya da orijinal fotoğraf yerine renkli fotokopisini orijinal diye yutturmaya çalıştığınızda karşınızı çıkan bürokrasi, böyle durumlarda ortada görünmez.
Ona hesap soramayız, “Git bu numarayı düzelt gel.” “Olmamış, bu numara yanlış, yarın sabahtan yeni numara al, sıraya gir, doğrusunu getir” demeyiz, diyemeyiz, demeyi düşünmeyiz.
Biz sadece sorulunca gösterir; bir elimizdekine, bir yüzümüze bakan resmî görevliyle göz göze gelip, geçer gideriz.
12.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|