Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 14 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Murat ÇETİN

Yirmi yedi liraaltmış üç kuruş



Eğer ağzımızdan çıkan her kelimeye, ceza kanunlarındaki hükümler uygulansaydı, hiçbir sözümüz bir savcının dosyasına girmekten kurtulamasaydı; sokaklar daha boş, cezaevleri daha tıklım tıklım olurdu.

Eğer ağzımızdan çıkan her kelime, bir tazminat dâvâsına konu olsaydı, dost meclislerinde, beş çaylarında, yolda ayak üstü konuştuklarımız bile kayda alınsaydı; hele hele muhatabımız, gücünü haktan değil, güçten alsaydı; birileri çok daha zengin, birileri çok daha yoksul olurdu.

Daha özgür ve daha zengin olmanın yolu, kimseye bulaşmamaktan, bulaşacaksan da gücünü haktan alanlara bulaşmaktan geçerdi. Aklına gelen her doğruyu söylemek yerine, bazılarını yutkunmak, bazılarını “delete” tuşuyla silmek tercih edilirdi.

Şimdilik dost meclislerinde, komşu gezmelerinde ve sokakta ayak üstü istediğimiz gibi konuşuyoruz. Ama bu, insanların dokunulabilenler ve dokunulamayanlar; sözlerinse övgü ve hakaret olarak ayrılmasını engellemiyor. Dokunulabilenlere hakaret etseniz de eleştiri, dokunulamayanları eleştirseniz bile hakaret sayılmasını da engellemiyor. Dokunulamayanlar hakkında sadece övgü yazabildiğiniz ya da sadece susabildiğiniz gerçeğini de değiştirmiyor.

Böyle bir dünyada, sizin 380 kelimelik bir yazınız hakkında, 10.500 YTL’lik hukuken tazminat, vicdanen ceza sayılabilecek bir miktara hükmedilebiliyor.

Her bir kelimesi ortalama yirmi yedi lira altmış üç kuruş eden bir yazıyı, ancak böyle bir ülkede yazabilirsiniz. Ve hakkınızda yazılmış bir yazıdan ancak bu kadar kâr edebilirsiniz.

Böyle bir ülkede sizin çalışıyor olmanız da, emekli olmanız da, hatta ölmüş olmanız da fark etmiyor.

Böyle bir ülkede, söz gümüş değil, altındır. Zira her bir kelimeniz yirmi yedi lira altmış üç kuruş eder.

Böyle bir ülkede “ve”ler, “ile”ler, “ama”lar, “çünkü”ler bile size çalışır; sükut, ancak böyle bir manzaraya sessiz kalmak anlamında size kazandırır.

Yoksa herkes yutkunsa, herkes “delete” yapsa, herkes korkup sinse, bunun paraya tahvili yoktur, ama sizin için daha değerlidir. Kendinizi daha güçlü hissedersiniz, daha dokunulmaz, daha erişilmez zannedersiniz. Ve bunu parayla ölçemezsiniz.

Ama aslında böyle bir ülkede sükut da altındır sizin için. Hem de her şeyi altına çeviren bir simya gibidir. Adaletin susması, her şeyi altına çeviren bir simya gibidir sizin için.

14.12.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (12.12.2006) - TC kimlik no

  (05.12.2006) - Manşete çıkmayan hayatlar

  (04.12.2006) - Kucaklaşma

  (27.11.2006) - Biz, dışarıdakiler

  (23.11.2006) - Masal bu ya...

  (21.11.2006) - Ne güzel!

  (16.11.2006) - Konuşmalar, sessizlikler ve hiç üzerine

  (13.11.2006) - Lütfen...

  (09.11.2006) - Cenazeler ve törenler

  (06.11.2006) - Arkadaşnâme

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004