Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 03 Mayıs 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Erdoğan: Meclis bloke edilmiştir

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi kararını değerlendirirken, “Bu, demokrasiye sıkılmış bir kurşundur” dedi. Erdoğan “Bundan sonra parlamenter demokratik sistemin karar, yasama organının, kanunların çıkmış olduğu o kutsî çatı altında artık parlamenter demokratik sistem artık bloke edilmiştir” şeklinde konuştu.

Erdoğan, AKP MYK toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanlığı seçim turlarının Perşembe gününden itibaren yine devam edeceğini bildirdi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ‘’Bizler ilk turun neticesini görüp bunu tekrar değerlendireceğiz. Millete bu konuda da gidilmesinin geleceğe yönelik en isabetli yol olduğuna inanıyoruz. Neden? Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu bu kararla... Bundan sonra parlamenter demokratik sistemin, karar, yasama organının, kanunların çıkmış olduğu o kutsi çatı altında artık parlamenter demokratik sistem artık bloke edilmiştir. Bu blokajdan kurtulmak için azınlığın çoğunluğa tahakkümünü ortadan kaldırmak için gidilecek tek kapı egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, o zaman millete gidiyoruz. O zaman Cumhurbaşkanını millet kendisi seçsin. Neyle? İki turlu seçimle... Bu da şu anda almış olduğumuz kararımızdır. Buna yönelik olarak her türlü adımı atmaya hazırız. Biliyoruz burada da bazı engeller karşımıza çıkarılacak. Bunları okuyoruz... Ama biz yasalar, başta Anayasa olmak üzere neyi gerektiriyorsa bunu yapacak ve cumhurbaşkanlığı seçimiyle de eğer Parlamentodan cumhurbaşkanı seçilemezse bu konuyu da millete götürecek ve milletimizin cumhurbaşkanı seçmesini temin eden yolu açacağız.’’

/ ANKARA

03.05.2007


 

Baykal'ın anayasa duvarı

AKP’nin cumhurbaşkanını halka seçtirme teklifine, “Anayasa duvarını aşamayan hükümet, şimdi cumhurbaşkanı tanımını ve sistemini değiştirerek mücadelesini sürdürmek istiyor” gerekçesiyle karşı çıkan CHP lideri Baykal, “Bu Meclis cumhurbaşkanını seçemedi, öyleyse cumhurbaşkanını seçme yöntemini değiştirsin demek, bir inatlaşma uğruna anayasal sistemini de sıkıntıya sokmak demektir” görüşünü savundu.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AKP’nin cumhurbaşkanını halka seçtirme teklifine, “Anayasa duvarını aşamayan hükümet, şimdi cumhurbaşkanı tanımını ve sistemini değiştirerek mücadelesini sürdürmek istiyor” gerekçesiyle karşı çıktı.

Baykal, bir televizyon kanalında katıldığı canlı yayında gazetecilerin sorularını cevapladı.

Baykal, ‘’Cumhurbaşkanını halkın seçmesi ya da 5 artı 5 formülü ile gelirlerse yaklaşımınız ne olur?’’ sorusuna da şu cevabı verdi:

‘’Hükümetin cumhurbaşkanı seçme girişimi başarısızlığa uğrayınca, bu konuda anayasayı zorlayıp anayasa duvarını da aşamayınca, şimdi (sistemi değiştirelim istediğimi o şekilde elde edeyim) arayışına girdiğini görüyoruz. Aynı mücadele, aynı arayış bu defa anayasanın cumhurbaşkanı tanımını ve sistemini değiştirerek sürdürülmek isteniyor. Bu, çok sağlıklı bir yaklaşım değil.’’

İlk tur için 367 katılım gerektiği ve bu rakamı parlamentoda sağlamak mümkün olamayacağı için seçimin halk tarafından yapılması yönünde görüşler öne sürüldüğünü belirten Baykal, bunun doğru bir yaklaşım olmadığını idda etti. Baykal, dayatmacı bir tavır sergilenmemesi durumunda parlamentoda 367 rakamının sağlanabileceğini kaydetti.

Mevcut Meclisin cumhurbaşkanı seçemez bir meclis haline geldiğini ifade eden Baykal, şu görüşleri savundu:

‘’Bu Meclis’ten anayasa değişikliği yaptırarak Türkiye’nin geleceğiyle ilgili çok temel tercihleri çıkarmaya çalışmak çok uygun düşmeyecektir. Söz konusu olan değişiklikler Türkiye’de Meclis üstünlüğüne dayanan, köklü, tarihi, milli sistemimizin değiştirilmesini öngören bir öneri niteliğindedir. Şimdi ‘Bu meclis cumhurbaşkanını seçemedi, öyleyse cumhurbaşkanını seçme yöntemini değiştirsin’ demek, bir inatlaşma uğruna Türkiye’nin anayasal sistemini de sıkıntıya sokmak demektir.’’

Özden de sakıncalı buldu

Anayasa Mahkemesi eski başkanı Yekta Güngör Özden de bir televizyon kanalında katlıdığı programda, cumhurbaşkanını halkın seçmesi teklifine ilişkin soru üzerine ‘’halkın seçmesinin çeşitli sakıncaları yeteri kadar tartışılmadan cumhurbaşkanını tek başına halkın seçmesi Türkiye’yi siyasal bir felakete götürebilir’’ görüşünü savundu. Cumhurbaşkanının yetkilerinin ‘’aşırı olduğu”nu savunan Özden, bunun 12 Eylül ihtilâlinin getirdiği şartlara göre düzenlendiğini söyledi.

SEZER’İN GÖREVİ 16 MAYIS’TA BİTER

Özden, Cumhurbaşkanlığına, TBMM başkanının vekalet etmesi gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi: “Bana göre, cumhurbaşkanının görevi 16 Mayıs’ta sona eriyor. Olağan bir biçimde yeni cumhurbaşkanı seçilseydi, bir günlüğüne bir kaç saat daha görevinde kalması düşünülebilirdi. İstifa sayılan, 106. maddeye benzer bir durum olmuştur. Bu durumda cumhurbaşkanının görevi sona ermiştir, ona da meclis başkanı vekâlet eder.’’ Bu konuda Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in de kendi inisiyatifini kullanarak görevinden ayrılabileceğini ifade eden Özden, yapılacak diyaloglar sonucu bir karar alınabileceğini kaydetti.

/ ANKARA

03.05.2007


 

Problem anayasada

Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, cumhurbaşkanlığı vekâleti konusunda yaşanan tartışmalarla ilgili olarak, anayasanın 102 ile 106. maddeleri arasında yorum farkı bulunduğuna işaret ederek, “Herhalde bir noktaya varılacak. Her iki maddede yoruma göre değişir. Anayasanın dili bu kadar kötü olunca herkes birşeyi çıkarmaya çalışıyor. Uzmanlar çalışıyor. Bir neticeye varılır. Bu sorun da çözülür. Mecbur çözülecek” değerlendirmesinde bulundu.

Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu, Meclisin bundan sonra çalışıp çalışmayacağına ilişkin soru üzerine, Anayasanın çok açık olduğunu bildirdi. Kuzu, ‘’Yenisi seçilene kadar görevine devam eder. Anayasa Mahkemesinin son kararından güç alınarak, ‘Acaba bir şey yapabilir miyiz?’ gayretleri bunlar, başka bir şey değil’’ şeklinde konuştu.

‘’Anayasa açık, ‘Devam edemez’ diyen ‘Devam edemez’ diyecek. Çalışmamızı istemiyorlar mı?’’ diye soran Burhan Kuzu, Cumhurbaşkanının görevine devam edip edemeyeceğine ilişkin bir soru üzerine bununla ilgili Anayasanın 102 ve 106. maddelerinde farklı yorumların olduğuna dikkati çekti.

AKP’li Kuzu, bu konuda bir noktaya varılacağını dile getirerek, şunları kaydetti:

‘’Uzmanlar çalışıyor. İki maddede yoruma göre değişir. 102’de olur, 106’da olur. Metni okursan, 102. maddede ‘Cumhurbaşkanı yenisi seçilene kadar devam eder’ diyor. ‘Seçilen göreve başlayana kadar’ diyor. Böyle bir seçim olmadığına göre 16 Mayıs’ta görevi bitiyor. Aynı maddenin gerekçesine bakıyorsun, ‘cumhurbaşkanı göreve devam eder’ diyor. Orada farklı yazıyor. Metinle gerekçesi uymuyor. 106. maddeyi okuduğunuz zaman da ‘Meclis Başkanı devam eder’ diyor. Ağırlıklı olarak öyle gözüküyor. Ama tabi bilemiyorum. Anayasanın dili bu kadar kötü olunca, herkes bir şey çıkartmaya çalışıyor.’’

“BEN DE KUZUOĞLUYUM’’

Gazetecilerin, ‘Meclisin çalışıp çalışmayacağına’ ilişkin ısrarlı soruları üzerine Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu, ‘’Meclis çalışmalarına normal devam ediyor. Meclis neden çalışmasın? Öyle bir şey yok. Öyle bir şey olur mu? Nerede yazıyor. Hiçbir yerde yazmıyor. Cumhurbaşkanı seçiminde Meclis’te 3’er gün arayla turlar yapılıyor. Diyelim 3 günlük turun arasında 2 gün var. 2 gün çalışmayacak mısınız?’’ şeklinde konuştu.

Burhan Kuzu, bu iddiaların Sabih Kanadoğlu’na ait olduğunu hatırlatan gazeteciye ‘’Gidin Kanadoğlu’na sorun, ben de Kuzuoğluyum. Herkesin kanaati o’’ dedi.

‘’Anayasa değişikliği paketiyle’’ ilgili bir soru üzerine de Kuzu, ‘’Anayasa değişikliği paketi gelsin hemen komisyonu toplayacağım’’ dedi.

/ ANKARA

03.05.2007


 

AKP: 24 Haziran’da seçim

AKP tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve genel seçimin 24 Haziran 2007’ye alınmasına ilişkin seçim önergesinde, ‘’Seçimin erkene alınması, belirsizlikleri azaltacak; milletimizin, güven ve istikrarın devamının sağlanmasındaki beklentisini de karşılamış olacaktır’’ denildi.

AKP grup başkanvekilleri Salih Kapusuz ve Sadullah Ergin ile İstanbul milletvekilleri Hayati Yazıcı ve İdris Naim Şahin imzasıyla TBMM başkanlığına sunulan seçim önergesinde, 22. Dönem Parlamentosunun görevinin 4 Kasım 2007’de dolacağı hatırlatıldı. Önergede, seçimin bu tarihte yapılması halinde, seçim sonrasında, hükümet kurma çalışmaları ve oluşacak hükümetin önce geçici, sonra kesin bütçe yapma zorunluluğunun söz konusu olacağı belirtildi. Milletvekili genel seçiminin öne alınmasının, seçim sonrasında oluşacak hükümete kendi bütçesini yapma kolaylığı sağlayacağı kaydedilen önergede, aslolanın, istikrar ve güvenin sürdürülebilirliği olduğu vurgulanarak şöyle denildi:

‘’Esasen, seçimlerin yapıldığı 3 Kasım 2002 tarihinden itibaren, 5. yasama yılı da 30 Haziran 2007’de tamamlanmış olacaktır. Bu süre içinde ülkemiz, güven ve istikrar ortamında ekonomik ve sosyal kazanımların yanında, demokrasisini de güçlendirmek için önemli adımlar atmıştır. Seçimlerin erkene alınması, belirsizlikleri azaltacak, milletimizin, güven ve istikrarın devamının sağlanmasındaki beklentisini de karşılamış olacaktır.

Bu nedenlerle; Anayasanın 77, 2839 Sayılı Milletvekili Seçim Kanununun 8. maddeleri gereğince, TBMM genel seçimlerinin yenilenerek 24 Haziran 2007 günü yapılması, bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı alınmasına dair seçim önergesini arz ve teklif ederiz.’’

/ ANKARA

03.05.2007


 

Mumcu: Eylül’e kalsın

ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu, erken seçimin zamanıyla ilgili olarak, “en münasibinin Eylül ayı başı” olacağını belirterek, “Seçim kararını Meclis alacaktır ama 24 Haziran olmaz” dedi.

NTV’de Murat Akgün’ün sorularını cevaplayan Erkan Mumcu, seçim kararını Meclis’in alacağını belirtti. Mumcu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Telaş etmesinler. Dün akşam 18.00’dan 23.30’a kadar 4 değişik açıklama yaptılar. ‘Turlamalar yapılacaktır, yapılmayacaktır’... Yani inisiyatif hükümetin elinden gitti. Panik yapmanın lüzumu yok. Seçim kararını meclis alacaktır ama 24 haziran olmaz.

Partilerden herhangi biri ön seçimle aday belirleme kararı verecek olursa bu imkansızdır. Yani partinin demokratik hakkını elinden alamazsın ki. Biz Türkiye’nin birçok yerinde ön seçimle aday belirleyeceğimize dair teşkilatımıza söz verdik. Tüzüğümüzde de bunlar yazıyor. Bu hakkımızı kullanabiliriz. Bunu bir konuşalım. Yani böyle olmaz. Seçim kararının Meclisin inisiyatifinden çıkacağından korkuyorlar, korkmasınlar. Korkuyla, panikle yapılmaz bu işler. Aklıselimle yapılır bu işler. Aklı selimle de bu işleri çözeriz.”

Mumcu, “Ne zaman seçim olmalı?” sorusuna da, “Bence bu işin münasibi Eylül ayının başıdır. Bu işin münasibi milletin de işine gelir. Köylü harmanı bitirmiş olacaktır. Vatandaş yazlığından dönmüş olacaktır. Okulların açıldığı ilk hafta, okulların açılacağı güne rastlıyor zaten... O yani pazartesi okulların açılacağı haftanın pazar günü de biz bu seçimleri yaparız” cevabını verdi.

/ ANKARA

03.05.2007


 

Mahkemenin kararı Mecliste

Anayasa Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunun iptali ve yürürlüğünün durdurulmasına ilişkin kısa kararı TBMM’ye gönderildi.

Gönderilen metinde, ilk turda ‘’eylemli İçtüzük değişikliği’’ niteliğinde ve ‘’gözetilmesi gereken toplantı yeter sayısıyla ilgili kararın Anayasa’ya aykırı’’ karar alındığı ifadesine yer verildi.

TBMM Başkanlığı’na fakslanan ‘’Karar tutanağı’’nın ‘’hüküm’’ bölümünde şunlar kaydedildi: ‘’TBMM’nin eylemli İçtüzük değişikliği niteliğinde olan 27.4.2007 günlü 96. Birleşiminde alınan 11. Cumhurbaşkanı’nın seçiminde gözetilmesi gereken toplantı yeter sayısıyla ilgili kararının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline Haşim Kılıç ile Sacit Adalı’nın karşı oyları ve oy çokluğuyla 1.5.2007 gününde karar verildi.’’

Kararın altında Başkanı Tülay Tuğcu ve diğer 10 üyenin isim ve imzaları yer alıyor.

/ ANKARA

03.05.2007


 

YSK: Seçime her zaman hazırız

ANKARA - Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Muammer Aydın, “Seçime her zaman hazırız” dedi.

Başkan Aydın, YSK Başkanlığı’na gelişinde, gazetecilerin erken seçime ilişkin sorularını cevapladı. Aydın, teknik hazırlıkların tamamlanıp 24 Haziran’da seçim yapılıp yapılamayacağının sorulması üzerine, “Onun hazırlıklarını yapıyoruz. Biz şu kadar sürede seçime hazırız, 60-70 günde seçimi yaparız şeklinde bir program hazırlayacağız” dedi. Aydın, bir başka soruyu cevaplarken de “Seçime her zaman hazır olduklarını” söyledi.

Cumhurbaşkanlığı seçimi ile genel seçimlerin birarada yapılıp yapılamayacağı sorusu üzerine Aydın, bu konunun YSK’nın dışında olduğunu ve şu anda böyle bir durumun söz konusu olmadığını kaydetti. Muammer Aydın, seçim tarihi konusunda iktidar ya da TBMM ile herhangi bir görüş alışverişinde bulunmadıklarını ifade ederek, “Biz seçimi en erken ve yasalara uygun şekilde ne zaman yapabiliriz, bunun çalışmasını yapıyoruz” dedi. “Cumhurbaşkanlığı referandumu yapılması istenirse, genel seçim ile aynı günde yapılabilir mi?” sorusuna da Aydın, “Olabilir. Bu, çıkacak yasaya bağlı” karşılığını verdi.

/ ANKARA

03.05.2007


 

YDS başka tarihe alınacak

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, “Seçim tarihi 24 Haziran olarak kesinleşirse Yabancı Dil Sınavı’nı (YDS) bir başka tarihe almayı araştıracağız” dedi.

Erken seçimin yapılabileceği tarihler arasında söz edilen 24 Haziranda YDS’nin yapılacağını hatırlatan Yarımağan, bu tarihin kesinleşmesi halinde sınavın bir iki gün önce ya da sonra gerçekleştirilebileceğini söyledi. YDS’ye yaklaşık 50 bin adayın katıldığını hatırlatan Yarımağan, “Seçim tarihi 24 Haziran olarak kesinleşirse YDS’yi bir başka tarihe almayı araştıracağız. ÖSS olsaydı rica ederdim. ‘ne olur çakıştırmayın derdim’. ÖSS büyük bir organizasyon. Ama o 17 Haziranda, yapılacak seçimden etkilenmiyor” dedi.

/ ANKARA

03.05.2007


 

Çiçek: Yeni TBMM seçilene kadar eskisi tüm yetkilerini kullanır

Adalet Bakanı Cemil Çiçek yeni TBMM seçilene kadar eskisinin tüm yetkilerini kullanıp faaliyetlerine devam edebileceğini söyledi.

Yeni seçilen Yargıtay ve Danıştay üyelerinin mazbata törenine katılmak üzere geldiği Adalet Bakanlığı Gazi Ek Binasında soruları cevaplayan Çiçek, “Cumhurbaşkanlığı seçim turları tamamlandıktan sonra, Meclisin yasama faaliyetinde bulunamayacağı görüşünü savunanlar var. Bu nedenle de Anayasa değişikliğinin fiilen ve hukuken gerçekleştirilemeyeceği ifade ediliyor bu konudaki görüşünüz nedir?” sorusunu cevaparken şöyle konuştu: “Sayın Meclis Başkanı bu konularda bir açıklama yaptı. Anayasa’nın 77. maddesi açıktır. Meclisin faaliyetleri hiçbir şekilde durdurulamaz. Tatile çıkar, o zaman ara vermeler olur ama her halükarda meclis yenisi seçilinceye kadar eskisi görevi başındadır. Diyelim ki bir sıkıyönetim ilanı söz konusu olsa, bir olağanüstü hal kararı almak gerekse, savaş ilanına karar verilecek olsa, bunların hepsi meclisin yaptığı yapacağı çalışmalardır. İnşallah ihtiyaç olmaz bunlara.”

/ ANKARA

03.05.2007


 

Yalçındağ: Erken seçim Türkiye’nin önünü açtı

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, erken seçimle ilgili olarak ‘’Türkiye’nin önü açılmıştır diye düşünüyorum’’ dedi.

Yalçındağ, İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO) düzenlenen 10. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde gazetecilerin erken seçime ilişkin sorularını cevapladı. Erken seçimin daha önce de söyledikleri bir konu olduğunu ifade eden Yalçındağ, ‘’Türkiye’nin önü açılmıştır diye düşünüyorum. Tüm taraflar da hemfikir. Hayırlısı olsun’’ diye konuştu.

Bir gazetecinin ‘’Referandumu nasıl değerlendiriyorsunuz?’’ sorusuna karşılık da Yalçındağ, ‘’Bir şey söylemek için çok erken. Çok yeni bir gelişme’’ cevabını verdi.

TÜSİAD eski Başkanı Ömer Sabancı’nın seçimlerin zamanında yapılması yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Yalçındağ, fiili durumun her şeyi değiştirdiğini kaydetti.

/ İSTANBUL

03.05.2007


 

Demirel: Türkiye, demokrasiyi başaracak

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Türkiye’de her şeyin hukuka, kanunlara uygun cereyan ettiğini belirterek, “Kimsenin telaş etmesine lüzum yok. Türkiye, demokrasiyi başardı ve başaracak” dedi.

Demirel, “10. Avrasya Ekonomi Zirvesi” sırasında gazetecilerin cumhurbaşkanlığı seçimleri ve erken seçim kararına ilişkin sorularını cevapladı.

Nisan ayı içinde Türkiye’nin önemli günler ve olaylar yaşadığını ifade eden Demirel, bu dönemde ülkede siyaset gündeminin değiştiğini, önceki gün akşamdan itibaren yeni bir gündemin söz konusu olduğunu, yeni bir seçim göründüğünü söyledi. Demirel, gündemin henüz şekillenmediğini, bugün, yarın şekilleneceğini belirterek, Türkiye’nin önünde önemli ve hareketli günler olduğunu kaydetti. “Siyaset filozofu olarak siz ne olacağını düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine Demirel, şöyle konuştu:

“Her şey iyi olacak. Demokrasi yürüyor. Her şey halkın gözü önünde cereyan ediyor. Her şey hukuka, kanunlara uygun olarak cereyan ediyor. Kimsenin telaş etmesine lüzum yok. Türkiye, demokrasiyi başardı ve başaracak.”

/ İSTANBUL

03.05.2007


 

12 Eylül Anayasasının iflas belgesi

Anayasa Mahkemesinin 367 kararına tepkiler sürerken Mazlum-Der Başkanı Ayhan Bilgen, “Muhtıra gölgesindeki karar 1982 anayasasının iflâs belgesidir” dedi. Bilgen, yeni bir kaos ortamı oluşturan kararın Türkiye’de hukukun siyasallaşması örneği olarak tarihe geçeceğini vurguladı.

Mazlum-Der Genel Başkanı Ayhan Bilgen, yaptığ açıkamada Anayasa Mahkemesi kararını değerlendirdi. “Muhtıra gölgesindeki karar 1982 Anayasası’nın iflas belgesidir” diyen Bilgen, 1980 askeri darbesinin eseri olan 1982 Anayasası’nın hukukun temel ilkelerini yok sayan bir çok uygulamanın referansı olageldiğini söyledi. Bilgen, Genelkurmay bildirisinin kamu vicdanında şaibeli kıldığı Anayasa Mahkemesi kararının da, Türkiye’de hukukun siyasallaşması örneği olarak tarihe geçeceğini söyledi. Ayhan Bilgen, toplumsal gerilim ve çatışma zeminini körükleyen bürokratik ve siyasal yaklaşımların mahkeme kararı ile yeni bir kaos ortamı oluşturudğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Söz konusu karar, 1980 askeri darbesine de neden olarak gösterilen parlamentonun cumhurbaşkanı seçememesine yönelik 1982 Anayasası değişikliklerini de tamamen anlamsız kılmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde yaşanan gelişmeler hukuk devleti ve toplumsal barış açısından endişe vericidir. Müdahaleci yaklaşımlar, partizan tutumlar ve yasaların keyfi yorumlanması girişimleri hak ve özgürlükleri tehdit eder niteliktedir. Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde yaşanan kriz ve meşruiyet tartışmalarının asıl sebebi seçim yasasındaki adaletsizlik ve bunun doğurduğu temsil eksikliğidir. Önemli anayasa değişikliklerinin kamu oyunda ciddi bir tartışma imkanı sağlanamadan gerçekleştiriliyor olması parlamento üzerinde kurulan baskı ve dayatmaların eseridir. Toplumsal kamplaşmalara ve korkulara dayalı tehdit tanımlamaları ile işlevsiz hale getirilen çok partili parlamenter sistemle birlikte sivil siyaset mekanizmaları da etkisizleştirilmiştir.”

Yeni Asya / ANKARA

03.05.2007


 

Şemdinli dâvâsı Yargıtay'da

Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde meydana gelen olaylarla ilgili sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz’e verilen hapis cezasına ilişkin kararın temyiz duruşması, Yargıtay 9. Ceza Dairesinde yapıldı.

Yargıtay 9. Ceza Dairesindeki temyiz duruşmasına, sanık astsubaylar Kaya ve İldeniz’in avukatları katıldı. Sanık avukatı Mahmut Güler, yerel mahkemenin, sanıklar hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 302 ve 316’ncı maddelerine göre hüküm kurduğunu, devlete karşı işlenen suçlarda kişilerin bu suça müdahil olamayacaklarını ileri sürerek, bu nedenle yerel mahkemenin, mağdurların müdahillik taleplerini kabul etmesini eleştirdi. Sanık avukatlarından Vedat Gülşen de “Van mahkemesini Şemdinli’ye götüremedik ama Şemdinli’yi buraya getirdik” diyerek, bombalanan Umut Kitabevi’nin bulunduğu pasajın genel durumunu ve kitabevini ayrıntılı gösteren 1/50 ölçekli maketler üzerinde savunmasını yaptı.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, temyiz istemine ilişkin kararını, 16 Mayıs Çarşamba günü açıklayacak. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklar Ali Kaya ve Özcan İldeniz’i, Şemdinli’de Umut Kitabevi’nin bombalanması olayıyla ilgili davada, “Adam öldürmek, çete kurmak ve adam öldürmeye teşebbüs etmek” suçlarından 39 yıl 10 ay 27’şer gün hapis cezasına çarptırmıştı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, sanıklar hakkındaki kararın, usul eksikliği, eksik soruşturma ve esastan bozulmasını istemişti.

/ ANKARA

03.05.2007


 

Yağmur ferahlığı

Kışı yağışsız geçiren ve Nisan ayında da yağış alamayan İstanbul, önceki akşam başlayıp dün de gün boyunca devam eden yağmurla ferahladı.

İstanbul’da sabah saatlerinde işlerine gitmek için evden çıkan vatandaşlar güne yağmurla “merhaba” dedi. Yağmura hazırlıksız yakalananlar zor anlar yaşarken, trafikte ise zaman zaman aksamalar meydana geldi. Güneşli günlerin ardından aniden bastıran yağışla vatandaşlar otobüs duraklarına sığındı. Bazıları balkon altlarına girerek yağmurdan korunmaya çalıştı. Yağmur sebebiyle trafikte yoğunluk yaşandı.

/ İSTANBUL

03.05.2007


 

Murat Nehri taştı

Ağrı’nın Tutak ilçesinde aralıklarla devam eden sağanak yağış hayatı olumsuz yönde etkiliyor. Yağışlar sebebiyle Murat nehri taşarken, bir çok ev sular altında kaldı.

Tutak’ta devam eden sağanak yağış Cami Mahallesi’nde ve Ataköy, Damlakaya, Oğlaksuyu köylerinde su baskınlarına sebep oldu. Murat nehrinin taşması sonucu Ağrı-Tutak karayolunda aksaklıklar oluşurken, Tutak Belediye Başkanı Bülent Osman Osmanağaoğlu, zarar gören yerlerde incelemelerde bulundu. Sel baskınlarının olduğu yerlerde vatandaşların sorunlarını dinleyen Osmanağaoğlu, “Tutak ilçe merkezi ve bazı köylerimizde meydana gelen sel baskınlarının ardından vatandaşlarımızın sorunlarını yerinde dinledik. Oluşan hasarın giderilmesi için elimizden gelen çabayı göstereceğiz” dedi.

/ AĞRI

03.05.2007


 

Muş’ta sel baskını

Muş’ta aşırı yağışlar sebebiyle meydana gelen sel, yerleşim birimleri ile binlerce dönüm tarım arazisinde zarara yol açtı. Sel felaketinin en şiddetli yaşandığı Bulanık ilçesinin Yoncalı beldesinde 80 evi su basarken, Yoncalı Beldesi İlköğretim Okulu’nda öğrenim gören 230 geçici olarak ilçe merkezindeki okullara yerleştirildi.

Sel felaketinin ardından Yoncalı Beldesi’nde incelemelerde bulunan Muş Valisi İbrahim Özçimen, vatandaşları dinledi. Körsu yatağında ve Yoncalı Beldesi İlköğretim Okulu’nda incelemelerde bulunan Vali Özçimen, can kaybı olmamasının sevindirici olduğunu belirterek, “Can kaybı olmasın geriye kalan tüm sorunlar çözülür. Can gitti mi geri gelmez ama meydana gelen hasarların hepsi eskisinden daha iyi bir şekilde yapılır” dedi.

Özçimen, Yoncalı Beldesi’nde vatandaşlarımızın tüm ihtiyaçları giderilecek. En önemli sorun içme suyu sıkıntısı. Bu sorun Kızılay’dan alınacak olan su tankeri ile çözümlenecek. Karayolları ve Devlet Su İşleri Müdürlüğü burada çalışmalarını yapacak ve tüm aksaklıklar en kısa sürede giderilecektir” dedi.

/ MUŞ

03.05.2007


 

Beyoğlu'nda bina çöktü

Beyoğlu’nda bir binanın kısmen çökmesi sonucu 1 kişi hafif yaralandı.

Alınan bilgiye göre, Hasköy Keçecipiri Mahallesi Köprülü Sokak’ta bulunan ve kullanılmayan 2 katlı bir binanın büyük bir bölümü, henüz belirlenemeyen bir sebeple çöktü. Olay sırasında iç kısmı ahşap olan binadan düşen parçaların altında kaldığı belirtilen Kadir Etkeser yaralandı. Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Etkeser’in sağlık durumunun, iyi olduğu belirtildi. Olay yerine gönderilen Beyoğlu ve Şişli itfaiye ekipleri ile belediye görevlilerince yapılan araştırmada, binanın enkazı altında kalan olmadığı anlaşıldı. Bitişiğinde yapılması planlanan bir binanın temel çalışması sebebiyle çökmüş olabileceği belirtilen binada, daha önce 6 kişilik Etkeser ailesinin oturduğu öğrenildi.

/ İSTANBUL

03.05.2007


 

Peygamberimizi Kur’ânla tanıyoruz

Yeni Asya Sivas Temsilciliği tarafından Atatürk Kültür Merkezi Salonunda düzenlenen “Peygamberimiz ve Tefekkür” konulu konferans, Yeni Asya Neşriyat standında kitap ve dergi sergisi ilgiyle takip edildi.

Abdülaziz Şahin’in açış konuşması ve Sedat Çakmak’ın sunduğu program İstiklal Marşı ve Bekir Karabey’in Kur’ân tilâvetinden sonra Grup Diyar’ın ilâhîleri ile devam etti. Çok yoğun ilgi gören program için gelenlere gül ikram edildi.

Araştırmacı yazar Seyfettin Bulut, yaptığı konuşmada, “Yağmurlu bir tatil gününde zamanını peygamber sevgisine ayıran herkese hoş geldin diyorum. O sevgililer sevgilisini anmanın bahtiyarlığını yaşayan herkesi tebrik ediyorum. Hiçbir insan, Peygamber (a.s.m) kadar sevilmedi. O sevilmeye ve kıyamete kadar da anılmaya lâyıktır. O sırlar semasının güneşidir. O kâinatın sırlarını öğretendir. O velilerin sultanıdır. O ruhen diridir. O Kur’ân’ı, Kur’ân onu anlatır. Kur’ân’ı onsuz, onu Kur’ân’sız anlayamayız” dedi.

Abdülaziz Şahin / Faruk Bahadır Ünal

/ SİVAS

03.05.2007


 

Adana'da ‘Kutlu Doğum’ coşkusu

Adana Bizim Aile hanım okuyucuları tarafından organize edilen Kutlu Doğum Programı Adana Büyükşehir Belediye tiyatro salonunda yapıldı.

Kevser Kocak ve Burcu Özkan’ın canlandırdığı Diriliş gösterisiyle başlayan Emine Baykan’ın Kur’ân tilavetiyle devam eden programın sunuculuğunu Cevahir Biter ve Betül Yıldırım yaptı.

Açılış konuşmasını yapan Hatice Öztürk, Sünnet-i Seniyye’nin ehemmiyetinden bahsettikten sonra konuşmasına şöyle devam etti: “Biz seni göremedik sana biat edemedik Ya Resulallah demiyoruz. Bizler zamanın reçetesi olan Risâle-i Nurlar vasıtası ile nasıl bir ele biat biliyoruz. Senin elin ki taşların zikir ve tesbih ettiği bir zikirhane-i Sübhani, düşmana karşı küçücük bir cephane-i Rabbani, yaralı ve hastalılara karşı bir eczahane-i Rahmani ve Ab-ı Kevser akıtan bir çeşmedir.”

Programa konuşmacı olarak katılan eğitimci Nahide Çelikbağ, “Bediüzzaman Said Nursi ömrünü Peygamberimizin dâvâsına adamış bir alimdir. Risâle-i Nur da her daim Peygamberimizin dâvâsına, onun sünnetine gider” dedi. Daha sonra “Sen olmasaydın ya Muhammed kâinatı yaratmazdım” kudsî hadisine değinen Çelikbağ, Risâle-i Nur’daki Peygamber Efendimizle ilgili meselelerden kısa kısa bölümler nakletti.

Emine Demirbağ, Mehtap Çakan ve Güner Yabku’nun okudukları şiirler izleyicilere duygulu anlar yaşattı.

Mehtap Çakan, Kevser Koçak, Emine Demirbağ, Ebru Demirbağ, Şüheda Yüksel ve Şeyma Yıldırım’dan oluşan ilâhî korusu programı daha da bir hareketlendirdi. İlâhî korosunun seslendirdi Ya Resulallah ilâhîsi izleyicileri gönülden coşturdu.

Program sonunda hazırlanan slaytlar büyük bir beğeni ile izlendi. Gül suyu ve güllerle karşılanan misafirler programın sonunda Yeni Asya Neşriyat’ın hazırlamış olduğu standa büyük bir ilgi gösterdiler.

Yeni Asya / ADANA

03.05.2007


 

Yeşil kart vizesi uzatılıyor

Sosyal devlet anlayışı gereği yoksullara sağlık hizmeti sunmak amacıyla verilen yeşil kart sağlık karnelerinin vize süresinin bir yıldan 2 yıla uzatılması gündeme geldi.

eşil kart uygulamasından yararlanan yoksul vatandaşların her yıl vize işlemleri için büyük çile çektiğini belirten AkP Diyarbakır Milletvekili İrfan Ali Rıza Yazıcıoğlu, senede bir kez yapılan vizenin uzatılması için hazırladığı raporu Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a sundu. Milletvekili İrfan Rıza Yazıcıoğlu yaptığı yazılı basın açıklamasında, yeşil kart vizelerinin 2 yıla çıkarılmasıyla ilgili Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a bir rapor sunduğunu dile getirdi.

/ DİYARBAKIR

03.05.2007


 

TSKB’den “önceliğimiz çevre” projesi

Türkiye’nin ilk özel yatırım ve kalkınma bankası olan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. (TSKB), “TSKB İle Önceliğimiz Çevre” başlıklı bir proje başlattı. İletişim kanalı, www.cevreciyiz.com adlı internet sitesi olan projenin amacı, çevre konusundaki bilinç ve bilgi düzeyini arttırmak.

Mikdat Kadıoğlu, Ediz Hun, Meral Tamer, Melih Aşık, Prof. Dr. Ahmet Demir gibi bilim, medya, sanat ve iş dünyasından isimlerin de Çevre Elçileri olarak destek vereceği projenin tanıtımı dün TSKB Eğitim ve Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda açılış konuşmasını yapan TSKB Genel Müdürü Halil Eroğlu, insanlığın en büyük ortak endişesinin çevre ve çevresel dengelerin bozulması olduğunu, çevresel sorumluluk bilincinin son yıllarda bankacılık sektöründe de büyük önem arz etmeye başladığını belirtti.

TSKB’nin de çevre finansmanı konusunda yıllardır yaptıkları çalışmalara ek olarak 2007 yılı başında bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi geliştirme çalışmalarına başladığını anlatan Eroğlu, “ISO 14001 Çevre Yönetim Standardı Belgesi’ne sahip ilk ve tek Türk sermayeli banka olarak, Bankanın toplumsal sorumluluk bilincini Türkiye’nin Çevre Bankası olma hedefiyle birleştirdik” dedi.

Gelecek nesle yaşanabilir bir dünya bırakmanın hepimizin sorumluluğu olduğuna da dikkat çeken Eroğlu, projelerinin, çevre bilincini geliştirmekte öncü olacağına inandıklarını belirtti.

“Önceliğimiz Çevre” sloganıyla başlatılan proje hakkında bilgi veren Genel Müdür Yardımcısı Şemseddin Arat da, öncelikle bir Çevre Elçileri grubu oluşturduklarını, bu sayede mümkün olan en geniş kitleye projeyi ulaştırmayı amaçladıklarını söyledi.

Naciye KAYNAK / İSTANBUL

03.05.2007


 

Askerî konvoyda kaza

TEM otoyolu Çamlıdere mevkisinde askeri konvoyda meydana gelen trafik kazasında 1 subay hayatını kaybetti.

Alınan ilk bilgilere göre, TEM otoyolunun Çamlıdere mevkisinde, askeri bir konvoyda trafik kazası meydana geldi. Kazada, Albay Birol Atakan’ın hayatını kaybettiği öğrenildi.

/ ÇAMLIDERE-

03.05.2007


 

Afetlere bilinçli müdahale şart

ANKARA -Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, “Gönüllülük ve Türk Kızılayının vermeye çalıştığı şey, afet bölgelerine bilinçli gitmek ve zarar görmüş insanlara bilinçli el uzatmak’’ dedi.

Türkiye Kızılay Derneği, üniversite öğrencileri için ‘’Afet Bilincini Artırma’’ paneli düzenledi. ODTÜ Kongre Merkezi A Salonu’ndaki panelde konuşan Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, afet konusundaki eğitimlerin çok önemli olduğunu söyledi.

Marmara depreminde pek çok öğrencinin Gölcük, Sakarya ve Düzce’ye gittiğini ifade eden Işıkara, ‘’Gidenlerin bir çoğu ne yapacağını bilmiyordu. Gönüllülük ve Türk Kızılayının vermeye çalıştığı şey, afet bölgelerine bilinçli gitmek ve zarar görmüş insanlara bilinçli el uzatmak’’ diye konuştu.

Üniversite öğrencilerine seslenen Işıkara, ‘’Yapacağınız çok iş var. Yeter ki Türk Kızılayı’na el verin’’ dedi.

‘’Afetlerde gönüllülük’’ konusunda konuşan Türkiye Kızılay Derneği Afet Operasyon Merkezi Uzmanı Ali Ufuk Gündüz ise Türk Kızılayının gücünü gönüllülerden aldığını söyledi. Afet Operasyon Merkezi’nde, afet gönüllüsü ve yardım gönüllüsü olmak üzere iki tür gönüllü grubun bulunduğunu anlatan Gündüz, Türk Kızılayının, öğrencilerin gönüllülüklerine ihtiyacı olduğunu belirtti. Daha sonra ODTÜ Can Kurtarma İlkyardım Topluluğu, afet bölgesinde yapılması gereken ilk yardım kurallarını anlatan bir gösteri sundular. Türk Kızılayı, paneli izleyen öğrencilere katılım belgesi verdi.

/ ANKARA

03.05.2007


 

Mezarlık deposu soyuldu

Adapazarı’nda kimliği belirsiz kişi ya da kişiler, Erenler Mezarlığı’nda bir depoda bulunan çim kesme makinası, jeneratör ve ağaç kesme motorunu çaldı.

Alınan bilgiye göre, Adapazarı Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü’nün sorumluluğunda bulunan Erenler Mezarlığı’ndaki depoya gece geç saatlerde gelen kimliği belirsiz kişi ya da kişiler pencereden içeri girdi. Depoda bulunan 1 adet çim biçme makinesi, 1 adet jeneratör ve 1 adet ağaç kesme motorunu alan kişi ya da kişiler kaçtı. Polis, hırsızlık olayıyla ilgili soruşturma başlattı.

/ SAKARYA

03.05.2007


 

Ulucami'ye hayran kaldılar

Almanya’dan Türkiye’ye gelen 150 kişilik mimarlık profesörleri ve öğrencilerden oluşan grup, İstanbul’un ardından uğradıkları Bursa’da Ulucami’ye hayran kaldı.

Ulucami’nin modern ile geleneği birlikte yaşatan çok nadir bir eser olduğunu belirten Alman İç Mimarlık Profösörü Rudolf Sehricker, bunu kendi üniversitelerinde tartışacaklarını ve Türkiye’deki üniversitelerle work shop’lar yapmayı düşündüklerini söyledi.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye gelen, Almanya’daki çeşitli üniversitelerde görev yayan 70 mimarlık fakültesi profösörü, 80 iç mimarlık öğrencisi, çeşitli gazetelerde köşe yazısı yazan 4 profösör ve Alman Film Akademisi’nde 3 kişiden oluşan 150 kişilik ekip, İstanbul ve Bursa’da tarihi yapılar üzerinde incelemelerde bulundu. Alman Film Akademisi’nden geziye katılan 3 kişi tarafından belgeseli çekilen gezide grup üyeleri, İstanbul’da bir çok yapının görülmesinin ardından geldikleri Bursa’da, tarihi Osmanlı köyü Cumalıkızık, 600 yıllık tarihi İnkaya Çınarı, Ulucami ve Hanlar Bölgesi başta olmaz üzere bir çok tarihi yapıyı gezerek incelemelerde bulundu.

Tarihi yapıları gezerken hayranlıklarını gizlemeyen Alman Profesör ve öğrenciler, bol bol fotoğraf çekerek gördükleri güzellikleri kaydettiler. 600 yıllık tarihi çınarın kendisini çok etkilediğini söyleyen Alman Mimarlık profösürü Rudolf Sehricker, çınarın adeta ‘kuvvet ve enerji’yi temsil ettiğini kaydetti.

Ulucami’nin tanımlanamayacak kadar mükemmel bir yapı olduğunu belirten Prof. Sehricker, tipik bir ilk Osmanlı Camisi olan Ulucami’nin modern ile geleneği uyum içirisinde bünyesinde barındırdığını vurguladı. Bunun çok çarpıcı bir örnek olduğunu kaydeden Prof. Sehricker, şöyle devam etti: “Almanya’da çeşitli üniversitelerdeki arkadaşlarımızla bu konuyu aramızda tartışmak istiyoruz. Bu cami harika bir mimarlık örneği. Ayrıca, zelzeleden sonra caminin penceresine diğer dinlerin sembollerinin de konulması beni çok etkiledi. Bizler iç mimar ve tasarımcıyız. Bizim gibi konunun uzmanı sanatçıları çok etkileyen bu caminin bence değerlendirilmesi lazım. Bunu kendi aramızda tartışacağımız gibi, Türkiye’deki üniversitelerle de work shoplar yaparak bu konu hakkında ortak çalışmalar yürütmeyi amaçlıyoruz.”

Gezi için Türkiye’yi seçmelerinin temel sebebini ‘Almanların kökeninin buradan gelmiş olması’nı gösteren Prof. Sehricker, tarihin Alman halkı ile Türk halkını sürekli biraraya getirdiğinin altını çizdi.

İç Mimar Prof. Ersin Uğursal ise, gezinin çok güzel etkileyici geçtiğini, Alman misafirlerin gördüklerinden fazlasıyla etkilendiklerini belirterek, “Alman mimarlık profesörleri ve öğrencilerini Türkiye’ye getirerek burada halkımızla tanışıp kaynaşmalarına olanak sağlamak bence çok önemli bir çalışma. Bunun Türkiye için çok büyük kazanımlar içerdiğini görebiliyorum. Kendimizi tanıtmamız açısından çok gözel bir imkan” diye konuştu.

Gezi kapsamında ayrıca, grup, Almanlar’ın 100 yıldır kazı yaptığı Didim’de elde ettikleri bulguları İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde açtıkları sergi ile tanıtırken, bir de iç mimarlık sergisi açıldı. Bu iki serginin 21 mayısta, Almanya’da Stuttgart’ta açılması planlanıyor. Alman grubun 5 Mayıs’ta Türkiye’den ayrılması bekleniyor.

/ BURSA

03.05.2007


 

Seyyar kuluçka makinesi yaptılar

Samsun’un Bafra ilçesi Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu’nun mucit öğrencilerinin yaptığı ‘seyyar kuluçka makinesi’nin ilk denemesi sonucunda 5 civciv dünyaya geldi

Millî Eğitim Bakanlığı’nın yeni müfredat programına göre öğrenciyi araştırmaya yönelik yeni projeler üretme, yaşayarak, görerek öğrenme amaçlı olarak 2006 yılı Kasım ayında öğrenciler tarafından yapılan ‘seyyar kuluçka makinesi’ 2007 yılının Nisan ayı içerisinde üretim için denendi. 2007 yılı Mayıs ayında ise kuluçka makinesine denenmek için konan 5 yumurtadan 5 civciv dünyaya geldi. Bafra Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu Fen ve Teknoloji dersi öğretmeni Akın Kitapçı liderliğinde 16 öğrenci tarafından yapılan seyyar kuluçka makinesinde civcivlerin dünyaya gelmesi okul yetkililerini ve öğrencilerini sevince boğdu.

03.05.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004