Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Haziran 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Tayland’da demokrasi yürüyüşü

Tayland’ın başkenti Bangkok’ta bir araya gelen binlerce kişi, darbecilere karşı, devrik başbakan Thaksin Shinawatra’ya destek verdi. Genelkurmay Başkanlığına yürüyen göstericiler zaman zaman polisle çatıştı. Geçen yıl Eylül ayında askerî darbeyle yönetime veda eden Shinawatra’nın tekrar göreve gelmesini isteyen 30 bin kişi, Bangkok’un Sanam Luang Meydanında toplanarak askerî yönetimi protesto etti.

Meydanda yapılan ateşli konuşmaların ardından Genelkurmay Başkanlığı binasına doğru yürüyüşe geçen göstericiler, Bangkok’un en merkezî caddesi Rachadamnern’i trafiğe kapadı. Cadde boyunca iki noktada barikat kuran polisler göstericileri durdurmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Barikatı kıran göstericiler Genelkurmay binasına doğru yürümeye devam etti. Eylemde “Asker, yönetimden def ol” sloganları atıldı.

11.06.2007


 

FATURASI ORDUYA ÇIKAR

Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, Kuzey Irak operasyonunun Türkiye’ye getireceği bazı sonuçları şöyle sıraladı: “Siyaseten yalnızlığa ve izolasyona sürükleniriz. İç istikrarsızlıklar artabilir. Türkiye içindeki Kürtler açısından problemler çıkabilir. Ekonomik sorunlarla karşılaşırız. Sınır geçilirse bu hükümetin kararı olarak algılanmaz ve faturası orduya çıkar. Türk ordusu kaybeder.”

HERKESİ KARŞIMIZA ALIRIZ

Askerî operasyon şansının mutlak olmadığını ve çıkış sırasında başka oyunculara muhtaç hale gelineceğini belirten Dedeoğlu, “Girerken muhtaç olmayabilirsiniz, ama çıkarken siyaseten birilerinin ittifakına muhtaç olursunuz” dedi. Dedeoğlu, “Kuzey Irak’ta PKK’lılar kollarında işaretlerle gezmiyor olabilirler. Bir ailenin bir çocuğu PKK’lı, bir çocuğu Barzani’ye çalışıyor olabilir. Herkesi karşınıza almanız söz konusu olabilir” şeklinde konuştu.

DEVAMI RÖPORTAJ SAYFASINDA

Hasan Hüseyin KEMAL

11.06.2007


 

Kuzey Irak’a asker değil, işadamı gitsin

Avrupa Parlamentosu Milletvekili Cem Özdemir, “Türk iş adamları kuzey Irak’taki oluşumu rahatlıkla fethedebilir. Ben askerden ziyade iş adamlarının oraya gönderilmesinden yanayım” dedi.

Bir panele katılmak üzere Antalya’ya gelen Avrupa Parlamentosu Milletvekili Cem Özdemir, gazetecilerin, Türkiye’nin Irak’ın kuzeyine girmesi iltimalinin AB’ye üyelik sürecini nasıl etkileyeceği yönündeki sorusuna, “ülkelerin komşu seçme şansının olmadığı, Türkiye’nin komşularıyla yaşamak zorunda olduğu” cevabını verdi. Türkiye’nin Irak’ın kuzeyine gireceğini ifadelerinin “spekülasyon” olduğunu vurgulayan Özdemir, şöyle konuştu: “Bu soruyu gündeme taşımaya çalışanlar, Türkiye ile AB arasındaki köprülerin atılmasını isteyenlerdir. Hem Türkiye’de, hem Avrupa’da Türkiye’nin AB’ye girmemesini isteyen taraflar var. ‘Türkiye-AB ilişkilerine ne zarar gelirse, iyi’ diye düşünenler var. İlla ki Türkiye’yi kuzey Irak’a sokmaya çalışanların bir kısmı kesinlikle ‘AB de bizi bunun karşılığında AB’den atsa, biz de kurtulsak’ diye düşünüyor. Yapılacak en mantıklı hareket, mademki kuzey Irak’ta şu anda Barzani yönetiminde bir oluşum var, onlarla mümkün olduğunca iyi ilişki kurmaktır. Tabiî bu Barzani için de geçerli. Barzani de şunu görebilmelidir; Türkiye onların tek demokratik komşusudur. Oradaki bölge insanları dünyaya açılmak istiyorlarsa, bu Türkiye üzerinden olacak. Yani benim tavsiyem, zaten Türk iş adamları orada müthiş yatırım yapmaktalar, bunu derinleştirmek lâzım. Türk iş adamları kuzey Irak’taki oluşumu rahatlıkla fethedebilir. Ben askerden ziyade iş adamlarının oraya gönderilmesinden yanayım.”

/ ANTALYA

11.06.2007


 

Erdoğan: Heyecan ve öfkeyle hareket edemeyiz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Günlük heyecanlarla, öfkelerle, siyasi istismar anlayışlarıyla ulusal güvenlik meselelerimizi değerlendirmek doğru değil. Terörle mücadelede her hatanın bedelini canla ödediğimizi görmek ve ona göre hareket etmek mecburiyetindeyiz’’ dedi.

Amasya’da 36 tesisin ortak açılış töreni ile TOKİ konutları anahtar teslim törenine katılan Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada, terör konusuna değindi. Terörle mücadeleye yaklaşımlarını anlatan Erdoğan, hükümetin işini gayet iyi bildiğini ifade etti. Erdoğan, ‘’Bu konuda atılması gereken her türlü adım atılıyor’’ dedi.

Terörle mücadelenin, ‘’Zor ve uzun soluklu’’ bir mücadele olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, ‘’Terörle mücadele sabır ve metanet ister. Milletçe bunun karşısında duracağız. Geceden yarın sabaha çözmenin herhangi bir yolu olsa, bunu hep birlikte zaten yapardık. Bize kalmaz, bizden öncekiler de mutlaka bunu yapardı’’ diye konuştu. 1978’de başlayan bölücü terörün 2007 yılına gelindiğinde bu boyutlara ulaştığını belirten Erdoğan, ‘’Her alanda olduğu gibi bu konuda da mucizevi çözümler yok’’ dedi.

Millet olarak önümüzde tuzaklar, riskler ve tehlikeler de olabileceğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: ‘’Bunun için dikkatli olacağız. Basiretli olacağız. Uyanık olmak mecburiyetindeyiz. Birlik ve bütünlüğümüze yönelik bu tuzakları fark ettiğimiz anda da zaten boşa çıkarıyoruz. Sadece duyduklarınız değil, duymadıklarınız da var. Bunlarla da ilgili mücadeleyi sürdürüyoruz ve gerekli olan da yapılıyor. Günlük heyecanlarla, öfkelerle, siyasî istismar anlayışlarıyla ulusal güvenlik meselelerimizi değerlendirmek doğru değil. Terörle mücadelede her hatanın bedelini canla ödediğimizi görmek ve ona göre hareket etmek mecburiyetindeyiz. Bu partilerüstü meseledir. Herkes taşın altına elini koymalı. Kimse bu meseleyi siyaseten istismar etmeye kalkışmamalıdır. Unutmayalım ki terörün asıl amacı toplum psikolojisini bozmaktır. Propagandasını yaptırmaktır. Teröristlerin hain emellerine hep birlikte, milletçe izin vermemeliyiz, vermeyeceğiz. Bunu böyle bilmeliyiz. Birlik, beraberlik, sağduyu ve metanet içinde birbirimize daha sıkı kenetlenmeliyiz" diye konuştu.

/ AMASYA

11.06.2007


 

MÜSİAD’dan barış ve demokrasi çağrısı

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Türkiye’nin gelişmesinin, ancak süreklilik kazanmış bir barış ortamında, siyasî ve ekonomik istikrarı koruyarak, demokratik ve çoğulcu yönetim sisteminde başarmanın mümkün olduğunu, halkın kenetlenmiş bir bütün olarak bu hedefe yürüyeceğine ve başaracağına olan inancın tam olduğunu bildirdi.

MÜSİAD Yüksek İstişare Heyeti’nin önceki gün yeni Genel Merkez binasında, Genel Başkan Dr. Ömer Bolat başkanlığında yapılan toplantı sonrasında hazırlarnan Sonuç Bildirisi’nde şu hususlara dikkat çekildi:

UYANIK VE DİKKATLİ OLUNMALI

1) Uzun bir süredir ülkemizin de içinde bulunduğu Ortadoğu coğrafyası üzerinde özellikle hegemonik güçler tarafından yapılan tahrik ve açık müdahalelerle, ekonomik ve etnik temellere dayalı olarak çok ciddî bir istikrarsızlık ve kaos ortamı oluşturulmuştur. Yüz binlerce masum sivilin de ölümüne yol açan bu savaş ve istikrarsızlık tablosuna, son zamanlarda ülkemizi de çekme çabalarına karşı siyaset, devlet aygıtı ve toplum düzleminde uyanık ve dikkatli olunmalı, tahrik edici tutum ve davranışlardan uzak durulmalıdır.

SERİNKANLI OLMALIYIZ

2) Ülkemizde de terör yöntemi ile, özellikle Güneydoğu bölgemizde karışıklık çıkarılmasına yönelik çabalar karşısında hükümet, güvenlik kuvvetlerimiz, iş dünyası, sivil toplum kuruluşları ve medya temelinde ortak hareket etmeye ve serinkanlı değerlendirme yapmaya ihtiyacımız olduğu açıktır. Kuzey Irak’a operasyon konusu siyasî, askeri, dış politika, uluslar arası ilişkiler ve sebep olacağı ekonomik sonuçlar boyutları ile çok iyi düşünülerek ele alınması gereken bir mesele olup, ülke yönetiminin hiyerarşik yapısına uygun bir tarzda yürütülmelidir. Terör konusunda öncelikle yurt içinde ve sınırlarımız boyunca gerekli tedbirlerin alınması, güvenlik güçlerimizin özel harekât birimi gibi profesyonel savunma kabiliyetleriyle güçlendirilmesi esas olmalıdır. Silahlı kuvvetlerimize bundan önce olduğu gibi, bundan böyle de terörün sona erdirilmesi konusunda sarsılmaz bir güvenimiz vardır. Ancak, bu güveni toplumsal çalkantılara sebep olacak ve ülkeyi kamplaşmalara götürtecek tezahürlerle sergilemeyi doğru bulmamaktayız.

ORTAK HAREKET EDİLMELİ

3) Türkiye’de 23 yıldan bu yana devam eden, zaman zaman azalan, zaman zaman artan, maddî ve lojistik açıdan dış destekleri olan terörün ortadan kaldırılması ve şehitlerimizin kanının yerde kalmaması halkımızın ortak dileğidir. Terörün sona erdirilmesinin siyasî, askerî, sosyal, ekonomik ve dış politika boyutları konusunda, Hükümetimizin ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ortak bir platformda hareket etmesi ve gelişmeler hakkında daha tatmin edici bir şekilde kamuoyunun bilgilendirilmesi önemli bir zorunluluktur.

İSTİKRAR DEMOKRATİK

YAPIYA UYGUN SÜRMELİ

4) Ülkemizdeki siyasî ve ekonomik istikrarın, seçim süreçleri de dahil olmak üzere, Anayasal hükümlere ve demokratik yapı ve geleneklere uygun olarak sürdürülmesi büyük bir önem taşımaktadır. Ülkemizde Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin kazanımlarının daha da geliştirilerek ileri ülkeler seviyesine çıkarılması için, siyaset ve bürokrasi alanındaki kuruluşlarımızın kendi faaliyet ve sorumluluk alanları içerisinde kalmaları halkımızın en büyük dileğidir. Bu konuda demokratik geleneklere ve hukuk devletinin gereklerine ters düşen yapay müdahale ve yönlendirme yaklaşımlarından uzak durulmalıdır.

SEÇİMLER GÖLGELENMEK İSTENİYOR

5) Geçtiğimiz Nisan ayı içerisinde başlayan Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin, Anayasamızın açık hükümlerine ve TBMM iradesine yönelik yapay ve dıştan müdahale sonucu siyasî alanda ortaya çıkan istikrarsızlık süreci halen devam etmektedir. Bu çerçevede yapılan son Anayasa değişiklik paketi ve milletvekilliği seçimlerinin 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılması kararını, siyasî alandaki istikrarı sağlama bakımından olumlu buluyor ve destekliyoruz. Seçimlerin yapılmasını gölgelemeye yönelik çıkarılan söylenti ve söylemleri halkımız dikkate almamalıdır.

SİYASİLERE UYARI

6) İçinde bulunduğumuz seçim sürecinde siyasî partilerden beklentimiz; seçim kampanyaları sırasında, halkımız arasında kamplaşma ve bölünme oluşturabilecek açıklama ve davranışlardan özenle kaçınmaları, siyasî tansiyonu yükseltmemeleri, siyaset alanındaki rekabeti; demokratikleşme, sivilleşme ve ekonomik istikrar gibi alanlarda program ve önerilerini ortaya koyarak yapmalarını önemle tavsiye ediyoruz.

DEMOKRASİ VURGUSU

7) Türkiye’nin gelişmesini, ancak süreklilik kazanmış bir barış ortamında, siyasî ve ekonomik istikrarı koruyarak, demokratik ve çoğulcu yönetim sisteminde başarmak mümkündür. Halkımızın kenetlenmiş bir bütün olarak bu hedefe yürüyeceğine ve başaracağına olan inancımız tamdır.

/ İSTANBUL

11.06.2007


 

Manisa şehit yarbayına ağlıyor

Şırnak’ın Güçlükonak ilçesi kara yolunun 10. kilometresinde terör örgütü PKK üyelerinin döşediği uzaktan kumandalı patlayıcının patlatılması sonucu şehit olan Yarbay Melih Gülova’nın cenazesi, bugün Manisa’da düzenlenecek askeri tören sonrası toprağa verilecek.

Bursa’da 1963 yılında doğan Yarbay Melih Gülova’nın Manisa 1. Piyade Er Eğitim Tugayına bağlı 8. Piyade Alayı’ndaki görevinden, geçen Ağustos ayında rütbe aldıktan sonra kendi isteğiyle doğuya tayin olduğu öğrenildi. Naz adında 4 yaşında bir kız çocuğu olan şehit yarbayın eşi Asena Gülova’nın, haberi tatil için gittiği ailesinin yazlığının bulunduğu İzmir’in Foça ilçesinde aldığı bildirildi. Celal Bayar Üniversitesinde öğretim görevlisi olan Asena Gülova’nın geçe geç saatlerde ambulansla Manisa’ya getirildiği öğrenildi.

Şehit yarbayın cenazesinin, bugün düzenlenecek askeri tören ve Hatuniye Camisi’nde kılınacak namaz sonrasında buradaki şehitlikte toprağa verileceği öğrenildi.

Manisa Valisi Refik Arslan Öztürk, Manisa 1. Piyade Er Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Naim Babüroğlu’na baş sağlığı ziyaretinde bulundu.

Şehit yarbayın Bursa’da ikamet eden ağabeyi Müfit Gülova, olayı televizyondan geçen alt yazıyla öğrendiğini ve hemen ağabeyini cep telefonundan aradığını belirtti. Çağrısına yanıt alamayınca baygınlık geçirdiğini ifade eden Müfit Gülova, hemen Manisa Dinçer Mahallesi’ndeki şehidin eşinin annesinin evine geldiğini söyledi.Manisa Valisi Refik Arslan Öztürk ile Tugay Komutanı Tuğgeneral Naim Babüroğlu da eve gelerek aileye başsağlığı dileğinde bulundu.

Asena Gülova’nın da bulunduğu evin, baş sağlığı dilemek için gelen Manisalılar ile dolduğu gözlendi.

/ MANİSA

11.06.2007


 

Filistin’de çatışma yok, ajanlar var

Filistin Adalet Bakan Vekili Omer El-Boursh, “Hamas ve El-Fetih arasında çatışma yok. ABD ve İsrail’in desteklediği ajan grupları, bir takım çeteler var. Filistin kuşatma halinde olduğu halde bunlar rahatça İsrail’den silah getirebiliyorlar” dedi.

Hukukçular Derneği, Filistin’de yaşananlar ve Ortadoğuya yönelik planların konuşulduğu.

“Ortadoğu ve Filistin” başlıklı panel düzenledi. Yeşil Plaza’da ASKON Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panelde konuşan Filistin Adalet Bakan Vekili Omer El-Boursh, seçimlerin ABD ve İsrail’in onayı ile yapılmasına rağmen, sonuçlarına ne ABD ne İsrail’in razı olmadığına dikkat çekerek, “Demek ki ABD ve İsrail’in istediği demokrasi değil” dedi.

Seçimden sonra başlayan ekonomik ambargoyu, milletvekillerinin hala hapiste oluşunu, Filistinlilerin çektikleri eziyetleri de hatırlatan El-Boursh, “Arap ülkeleri sessiz! Tüm bunlara rağmen Filistinliler davalarından vazgeçmezler” diye konuştu.

El-Boursh, Hamas ve El-Fetih arasındaki son olaylara da değinerek şöyle devam etti:

“Hamas ve El-Fetih arasında cereyan eden son hadiseleri yabancı basın çok büyüttü. Hamas ve El-Fetih arasında çatışma yok. ABD ve İsrail’in desteklediği ajan grupları, bir takım çeteler var. Filistin kuşatma halinde olduğu halde bunlar rahatça İsrail’den silâh getirebiliyorlar. Bugünlerde bu ajan grubunu tasfiye etmek için Mısır’da geniş katılımlı bir toplantı düzenliyoruz.”

EL GHOUL: KUŞATMA DEVAM EDİYOR

Oturum başkanlığını Gazeteci Sefer Turan’ın yaptığı panelin diğer konuşmacısı Filistin Hukuk Komisyonu Başkanı Muhammed Farc El Ghoul da, Oslo sürecinde beş sene içinde Filistin devletinin kurulacağına dair anlaşıldığını fakat Oslo’nun üzerinden on dört sene geçmesine rağmen, hâlâ Filistin devletinin kurulamadığına dikkat çekti. El Ghoul, “BM’nin 112 tane kararına rağmen Filistinliler ülkelerine dönemiyorlar, zararları tazmin edilmiyor. İktisadî, fizikî, her türlü kuşatma devam ediyor” şeklinde konuştu.

MAHALLİ: İSRAİLİN KENDİSİ YANLIŞ

Panelin son konuşmacısı Gazeteci Hüsnü Mahalli ise, “Meselenin şu veya bu yönü değil, kendisi yanlış. İşin çıkış noktası, İsrail’in kendisi yanlış. Osmanlının çöküşünden, İttihat Terakki’nin çalışmalarından alınız Sykes Picot Anlaşması’na kadar. Bunların hiçbiri hukuki değil. Bunları kimse konuşmuyor” dedi.

“Hamas İsrail’i tanısın” şeklindeki görüşleri de eleştiren Mahalli, “Nasıl tanısın? İşgal altında zaten. İsrail, istediğini asar, keser vs. Hastalığın sonuçlarını konuşuyoruz, sebep ne? Çözüm bu şekilde mümkün değil” şeklinde konuştu.

“Büyük bir oyun var. İsrail, Ortadoğuyu darmadağın etmeden durmayacak” diyen Mahalli, Suriye ve Türkiye’nin de işgal edileceğini söyledi.

YENİ ASYA / İSTANBUL

11.06.2007


 

Ufuk Güldemir vefat etti

Habertürk’ün kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı gazeteci Ufuk Güldemir (51), İstanbul’da vefat etti.

Alınan bilgiye göre, bir yılı aşkın süredir kanser tedavisi gören Güldemir, önceki gece Levent’teki evinde hayatını kaybetti. Elazığ’da 1956 yılında doğan Ufuk Güldemir, gazeteciliğe 1974 yılında Başkent ve Son Havadis gazetelerinde muhabir olarak başladı. Türkiye’nin ilk internet haber portalının kurucusu olan Güldemir, son olarak Türkiye’nin ilk avcılık ve balıkçılık kanalı olan Yaban TV’yi yaklaşık 7 ay önce yayın hayatına başlattı. Basın şeref kartı sahibi Güldemir'in cenazesi, 12 Haziran Salı günü İstanbul'da toprağa verilecek.

11.06.2007


 

OKS yetersiz

Eğitim Bir Sen’in, mevcut OKS sisteminin eğitim sistemi ve öğrenciler üzerine ne tür etkileri olduğunu belirlemeye yönelik 1018 öğretmen üzerinde yaptığı anket çalışmasına göre, öğretmenlerin yüzde 63.9’u uygulanmakta olan mevcut sınavın çocukları hayata hazırlamada yetersiz olduğunu düşünüyor.

11.06.2007


 

Şehitler için tören düzenledi

Şırnak’ın Güçlükonak ilçesinde kara yolunda meydana gelen patlamada şehit olan askerler için tören düzenlendi.

Güçlükonak’ta terör örgütü PKK üyelerinin kara yoluna döşediği uzaktan kumandalı bombanın patlatılması sonucu şehit düşen Yarbay Melih Gülova, Binbaşı Ramazan Armutçuoğlu ve er Hasan Güreşen için Şırnak 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığında tören düzenlendi. Basın mensuplarının alınmadığı törenden sonra helikopterle Diyarbakır’a gönderilen şehit askerlerin cenazeleri, buradan da uçakla memleketlerine gönderildi.

Törene Şırnak Valisi Selahattin Aparı ve diğer askeri yetkililer katıldı.

/ ŞIRNAK

11.06.2007


 

Karakol saldırısına katılan bir terörist öldürüldü

Bingöl’de yapılan operasyonda terör örgütü PKK üyesi bir kişi ölü ele geçirildi. Öldürülen teröristin 4 Haziranda Tunceli’nin Pülümür ilçesindeki Kocatepe Karakolu’na saldırı düzenleyen terörist grubun içinde yer aldığı belirtildi.

Bingöl Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, Bingöl’ün Yedisu, Tunceli’nin Pülümür ve Erzincan’ın Tercan ilçeleri arasındaki bölgede terör örgütü üyelerinin, araçları durdurarak malzeme temin ettiği ihbarı üzerine güvenlik güçleri tarafından operasyon düzenlediği bildirildi. Çıkan çatışmada terör örgütü üyesi bir kişinin silahı ile birlikte ölü ele geçirildiği belirtildi. Öldürülen teröristin 4 Haziranda Tunceli’nin Pülümür ilçesindeki Kocatepe Karakolu’na saldırı düzenleyen terörist grubun içinde yer aldığı kaydedildi. Açıklamada ayrıca öldürülen kişinin Suriye uyruklu ve bölgedeki terörist grubun elebaşı olduğu bildirildi. Tunceli’nin Pülümür ilçesindeki Kocatepe Karakolu’na 4 Haziranda terör örgütü PKK tarafından yapılan saldırıda 7 asker şehit olmuş, 7 asker de yaralanmıştı.

/ BİNGÖL

11.06.2007


 

Trafik kazaları masaya yatırılıyor

Ülke karayollarında meydana gelen kazalar ve bu kazaların çevresel ve teknik araştırmaları bu ay içinde yapılacak olan çalıştayın konusu olacak.

Karayolları Genel Müdürlüğünce düzenlenecek olan ‘’Türkiye Kazalarının Çevresel ve Teknik Araştırması Ulusal Çalıştayı, 13-15 Haziran 2007 tarihlerinde Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Kongre merkezinde gerçekleştirilecek. Kongre süresince Türkiye’deki kazalar ve çevre konulu bir de sergi düzenlenecek. 3 gün sürecek Çalıştayda kazaların çevresel ve teknik araştırmaları konuları ele alınacak.

/ ANKARA

11.06.2007


 

Kurtulmuş: Türkiye kaos yaşıyor

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin bir kaos yaşadığını savundu.

Kurtulmuş, Kahramanmaraş’ta bir otelde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seçimi konusuyla başlayan kaosun devam ettiğini söyledi.

“Türkiye bir kaos yaşıyor, biz bunu fevkalade yanlış ve tehlikeli buluyoruz. Bu kaos Cumhurbaşkanlığı seçiminden kaynaklandı. Biz iki turlu sistemle Cumhurbaşkanını halkın seçmesini istiyoruz’’ diyen Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin siyasal sistemi demokratikleştirecek bir tartışma açılmasının Türkiye’nin faydasına olacağını vurguladı.

Kurtulmuş, ABD’nin, Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu bölgede çatışmaları olabildiğince tırmandırmayı, bölgedeki 22 ülkenin sınırlarını ve rejimlerini değiştirmek istediğini savundu.

Kurtulmuş, Irak’ın toprak bütünlüğünün korunmasının önemini vurguladı.

/ KAHRAMANMARAŞ

11.06.2007


 

Velilere karne uyarısı

Okulda başarısız olan öğrencilere kesinlikle ceza verilmemesi ve bu çocukların başarılı arkadaşlarıyla kesinlikle kıyaslanmaması gerektiği bildirildi. Başkasıyla kıyaslanan çocuğun kendine güveninin azalacağı, sorumluluk duygusunun gelişmeyeceği vurgulandı.

Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Üre, yaptığı açıklamada, hafta sonunda okulların tatile girmesiyle çocuklar için yoğun bir maratonun sona ereceğini söyledi.

Çocukların eğitimdeki başarıları için yaz dönemiyle ilgili beklentilerinin mutlaka karşılanması gerektiğini belirten Üre, çocukların bu dönemde bağımsız hareket etmek, yasakların daha az olduğu ortamlarda bulunmak istediklerini bildirdi. Çocuklara her zaman karne hediyesi vermenin gerekmediğini, ancak çocuk daha önce bir beklenti içine sokulmuşsa mutlaka bunun yerine getirilmesi gerektiğini ifade eden Üre, şöyle konuştu: “Anne babalar daha önceden söz verdikleri hediyeleri, mutlaka almalı. Fakat hediye konusunda aşırıya kaçılmamalıdır. Özellikle çocuk küçükse, bisiklet gibi somut hediyeler almak yararlı olacaktır. Ancak daha büyük yaşlarda başarı, ‘seninle gurur duyuyorum’ gibi çocuğu motive edici sözlerle ödüllendirilmelidir. Bu tür yaklaşımlar çocukların gelişiminde olumlu rol oynayacaktır.’’

EĞİTİMDE CEZANIN YERİ YOK

Okul döneminde başarısız olan çocuğa hiçbir şekilde ceza verilmemesini öneren Üre, ‘’Kesinlikle eğitimde cezanın yeri yoktur. Karnesindeki zayıflar ya da sınıfta kalması çocuk için zaten büyük bir cezadır. İkinci bir ceza vermek çocuğa çok ağır gelir’’ dedi. Anne babaların zayıf notları için ceza vermesinin ve çocuğu başkasıyla kıyaslamasının çok büyük bir yanlış olduğunu bildiren Üre, şöyle devam etti: “Çocuk, böyle durumlarda asla suçluluk duymaz. Mutlaka anne babasının bu kıyaslamasına eşlik edecek bir mazeret bulur. ‘O daha zengin, onun ayrı odası var, onun bilgisayarı var’ gibi mazeretler bulur. Bu durum için de ‘Bizde yok onlarda var’ diye ailesini suçlayabilir. Bu nedenle kıyaslamak, çocuğa hatasını anlatmanın en yanlış yoludur. Bu şekilde başkasıyla kıyaslanan çocuğun kendine güveni azalır, sorumluluk duygusu gelişmez.’’

BAHÇE SULAMA BİLEGÜVENİNİ ARTTIRABİLİYOR

Okul döneminde başarısız olan çocukların, yaz tatilinde kendi istekleriyle olmak üzere çeşitli organizasyonlara dahil edilmesi gerektiğini belirten Üre, yaz kampı ya da köy tatili gibi faaliyetlerin çocuğun olumlu duygular geliştirmesine yardımcı olacağını bildirdi. Çocuğa buralarda verilen görevlerin sorumluluk duygusunun gelişmesine yardımcı olacağını ifade eden Üre, ‘’Örneğin tatile bir köye gitmişse, çocuğa bahçe işiyle ilgili görev verilebilir. Burada örneğin bahçe sulama ya da bir bitkinin bakımını yapma gibi özellikle ona ayrılan bir iş, çocuğun kendisine güven duymasını ve kendisini verimli hissetmesini sağlayacaktır. Bu tür duygular, çocuğun okuldaki başarısını doğrudan etkiler’’ diye konuştu.

/ KONYA

11.06.2007


 

İngilizce ve beden dersleri arttırılıyor

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim ve Terbiye Kurulu (TTK) Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, 2007-2008 öğretim yılında İngilizce ve Beden Eğitimi ders saatlerinin artacağını belirterek, ‘’İlköğretim 4 ve 5. sınıflarda halen haftada 2 saat olan İngilizce ders saati haftada 3 saate, 1 saat olan beden eğitimi dersi de 2 saate çıkarıldı’’ dedi.

Prof. Dr. Erdoğan, yaptığı açıklamada, AB’ye üyelik sürecini başlatan Türkiye’de yabancı dil eğitimine daha fazla önem verilmesi gerektiğini belirtti.

/ ANKARA

11.06.2007


 

Çevreci öğrenciler yarışıp stres attı

Bağcılar Belediyesi’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği “Geleneksel Çevre Haftası Etkinlikleri”, düzenlenen ödül töreni ve Murat Kekilli konseri ile sona erdi.

Bir hafta süren faaliyetler kapsamında ve öğrenciler arasında yapılan ‘Çevre’ konulu kompozisyon, şiir, röportaj, hikâye ve resim dallarında dereceye girenlere hem para ödülü hem de bisiklet ödülü verildi. Ödülleri dağıtan Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı yaptığı konuşmada; “Her yıl ısrarlı çevre haftasını düzenliyoruz. Çocuklarımız, gençlerimizin çevre bilincinin artmasını çok önemli buluyoruz” dedi.

YENİ ASYA / İSTANBUL

11.06.2007


 

Çocuğa şiddet ailede başlıyor

TBMM Töre ve Namus Cinayetleri ile Kadınlara ve Çocuklara Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi amacıyla kurulan TBMM Araştırma Komisyonu raporuna göre, Türkiye’de çocuğa yönelik şiddet ailede başlıyor.

TBMM Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan, Türkiye’de kadına ve çocuğa yönelik şiddetin sebepleri ve çözüm tekliflerinin yer aldığı rapor yayımlandı.

Rapora göre, çocuklar ilk olarak aileleri tarafından şiddet görüyor. Çocukların ailelerinden sonra şiddetle karşılaştıkları diğer yerler ise okullar, kolluk kuvvetleri, sokaklar, bakım yurt ve yuvaları, tutuklu ve hükümlü olarak tutuldukları kurumlar ve çalıştıkları iş yerleri.

ŞİDDETİN SEBEPLERİ

Raporda, özellikle ailenin sosyo-ekonomik düzeyi ile eğitim düzeyindeki düşüklüğün aile içinde çocuğa yönelik şiddete sebep olduğu vurgulandı. Şiddetin diğer sebepleri ise erken yaşta evlilikler, erken yaşta çocuk sahibi olma, kendini bu role hazırlamadan anne baba olma, çocuğun davranışlarının temeli konusunda fikir sahibi olmamaları ile aile bireylerinin duygu ve düşüncelerini birbirlerine açık olarak ifade edememeleri olarak sıralandı.

Raporda, çocuk hakları açısından Türkiye’nin, çocukların korunması, yaşatılması ve toplumsal hayat katılımlarının sağlanması konularında yeterli düzeye gelemediği belirtildi.

SUÇA KARIŞAN ÇOCUKLAR

Emniyet Genel Müdürlüğü istatistiklerine yer verilen raporda, çocukların polisin sorumluluk bölgesindeki merkezlere genellikle ‘’suç mağduru’’ veya ‘’suç işledikleri şüphesi’’ sonucu getirildiği ifade edildi.

Raporda, özellikle 0-10 yaş arası 27 bin 782 çocuğun ‘’suç mağduru’’ olduğu için merkezlere getirildiği vurgulandı.

Diğer taraftan raporda, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunca (SHÇEK) son 5 yılda haklarında koruma kararı alınan çocukların yüzde 18,6’sının, anne ve babasının ihmal ve istismarına maruz kaldığı için korunmaya alındığı hatırlatıldı.

SOKAK ÇOCUKLARI SAYISI ENDİŞE VERİCİ

Raporda, düşük sosyo-ekonomik düzey, parçalanmış aile, cinsel ve duygusal şiddet, eğitimsizlik ve her türlü ihmal ve istismarın çocukları ailenin dışına, başıboşluğa ve sonuçta sokağa ittiği belirtilerek, özellikle çarpık şehirleşme sonucu sokak çocuklarının sayısındaki artışın, ‘’endişe verici boyutlara’’ ulaştığı vurgulandı.

Çocuk suçlulara yönelik çocuk mahkemeleri ve çocuk ıslah evleri gibi mekanizmaların kurulması konusundaki ‘’yetersizlik ve gecikmelerin’’ büyük sorun oluşturduğu ifade edilen raporda, devletin genel bütçesinden bu alanda çalışmalar yapan SHÇEK için ayrılan payın, her geçen yıl giderek azaldığı, 2006 yılında ise bu payın yüzde 0,17 oranına gerilediği hatırlatıldı.

DÜNYANIN DA ÇOCUK KARNESİ KIRIK DURUMDA

Dünya Sağlık Örgütü verilerine de yer verilen raporda, 2000 yılında dünyada 15 yaşın altında 57 bin çocuğun öldürüldüğü hatırlatılarak, çocuklara yönelik şiddet türlerinin başında gelen fiziksel şiddet sıklığının ülkeden ülkeye değiştiği kaydedildi.

Çocuğa yönelik şiddetin kırık, yanık, zehirlenme, istenmeyen gebelik, HIV/AIDS ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi üreme sağlığını olumsuz etkileyen sonuçlar oluşturduğu belirtilen raporda, şiddetin okulda başarısızlık, depresyon, madde kullanımı gibi duygusal ve davranışsal bozukluklara da sebep olduğu ifade edildi.

ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER

TBMM Araştırma Komisyonu raporunda, merkezi yönetimlerin Çocuk Hakları Sözleşmesi ile çocuk istismarı ve önlenmesi için öncelikle durum tesbiti yapmaları, ihtiyaçları ve sorunları belirlemeleri istendi.

Raporda, alınması gereken koruyucu ve önleyici tedbirlerin başında, sağlık görevlileri, yargı mensupları, öğretmenler, kolluk kuvvetleri ve diğer meslek gruplarının hizmet içi eğitim programlarında çocuklara karşı şiddete yaklaşım konusunun yer alması gerektiği ifade edildi.

Devletin, çocuklara yönelik her türlü şiddet eylemini ortadan kaldıracak tedbirleri bir devlet politikası olarak uygulaması istenen raporda, bu alana yönelik bir bütçe oluşturulması gerektiği kaydedildi.

Raporda sıralanan diğer tedbirler şunlar:

* Ülke genelinde şiddet konusunda eğitim almış personelin görev yapacağı ve 24 saat hizmet verecek ücretsiz ‘’ALO ŞİDDET HATTI’’ oluşturulmalı.

* Çocuğa yönelik şiddet konusunda ilgili bakanlıklar veri toplamalı ve toplumun kullanımına açık veri tabanları oluşturulmalı.

* Çocuk ıslahevlerindeki eksiklikler giderilmeli ve yetişkinlerin çocuklara özgü tutukevlerinde tutulmamaları için gerekli alt yapı oluşturulmalı.

* ’’Ana-Baba Okulları’’ programları yaygınlaştırılarak kurumsal altyapı oluşturulmalı.

* Çocuğa yönelik şiddet konusunda zararlı gelenekler ve görenekler tesbit edilerek ayıklanmalı.

* Çocuğa yönelik şiddet ile ilgili bilgilendirici spot eğitim filmlerin, görsel medyada sık aralıklarla gösterilmesi sağlanmalı.

/ ANKARA

11.06.2007


 

Sağlık çalışanları gelecekten umutsuz

Türk Sağlık-Sen tarafından sağlık çalışanlarının çalışma ortamlarında yaşadıkları sıkıntıları belirlemek ve çalışanların geleceğe bakışını tespit etmek amacıyla bir anket yapıldı

52 ilde toplam 3 bin 107 çalışan üzerinde uygulanan bu ankette çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Ankete göre çalışanların yüzde 30 çalışma ortamlarından memnun değil. Yüzde 81’nin ayrı çalışma odası yok. Yüzde 62’si çalışma şartlarının gerilediğini düşüyor. Doktorların yüzde 70’i ise geleceklerini güvence altında hissetmiyorlar.

Anketle sağlık çalışanlarının yüzde 75.4’ünün geleceklerini güvence altında hissetmedikleri ortaya çıktı. Mesleklere göre geleceğini güven hissetmeme oranına bakıldığında uzman doktorların yüzde 70.7’si, pratisyen doktorların yüzde 71.4’ü, ebe, hemşire, sağlık memurlarının yüzde 79.7’si, acil, laboratuar, röntgen teknisyenlerinin yüzde 77.5’i, idari personelin yüzde 73.9’u, teknik personelin yüzde 63.3’ü ve yardımcı personelin yüzde 68.9’u geleceklerini güven altında görmüyor. Anketle birlikte sağlık çalışanlarının çalışma şartlarının son bir yılda gerilediği de ortaya çıktı. Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, sağlık çalışanlarının uygulanan politikalar nedeniyle mağdur olduğuna dikkat çekti.

Fatih KARAGÖZ / ANKARA

11.06.2007


 

TURÇEV: Çevreyi koruyalım

Turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği (TURÇEV) Başkanı Alican Atay, siyasi partileri ve milletvekili adaylarını seçim kampanyaları sırasında dağıtacakları afiş ve broşürlerin meydana getireceği çevre kirliliği konusunda özenli davranmaya çağırdı.

22 Temmuz’da yapılacak genel seçimlere hazırlık sürecinde parti ve milletvekillerinin kullanacakları afiş ve pankart türü malzemelerin miktarının, çevrenin korunması yönünde asgari derecede kullanılmasını arzuladıklarını açıklayan Atay, “Çevreyi Koruyalım” ikazında bulundu.

Ahmet TERZİ / ANKARA

11.06.2007


 

Yaratılış harikası hayvanlar

Bölgesel Çevre Merkezi’nin (REC) hayvanlarla ilgili birtakım ilginç bilgilere de yer verdiği internet sitesi www.rec.org.tr’den yapılan derlemeye göre, bir filin hortumunda 50 bin adet kas bulunuyor. Fil, bununla bir ağaç kütüğünü kaldırabilirken, yere düşmüş bezelye tanesini de alabiliyor.

Kutup ayılarının daha az enerji harcayarak, vücut ısılarını korumak için kendilerine ilham edilen yöntem oldukça ilginç. Buzulların sevimli hayvanları, arka ayaklarını ön ayaklarının izine basarak yürüyorlar. Dünyanın en hızlı koşan hayvanı leopar. Leoparların hızı, saatte 100 kilometreyi buluyor. Atlar, bir ay boyunca ayakta durabiliyor. Köstebekler ise bir saatte 45 metre uzunluğunda bir tünel kazabiliyor. Gündüzleri görme engelli olan yarasalar, zifiri karanlıkta 0.6 milimetre çapında bir teli ayırt edebiliyor. Susuzluğa dayanıklı olmalarıyla bilinen develerin ise bir rakibi var. Fareler, develerden daha uzun süre susuz kalabiliyor.

KUŞLAR

Sinek kuşlarının kalbi, dakikada 615 kez çarpıyor. İnsanların kalbinin, dakikada 60-80 kez çarptığı göz önüne alınırsa bu kuşlar oldukça heyecanlı görünüyor. Kargaların, ortalama hayat süresi 120 yıl. Buna göre, kargalar dile gelse, tarihçilerin danışmanları olurlardı. Dünyada en derine dalabilen kuş türü, imparator penguenler. Yiyecek aradıkları sırada, 255 metre derine dalabilen penguenler, yaklaşık 18 dakika nefessiz kalabiliyorlar. Penguenlerin, biz insanların esprilerine konu olan, sarkaç biçimindeki yürüyüşlerinin de bir hikmeti var. Penguenler, her adımın sonunda bir sonraki adım için enerji depolayarak, enerji tasarrufunda bulunuyorlar.

BÖCEKLER

Dünya halter şampiyonları, karıncaların yanında boynu bükük kalıyor. Kendi ağırlığının 50 katı ağırlığı kaldırabilen karıncalar, minik bedenlerinden hiç de beklenmeyen performans gösteriyorlar. Akrepler, radyasyona karşı oldukça direnç gösteriyor. İnsan vücudunun radyasyona direnci 600 rads dolayında iken akreplerinki, 150 bin rads’a kadar çıkabiliyor. Çöl akrebinin ayaklarınaysa kuma konan bir kelebeğin oluşturduğu titreşimleri bile hissedebilen algılayıcılar yerleştirilmiş.

EN HIZLI BALIK ORKİNOS

En hızlı yüzen balık ise orkinos. Yetişkin bir orkinos, saatte yaklaşık 90 kilometre hız yapabiliyor. Su altında en fazla 1 saat kalabilen balinalar, normalde 90 metreye dalabilirlerken, korktuklarında 360 metre derine inebiliyorlar. En fazla sayıda yumurta bırakan balık ise okyanus güneş balığı. Bu balıklar, bir seferde 30 milyon kadar yumurta bırakabiliyorlar.

/ ANKARA

11.06.2007


 

Mağaralar keşfedilmeyi bekliyor

Konya’nın Derebucak ilçesindeki yer altı ve yerüstü mağaraları keşfedilmeyi bekliyor.

Yaylaları, pınarları, akarsuları, vadileri, yüksek dağları ile dünyaca ünlü yer altı ve yerüstü mağaralarına sahip ilçedeki bu güzellikler değerlendirilmeyi bekliyor. İlçede gizli kalmış mağaraların bazıları özellikleri sebebiyle dünya çapında bir üne sahip olmasına rağmen, ulaşım şartları sebebiyle her geçen gün ziyaretçilerini kaybediyor. Mağaraların yeniden ilgi çekmesi için Beyşehir-Antalya Karayolu’nun bir an önce açılmasının gerekliliğine dikkat çekiliyor. Çeşitli özelliklere sahip Balatini, Körükini, Büyük Düden ve Düden Deliği olarak yöre halkı tarafından adlandırılan mağaraların geçmiş yıllarda insanların sığınak ihtiyacına cevap verdiği öğrenilirken, Suluin, Karain, Kayadibi, Culadeliği (kar deposu), İpsizin bucak, Düdenardı, Havala, Çatalerik, İnardı ve Karaşıhı da yöredeki diğer inler olarak biliniyor.

/ KONYA

11.06.2007


 

Kerpiç evler tarihe karışıyor

10 yıl öncesine kadar yüzde 90’ı kerpiç evlerden kurulu olan Mardin’in Kızıltepe ilçesinde artık kerpiç evler tarihe karışıyor.

İlçede yaşanan şehirleşme, beraberinde beton yapılaşmayı da getirdi. Kerpiç evlerin daha sağlıklı olduğunu ve yaz aylarında ise daha serin tuttuğunu söyleyen Ali Elitaş isimli vatandaş, “Kerpiç evleri, yaz aylarında serin olduğu kış aylarında da sıcak olduğu için tercih ediyorum. Son derece sağlıklı olan bu evlerin tamamen yok olmaması gerekir” dedi.

/ MARDİN

11.06.2007


 

Doğuştan marka şehir

Şanlıurfa Belediyesi’nin hazırladığı, “Doğuştan Marka Şehir Şanlıurfa Resim Sergisi” İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) açıldı.

Şanlıurfa Belediye Başkan Yardımcısı M. Fevzi Yücetepe, İstanbul Vali Yardımcıları Mehmet Ali Ulutaş ve Hürrem Aksoy, Avcılar Kaymakamı Hasan Duruer, Beşiktaş Kaymakamı Nihat Nalbant, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Fidanboy, Eresin Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Bircan Eresin, ünlü modacı Ali Karaataş Şanlıurfa Kültür ve Turizm Müdürü Selami Yıldız ile çok sayıda davetlinin katıldığı sergide 33 san’atçının 150 eseri yer aldı. Sergi 15 Haziran tarihine kadar açık kalacak. Başkan Yardımcısı Fevzi Yücetepe açılışta yaptığı konuşmada, “San’atçılarımızın eserlerini il dışına taşıyarak ilimizin san’at değerlerini bütün ülkeye ulaştırmaya çalışıyoruz. Belediye olarak şehrimizi güzel san’atlar alanında ileri götürme gayreti içerisindeyiz” dedi.

/ İSTANBUL

11.06.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004