Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Karışık işler

Devlet dediğimiz mekanizmanın açıkta, aleni olan yüzü bulunduğu gibi, örtülü katlarının da bulunduğunu bilirim, hatta bulunması gerektiğini anlarım... Bu, sadece Türkiye’ye mahsus bir hal değil, pek çok ülkenin gerçeğidir. Söz konusu örtülü yapının bazen iç kamuoyunu yönlendirmek, bazen dış dünyaya işaret vermek, bazen olayların yönünü değiştirmek için devreye girdiği de sır sayılmaz.

Örtülü yapılar kimi zaman basına belge-bilgi-delil sızdırarak, kimi zaman işadamlarının, şirketlerin, siyasi grupların arkasında, düşünce kuruluşlarının şemsiyesi altında çalışırlar. Daha da ötesi, hemen hepsi silah kullanılmasını gerektiren durumlar için özel olarak seçilip yetiştirilmiş elemanlara sahiptirler. Geçmişte yaşananların devletleri getirdiği nokta şu: Hiçbir devlet bu tür örtülü yapıların kontrolden çıkıp ‘çete’leşmesine izin vermez, veremez, vermemeye çalışır. Zira bilinir ki bu tür ‘ bulaşıklıklar’ frensiz bisiklete oturup bir tur pedal çevirmeye benzer... İstenen noktaya varılıp ‘dur’ denilince duran cinsten değildir sözünü ettiğimiz bisiklet. Düşmemek için sürekli pedal çevirmeyi gerektirir. Yani elinizi verdiğinizde kolunuzu kaptırırsınız.

Bunlara vatan, millet aşkıyla yol verilmiş olması sonucu değiştirmez, doymazlar!

Esas olarak paraya değil güce taliptirler. Zaten güç sonuçta kendiliğinden parayı da getirir.

Yasaların çerçevelediği sınırın dışında kalıp devlet kalkanının gerisinde devlet gücünü kullanmanın, emir verip almaya alışmış insanların bir kısmına hayal edemeyecekleri düzeyde tatmin sağladığı şüphesizdir. Bunları söylerken bilinmeyen bir şeyi dillendiriyor, sır ifşa ediyor değilim. Geçmişte tanık olduğumuz hadiselerin ortak karakteri budur.

Ancak ‘Sauna Çetesi’ diye isimlendirilen gruptan başlayarak, son iki yılda yaşadıklarımızın bildiğimiz dokudan farkını yeterince gördüğümüz şüphelidir. Evet, önümüzde kritik bir seçim süreci var, dikkatler sandığa, oradan çıkacak sonuca göre cumhurbaşkanlığı seçimine yönelmiş durumda ama ‘yakalandılar’ deyip geçtiğimiz kimi hadiseler var ki, bunları anlamlandırıp üzerine gitmemenin faturası ağır olabilir.

Bugün karşımıza çıkan ve biribiriyle irtibatsızmış gibi görünen yapıların 10 sene önce Binbaşı Cem Ersever çevresinde gelişen olayları hatırlatan, ama Susurluk ve sonrasında uzantı niteliğindeki hadiselerde görülenlerden farkı var. İki sene zarfında gerçekleştirilen baskınlarda ele geçen belgelerin niteliğine bakarak söylüyorum bunu. Şayet doğruysa -umarım değildir- üzerinde ‘çok gizli’ kaydı bulunan bazı dokümanların CD kayıtları, ‘devlet güvenliğiyle birinci derecede ilgili sır’ niteliğinde belgeler, hatta ‘Türkiye’de gerçekleşecek bir askeri müdahalenin iyi olacağına dair yorumların yabancı basında -özellikle Amerikan basınında- yer almasını sağlamaya dönük niyet ve girişimleri içeren evrak vs. var son zamanlarda yakalanan çetelerin arşivinde ele geçen evrak arasında.

Bu gruplara mensup kimi kişilerin üzerinden istihbarat elemanı olduklarına dair kimlik kartlarının çıkmasını ‘Kendilerine ve faaliyetlerine resmiyet izlenimi vermek için sahte kart üretmişler’ diyerek geçiştirebilirsiniz. Subay, polis üniforması giyerek adam dolandıran, maddi/manevi çıkar sağlayan yok mu? Pekâlâ ele geçen kartlara da böyle bakılabilir. Farklı yerlerde farklı gruplar içinde olan herkesin üzerinden aynı kartın çıkmasına ‘tesadüf’, Başbakan’ın evinin bulunduğu bölgenin krokisinin neredeyse her çetede çıkmasına ‘manidar’ deyip geçmek mümkün mü?.. Keza şayet ele geçen arşiv ve belgelere ilişkin iddialar doğruysa bunun özel olarak sorgulanması gerekir.

Ne yazık ki basında bu çetelerin evlerinde ele geçen silahlar ön plana çıkıyor. Otomatik, uzun menzilli silahların, bombaların varlığı elbette önemli; ama ‘çete’ deyip geçtiğimiz gruplara geçmişte meslekleri icabı ateşli silahlar kullanan, emekli olduklarında veya içinde bulundukları yapıyla ilişkileri kesildiğinde hasbelkader bir araya gelip mafyavari şantaj, gasp, tehdit, haraç işleriyle meşgul adi suçlular diye bakmak; vatan-millet hayrına çalıştıklarına dair söylemlerini çıkar amaçlarına hayali kılıf bulma çabası diye görmek hata olur.

Radikal, 11.7.2007

Avni ÖZGÜREL

12.07.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Yeni Asyacılar DP’ye

  Danıştay saldırısını şimdi konuşsak...

  Asker, emekli çetecileri dışlamalı

  Karışık işler

  DP Meclise girer


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004