Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 09 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Davete icabet etmemek suçtur

Genç gazetecilere, cumhurbaşkanından söz ederken çok dikkatli olmaları özellikle tembih edilirdi. İlkin kimden işittiğimi söyleyemesem de, uyarı metni kelimesi kelimesine hatırımda:

– Herhangi birine hakaret ve saygısızlık etmek suçtur. Cumhurbaşkanına gelince durum değişir. Cumhurbaşkanına, saygıda kusur etmek suç sayılır.

Dahasa var. Biraz abartmayı da faydalı bulduklarından olmalı, uyarıyı şöyle tamamlayan da olurdu:

– Cumhurbaşkanının davetine icabet etmemek, bir yerde karşıyaşınca selamlamadan yanından geçmek bile suç sayılır.

Davetine icabet şartını anlamak zor değildi. Devlet Başkanı sizi bir yere davet edecek de, siz gitmeyeceksiniz... Olacak şey mi? Ama selam faslı biraz tuhaftı. Sorduğumu hatırlarım:

– Bir otomobilde Cumhurbaşkanlığı forsunu görünce, kaldırımda selama durmamız mı gerekiyor yani, diye?..

Bir 29 Ekim günü Ankara’da, yarım saatten uzun süre kaldırımda ikişer metre arayla sıralanarak Cumhurbaşkanı İnönü’nün arabası oradan geçecek diye bekletilmiş, araba görününce selama durmuş, ama Paşa’nın bırakın selama karşılık vermesini, başını çevirip de bizden tarafa bakma ihtiyacını bile duymayışına çok bozulmuş liseli izcilerden biri olarak, dün Hürriyet’in 16’ıncı sayfasındaki fotoğrafa uzun uzun baktım. Dün akşam televizyon seyrederken de bu sahneyi görmüş ve «Kim bu görgüsüz?» diye yerimden fırlamıştım.

Çankaya Köşkü’nde, yeni Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün davete icabet etmeme saygısızlıkları sebebiyle de hadise olan kabul toplantısı. Protokola dahil davetlilerden biri, sağ eliyle Cumhurbaşkanı’nın elini tutmuş, sol eli havada...

– Havada ne yapıyor, diye sormayın lütfen! Siz görmemiş olabilirsiniz diye, utanarak da olsa söylemek zorundayım. Sağ elini tuttuğu, kendisini karşılayan bir ilkokul çocuğu imişçesine, «şefkatle», Cumhurbaşkanı’nın sağ yanağını okşuyor.

AKP milletvekillerinden biriymiş, adı Recep Koral. Benim elimden gelmeyecek mukabelede bulundu Cumhurbaşkanı: bu rezalet olmamış, bir milletvekili tarafından, bütün dünyanın gözü önünde yanağı okşanmamış gibi davrandı.

Bir GÖRGÜ kuralları metni hazırlasak da, anayasadan önce Meclis’ten onu geçirsek işe yarar mı dersiniz?

Ne yapabilir, bu densizliklerden nasıl kurtulabiliriz? Ben bir çare düşünemiyorum.

Radikal, 7.9.2007

Hakkı DEVRİM

09.09.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  1961 Anayasası ilerici miydi?

  Laik, demokratik, sosyal bir ‘hukuk devleti’ mi yoksa ‘tören devleti’ miyiz?

  Davete icabet etmemek suçtur

  Pavarotti: Diktatörün ayağına gitmem


 Son Dakika Haberleri