Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Olmadı Sayın Başsavcı

Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, “367 hezimeti”nin ardından dün tekrar ortaya çıktı. “367 hezimeti” diyoruz, çünkü Sayın Başsavcı Meclis’in cumhurbaşkanı seçiminde bugüne kadar akla gelmemiş bir yorum ortaya koymuş, bu yorum CHP eliyle Anayasa Mahkemesi’ne götürülmüş ve bilinen siyasi kriz çıkmıştı.

Krizin ardından “367 hezimeti” yaşandı, CHP oy kaybetti, AKP ise aklına bile gelmedik oranda oy artırdı. Sayın Kanadoğlu’nun bir demeci dünkü Cumhuriyet Gazetesi’nin manşetinde yer aldı. Kanadoğlu diyor ki: Yeni anayasayı Meclis yapamaz, ancak kurucu meclisler yapabilir.

“Kurucu meclis” kavramı, 1961 Anayasası’nın hazırlanışı dolayısıyla ortaya çıkmış bir kavramdır. Bu kavram daha sonra yine bir askeri darbe ertesinde, 1981’de bu kez “danışma meclisi” adıyla ortaya çıkmış ve bugün kurtulmaya çalıştığımız 1982 Anayasası’nı hazırlamıştı.

***

1961’deki kurucu meclisi 27 Mayıs darbesini yapan askeri yönetim “tayin” etmişti. 1982 Anayasası’nı hazırlayan “danışma meclisi” de yine 12 Eylül askeri darbesini yapanlar tarafından “tayin” edilmişti.

Burada durduğumuzda, Sayın Başsavcı’nın “demokrasi” kavramıyla ilişkisinin zayıflığını görüyoruz. Başsavcı, adeta anayasanın askeri yönetimler tarafından tayin edilmiş kişilerden oluşan meclislerce yapılması gerektiğini, halkın oylarıyla seçilmiş meclislerin anayasa yapamayacağını söylüyor.

Bu kadar talihsiz bir beyanatın Yargıtay Onursal Başsavcısı tarafından yapılmış olması, Türk demokrasisi için büyük bir yaradır. Özgürlükleri ve demokrasiyi savunması beklenen bir makamda bulunmuş bir kişi böyle bir görüşü savunabiliyorsa sokaktaki sade vatandaşın en kaba ve budalaca otoriter görüşlerin peşinden gitmesine hiçbir şey söylenemez.

***

Askeri yönetimlerin tayin ettiği kişiler tarafından yapılan anayasaları, -1961 Anayasası’nın son derece ilerici bir yapısı olmasına rağmen- içine sindirebilmek, askeri dönemleri, demokrasinin şu ya da bu nedenle rafa kalktığı dönemleri özleyişin bir ifadesinden başka ne olabilir.

Sayın Başsavcı, başlattığı 367 krizinin ardından, AKP’nin oy patlaması yapmasının nedenlerini de düşünmemiş olmalı. Çünkü aynı tarzdaki bir mücadele mantığıyla hareket etmeye devam ediyor. O mantık AKP oylarını yüzde 47’nin üzerine taşıyan mantıktır. Ve hâlâ aynı mantıkla siyasi mücadele verdiklerini zannedenler sadece AKP’nin değirmenine su taşımaya devam ediyor.

***

Prof. Mümtaz Soysal 1971 yılında “Her Şafakta Uyananlar” diye bir yazı yazarak askeri müdahale ve kendi istedikleri yönde askeri müdahale rüyası görenleri alaya almıştı. Ama bu rüyalara en uzak olması gereken kişilerin bile hâlâ aynı rüyanın etkisinde olduklarını görmek çok hüzün verici bir durum.

Vatan, 14 Eylül 2007

Okay GÖNENSİN

15.09.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Anayasa ve ‘Beyaz Türkler’

  Kumpasa gelmek!

  Sivil anayasa 12 Eylül’ün üzerine sünger mi çekecek?

  Sivil anayasa sivil kafalarla olur

  Olmadı Sayın Başsavcı


 Son Dakika Haberleri