Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 04 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

Nurun ve bilginin peşinden gitti

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültürel ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kültür Müdürlüğü ve Kültür A.Ş. tarafından Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde “Vefatının 20. Yılında İdris Küçükömer” anıldı. Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar, onun aydın gibi sadece maddiyatın peşinde değil, münevver gibi nurun/bilginin peşinde olduğunu belirtti.

Anma programı Küçükömer’in özel resimlerinin sergilendiği sergi açılışıyla başladı. Sergi açılışının akabinde Küçükömer hakkında hazırlanan özel bir belgesel gösterime sokuldu. Belgeselin ardından Prof. Dr. Asaf Savaş Akat’ın yönettiği Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar, Prof. Dr. Kurtuluş Kayalı ve Yücel Yalman’ın birer konuşmacı olarak katıldığı açık oturma geçildi.

Açık oturumda ilk sözü Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar aldı. Sayar konuşmasında hocası Küçükömer ile yaşadığı ilginç anıları anlattı. Münevver ve aydın arasındaki ayırıma dayanarak onun aydın gibi sadece maddiyatın peşinde değil, münevver gibi nurun/bilginin peşinde olduğunu belirtti. Sayar konuşmasını Küçükömer ile ilgili hazırlamakta oldukları bir hatıra kitabının yakında çıkacağı müjdesini vermekle bitirdi.

Sayar’dan sonra sözü alan Prof. Dr. Kurtuluş Kayalı daha çok Küçükömer’in iktisadi düşüncesi üzerinde durdu. Özellikle Yön ve Ant dergilerindeki yazılarına dikkat çekti. Osmanlı Devleti’nin neden kapitalistleşemediği ve Asya Tipi Üretim Tarzı (ATÜT) gibi düşüncelerinin fazla dile getirilmeyip, daha çok Düzenin Yabancılaşması adlı kitabında üzerinde durduğu ve son zamanlarda Türkiye’deki gündemi meşgul eden “Sağ soldur, sol sağdır” anlamına gelebilecek fikriyatının ön plana çıkarılmasının bir eksiklik olduğunu vurguladı. Küçükömer gibi değerli bir Türk düşünürün belirli bir kesim tarafından uzun bir süre görmezden gelinmesine bir türlü anlam veremediğini söyleyerek sözlerini noktaladı.

Son konuşmacı Yücel Yaman ise Küçükömer’in toplumun yapı taşı olan sivil insanı oluşturma peşinde olduğunu ama maalesef bunun bugüne kadar gerçekleşmediğini söyledi. Bu sebeple bilgi çağına girmek noktasında sıkıntılar yaşandığını belirtti. Küçükömer’in üretime ve verimliliğe çok önem verdiğini ancak bizim bu noktada ev ödevimizi yapamadığımıza üzüldüğünü söyleyerek konuşmasını bitirdi.

Soru cevap faslının ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Hüseyin Öztürk’ün bütün katılımcıları kutlamasıyla birlikte program son buldu.

04.12.2007


 

Semazenlerin yoğun yılı

Yarım asra yakın bir süredir sema yapan, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu sema grubunda postnişin (Mevlevîlikte dergâhtaki en yetkili kişi) olan Mustafa Holat, 2007 Mevlânâ Yılı’nda 17 ülkede birçok gösteri sunduklarını bildirdi.

Mustafa Holat (62), semanın Mevlevîlik’te Allah’a daha yakın olmak için yapılan bir yakarış anlamına geldiğini, ancak birçok kişinin bunun sadece şekilden, gösteriden ibaret olduğunu sandığını söyledi.

Semaya Konya’da Mevlevî olan babası sayesinde 14 yaşında başladığını ifade eden Holat, ‘’48 yıldır sema yapıyorum. Yarım asra 2 yıl kaldı. Bir aksilik olmazsa yarım asrı tamamlamayı hatta daha fazla sema yapmayı istiyorum’’ dedi.

1976 yılında semazenbaşı olduğunu ve 1990 yılından bu yana da postnişin olarak görev yaptığını ifade eden Holat, şunları kaydetti:

‘’Türkiye Cumhuriyeti’nin resmî, kadrolu tek postnişini benim. Yıllardır sema programlarına çıkıyorum, ancak bu yıl kadar yoğununu yaşamadım. Bunu şikâyet için değil mutlu olduğum için söylüyorum. UNESCO’nun Mevlana Yılı ilân ettiği 2007’de ABD’den Belçika’ya, Hindistan’dan Japonya’ya kadar 17 ülkede birçok sema gösterisi sunduk. Japonya, ABD, Şili, Avustralya, İsviçre ve Almanya gibi bütün gittiğimiz ülkelerde yoğun ilgiyle karşılaştık. Kültür faaliyetlerinin en üst seviyesini icra ettik.’’

Yurt dışında Mevlânâ’nın, felsefelerinin çok yakından bilindiğini dile getiren Holat, ‘’Mevlânâ’nın felsefesini çok iyi benimsemişler. Bazı ülkelerdeki programlarımız gözyaşları ile izlendi. Boynumuza sarılarak (iyi ki geldiniz) diyenler oldu. Adeta, hatıra fotoğrafı çektirmekten, röportaj vermekten yorulduk. Bu bizi çok mutlu etti’’ dedi.

Yurt içi ve dışında yaptıkları sema programlarının kendilerini hiç yormadığını, aksine gönül işi olması dolayısıyla ayrı bir keyif aldıklarını belirten Holat, özellikle bu yıl 1-17 Aralık arasında Konya’da 33 sema programı sunacaklarını ve 80 binden fazla insanla buluşacaklarını bildirdi.

Geçen yılki faaliyetlerde sundukları 23 sema gösterisinin bu yıl 33’e çıktığını vurgulayan Holat, özellikle bu yıl yaptıkları gösterilerin Konya ve ülke turizmi açısından büyük yarar sağlayacağını vurguladı.

04.12.2007


 

“En gözde mekânlar” yarışması

Türkiye, Avrupa Komisyonu tarafından ikincisi düzenlenen ve Avrupa’nın 2007 yılının en gözde gidilecek yerlerin (destinasyon) seçileceği ‘’European Destinations of Excellence’’ yarışmasına katılacak.

Türkiye’nin yarışmada aday göstereceği destinasyon, yerel yönetimlerin başvurusu üzerine, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından belirlenecek bir komisyon tarafından tespit edilecek.

Bakanlık yetkilileri ile Avrupa Birliği’nin (AB) internet sitesinden alınan bilgiye göre, Avrupa Komisyonu tarafından ikincisi düzenlenen ‘’European Destinations of Excellence’’ yarışmasına, Türkiye’den bir destinasyon da katılacak.

Ana teması, ‘’Turizm ve somut olmayan kültürel miras’’ olan yarışmaya, el sanatları, gelenek ve görenek gibi somut olmayan kültürel mirasıyla ön plana çıkan destinasyonlar girebilecek. Yarışmayı kazanan destinasyonlar, ‘’Avrupa’nın gözde turizm mekanları’’ olarak tavsiye edilecek.

Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, yarışmanın turizm akışının az olduğu, fazla bilinmeyen yerlere dikkati çekmek ve Avrupa’daki destinasyonların ortak ve farklı özeliklerine vurgu yapmak için yapıldığını kaydettiler.

Bu yarışmada seçilen yer veya yerlerin de AB tarafından somut olmayan mirasa dair gidilmesi tavsiye edilen gözde turizm mekanları olacağını belirten yetkililer, yarışmada Türkiye’den de destinasyonların kazanması halinde bunun turizme çok olumlu katkı sağlayacağını ifade ettiler.

Yetkililer ayrıca, Türkiye’nin yarışmaya katılması için ulusal seçim kriterlerini içeren teklifi Temmuz ayında Komisyona gönderdiklerini, Komisyonun da Ekim ayında bakanlığın hazırladığı proje teklifini kabul ettiğini belirttiler.

04.12.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri