Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

‘Kaynak, İranlı askerî yetkililer’

İran’ın nükleer silah programını 2003’te durdurduğuna dair Amerikan istihbaratının, üst düzey İranlı askerî yetkililerin geçen yılkı görüşmelerine dayandığı öne sürüldü. İran raporu bir ‘zafer’ olarak nitelendirmişti. Amerikan The New York Times gazetesi, İran’ın silâh geliştirme programında da sorumluluğu olan bu yetkililerin görüşmeleriyle ilgili bilgi notlarını da ele geçiren Amerikan istihbaratının, İran’la ilgili görüşünü değiştirdiğini iddia etti.

Gazete dünkü haberini üst düzey istihbarat ve hükümet yetkililerine dayandırdı.

The New York Times’a konuşan yetkililer, Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilâtı CIA ve başka bazı istihbarat servislerinin, İran’la ilgili son bilgiler değerlendirmek üzere bir “kırmızı ekip” oluşturduğunu söylüyor.

Gazeteye göre bu ekip, İran’la ilgili son istihbaratın, Tahran Yönetimi’nin kamuoyunu yanlış yönlendirmeye yönelik bir kampanyasının parçası olup olmadığını da araştırmış.

Sonuçtaysa Amerikan istihbarat yetkilileri bu teoriyi reddetmişler ve iki hafta önce Beyaz Saray’da, aralarında Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin de bulunduğu üst düzey hükümet yetkililerine, son bulguların doğru olduğunu söylemişler.

Ayrıntılıları Pazartesi günü açıklanan rapor, Amerika Birleşik Devletleri’nin, özellikle nükleer istihbarat alanında tarihindeki en büyük u-dönüşlerinden birini simgeliyordu. 16 Amerikan istihbarat servisini bir çatıda toplayan Ulusal İstihbarat Konseyi’nin Ulusal İstihbarat Değerlendirmesi olarak bilinen raporunda, 31 Ekim 2007 tarihi itibarıyla, İran’ın, 2003 sonbaharında, nükleer silâh programını durdurduğu açıklanmıştı.

Oysa aynı kurumun 2005 yılı Mayıs ayında yaptığı değerlendirmede, İran’ın nükleer silâh geliştirme kapasitesine sahip olmakta kararlı olduğu belirtilmişti.

İki yıl öncesinin bir diğer tesbiti de, İran’ın bu yöndeki silah geliştirme programını sürdürdüğü şeklindeydi.

/ NEW YORK

07.12.2007


 

İsrail, Kuzey Kore’ye rüşvet teklif etmiş

Japonya’da yayımlanan Yomiuri Shimbun gazetesi, İsrail’in 90’lı yıllarda Arap ülkelerine füze ihracatına son vermesi için Kuzey Kore ile gizli görüşmeler yürüttüğünü yazdı.

Haberde, İsrail’in eylül ayında Suriye’nin nükleer faaliyetlerini yürüttüğü sanılan bir tesisini bombaladığı ve bu işe Kuzey Kore’nin de dahil olduğunun sanıldığı belirtilerek, bu olaydan 15 yıl kadar önce, İsrail’in komünist rejimin Arap ülkeleriyle askeri işbirliği yapmasını engellemeye çalışarak, gizlice Pyongyang’a temsilciler gönderdiği ileri sürüldü.

İsrailli eski siyasetçilerin verdiği bilgilere dayandırılan haberde, Kuzey Kore’nin 1992’de Kuzey Kore kökenli bir Amerikalı aracılığıyla görüşmelere başladığı, Pyongyang’ın İsrail’den bir altın madenine yatırım yapmasını talep ettiği belirtildi.

İsrailli eski büyükelçi Eytan Bentsur’un ifadelerine de yer verilen haberde, altın madenini su basmasına rağmen İsrail’in gelecekte 1 milyar dolara kadar yükselebilecek 30 milyon dolarlık bir yatırım önerdiği ve böylece Kuzey Korelileri Suriye, Libya ve Irak’a füze ihracatını durdurmaya teşvik etmeyi amaçladığı kaydedildi.

Yomiuri gazetesindeki iddialara göre, İsrailli müzakereciler, sonunda Kuzey Koreli muhataplarının samimiyetinden şüpheye düştü ve sonuç olarak Ağustos 1993’de dönemin Başbakanı İzhak Rabin, müzakerelerin durdurulması talimatını verdi.

/ TOKYO

07.12.2007


 

Burns: Bir elde diplomasi, bir elde yaptırım

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Nicholas Burns, Washington yönetiminin, İran ile nükleer programını sona erdirmesiyle ilgili görüşmek yerine yaptırımları tercih ettiği iddialarını reddetti.

Burns, temaslar için geldiği Avustralya’nın Sidney kentinde gazetecilerin soruları üzerine, “İran’ın nükleer silâhlanma programını 2003’te durdurduğuna” dair rapora rağmen Beyaz Saray’ın “İran’a karşı yeni yaptırımlar için BM Güvenlik Konseyi’nde ısrarlı olacağına” ilişkin taahhüdünün değişmediğini belirtti. İran’ın halen uranyum zenginleştirme faaliyetini sürdürdüğünü belirten Burns, bunun, rapora rağmen bir endişe kaynağı olduğunu söyledi.

ABD ve BM Güvenlik Konseyi’nin diğer üyelerinin geçen yıl İran’a, sivil nükleer tesisler kurmasına yardımcı olmayı ve nükleer programını askıya aldığı takdirde görüşmeleri başlatmayı önerdiğini hatırlatan Burns, İran’ın bu öneriyi reddettiğini ve “o zamandan bu yana masaya oturmak için kesinlikle bir isteklilik göstermediğini” ifade etti.

/ SİDNEY

07.12.2007


 

Suikastçı İsraillinin tutuklanma korkusu

İsrail İç Güvenlik Bakanı Avi Dichter, tutuklanma korkusuyla İngiltere’ye yapacağı geziyi iptal etti.

Dichter, 2002’de, İsrail İç Güvenlik Servisi Şin Bet’in başkanlığını yaptığı dönemde, Hamas’ın askerî kanadının lideri Salah Şehade için alınan suikast kararını veren ekip arasında yer almıştı. İzzeddin El Kassam Tugayları’nın lideri Şehade’nin evi bombalanmış; karısı ve üç çocuğunun da aralarında bulunduğu 15 kişi ölmüştü.

Haaretz gazetesinin haberine göre, Dichter bir İngiliz araştırma enstitüsünce Annapolis sonrasıyla ilgili bir konferansa katılmak üzere İngiltere’ye dâvet edildi. Dichter’in diplomatik süreç üzerinde konuşması öngörülmüştü. Ancak Dichter, Dışişleri Bakanlığı ile temasa geçerek, ikinci intifada sırasında görev yapan üst düzey subaylar hakkında “savaş suçu” işledikleri gerekçesiyle İngiliz mahkemelerine yapılan başvurular ve bu kişilerin bu ülkede karşılaştıkları sorunları değerlendirdi. Şehade’nin ölümünün ardından da İngiltere’de, Filistinlilerce ve bazı hukuk bürolarınca olayda sorumluluğu bulunduğu belirtilen İsrail güvenlik yetkililerine karşı ceza davaları açılmıştı. İsrail Dışişleri Bakanlığı, Dichter’e İngiltere’ye gitmesini tavsiye etmediğini bildirdi. Bakanlık, sol grupların büyük ihtimalle, Dichter hakkında şikâyet başvurusu yapacağını ve bunun da tutuklama müzekkeresinin çıkarılmasına yol açabileceğini belirtti. Bakanlık, Dichter’e ayrıca İngiltere hükümetinin resmi konuğu olarak çağrılmadığını, bu sebeple tutuklanmasını önleyecek dokunulmazlığının da bulunmadığını bildirdi.

Dichter’in ofisi ise bu konu çözümlenene kadar bakanın resmî ya da gayriresmi olarak İngiltere’ye gitmeyi düşünmediğini duyurdu.

Dichter hakkında Şehade’nin öldürülmesinde rolü olduğu gerekçesiyle ABD’de de bir hukuk dâvâsının bulunduğu belirtiliyor. Ancak bu dâvânın tutuklanmasına gerekçe oluşturmadığı kaydediliyor.

/ KUDÜS

07.12.2007


 

Şam’dan, Bush’a sıcak mesaj

Suriye hükümetinin gazetesi Teşrin, ocak ayı başında Ortadoğu’yu ziyaret etmesi beklenen ABD Başkanı George Bush’a, adil ve küresel barışın tesisi için ciddiyetle çalışma çağrısında bulundu.

Gazetede, “Barış sürecine yeniden işlerlik kazandırmak için Bush yönetimi, Suriye-İsrail ayağı dahil olmak üzere bu sürecin bütününü hesaba katan adil ve küresel bir barış için bir ciddiyet ortaya koymalıdır. ABD ve İsrail’in tutumlarının BM kararları üzerine temellendirilmiş gerçek bir barışa karşı olduğu bir dönemde Amerikan yönetimi, barış yapılmasına uygun bu türden dengeli bir siyaseti benimsemeye hazır gibi görünmüyor” ifadesi yer aldı.

Bush’un Ortadoğu’ya gelerek İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in hükümetinin barış arzusuna bel bağlamaya devam etmesi halinde barış çabalarından sonuç alınamayacağı belirtilen haberde, tersine bunun durumu daha da karmaşık hale getireceği ve gerginliği daha da tırmandıracağı ifade edildi. Haberde, “Bush yönetimi sorunun İsrail’den kaynaklandığını biliyor ancak bunu inkâr etmeye devam ediyor” denildi. Beyaz Saray Sözcüsü Gordon Johndroe, Bush’un Ocak ayı başında Ortadoğu’yu ziyaret edeceğini açıklamıştı.

Ziyaret planı, ABD’nin başşehri Washington yakınlarındaki Annapolis’te yapılan geniş katılımlı Ortadoğu Konferansının düzenlenmesinden bir hafta sonra açıklanmıştı. Annapolis zirvesine katılmayacağını açıklayan Suriye de son anda katılma kararı almıştı.

/ ŞAM

07.12.2007


 

Bush: Kaddafi ile çalışmak isterim

ABD Başkanı George Bush, dünyada barışı sağlamak için Libya lideri Albay Muammer Kaddafi ile birlikte çalışmak istediğini söyledi.

Yaklaşan Kurban Bayramı dolayısıyla Kaddafi’ye bir mektup gönderen Bush, “Bu kutsal bayram dolayısıyla Ekselanslarına dünyanın bütün bölgelerinde barış ve özgürlük için birlikte çalışma arzumu dile getirmek isterim” ifadesini kullandı.

07.12.2007


 

ABD istihbaratı şaşırttı

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun (UAEK) eski başkanı Hans Blix, Amerikan istihbaratının İran’ın nükleer silâh programını durdurduğunu tesbit eden son raporundaki sonuçlara şaşırdığını söyledi.

Blix, “Belki de Amerikan istihbaratı, Irak örneğinden yola çıkarak, İran’a muhtemel saldırı sırasında sorumluluğu üstünden atmak istiyordur” dedi.

07.12.2007


 

İspanya ve Venezüela krizi tamire çalışıyor

İspanya Kralı Juan Carlos’un eski başbakan Jose Maria Aznar’a “faşist” diyen Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez’e “Kes sesini” diyerek azarlamasıyla iki ülke arasında patlak veren kriz ortamında, İspanya tahtının varisi Prens Felipe ile Chavez’in gayrı resmî bir buluşma yapabileceği açıklandı.

İspanyol diplomatik kaynakları, Prens Felipe ile Chavez’in Arjantin Devlet Başkanı Cristina Kirchner’in göreve başlaması dolayısıyla 10 Aralıkta düzenlenecek törende bir araya gelebileceğini, ancak bunun yalnızca bir olasılık olduğunu kaydetti.

/ MADRİD

07.12.2007


 

Azalan direniş, Amerikan birliklerini rahatlattı

Irak’taki Amerikan birliklerinin komutanı General David Petraeus, Irak’ta son 6 ayda şiddet olaylarında görülen yüzde 60 oranındaki azalmanın, birliklerinin konuşlandırılması açısından esneklik sağladığını bildirdi.

General Petraeus, Amerikan üssünde gazetecilere yaptığı açıklamada, güvenliği korumanın, sağlamaktan daha kolay olduğunu belirtti.

Şiddet olaylarında azalmanın, geriye kalan sorunlu bölgelere birlik takviye edilmesini mümkün kıldığını ifade eden Amerikalı general, bu sorunlu bölgeler arasında kuzey Irak’ın bulunduğunu da bildirdi. Petraeus, şiddetin azalmasında birçok faktörün rol oynadığını, bunlar arasında “İran’ın sağladığı silâhlarla bağlantılı bazı saldırılarda azalma” ile Şiî lider Mukteda El Sadr’ın kilit öneme sahip ateşkes çağrısının bulunduğunu söyledi.

/ BAĞDAT

07.12.2007


 

Raporun arkasında İngiltere var

Amerikan istihbaratı tarafından hazırlanan, İran’ın nükleer faaliyetlerine dair raporda, İngiliz istihbaratından alınan bilgilerin etkili olduğu ileri sürüldü.

İngiltere’de yayımlanan Guardian gazetesi, kimliğini açıklamadığı kaynağa dayandırdığı haberinde, İngiliz istihbaratına bağlı dinleme dairesi GCHQ’nun, İran’da yapılan telefon görüşmelerini kayda aldığını ve Amerikan istihbaratının İran’ın nükleer silah çalışmaları konusunda Washington yönetimiyle ters düşen raporunun, iletilen bu bilgiler çerçevesinde hazırlandığını yazdı. Haberde, Amerikan istihbaratının, uzun bir sürede derlenen telefon görüşmelerini, dinlenildiğinin bilincinde yapılma ve bilerek yanlış bilgi verilme olasılığını göz önüne alarak kontrol ettiği belirtildi.

Amerikan istihbaratının, “İran’ın nükleer silâh çalışmalarını 2003 yılında durdurduğuna” işaret eden raporu, Washington yönetimini zor duruma sokmuş ve İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, raporun kendileri açısından bir zafer olduğunu söylemişti. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’ndan (UAEK) yapılan açıklamada da rapordaki bilgilerin, UAEK’nın edindiği bilgilerle örtüştüğü belirtilmişti.

/ ANKARA

07.12.2007


 

NATO’nun gündemi Kosova

NATO üyesi 26 ülkenin dışişleri bakanları, Kuzey Atlantik Konseyi’nin yıl sonu olağan toplantıları çerçevesinde Brüksel’de buluşuyor.

Türkiye’nin Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan tarafından temsil edileceği toplantıların resmi bölümü yarın yapılacak. NATO bakanları, bu akşam, Belçika Dışişleri Bakanı Karel De Gucht’un davetinde, AB üyelerinin bakanlarıyla gayrı resmi yemekte bir araya gelecek. NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer ve AB Yüksek Temsilcisi Javier Solona’nın da hazır bulunacağı yemekte, 32 ülkenin temsilcileri, Kosova’nın olası bağımsızlığı konusunu ele alacak.

Bakanlar, Kosovalıların tek taraflı bağımsızlık ilan etmeleri durumunda ‘’ortak tavır’’ izlenmesi için uzlaşma arayışlarını sürdürecek. ABD ile çok sayıda NATO ve AB ülkesinin, Kosova’nın bağımsızlığını tanımaktan yana tavır koyduğunu belirten diplomatlar, bu tanımanın ‘’koşullu ve koordinasyonlu’’ şekilde gerçekleşmesi için uyum arayışında bulunulduğunu belirtiyor.

Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan ülkelerle diplomatik ilişkileri askıya alacağını öne süren Sırbistan ve bu bağımsızlığa karşı çıkan Rusya’ya yönelik ortak tavır belirlenmesi için de çaba harcanacak. Kosova’da 17 bin askerli barış gücü KFOR’u yöneten İttifak, bağımsızlık ilanının ardından yaşanabilecek olası çatışma ve gerginlikleri engelleyerek, güvenliği sağlamak için önlemler alıyor.

Brüksel’de, NATO-Rusya Ortaklık Konseyi çerçevesinde Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile yapılacak görüşmelerin de “hararetli” geçeceği belirtiliyor.

/ BRÜKSEL

07.12.2007


 

Bakan Babacan’ın Batı Trakya ziyareti Yunan basınını kızdırdı

Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan’ın, önceki gün Atina’daki resmi temaslarını tamamladıktan sonra yaptığı Batı Trakya ziyareti Yunan basınında geniş yer buldu. Yunan basın-yayın organları, “Babacan’ın Batı Trakya ziyaretinde Türk Azınlık üyelerini haklarını tüm yasal olanaklar ile talep etmeye ve bunlar çiğnendiği takdirde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmaya teşvik ettiğini” kaydettiler.

Basın-yayın organları, Babacan’ın söz konusu yaklaşımının Türkiye ile Yunanistan arasında anlaşmaya varılan 5 yeni güven arttırıcı önleme ‘’gölge düşürdüğü’’ görüşünü savundular.

Atina’da yayımlanan Kathimerini gazetesi, “Babacan’ın, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis’i ziyaretinden birkaç saat sonra ve güven arttırıcı önlemlerin benimsenmiş olmasının yankısı henüz devam ederken, Trakya’da Azınlık üyelerine haklarını talep etmeleri teşvikinde bulunmasının ortama gölge düşürdüğünü” yazdı. Gazete, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına dayandırdığı haberinde, “Babacan’ın söz konusu beyanlarının, Karamanlis’in Ankara ziyareti konusunda kaygı yarattığını” öne sürdü.

Kathimerini, “Dışişleri Bakanlığının, Babacan’ın Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni’ye Yunanistan’dafaaliyet gösteren ve PKK ile işbirliği yapmakta olan Kürt örgütlerinin listesini verip vermediği konusuna da açıklık getirdiğini, konunun terör ile mücadele çerçevesinde, iki ülke arasında imzalanan anlaşma gereğince yalnızca teknik düzeyde ele alındığını” yazdı.

To Vima gazetesi, “Yunanistan ziyaretini Trakya’da noktalayan Babacan’ın, bölgeye özel ziyaretinde, Azınlık mensuplarına tereddütsüz haklarını talep etme çağrısında bulunduğunu” kaydederken, Dışişleri Bakanının bu çağrısını ‘’tahrik edici’’ olarak niteledi.

Apoyevmatini gazetesi, “Babacan’ın Atina ziyaretindeki Avrupalı profilini Gümülcine’de bir tarafa bırakarak Türk politikasının diğer yüzünü gösterdiği” yorumunu yaptı. Gazete, “Azınlık mensuplarına Türk olarak hitap eden Babacan’ın, kapatılan Gümülcine Türk Gençlik Derneğini de ziyaret ettiğini, halbuki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 2004 baharında bölgeye gerçekleştirdiği özel ziyarette söz konusu derneği ziyaretten kaçındığını” öne sürdü.

Elefteros Tipos gazetesi ise “Dışişleri Bakanının, Azınlık üyelerine hitabında ‘Türk’sünüz. Yüksek sesle söyleyin’ ifadesini kullandığını ve bu çerçevede Yunan devletine karşı itaatsizlik mesajı verdiğini” savundu.

/ ATİNA

07.12.2007


 

Türkiye-AB ilişkileri Paris’te tartışılacak

Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IFRI) ile Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) tarafından Paris’te yarın düzenlenecek seminerde, Türkiye-Avrupa Birliği arasındaki ilişkiler tartışılacak.

“Türkiye’de Yeni Dinamikler: Türkiye-AB İlişkilerine Nasıl Etki Yaratacak” konulu seminerde, “Türkiye ve AB İlişkilerindeki Mevcut Durum ve Sorunlar”, “Türkiye’nin Bölgesel Konumu: Ortadoğu, Rusya”, “Avrupa-Türkiye ve Fransa Arasında Yapıcı Diyalog ve Gelecek” başlıkları altında üç oturum düzenlenecek. TBMM’deki bütçe görüşmelerinden fırsat bulabildiği takdirde Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in de seminere katılarak bir konuşma yapması bekleniyor. TESEV Başkanı Can Paker ve IFRI Başkanı Dominique David’in açılışını yapacağı seminere konuşmacı olarak katılacak isimler arasında, Fransa Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkan Yardımcısı Elisabeth Guigou, Avrupa Birliği Genel Sekreteri Büyükelçi Oğuz Demiralp, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Hollandalı parlamenter Joost Lagendijk, AB Komisyonu temsilcisi Jean-Christophe Flori, gazeteci ve araştırmacı Cengiz Çandar, Ahmet İnsel, Mural Belge ile Le Monde gazetesi köşe yazarı Daniel Vernet yer alıyor.

/ PARİS

07.12.2007


 

İngiliz suçlular uslanmıyor

İngiltere’de hükümetin kapasiteyi artırmak için üç yeni hapishane yapma planlarını açıkladığı sırada, suç ve suçlularla ilgili çarpıcı rakamlar da ortaya konuldu.

Halen 81 bin 455 mahkûmun bulunduğu İngiltere ve Galler’deki hapishanelerden tahliye edilen kişilerin yüzde 64’ü, tahliyelerini takip eden 2 yıl içinde yeniden suç işliyor. Uzmanlar, ülkede cezaların caydırıcılığının sorgulanmaya muhtaç olduğunu belirtiyor.

/ LONDRA

07.12.2007


 

ABD’li hacılara CAIR koruması

Bu yıl Amerika’dan kutsal topraklara gidecek hacı adaylarını Amerikan Müslümanları Konseyi İşbirliği (CAIR) koruyacak.

Hacı adaylarının yolculuk ve havalimanlarındaki yasal haklarının ihlâl edilmesine karşı özel bir telefon hattı kuran CAIR, bu yolla Amerikalı Müslümanların Kutsal topraklara gidiş-dönüşlerine koruma getirdi.

CAIR özel telefon hattının dışında kendi web sitesinde, “Amerikan Müslümanlarının hakları ve sorumlulukları” başlıklı açtığı sitede Hacı adaylarının Kutsal mekânlara gidiş ve dönüşlerdeki yasal haklarının neler olduğu bilgisi verildi.

/ NEWYORK

07.12.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri