Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Türkiye’de yargı ve AB

Türkiye’de yargı sorunlu. Yargının bağımsızlığı kuşkulu, hatta kuşku duyulmayacak kadar kusurlu. Yargının diğer olmazsa olmaz unsuru olan tarafsızlığı daha da tartışma konusu. Aynı zamanda, yargı çok yavaş işliyor. Yargı adaleti dağıtmakta aksadığı ölçüde toplum sarsılıyor, dengesi bozuluyor. Yargıya güven kayboldukça ‘orman kanunu’ akla geliyor, ‘kendiliğinden ihkakı hak’ rağbet kazanıyor.

Hâlbuki ‘Adalet mülkün temeli’. Yargı hukukun üstünlüğünün korunmasının garantisi ve baş aracı. Adil yargı demokrasinin temel unsuru. Yargı bağımsızlığı ekonomik faaliyetlerde güvenin sağlanmasında da başrol sahibi.

Neyse ki, yargıda reformun gerekliliğinde herkes birleşiyor gibi.

60. Hükümet Programı’nda yargı reformu ile ilgili çeşitli vaatler yer alıyor. Yeni anayasa tartışmalarında yargı reformu önemli yer tutacağa benziyor. Muhalefet, ilgili sivil toplum kuruluşları hareketli.

Bu çalışmalarda AB uyum sürecinin de rolü var.

Aslında AB’nin ‘uyulacak’ bir ortak adalet politikası yok. Sadece bir işbirliği başlangıcı söz konusu. Türkiye -ve diğer aday ülkeler- için yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusu esas olarak Kopenhag Siyasi Kriterleri açısından ele alınıyor.

Yargının nitelikleri bu kriterlerde açıkça belirtilmiyor ama, ‘hukukun üstünlüğünü garanti alan kurumların istikrarı’nın bağımsız yargı olmadan sağlanamayacağı açık.

Zaten son AB İlerleme Raporu’nda -daha önceki raporlardaki gibi- yargı ‘Demokrasi ve hukukun üstünlüğü’ bölümünde ‘Adli sistem’ başlığı altında yer alıyor. Ayrıca, ‘Üyeliği üstlenme kapasitesi’ bölümünde 23. ‘Adalet mekanizması ve temel haklar’ müzakere faslı çerçevesinde daha ayrıntıya giriliyor.

Rapor, özetle, TCK ve CMUK reformlarını övmekle beraber, yargının bağımsızlığı konusundaki kaygıların sürdüğünü—Anayasa Mahkemesi’nin mahut 367 oy gerekliliği kararını örnek göstererek—belirtiyor, Yargıtay hâkimlerinin atanmasındaki gerginliklerden bahsediyor, adli sistem konusunda genel bir ulusal reform planı olmadığını belirterek, bu alanda daha fazla çaba gösterilmesini istiyor

Son üye olan diğer aday ülkelerde durum çok farklı değildi. Özellikle Doğu Avrupa ülkelerinde, hukukun üstünlüğü kültürünün zayıflığı, yetersiz kurumsal bağımsızlık, yürütme erkinin aşırı müdahalesi, bağımlılık mirasının tarafsızlığı etkilemesi gibi önemli eksiklikler vardı. Bunun nedenlerinin başında devletle özdeşleşmiş olan sosyalist rejimin yargıda yerleştirdiği ‘bağımlılık’ zihniyeti gelmekteydi. Bu eksikliklerin bir kısmı mutlaka devam ediyor. Ama bu ülkeler zihniyet değişikliği açısından bir asgariye ulaştılar. Üye oldular. AB adaylığı ve üyeliği adli sistem açısından değil ama hukukun üstünlüğü kavramını yerleştirmek yönünden önemli etki yaptı.

Bu ülkelerdeki eksikliklerin Türkiye’de de olduğu ortada. Paylaştığımız olumsuzluk nedenlerinden biri de demokrasi ve hukuk üstünlüğünü gerçekleştirme sürecinde eski zihniyet kalıplarından kurtulamamamız.

Başta Taraf olmak üzere medyada genişçe yer bulan, TESEV’in ‘Demokratikleşme Programı’ çerçevesinde Prof. Dr. Mithat Sancar’ın gerçekleştirdiği “Yargıda Algı ve Zihniyet Kalıpları’ araştırmasının bulguları bu konuda son derece aydınlatıcı.

Bu bulgulara göre, yargıçlarımızın ve savcılarımızın önemli bir bölümünün devletin çıkarlarını adalet, demokrasi, insan haklarını gözetme gereklerinin önüne koyduğu anlaşılıyor.

‘Ben devletçi hukukçuyum’, ‘Biz devletçi bir ekolden geliyoruz’, ‘Devlet olmazsa hukuk olmaz’, ‘Ben rejimin savcısıyım’ şeklinde yanıtlar görüşülen yargı mensuplarının büyük kısmının yaklaşımını özetliyor.

Adaleti dağıtacak kurumun bu yaklaşımıyla yargı reformunu etkili şekilde gerçekleştirmek pek kolay gözükmüyor. Yargının bağımsızlığını sağlasanız bile bu zihniyetle tarafsızlığını sağlamak zor. Kurumun kendisinin de değişikliğe direndiği, devlete taraf olmaktan ‘gurur duyduğu’ ortada.

Eski sosyalist ülkeler değişti.

Acaba bizde devlet kavramı eski sosyalist ülkelerdekinden daha mı fazla içimize işlemiş?

Acaba devlete tapınmaktan kurtulamayacak mıyız?

Taraf, 11.12.2007

Temel İSKİT

12.12.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  ABD darbesi

  Yök’leme...

  Türkiye’de yargı ve AB

  Mülâkata kızanlar, ‘daha önceleri neredeydiniz?’


 Son Dakika Haberleri