Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Çözümümüz üniversiteyle sınırlı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliği teklifiyle üniversite kapılarındaki kızların mağduriyetini gidermekten başka hiçbir şeyi amaçlamadıklarının bilinmesi gerektiğini ifade ederek, "Burada bir hususu özellikle ifade etmek istiyorum: Yapılan düzenlemeler yükseköğrenimle sınırlıdır. Bunu başından beri açıkça söyledik" dedi.

AKP ve MHP, üniversitelerde başörtüsü yasağını sona erdirecek yasal düzenleme konusunda mutabakata varırken, parti liderleri getirdikleri çözümün üniversitelerle sınırlı kalacağını belirttiler.

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, başörtüsü konusunda MHP ile birlikte yürüttükleri Anayasa değişikliği çalışmasına değindi. MHP ile birlikte genç kızların kılık-kıyafetlerinden dolayı yükseköğrenim hakkından mahrum bırakılmamasına yönelik yaptıkları çalışmanın sonuçlarının önceki gün ortaya çıktığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

''Anayasanın zaten bu konularla ilgili olan 10. ve 42. maddelerindeki eşitlik ve eğitim-öğretim hakkına ilişkin düzenlemeleri netliğe kavuştururken, fiili yasağı YÖK Yasasındaki değişiklikle ortadan kaldırmayı hedefledik. Bu değişiklik önerileri ortak teklifimiz olarak TBMM'ye sunulacaktır. İyi niyetli hiçbir yaklaşım; Meclis çatısı altında gerçekleştirdiğimiz bu mutabakatın her türlü kaygıyı dikkate aldığını ve sadece, bunun altını çiziyorum: Kim ne dersin bizi ilgilendirmez. İster partimin içinden desin, ister şuradan desin, ister buradan...

Biz burada önemli bir adım atıyoruz. Tek hedefimiz var; üniversite kapılarındaki kızlarımızın mağduriyetini gidermekten başka hiç bir şeyi amaçlamadığımızın bilinmesi lazım. Burada bir hususu özellikle ifade etmek istiyorum. Yapılan düzenlemeler yükseköğrenimle sınırlıdır. Bunu başından beri açıkça söyledik. Biz, üniversitelerdeki bu huzursuzluğu, yine üniversitelerde ortadan kaldırarak normalleşmeyi sağlayalım diyoruz, birileri çıkıp yeni sorun alanları icat etmeye çalışıyor. Kimse buna gayret etmesin ve bunları da iyi niyetle izah etmek mümkün değildir. Hatta önümüzdeki süreçte huzur arayışı mahiyetindeki bu açılımımızı bilerek ya da bilmeyerek sabote edecek, huzursuzluk üretecek provokasyonlara tanık olabileceğimizi de şimdiden söylüyorum. Bizim buna müsaade etmemiz mümkün değildir.''

Kamu kurumları kapsam dışı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, AKP ile başörtüsü konusunda dün varılan mutabakatın ayrıntılarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Devlet Bahçeli, MHP ile AKP arasında sağlanan mutabakatla, son 40 yıl boyunca Türkiye'nin gündeminde kısır tartışmaların malzemesi olan ve Anayasa Mahkemesinin 1989 yılındaki kararını izleyen 19 yıl içinde de çözümü yönünde samimi ve ciddi hiçbir adım atılmayan bu konunun, şimdi çözüm aşamasına getirildiğini bildirdi. Bahçeli, bu anlaşmaya uygun olarak Anayasa ve yasa değişiklikleri tekliflerinin iki partinin ortak önerisi olarak bugün Meclise

sunulmasının öngörüldüğünü bildirdi. Mutabakatın esasları hakkında bilgi veren Bahçeli, yükseköğrenimde bir sorun olarak ortaya çıkan fiili başörtüsü yasağının, bununla sınırlı olarak kaldırılmasının amaçlandığını belirtti. Bahçeli, yapılacak

düzenlemelerin yükseköğrenim kurumlarıyla sınırlı olacağını, ilk ve orta öğretim kurumlarının bunun dışında kalacağını, kamu kurumlarında kamu yetkisini kullanarak kamu hizmeti verenlerin de aynı şekilde bu düzenlemenin kapsamı dışında olacağını anlattı.

/ ANKARA

30.01.2008


 

Mevzuatta yasak yok

Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı adına yapılan açıklamada, başörtüsü yasağını kaldırmak için anayasada bir düzenlemeye gerek bulunmadığı, yasal mevzuatın başörtüsüne engel oluşturmadığı belirtilerek "Mevcut keyfîliğin kalkması yeterlidir" denilirken, "Üniversitelerdeki yasağı kaldırmak adına, olmayan bir yasağın diğer alanlara yayılmamasına dikkat edilmelidir" uyarısı yapıldı. TGTV, eğitim ve çalışma haklarının engellenemeyeceğini vurguladı.

Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) adına yapılan açıklamada, yasal mevzuatın başörtüsüne engel oluşturmadığı belirtilerek "Mevcut keyfîliğin kalkması yeterlidir" denilirken, "Üniversitelerdeki yasağı kaldırmak adına, olmayan bir yasağın diğer alanlara yayılmamasına dikkat edilmelidir" uyarısı yapıldı.

TGTV adına yapılan yazılı açıklamada, hiçbir insanî, sosyal ve hukukî mesnedi olmayan, keyfî ve cebrî bir anlayışla yıllardır sürdürülmek istenilen başörtüsü yasağının ortadan kaldırılmasına yönelik son günlerde geliştirilen siyasî inisiyatif ve iyi niyetli gayretlerin takdire şayan olduğu ifade edilerek, "Başörtüsü halkın sorunu değil, gerçeğidir. Başörtüsü inançların ve dinin gereklerinin yerine getirilmesidir. İnsanlarımız başörtüsünü simge olarak değil Allah'ın bir emri ve dinin bir gereği olduğu için örter. Başörtüsü ile sorunlu çevreler ise esasında ülkemizin istikbali için de ciddî sorun teşkil etmektedir. Güçlü, bağımsız ve özgür bir Türkiye için bu tür sorunlar bir an evvel aşılmalıdır" denildi.

Türkiye'de milyonlarca insanın inancının gereği olarak başını örttüğü hatırlatılan açıklamada, bir insanın inancı gereği sırf başını örttüğü için eğitim, öğretim ve çalışma hakkı gibi bir takım temel haklardan mahrum edilmesinin, ayrımcılığa maruz kalmasının, kimi yerlere girmek istediğinde yasak duvarlarıyla karşı karşıya kalmasının yirmi birinci yüzyılda yaşanabilecek en dehşet verici insanlık ayıbı olduğu vurgulandı.

Açıklamada, ancak totaliter idarelerde görülebilen yönetim usulleri ve anlayışların değiştirilmesi gerektiği vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:

"Türkiye'de herkes, somut hak ve özgürlüklerin korkular ve mesnetsiz varsayımlara göre kısıtlanmadığı bir ortamı hak etmektedir. Gerçekte bunun için Anayasa'da bir düzenlemeye gerek yoktur; zira yasal mevzuat buna engel değildir. Mevcut keyfiliğin kalkması yeterlidir. Buna karşın fiili uygulamadan ve kanun koyucunun yerine geçmeye çalışan mahkeme kararlarındaki yorumlardan kaynaklanan bir ayrımcılık söz konusu olduğundan, bunu gidermek için somut bir düzenleme gerekmektedir. Üniversitelerdeki yasağı kaldırmak adına olmayan bir yasağın diğer alanlara yayılmamasına dikkat edilmelidir. Genel olarak nerede olursa olsun insanların inançları gereği kılık kıyafetine karışılmaması temel hak ve özgürlüklerin özüdür.

Türkiye bir hukuk devleti olduğuna göre başını açık ya da örtülü kadına eşit mesafede olmak ve aynı hakları kullandırtmak zorundadır. Bu itibarla tüm çevrelere ayrı ayrı çağrıda bulunmak istiyoruz: Sivil Toplum Kuruluşları (Gönüllü Teşekküller), her zaman olduğundan daha çok bugün özgürlüklerden yana tavır sergilemeliler ve temsil ettikleri toplumun genel kanaatine paralel bir şekilde seslerini yükseltmeliler. Sessiz kalmak, suça ortak olmak demektir. Tüm gönüllü teşekkülleri başörtüsüne yönelik keyfi uygulamaların kaldırılması çabalarına destek vermeye çağırıyoruz."

Yeni Asya / İSTANBUL

30.01.2008


 

Yasak her alanda kaldırılmalı

AKP'nin Konya Milletvekili Hüsnü Tuna hakkında inceleme başlatmasını eleştiren Hukukçular Derneği "Yasağın sadece üniversitelerde kaldırılması sorunu çözmeyecektir. Türkiye'nin bir hukuk devleti olmasını arzu ediyorsak bu yasağın her alanda kaldırılması ve mağduriyetlerin sona erdirilmesi gerekir" açıklamasında bulundu.

Hukukçular Derneği'nden yapılan açıklamada, Tuna'nın başörtüsü yasağının kamu çalışanları için de kaldırılması görüşünü dile getirdiği hatırlatılarak, "Bu beyanlar üzerinden bir niyet okuma faaliyetine giren bir kısım medya organları, yasağın kaldırılmasını talep edenlerin gizli bir ajandası olduğunu ileri sürerek malûm paranoya ve korkuları sıcak tutmaya çalışmaktadır. Yargıtay Başsavcılığı'nın AKP için yürütülen inceleme dosyasına başörtüsüyle ilgili bu açıklamaları da aldığını açıklaması ve oluşturulan baskı ortamıyla AKP'nin Hüsnü Tuna için disiplin soruşturması sürecini başlatması Türkiye adına olumsuz gelişmelerdir" denildi.

Açıklamada, Türkiye'nin özgürleşmesine ve demokratikleşmesine katkı niteliğindeki sözlerinden dolayı Tuna'nın hedef tahtasına konulmasını ve yasama görevinin engellenmeye çalışılmasını kabul etmenin mümkün olmadığı kaydedildi. Açıklamada, "Başörtüsü yasağının sadece üniversitelerde kaldırılması sorunu çözmeyecektir. Türkiye'nin bir hukuk devleti olmasını arzu ediyorsak bu yasağın her alanda kaldırılması ve mağduriyetlerin sona erdirilmesi gerekir. Milletimizin ve sivil toplum kuruluşlarının iradesi ve talepleri de bu yöndedir" denildi.

Yeni Asya / İSTANBUL

30.01.2008


 

AKDER: Sorun çözülmeyecek, aksine derinleşecek

AKDER, AKP ve MHP'ye "Kapanmaktan korktuğunuz için birşey yapamıyorsanız, hiç değilse durumu daha da kötüleştirmeyin" çağrısı yaptı.

AKDER'den yapılahn açıklamara, yüz binlerce kadının hiçbir hukuki düzenlemeye dayanmayan yorumlarla eğitim haklarından mahrum bırakılmışken, çözüm arayışında olduğunu iddia eden AKP ve MHP'in açakıladıkları mutabakat metninin, sorunu kökleştirdiği belirtildi. Fiili sorunu çözmeyen aksine yeni hukuki problemler doğuracak olan mutabakatın hiçbir şekilde kabul edilemeyeceği kaydedilen açıklamada, "Bugün bize 'yasağı bitirecek formül' olarak sunulan mutabakat maddeleri ise, fiili uygulanan yasağı yasalaştırmaktan öteye gecmeyecektir.

Talebimiz kimsenin hakkının gasp edilmesi değil, sadece kendi haklarımızın teslim edilmesidir. Bu noktada hakları daha da kısıtlayacak bu girişimden tümüyle vazgeçilmesini talep ediyoruz" denildi.

Yeni Asya / İSTANBUL

30.01.2008


 

Olmayan yasağı kaldırmaya çalışıyorlar

Esnaf ve Sanatkârlar Derneği (ESDER) Genel Başkanı Mahmut Çelikus, AKP ile MHP'nin yasalarda belirtilmeyen başörtüsü yasağının kaldırılması için uğraştıklarını söyledi.

ESDER Genel Başkanı Mahmut Çelikus, AKP ile MHP'nin başörtüsünü çözmeye yönelik girişimlerinin çözüm amaçlı olmadığını savundu. İki partinin yasalarda olmayan bir yasağı kısmî bir şekilde çözme girişiminde bulunduğunu hatırlatan Çelikus, şöyle konuştu:

"Mevcut Anayasa'da ve yasalarda başörtüsünü yasaklayan bir madde yok. On binlerce kıza ve kadına büyük acılar çektiren yasak Anayasa Mahkemesi'nin 1989'da yaptığı yorum gerekçe gösterilerek uygulanıyor. Burada Anayasa Mahkemesi'nin yorumu TBMM'nin yasa yapma hükmü yerine geçmiştir. Oysa Mahkeme Meclis'in yerini alamaz, Mahkeme'nin yorumları yasaların üstüne çıkamaz. AK Parti ile MHP de yasalarda belirtilmeyen başörtüsü yasağının kaldırılması için uğraşıyorlar. Sadece üniversitelerde okuyan kızları kapsayan bir düzenleme, devletin bütün kademelerine kadınların başlarını örtmeyecekleri gibi aykırılığı anayasaya koymak demektir. Bu kabul edilemez."

Çelikus, AKP ile MHP'nin önerdiği 'çene altı bağlama' modelinin yasayla düzenlenmesine karşı çıkarak, "Bu madde, büyük kaoslara ve kargaşalara zemin hazırlar. Bırakın kadınlarımız ve kızlarımız inandığı şekilde kapansın" dedi.

Cemil Yüzer / ANKARA

30.01.2008


 

Rektörler olağanüstü toplanacak

Akdeniz Üniversitesi Rektörü ve Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Kurul'un cuma günü olağanüstü toplanacağını ve ''üniversitelerde kılık-kıyafet ile ilgili yapılması planlanan yasal düzenlemeye yönelik çalışmaların ele alınacağını'' bildirdi.

Akaydın, yaptığı açıklamada, Üniversitelerarası Kurul'un 1 Şubat Cuma günü ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde toplanacağını kaydetti. Toplantıya ilişkin gündem maddelerinin Kurul temsilcilerine iletildiğini ifade eden Akaydın, ''Bir-iki ufak tefek rutin konu var ama asıl olarak üniversitelerde kılık-kıyafet ile ilgili son çalışmaları ele alacağız'' dedi.

Toplantı sonrası bir bildiri yayınlanıp yayınlanmayacağı sorusuna Akaydın, ''Kuvvetle muhtemel...'' cevabını verdi.

Akaydın, ''Toplantı sonrasında çıkacak bildirinin ne yönde olacağı'' sorusuna karşılık da, ''Rektörlerin büyük çoğunluğunun buna karşı olduğunu basından da izliyorsunuz. Birkaç istisna çıkabilir ama büyük çoğunluk karşı. O nedenle sonucun da bu yönde çıkacağını düşünüyorum'' dedi.

Üniversitelerarası Kurul, bütn üniversitelerin rektörleri ve her üniversiteden birer temsilcinin katılımıyla oluşuyor.

/ ANKARA

30.01.2008


 

Şahin: Çetelerin takipçisiyiz

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Hükümet'in her türlü kanunsuzlukla mücadelede kararlı olduğunu vurgulayarak, organize suç örgütlerinin, terör örgütlerinin ve çetelerin ucu nereye kadar giderse gitsin sonuna kadar takipçisi olacaklarını söyledi.

Mehmet Ali Şahin, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Şahin, ''Kamuoyunda Ergenekon terör örgütü olarak anılan örgütle ilgili her gün yeni bilgiler, bulgular ortaya çıkıyor. Size gelen, ulaşan bilgiler nedir? Bu konuda Bakanlar Kurulunda bir değerlendirme yapıldı mı?'' sorusu üzerine de şunları kaydetti:

''Yargıya intikal etmiş bir konunun detayları hakkında bilgi vermemin mümkün olmayacağını takdir edersiniz. Ancak şunu ifade edebilirim bu sorunuz üzerine: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Hükümetimiz her türlü kanunsuzlukla mücadelede kararlıdır. Özellikle organize suç örgütlerinin, terör örgütlerinin ve bunların kurmuş olduğu çetelerin ucu nereye kadar giderse gitsin sonuna kadar takipçisi olacaktır.

Bu konuda emniyet güçlerimiz üzerlerine düşen görevleri en iyi şekilde ortaya koyuyorlar. Bağımsız yargı organlarımız üzerine düşeni yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tüm kurum ve kurullarıyla başta anayasa olmak üzere kanunları harfiyen uygulayacak ve kanuna aykırı davrananlarla ilgili üzerine düşeni en iyi şekilde yerine getirecektir. Keşke ülkemizde bu tür, hepimizi rahatsız eden bir takım yasa dışı yapılanmalar olmasaydı. Ama inanıyorum ki bu şekilde düşünenler içinde bu son yapılanlar ve gelişmeler ciddi bir ders olmuştur''

/ ANKARA

30.01.2008


 

Yazıcıoğlu: Anayasa'ya üniforma istisnası getirilsin

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, ''Başörtüsünde serbestlik tartışmaları, Anayasa'ya kılık, kıyafetle ilgili bağımsız yeni bir madde eklenerek çözülebilir'' dedi.

Yazıcıoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Anayasa'nın 42. maddesine eklenecek bir maddeyle tartışmaya meydan verilmeyecek bir düzenlemeye gidilebileceğini ifade etti. Yazıcıoğlu, şunları kaydetti: ''(Herkes giyim-kuşam ve kendi kıyafetini seçme hürriyetine sahiptir. Üniforma zorunluluğu bulunan ve kanunla belirlenen haller dışında kimsenin kılık kıyafetine karışılamaz. Hiçbir kimse kılık kıyafet tercihleri nedeniyle kınanamaz, suçlanamaz. Eğitim gibi temel hak ve hürriyetlerini kullanmaktan alıkonulamaz. Ancak genel ahlaka aykırı ve kişilerin yüzlerini bütünüyle kapatarak, onların kimliklerinin tespitini imkansız hale getiren kıyafetlere güvenlik gerekçesiyle ve kanunla sınırlama getirilebilir.) Bu metin, Anayasa'nın 42. maddesine monte edilebilir. Hiçbir tartışmaya meydan vermemek ve ileride yeni sorunlar oluşturmayacak şekilde başörtüsü sorununu çözmek istiyorsak, Anayasa'da bazı maddelere ekleme çıkarma yapmak yerine, somut bir anayasa maddesi oluşturarak, başörtüsü sorununu daha net ve anlaşılabilir bir şekilde çözmemiz mümkündür.''

/ ANKARA

30.01.2008


 

Yayla'ya ceza ifade özgürlüğüne darbe

Özgür-Der tarafından yapılan açıklamada, Prof. Dr. Atilla Yayla'ya Kemalizm eleştirisinden dolayı verilen hapis cezası eleştirildi.

Açıklamada, "TCK 301. maddenin değiştirilmesi ya da kaldırılması tartışmalarının devam ettiği bir süreçte Atilla Yayla'nın resmî ideolojinin tüm sembol ve söylemleriyle ülke halkı üzerinde boğucu bir atmosfer oluşturduğunu ifade eden görüşlerinden dolayı cezalandırılması ülkedeki çarpık yargı anlayışının somut bir göstergesi" denildi.

Yayla'nın sözlerinin çarpıtıldığı açık olmasına rağmen mahkemenin verdiği kararın cezanın aslında 'resmi ideolojiye biat' edilmediği için verildiğininin görüldüğü ifade edilen açıklamada, "Bu son olay da gösteriyor ki Yargı Kurumları açısından önemli olanın ne söylenildiği, nasıl söylenildiği değil, Kemalizme biat edilip edilmediğidir" ifadelerine yer verildi.

Yeni Asya / İSTANBUL

30.01.2008


 

Sadece Yayla değil, AB süreci de cezalandırıldı

Mazlum-Der Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, "Atatürk'e hakaret ettiği" gerekçesiyle Prof. Dr. Atilla Yayla'ya verilen hapis cezasıyla ilgili olarak, "Mahkeme kararı AB sürecini de dolaylı olarak cezalandırılmıştır. AB süreci için gayret sarfeden siyasi yetkililer bu çelişkiyi izah edemeyecektir" dedi.

Gergerlioğlu, yaptığı açıklamada, Yayla'nın ifade özgürlüğü sınırları içerisinde Kemalizm adına yapılan uygulamaları eleştirdiği için verilen cezayı doğru bulmadıklarını belirtti. Kemalizm uygulamalarının Türkiye'nin AB sürecinde eleştirilmesinin kaçınılmaz olduğunu kaydeden Gergerlioğlu, "Tartışma teklifini suç sayan bir anlayış 'sus, dinle ve itaat et' denilen bir Türkiye mantalitesini devam ettirmeye mi çalışmaktadır?" dedi.

Yasağın asıl olarak özgür düşünceye verildiğini belirten Gergerlioğlu, şunları kaydetti:

"Cezası ertelenmesine rağmen 24 ay boyunca Atatürk hakkında konuşma yasağı getirilmesi bedeninin cezaevine konulmamasına rağmen beyninin cezaevine konulma iştihasını göstermektedir. Mahkeme kararı bahse konu olan AB sürecini de dolaylı olarak cezalandırılmıştır. AB süreci için gayret sarfeden siyasi yetkililer bu çelişkiyi izah edemeyecektir. Yasama ve yürütmenin istediği bir talebi yargının engellemeye çalışması yaka paça çekiştirilen bir Türkiye görüntüsünü önümüze getirmektedir."

Cemil Yüzer / ANKARA

30.01.2008


 

Bakan Yazıcı: Tuna'nın sözleri AKP'yi bağlamaz

Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, AKP Konya Milletvekili Hüsnü Tuna'nın başörtüsünün kamuda da serbest bırakılabileceği yönündeki açıklamalarının kişisel olduğunu, partiyi bağlamadığını belirtti.

Yazıcı, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde düzenlenen toplantıda Vakıflar Kanunu hakkında bilgi verdi. Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da cevaplayan Yazıcı, başörtüsüne getirilen sınırlamada gelinen noktanın sorulması üzerine, başını kapayan vatandaşların üniversite eğitimi hakkını kullanmaları doğrultusunda sorunları bulunduğuna işaret etti. Kimsenin eğitim ve öğretim hakkından mahrum bırakılmaması gerektiğini ifade eden Bakan Yazıcı, "AK Parti ile MHP mevcut sorunu çözmeye yönelik görüşmelerde bulundu. Bundan sonra konu ilk olarak komisyona sonra da genel kurula gelecek ve tartışılacak" dedi. Yazıcı, sorunun çözüleceğini belirtirken, bunun ötesinde partilerinin gündemi olmadığını kaydetti.

Kamuda hizmet alan ve veren ayrımının yapıldığını aktaran Yazıcı, konunun hafta sonu itibariyle TBMM'ye sunulabileceğini ifade etti. AKP Konya Milletvekili Hüsnü Tuna'nın "Başörtüsüyle ilgili kamu kuruluşlarındaki sınırlamaların kaldırılması doğrultusundaki sözlerine ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine Bakan Hayati Yazıcı, "Açıklama, kişisel olup partiyi bağlamaz. Konuya dönük de değildir" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başörtüsü yasağına yönelik referanduma gidilebileceği yorumuna konu olan beyanlarının hatırlatılması üzerine ise Devlet Bakanı Yazıcı, hak ve özgürlüklerin halk oylamasına konu olamayacağını kaydetti. Hayati Yazıcı, Referandumla temel hürriyetlerin tanınmasını doğru bulmadığını söyledi.

/ ANKARA

30.01.2008


 

Kar ve tipi yolları kapadı

Karayollarının bazı kesimleri, kar ve tipi sebebiyle ulaşıma kapandı. Doğu Anadolu Bölgesinde etkisini arttıran ve yurt genelinde birçok yolda kapanmaya sebep olan kar, birçok yolcu otobüsünün yollarda mahsur kalmasına yol açtı.

Karayolları Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, Kırşehir-Mucur, Kırşehir-Ortaköy, Hadim-Bozkır, Nevşehir-Acıgöl-Aksaray, Kırşehir-Ankara ayrımı-Çiçekdağı, Kırşehir-Ortaköy, Kırşehir-Ankara ayrımı-Hirfanlı, Şırnak-Uludere, Uzundere-Narman ayrımı-Tortum-Erzurum, Horasan-Ağrı, Şarkışla-Kaynar, Hacıömer-Hınıs-Varto, Köprüköy-Hacıömer, Posof-Damal yollarında kar ve tipi sebebiyle ulaşım sağlanamıyor.

Yurtta etkili olan kar yağışı sebebiyle Bursa, Gaziantep, Adana, Bolu, Hakkari, Ağrı, Bayburt, Giresun, Adıyaman ve Kahramanmaraş'da 1638 köy yolu ulaşıma kapandı.

Giresun-Şebinkarahisar kara yolu Eğribel geçidi, yoğun kar yağışı ve tipi sebebiyle ulaşıma kapandı. Giresun'un iç kesimindeki Şebinkarahisar, Alucra, Çamoluk ilçeleri ve Sivas ile bağlantısını sağlayan Giresun-Dereli-Şebinkarahisar kara yolu 2 bin 220 rakımlı Eğribel geçidinin, yoğun kar ve tipi sebebiyle sabah saatlerinde ulaşıma kapandığı belirtildi.

Yörede kar kalınlığının yer yer 2 metreye çıktı. Yurtta etkili kar yağışı, hayatı ve ulaşımı olumsuz etkiliyor.

Sakarya, Kocaali, Samsun, Sinop, Ordu ve Amasya, Yozgat, Niğde, Adana, Malatya, Bilecik, Düzce, Artvin'de onlarca köy yolu ulaşıma kapandı. Artvin'i Ardahan'a bağlayan 2640 rakımlı Sahara Geçidi ulaşıma kapandı.

ENGELLİYE İDARÎ İZİN

Soğuk hava ve kar yağışı sebebiyle kamu kurumlarında çalışan engellilere Kayseri'de 3, Afyonkarahisar'da 2 gün idari izin verildi. Kayseri Sağlık Müdürü Kadir Çetinkara, yaptığı açıklamada, İl Hıfzıssıhha Kurulu Kararı gereğince, Kayseri'de olumsuz hava şartları sebebiyle il genelinde engelli memurların 3 gün süreyle izinli sayılacaklarını bildirdi. İldeki kar kalınlığının 15 santimetreye ulaştı.

BOLU DAĞI'NDA KAR YAĞIŞI VE SİS

D-100 kara yolunun Bolu Dağı kesiminde, etkili kar yağışı ve sis ulaşımı olumsuz etkiliyor. Güzergâhta etkili olan sis sebebiyle görüş mesafesi zaman zaman 20 metreye kadar düşüyor.

Karayolları ekipleri, karla mücadele çalışmasını aralıksız sürdürüyor. Trafik ekipleri, sürücülerden etkili kar yağışına karşı dikkatli olmalarını, araçlarında çekme halatı, takoz ve zincir bulundurmalarını istedi.

OTOBÜS MAHSUR KALDI

Aksaray-Nevşehir karayolunda mahsur kalan yolcu otobüsüne uzun sürü ulaşılamadı. Aksaray Valisi Sebati Buyuran, yaptığı açıklamada, önceki gün akşam saatlerinde kar yağışı sebebiyle ulaşıma kapanan Aksaray-Konya ve Aksaray-Adana karayollarının açıldığını söyledi.

Buyuran, ''Olumsuz koşullar nedeniyle bu yollarda karayolları ekiplerimiz çalışma yapamıyor. Aksaray-Nevşehir karayolunun 21. kilometresinde bir yolcu otobüsü küçük bir kazaya karışmış. Camları kırılmış ve mahsur kalmış. Telefonla irtibat sağladık. Durumları iyi ama otobüsün camının kırık olması yolcuları etkiliyor'' dedi.

Buyuran, aynı yolda mahsur kalan başka bir otobüsün yolcularının yakındaki bir köye ulaşmasının sağlandığını belirterek, diğer otobüse de ulaşmaya çalıştıklarını ancak yoğun tipinin şu aşamada kurtarma çalışmalarına engel olduğunu kaydetti.

TUNCELİ'DE ÇIĞ DÜŞTÜ

Tunceli Valisi Mustafa Yaman, kara yollarında çığ ve kar düşmesi sonucu

mahsur kalanlardan 25'inin Tunceli'ye gelmek için yola çıktığını, 16 kişinin ise jandarma karakolunda misafir edildiğini söyledi. Yaman, yaptığı açıklamada, Erzincan-Tunceli kara yolunda gece 3 ayrı noktaya düşen çığ ve Tunceli-Ovacık kara yolundaki kar düşmesi sonucu yolda mahsur kalanlar olduğunu ve bu kişilerin kurtarıldığını ifade etti. Çığ düşmesi sonucu mahsur kalan yolcu otobüsünde bulunan 25 kişinin bir süre yatılı bölge okulunda misafir edildiğini kaydeden Yaman, bu kişilerin yolun açılması sonrası Tunceli'ye doğru yola çıktığını belirtti.

MUĞLA'DA ŞİDDETLİ FIRTINA

Muğla'da saatteki hızı 82,6 kilometreye ulaşan fırtına sebebiyle bir ahır çöktü. Şehir merkezinde 5 otomobil ve 2 kamyonet zarar gördü, otobüs durakları kullanılmaz hale geldi. Muğla'da önceki geceden beri etkili olan ve saatteki hızı 82,6 kilometreye ulaşan fırtına sebe-biyle Cafer Göz'e ait ahır çöktü.

Ahırdaki 5 koyun ve 1 çoban köpeğinin telef olduğunu belirten Göz, ''Ahırda 80 koyun vardı. Koyunları güçlükle başka bir ahıra götürdüm. İlk tesbitlere göre 8-9 bin YTL zararım var. Devletin zarar tesbiti yaparak yardım etmesini bekliyorum'' dedi.

Muğla Tarım Müdürlüğüne ait bir depo ile çok sayıda iş yeri ve evin çatısı uçtu, bazı evlerin camları kırıldı. Elektrik hatlarının kopması sebebiyle 3 mahallede elektrik kesildi.

Bu arada Aydın'ın Kuşadası ilçesinde önceki günden bu yana devam eden fırtına, hayatı olumsuz etkiliyor. Alınan bilgiye göre, hızı yer yer saatte 90 kilometreye ulaşan fırtına, bazı ev ve iş yerlerinin çatı kaplamalarının yerinden çıkmasına, uydu antenlerinin sökülmesine sebeb oldu.

/ ANKARA

30.01.2008


 

Telekom hukuku hiçe sayıyor

Türk Telekom'un sabit ücretleri ile ilgili yaşanan gelişmeleri değerlendiren Tüketici Hakları Merkezi TÜ-MER Genel Başkan Yardımcısı ve Hukuk Komitesi Başkanı Av. Faruk Hançer, "Türk Telekom, maksadını aşan bir açıklamayla hakem heyetlerini zan altında bırakarak yasal olmayan kararlar veriyormuş gibi yansıtmaktadır" dedi.

Tüketici Hakları Merkezi TÜ-MER Genel Başkan Yardımcısı ve Hukuk Komitesi Başkanı Av. Faruk Hançer'in konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları kaydetti: "Beykoz Tüketici Sorunları Hakem Heyeti'nin Türk Telekom sabit ücretleri ile ilgili kararı geçtiğimiz hafta kamuoyunda yankı bulmuş, beraberinde birçok tartışmanın yaşanmasına da yol açmıştır. Bu süreçte çok sayıda tüketici ve basın kuruluşu derneğimize ulaşarak karar hakkındaki yorumlarımızı öğrenmek istemiştir. Tüketici Hakları Merkezi TÜ-MER; söz konusu kararın iptali ile ilgili Tüketici Mahkemesi sürecini dikkatlice takip etmektedir."

Av. Faruk Hançer şöyle devam etti: "Türk Telekom'un geçtiğimiz hafta sabit ücretle ilgili yaptığı açıklama milyonlarca tüketicinin ve onların temsilcisi tüketici örgütlerinin endişesine neden olmuştur."

TÜ-MER'in açıklamayı talihsizlik olarak nitelendirdiğini belirten Hançer, "Zira Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna göre; tüketici ile üretici arasında her yıl belirlenen bedellere göre oluşan uyuşmazlıklarda tüketici sorunları hakem heyetlerine başvuru zorunlu bulunmaktadır. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar tarafları bağlar. Bu kararlar İcra ve İflâs Kanununun ilâmların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar bu kararlara karşı onbeş gün içinde tüketici mahkemesine itiraz edebilirler şeklinde düzenlenmiştir. Üst mahkemeye başvuru tedbir kararı verilmedikçe icrayı durdurmamaktadır. Bu durum mahkeme kararlarında da zaten böyledir. Açıklamada bahsi geçen Anayasa Mahkemesi kararında ise; Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerinin verdiği kararlara ilişkin bir değerlendirme bulunmayıp yalnızca Anayasa Mahkemesine başvuru hakkı bulunup bulunmadığına, yani usule ilişkin bir değerlendirme yapılmıştır."

Beykoz Tüketici Sorunları Hakem Heyeti bir vatandaşın başvurusu üzerine yaptığı incelemede Türk Telekom'un vatandaştan bu güne kadar aldığı sabit ücretleri iade etmesi gerektiğine karar vermişti. Söz konusu karar kamuoyunda sevinçle karşılanmıştı.

HEYET KANUNA GÖRE ÇALIŞIYOR

Av. Faruk Hançer, Hukukî sürecin devam ettiği şu aşamada, Türk Telekom'un Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri'ni hedef alan bir açıklama yapmasına anlam veremediklerini belirterek, "1995 yılından beri çalışmalarını devam ettiren Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri, özellikle sivil toplum örgütlerinin katkılarıyla olumlu bir noktaya getirilerek tüketici şikâyetlerinin çözümünde önemli bir basamak olmuştur. Ve Hakem Heyetleri yasayla kurulmuş olup yasalara göre kararlar vermektedir. Bu süreçte kanunda açıkça belirtilen ve kararlarının tarafları bağlayıcı olduğu net olarak ortada olan Hakem Heyetlerinin hedef alınmış olmasını, maksadı aşan bir açıklama olarak nitelendirmekteyiz."

Yeni Asya / İSTANBUL

30.01.2008


 

Uyurken zehir soludular

Kayseri'de karbonmonoksit gazından zehirlenen 2 kişi öldü, 76 kişi hastanelere kaldırıldı. Sivas'ta da toplam 47 kişi tedavi altına alındı.

Alınan bilgiye göre, Barbaros Mahallesi'nde Rukiye Koçyiğit (35), evde sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenerek öldü. Koçyiğit'in eşi Murat Koçyiğit (38) ile çocukları Emre Koçyiğit de (14) Erciyes Ünriversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Develi ilçesinde de Asiye Canıtez (50), evde sobadan sızan gazdan zehirlenerek öldü. Asiye Canıtez'in eşi Hacı Canıtez de (50) Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastenesi Yoğun Bakım Servisinde tedavi altına alındı.

Kayseri Sağlık Müdürü Kadir Çetinkara, kömür sobalarından karbonmonoksit gazı sızması sonucu zehirlenen 64 kişinin Kayseri Devlet Hastanesi'nde, 12 kişinin Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastânesi'nde tedavi altına alındığını söyledi.

Kar yağışının etkisini sürdürdüğü Sivas'ta da karbonmonoksit gazından zehirlendikleri anlaşılan 47 kişiden 26'sı Sivas Numune Hastanesi, 8'i Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi, 13'ü de Sivas Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Söz konusu vatandaşların baş ağrısı, yorgunluk, solunum sıkıntısı ve baş dönmesi şikâyetleriyle hastanelere başvurdukları öğrenildi.

Yetkiler, artan zehirlenme olayları sebebiyle vatandaşları soba seçimi, yakılması ve baca temizliği konularında uyardı.

Soba kurarken bacanın mutlaka temizlenmesi gerektiğini belirten yetkililer, dirsek ve boru ekleme yerleri ile baca giriş ağzının sızdırmaması, boru ve baca üzerinde herhangi bir delik veya çatlak olmaması gerektiğini belirttiler.

/ KAYSERİ/SİVAS

30.01.2008


 

Gasp girişimine 5 yıl hapis

Samsun'da bıçakla tehdit ettiği kişiden bira parası almak isteği iddia edilen sanık, 5 yıl hapse mahkûm oldu.

Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada, yaklaşık 8 ay önce Hürriyet Mahallesi'nde Bilal Biral'dan (37) bıçak tehdidi ile bira parası almak isteği gerekçesiyle tutuklanan Fahrettin Almak'ın (36) yargılanmasına devam edildi.

Hakkında 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan sanık, duruşmada, yaptığından pişman olduğunu belirterek, ''Alkollüydüm. Ne yaptığımı bilmiyordum. Bana bir şans daha verin'' diye kendini savundu. Savunmanın ardından mahkeme heyeti sanığı ''gasba eksik teşebbüs'' suçundan 5 yıl hapse mahkûm etti.

/ SAMSUN

30.01.2008


 

4 ilde eş zamanlı operasyon

İzmir, Manisa, Mersin ve Edirne'de eş zamanlı düzenlenen operasyonda 23 kişi gözaltına alındı.

İzmir, Manisa, Mersin ve Edirne'de eş zamanlı düzenlenen operasyonda, silâhlı suç örgütü kurarak, cinayet, yaralama, kurşunlama, adam kaçırma, alıkoyma, fidye isteme, iş yeri ele geçirme, rüşvet, tehdit, dolandırıcılık, çek ve senet tahsilatı, uyuşturucu ticareti suçlarına karıştıkları ileri sürülen; aralarında cezaevi müdür yardımcısı, polis, avukat, askerî ve adlî personelin de bulunduğu 23 kişi gözaltına alındı.

Alınan bilgiye göre, İzmir Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, gelen bir şikâyet üzerine yaklaşık 1,5 yıldır sürdürdükleri takibin ardından, önceki gece gece operasyon düzenledi.

''Rıhtım'' kod adı verilen; İzmir, Manisa, Mersin ve Edirne'de düzenlenen operasyonda, daha önce Buca Cezaevinde görev yapan, şu an başka bir ilde görevli cezaevi ikinci müdürü, Manisa'da görevli bir polis memuru, adliyede görevli bir mübaşir, bir avukat ile adlî ve askerî personelin de aralarında yer aldığı 23 kişiyi gözaltına aldı. Operasyonlarda, çok sayıda silâh, bu silâhlara ait mermi, el bombaları ve belge ele geçirildiği öğrenildi.

/ İZMİR

30.01.2008


 

Türkiye Avrupa'ya aittir

Almanya Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Rolf Schwanitz, SPD'nin Almanya'da ilk büyük kitle partisi olarak İlkeler Programına Türkiye'nin Avrupa'ya ait olduğu yönünde açık bir mesaj koyduğunu söyledi.

Schwanitz, başkent Berlin'deki Türk Bakım Evi tarafından verilen yeni yıl resepsiyonunda yaptığı konuşmada, SPD'nin geçen yıl düzenlediği parti kurultayında Türkiye'ye AB üyeliği perspektifi verilmesi yönünde bir karar aldığını belirterek, ''SPD olarak İlkeler Programımıza açık bir mesaj koyduk: Türkiye Avrupa'ya aittir. Müşterek değerlerimiz var ve Türkiye'nin AB'ye üyeliği için bir perspektif istiyoruz. Bunu önemli ve doğru buluyorum'' dedi.

/ BERLİN

30.01.2008


 

2 yolcu otobüsü devrildi: 44 yaralı

Kırşehir'in Mucur ilçesi yakınlarında 2 yolcu otobüsünün devrilmesi sonucu 44 kişi yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, Kayseri'den Ankara yönüne giden Baran Bingöl'ün kullandığı 34 TE 2116 plâkalı otobüs ile Şevket Çelik idaresindeki 34 UJG 21 plakalı yolcu otobüsü, Mucur ilçesi yakınlarında karla kaplı zeminde kayarak, yol kenarına devrildi. Kırşehir Devlet Hastanesi ile Mucur Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Yaralıların çoğunun ayakta tedavi görerek taburcu edildiği, hayatî tehlikesi olan yaralı bulunmadığı belirtildi.

/ KIRŞEHİR

30.01.2008


 

1,6 milyar insan aşırı kilolu

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzman Doktoru Okan Özdemir, dünyada en az 400 milyon kişinin 'obez' sınıfına girdiğini belirterek, 1.6 milyardan fazla kişinin de normal kilosunun üzerinde bir ağırlığa sahip olduğunu söyledi.

Bursa Büyükşehir Belediyesi Yerel Gündem 21 tarafından düzenlenen sağlık paneli, vatandaşları 'Obezite ve Sağlıklı Beslenme' konusunda bilgilendirdi. Panelde Kalp ve Damar Cerrahisi Uzman Doktoru Okan Özdemir, Bursalılara obezite ve sağlıklı beslenme konularında detaylı bilgiler verdi. Dr. Özdemir, günümüzün ciddî sağlık sorunlarından olan ve pek çok insanın karşı karşıya kaldığı obezitenin (şişmanlık) en fazla ABD ve İngiltere'de görüldüğünü söyledi.

Dünyada en az 400 milyon kişinin 'obez' sınıfına girdiğini belirten Özdemir, 1.6 milyardan fazla kişinin de normal kilosunun üzerinde bir ağırlığa sahip olduğunu dile getirdi. Obezitenin çocuklarda da sıkça görülen bir rahatsızlık olduğuna değinen Uzm. Dr. Okan Özdemir, dünyada yaklaşık 40 milyon çocuğun 'obez' olduğunu, 155 milyon çocuğun ise 'aşırı kilolu' sınıfına girdiğini anlattı. Obezitenin önemsenmesi gereken bir sağlık sorunu olduğunu vurgulayan Özdemir, "Yalnızca yaşamın belirli dönemlerinde değil, her zaman sağlıklı beslenmeye dikkat edilmedir. Dengeli beslenme, ruh ve beden sağlığı açısından çok önemlidir ve kişinin zihinsel ve bedensel faaliyetlerini de etkiler" dedi.

/ BURSA

30.01.2008


 

Boş zamanlarınızı oturarak geçirmeyin

Boş zamanlarını "oturarak geçirenlerin'' daha hızlı yaşlandığı ortaya çıktı.

Londra'daki King's College'den araştırmacılar, 2 bin 401 kadın ve erkek ikizden, fiziksel faaliyetleri ve sosyo-ekonomik durumları hakkındaki soruları cevaplamalarını istediler.

Sigara içip içmedikleri de öğrenilen ikizlerin ayrıca kromozomların ucunda bulunan ve ''telomer'' denilen DNA zincirleri de incelendi.

Araştırma sonucunda, boş zamanlarında daha az aktif olan ikizlerin telomerlerinin, boş zamanlarında düzenli olarak fiziksel faaliyette bulunanlara göre kısa olduğu görüldü.

Araştırmayı yürütenlerin başındaki Dr. Lynn Cherkas, haftada ortalama 199 dakika fiziksel faaliyette bulunan en aktif grupla, haftada 16 dakika fiziksel faaliyette bulunan en pasif grup arasındaki telomer uzunluğunda ortalama 200 nükleotid (hücre çekirdeğindeki hayatın tüm bilgilerini saklayan DNA'nın çift merdiven sarmalında saklı genlerin A, C, T ve G harfleriyle tanımlanan öbekleri) fark olduğunu söyledi.

Belçikalı bilim adamları tarafından yapılan araştırmalarda, telomerlerin büyük bir ihtimalle yaşlanma sürecinde kilit rol oynadığı belirtilmişti. Bilim adamları, telomerlerin uzunluğunun, ömrün uzunluğuyla doğru orantılı olduğunu söylüyorlar.

Kromozomların uç kısmında bulunan ''telomer'' bölgeleri, her hücre bölünmesinde biraz daha kısalıyor ve belirli bir sayıda bölünme sonunda telomer uzunluğu kritik bir noktaya ulaşarak, hücrenin ''artık bölünmemesi gerektiği'' anlamında bir sinyal oluşturuyor.

Telomerlerin her yıl ortalama 21 nükleotid kısaldığı tahmin ediliyor.

/ WASHINGTON

30.01.2008


 

Yıldızlara isim takmak parayla

ABD'de yaklaşık 30 yıldır uygulanan ve şu ana kadar 16 milyon yıldızın isimlendirildiği sistem, Türkiye'de de meraklısına sunuldu.

ABD'de yaşayan bir Türk tarafından, kuzey yarım küredeki burçlar kuşağında bulunan ve bugüne kadar satılmayan 2,5 milyon yıldızın satışa sunulduğu ''www.yildizal.com'' adlı sitede, bir yıldıza isim vermenin bedeli 130 YTL'den başlıyor. Site sahibi Çağlar Kurtuluş, yaptığı açıklamada, yaklaşık bir yıldır üzerinde çalıştığı siteyi geçtiğimiz hafta hizmete sunduğunu, yeni olmasına rağmen siteyi bugüne kadar 30 bin kişinin ziyaret ettiğini söyledi. International Star Certificate'nın bugüne kadar 16 milyon yıldızı isimlendirdiğini ifade eden Kurtuluş, isim verilen yıldızların ise şimdiden özel günlerde hediye edilen pırlantanın yerini almaya başladığını söyledi.

/ ADANA

30.01.2008


 

Kalkan balığı avcılığı 2-3 yıl yasaklansın

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, Türkiye'nin kalkan balığı stoklarının aşırı avlanma ve kirlilik sebebiyle sürekli azaldığını belirterek, ''Karadeniz'de kalkan stoklarının yenilenmesi için 2-3 yıl avcılığın yasaklanması, avlanmaya kapatılması lâzım'' dedi.

Prof. Dr. Öztürk, fakülteye ait ''Yunus S'' adlı araştırma gemisiyle 27 Ekim-2 Kasım 2007 tarihleri arasında 10 araştırmacıyla Batı Karadeniz'de İğneada, Bulgaristan ve Romanya açıkları ile Tuna Nehri'nde gerçekleştirdikleri biyoçeşitlilik araştırma seferinin sonuçlarına ilişkin bilgi verdi. Yıllardır Karadeniz'in kirlendiği ve bu kirliliğe en çok Tuna Nehri'nin sebep olduğunu söylendi.

/ İSTANBUL

30.01.2008


 

Tarihimizle yüzleşmeye hazırız

Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, 1915 olayları hakkında, "Bütün arşivleri açalım. Tarihçiler komisyonu kurarak birlikte araştırma yapalım" çağrısında bulunan bir ülkenin, tarihiyle yüzleşme konusunda hiçbir tereddüdünün olamayacağını söyledi.

İzmir'in Aliağa ilçesinde Kent Konseyi'nin düzenlediği, "1915 olayları ve Ermeni Sorununa Bakış" konulu bir konferans veren Halaçoğlu, tarih boyunca Türklerin Ermenilere yönelik katliâm yapmadığını belgeleriyle ortaya koydu. Prof. Dr. Halaçoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Tarihçiler komisyonu kuralım, isteyen istediği yerde araştırma yapsın" çağrısına vurguda bulunarak, "Bunu artık bir başbakan söylüyorsa, bu ülkenin tarihiyle yüzleşme konusunda hiçbir tereddüdü yok demektir. Şimdi biz de diyoruz ki gelin birlikte araştıralım, ne olduğunu görelim. Niye Amerika, Fransa, İngiltere sesini çıkarmıyor? ABD, soykırım kanununu Temsilciler Meclisi'ne götürüyor. Kabul edilirse, bu bir kırılma noktasıdır. Topyekûn bir millet olarak tepki verebilirsek herkesi dize getiririz" diye konuştu.

/ ALİAĞA

30.01.2008


 

Sigaranı söndür, yüzümü güldür

Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu (TKASK), 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla ''Sigaranı Söndür, Yüzümü Güldür'' sloganıyla bir kampanya başlattı.

TKASK Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, yaptığı açıklamada, dünya genelinde her yıl 11 milyon kişinin kansere yakalandığını, aynı hızla devam ederse 2020 yılında bu rakamın 17 milyona çıkacağını söyledi. Kutluk, bu yıl Dünya Kanser Günü'nün ana temasının ''Çocuklara tütünsüz çevre hakkı'' olarak belirlendiğini anlatan Kutluk, ''Sigaranı Söndür, Yüzümü Güldür'' sloganıyla, çocuk, yetişkin herkesi kanserden korunmaya çağırdıklarını söyledi.

/ ANKARA

30.01.2008


 

Elektrik sayaçları otomatik okunacak

Elektrikte kaçak oranlarının azaltılması amacıyla TEDAŞ tarafından pilot bölge seçilen Adana'da yüksek tüketimli bazı abonelerin endeks okuma ve kontrol işlemlerinin deneme amaçlı uzaktan okuma sistemi ile takibine başlandığı bildirildi.

TEDAŞ Adana Bölge Müdürü Mahmut Nimet Dalkır, Adana Valiliği tarafından düzenlenen 2007 yılının değerlendirildiği ve yıl içinde yapılacak çalışmaların görüşüldüğü toplantıda, Adana'daki abone sayılarının 707 bin 488 olduğunu ve personel başına düşen abone sayısının ise 973 olduğunu söyledi.

Dalkır, geçen yıl yaptıkları denetimlerde 114 bin 227 abonenin kontrol edildiğini ve bunlardan 12 bin 660'ının kaçak elektrik kullandıklarının tesbit edildiğini belirtti. Abonelerin kesintisiz ve kaliteli enerji ihtiyacını sağlamak için yıllık yatırım imkânları ile teknoloji sistemlerine önem verdiklerini belirten Dalkır, bunun için sürekli olarak, kalıcı çözümler getirmeye çalıştıklarını bildirdi.

Dalkır, şirketin pilot bölge seçtiği Adana'da, gerek ulaşım gerekse hava şartları bakımından zorluk yaşanan Pozantı, Karataş, İmamoğlu, Kozan, Ceyhan ve Yumurtalık ilçelerindeki yüksek tüketimli bazı abonelerin endeks okuma ve kontrol işlemlerini deneme amaçlı uzaktan okuma sistemi ile takibe başladıklarını belirtti. Sistemin uygulanmasında yüzde 100 başarı sağladıklarını ifade eden Dalkır, sistem sayesinde sayaçları hızlı, ucuza ve istedikleri zaman okuyabileceklerini kaydetti.

/ ADANA

30.01.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri