Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 02 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ekonomi

 

Cari açık kritik eşikte

İstanbul Ticaret Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin, cari açık konusunun çok kritik bir konu olduğunu belirterek, ‘’Bugün Türkiye’nin, yurt dışından gelen döviz nedeniyle bu açığı finanse ediyor olması, cari açık sorunun kritik öneme sahip olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz’’ diye konuştu.

Alkin, Çukurova Genç İşadamları Derneği’nin (ÇUGİAD) ‘’Türkiye Geleceğini Konuşuyor’’ toplantılarına katılmak üzere geldiği Adana’da, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin gündeminde ‘’ekonomik kriz’’ bulunmadığını belirtti.

Prof. Dr. Kerem Alkin, Türkiye’nin yeniden yapılandırılmış, sağlam bir bankacılık sektörünün bulunduğunu ve kriz beklentisinin söz konusu olmadığını söyledi. 1994 ve 2001 yıllarında yaşanan ekonomik krizlere bankacılık sektörünün sebep olduğunu hatırlatan Alkin, şöyle konuştu: “Türk halkının beklediği kriz eğer 1994 ve 2001’de yaşanan ise bu artık Türkiye’nin gündeminde yok. Artık, kriz sonrası yeniden yapılanmış çok sağlam bir bankacılık sektörümüz var. Bankaların neden olduğu krizler artık Türkiye’de imkansız. Tersine dünyada bankacılık sektörü kriz yaşarken, 2007 sonbaharında bizim bankacılık sektörümüz dışarıya para bile verdi. Türkiye’de krizlerin çıkmasının bir başka nedeni de kamu açığıydı.

Bugün açık vermeyen bir kamu var ve borçlanma ihtiyacı neredeyse ortadan kalkmış bir hazine var. Dolayısıyla hazine çok sağlam, kamu sağlam. Bu nedenle geçmişte bu krizlerin ortaya çıkmasına neden olan 2 unsur ortada yok. O halde özel sektör ağırlıklı bir problem ortaya çıkabilir, o problemde 1994 veya 2001 vari bir krize dönüşemez.’’

Alkin, Türkiye’nin son yıllarda gerçekleştirdiği projelerde dünya enerji koridoru üzerinde etkili bir konuma sahip olduğunu da belirterek, bu özelliğinin ise krizlerin çıkmamasında önemli rol oynayacağını kaydetti.

Türk Lirası’na olan güvenin sürmesi gerektiğini belirten Alkin, ‘’Dünya ekonomisinde dalgalanma söz konusu ise dövizle borçlanma anlamsız olur. Eğer böyle bir endişe söz konusu ise böyle dönemlerde risk almak yerine sabit faizli ve Türk Lirası cinsinden kredi kullanmak isabetli olur’’ dedi. 2000’de 9 milyar dolar olan cari açık 40 milyar dolara ulaştı Cari açık konusunun çok kritik bir konu olduğunu belirten Alkin, ‘’Bugün Türkiye’nin, yurt dışından gelen döviz nedeniyle bu açığı finanse ediyor olması, cari açık sorunun kritik öneme sahip olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz’’ diye konuştu. Türkiye’nin 2000’de 9 milyar dolar olan cari açığının 40 milyar dolara ulaştığını belirten Alkin, bu açığın kapatılmasında ise turizmin önemli bir rol oynayabileceğini bildirdi. Türkiye’ye gelen turist sayısında önemli artış olmasına rağmen, turizm gelirlerinde ise düşüş olduğunu vurgulayan Alkin, şunları kaydetti: ‘’Türkiye turist sayısını artırırken, turizm geliri düşüyorsa bu işte bir garabet var demektir. Türkiye’nin kişi başına turizm gelirini 700 doların altında değil, bin 500 doların üzerinde bir noktaya getirmesi gerekir. Türkiye turizm gelirini bir kaç yıl içinde 40 milyar dolarlara taşımanın yolunu bulmalı. Yoksa bu cari açık sorunu Türkiye için çok büyük bir tehlike arz edebilir.’’

/ ADANA

02.02.2008


 

Ocak ayının zam şampiyonu yeşil fasulye

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, market fiyatlarında Ocak ayının zam şampiyonunun yeşil fasulye olduğunu bildirdi.

Bayraktar, birliğin her ay yaptığı araştırmalar sonucunda ortaya çıkan üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını açıkladı. Market fiyatlarında Ocak ayının zam şampiyonunun yeşil fasulye olduğunu belirten Bayraktar, bu üründeki fiyat artış oranının marketlerde yüzde 221 olduğunu ifade etti.

Yeşil fasulyenin bu dönemde örtü altında yetiştirildiğini hatırlatan Bayraktar, üretim miktarının az olmasına bağlı olarak fiyat artışının gerçekleştiğini bildirdi. Üretici ve market fiyatları arasındaki makasın çok yüksek olduğunu belirten Bayraktar, ‘’Üretici ve tüketici arasındaki fiyat farkına baktığımızda yaş sebze ve meyvede yüzde 315’lere, kurutulmuş ürünlerde yüzde 190’lara, baklagillerde yüzde 175’lere ve hayvansal ürünlerde yüzde 160’lara kadar çıktığı görülmektedir’’ dedi. Ocak ayında market fiyatlarındaki artışta en önemli etkenlerden birisinin olumsuz hava şartları olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti: “Yaşanan kar yağışları ve donlar ürün sevkıyatlarını kısıtladığı için büyük şehirlere gelen ürün miktarındaki azalmaya bağlı olarak fiyatlarda artış meydana geldi.”

/ ANKARA

02.02.2008


 

İhracat Ocak’ta yarı yarıya arttı

Türkiye’nin ihracatı, Ocak ayında geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 49,27’lik artışla 9,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Son 12 aylık ihracat ise yüzde 24,86’lık artış ile 109 milyar 166 milyon 926 bin dolara yükseldi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, 2008 yılının ilk ayında geçen yılın aynı dönemine göre en fazla ihracat artışı sıralamasında yüzde 105,96’lık artış ile canlı hayvan, su ürünleri ve mamulleri ilk sırada yer aldı. Bunu yüzde 75,62 ile kuru meyve ve mamulleri, yüzde 74,97 ile taşıt araçları ve yan sanayi, yüzde 71,20 ile kimyevi maddeler ve mamulleri, yüzde 55,97 ile deri ve deri mamulleri, yüzde 53,39 ile makine ve aksamları izledi. Ocak ayında hazır giyim ve konfeksiyon ihracatında ise yüzde 34,35’lik artış kaydedildi. Geçtiğimiz ay miktar olarak en fazla ihracat ise 8 milyar 400 milyon 719 bin dolarlık ihracat ile sanayi sektöründe oldu. Sanayi sektöründe son bir yıllık ihracat 94 milyar 673 milyon 381 bin dolar gerçekleşti.

/ İSTANBUL

02.02.2008


 

Yeni yılda borsa zarar ettirdi

Ocak ayında, hisse senetleri ortalama yüzde 23,12 oranında gerilerken, Borsa yatırımcısı hüsrana uğradı.

Külçe altın ve Cumhuriyet Altınına yatırım yapanlar Ocak ayı sonunda yüzde 10’un üzerinde kazanç elde ederken, yatırım fonlarında (A) tipi katılma belgelerine yatırım yapanların kaybı da yüzde 13,13’ü buldu. Ocak ayı boyunca İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Ulusal 100 Endeksi 12.840,57 puanlık düşüşle 55.538,13 puandan 42.697,56 puana geriledi. Mali Endeksteki aylık ortalama kayıp yüzde 24,73, Sanayi Endeksindeki ortalama kayıp yüzde 18,62 ve Hizmetler Endeksindeki ortalama kayıp da yüzde 18,14 oldu.

/ İSTANBUL

02.02.2008


 

IMF'ye borç 7 milyar dolara geriledi

Türkiye’nin, Uluslararası Para Fonuna (IMF) olan borcu, 2007 sonu itibariyle 7 milyar 158 milyon dolara geriledi.

Türkiye’nin IMF’ye borcu 2006 sonunda 10 milyar 762 milyon dolar idi. Hazine Müsteşarlığının Ocak ayı Kamu Borç Yönetimi Raporuna göre, 2007 yılında, IMF’den kullanım 1 milyar 184 milyon dolar düzeyinde gerçekleşirken, bu dönemde IMF’ye yapılan borç servisi 5 milyar milyon doları buldu.

Söz konusu paranın 5 milyar 331 milyon dolarını ana para, 581 milyon dolarını da faiz oluşturdu. Bu arada IMF’ye olan borçların, yıllar itibariyle düzenli şekilde azaldığı dikkati çekti.

/ ANKARA

02.02.2008


 

Bakan Unakıtan: Paniğe kapılmanın gereği yok

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, "Rehavete kapılmayalım ama paniğe de kapılmanın gereği yoktur. Türkiye iyi ve doğru yoldadır. O bakımdan hiç kimse korkuya kapılmasın’’ dedi.

Unakıtan, Eskişehir Paşabahçe Cam Sanayi Fabrikasında, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı’nın da katılımıyla Ocak ayı ihracat rakamlarının açıklanması dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin moralinin bir kere daha yükseltildiğinin, ülkenin gerçeklerinin ne olduğunun rakamlarla ortaya konulduğu yerin Eskişehir olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Bakan Unakıtan, şöyle konuştu: "Türkiye malî disiplinden şimdiye kadar taviz vermemiş, bundan sonra da vermeyecek bir ülke. Bunları üzerine basa basa söylüyorum. Türkiye küresel dalgalanmaları çok dikkatli takip eden bir ülke olacaktır. Bunu nasıl takip edeceğiz? Devamlı dikkatli olacağız. Gelecek menfi etkileri en aza indirmeye çalışacağız. Türkiye’nin paniğe kapılmasına hiç gerek yoktur. Önümüzdeki günler iyi günler olacaktır. Bunları inanarak söylüyorum. Rehavete kapılmayalım ama paniğe de kapılmanın gereği yoktur. Türkiye iyi ve doğru yoldadır. O bakımdan hiç kimse korkuya kapılmasın.’’

/ ESKİŞEHİR

02.02.2008


 

Özelleştirme işsizlerine geçici kadro verilecek

Özelleştirme kapsamında işsiz kalan veya kalacak olanlar için, 10 bin 338’i Millî Eğitim Bakanlığı’nda olmak üzere 21 bin 193 geçici kadro açıldı.

Geçici kadroya alınanlar, bir yılda en fazla 10 ay çalıştırılacak. Bakanlar Kurulu’nun ‘’Kamu Kurum ve Kuruluşlarındaki Geçici Mahiyetteki İşleri Yürütmek Üzere Geçici Personel İstihdamı ve Bu Personele Ödenecek Ücretler Hakkında Kararı’’, 1 Ocak 2008’den geçerli olmak üzere, Resmî Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı. Buna göre, kararnamede belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarındaki geçici mahiyette işleri yürütmek üzere, 21 bin 193 kişi, , 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nu uyarınca, bu yıl, geçici personel olarak sözleşmeli çalıştırılabilecek.

/ ANKARA

02.02.2008


 

Dünyada kriz derinleşirse, Türkiye’de etkisi büyük olur

Eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdüllatif Şener, Dünya piyasalarında krizin derinleşmesi durumunda, Türkiye’ye etkisinin büyük olacağını kaydetti.

Şener, Ulusal Güvenlik ve Stratejik Araştırmalar Derneği (UGSAD) tarafından düzenlenen toplantıda, dernek üyelerinin sorularını cevapladı.

Şener, ekonomi yönetiminin etkileşim içinde ortak bir kültür oluşturduğuna işaret ederken, ‘’Merkez Bankası İstanbul’a giderse, önemli aksamalar ve sorunlar ortaya çıkacağını düşünüyorum’’ dedi.

Abdüllatif Şener, Merkez Bankasının İstanbul’a taşınmasına ilişkin soru üzerine, bankanın İstanbul’a taşınması konusunun, en son, hükümetin eylem planını açıkladığı basın toplantısında, bir gazetecinin sorusuyla gündeme geldiğini hatırlattı.

Şener ayrıca Merkez Bankasının İstanbul’a taşınmasının mahsurlarının daha fazla olduğunu, bunun için çok büyük bir gereklilik de bulunmadığını ifade etti.

Küresel piyasalarda ABD kaynaklı dalgalanmanın Türkiye’ye olası etkilerine yönelik soru üzerine de Şener, Türkiye’nin ekonomide önemli bir dönüşüm yaşadığı 1989 yılından bu yana, küresel sermayenin ülke içi dengeleri etkiler hale geldiğini hatırlattı. Dünya piyasalarında krizin derinleşmesi durumunda, Türkiye’ye etkisinin büyük olacağını ifade eden Şener, ‘’Türkiye’nin dış dalgaya bağlı bir kriz sürecinde olduğundan emin değilim ama risk altında olduğundan eminim’’ diye konuştu.

/ ANKARA

02.02.2008


 

Tarımda su sıkıntısı

Antalya’nın Alanya, Gazipaşa, Gündoğmuş ve Korkuteli ilçelerinde yeni sondaj yapılması ve kuyu açılmasının yasaklandığı bildirildi.

Soruları cevaplayan Devlet Su İşleri (DSİ) Bölge Müdürü Ali Haydar Şahin, kararın, yeraltı su kaynaklarının korunması amacıyla alındığını ve 17 Ocak 2008 tarihinden bu yana uygulandığını söyledi. Son yıllarda, bölgede çok fazla kuyu açıldığını anlatan Şahin, kararın geçici bir tedbir olarak alındığını ve yapılacak yeni havza ölçümlerinden sonra yasağın kaldırılabileceğini bildirdi.

Yeni havza ölçümü çalışmalarını başlattıklarını dile getiren Şahin, şunları söyledi: ‘’Antalya’da 3 ana havzamız, bölümleriyle birlikte toplam ölçüm yapılan 17 havzamız var. Son olarak 1970’li yıllarda bu havzaların ölçümü yapılmış ve bu ölçümlerde 13 havzanın su kapasitesinin sonuna gelindiği görülmüş. Ancak o yıldan bu yana kuyu açma ve sondaj vurma çalışmaları sürmüş. Çok sayıda kişiye yeni kuyu açma izni verilmiş. Bu durumu değerlendiren Genel Müdürlüğümüz de bölgede ne kadar kuyu bulunduğunu ve havzaların su durumunu ölçmek için çalışma başlatılmasına karar verdi. Bu çalışma tamamlanıncaya kadar da yeraltı su kaynaklarını korumak amacıyla 4 ilçenin tamamına yakın bölümünde kuyu açma ve sondaj yasağı getirdik. Şimdi yeniden bir havza ölçümü başlattık. Bu ölçüm tamamlandığında, kuyu açılmasıyla ilgili nihai karar verilecektir.’’

Amaçlarının çiftçiyi mağdur etmek olmadığının altını çizen Şahin, ‘’DSİ su kullanımını hiç bir zaman yasaklamaz, DSİ’nin görevi suyla çiftçiyi buluşturmaktır. Ama olmayan suyu da veremeyiz’’ dedi.

Ziraat Odası Alanya Şubesi Başkanı Turgut Musluoğlu da sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini belirterek, yaz mevsimine kadar bu durumun düzeltilmemesi halinde büyük sorunlar yaşanacağını söyledi.

Musluoğlu, ‘’Bu karar, çiftçinin elini kolunu bağladı. Sulama olmadan tarım olmaz. Ziraatın temeli sudur ve bu karar yüzünden ben görevimi bırakabilirim. Çünkü, çiftçiye izah edebileceğim bir durum değil bu’’ dedi.

/ ALANYA

02.02.2008


 

İkinci el otoda beklentiler bahara kaldı

Çin ve Uzak Doğu ülkelerinden ithal edilen ucuz otomobiller ve cazip şartlı yeni otomobil kampanyalarıyla rekabette zorlanan ikinci el otomobil galericileri, sert geçen kış ve ekonomik sinyallerin olumsuza dönmesiyle daha da azalan talebin, bahar aylarıyla birlikte artmasını bekliyor.

. Bursa İkinci El Oto Galericileri Çarşısı (Oto-Koop) Başkanı Sebahattin Seyit, yaptığı açıklamada, ikinci el otomobillerin, eskisi gibi prim yapmadığını belirterek, müşterilerin bu sebeple ihtiyacı olduğunda aldıkları otomobili, bir süre sonra elden çıkardığını belirtti. Seyit, mevsimsel şartların müşterilerin davranışlarında etkili olduğuna işaret ederek, sert geçen kış ve ekonomik sinyallerin olumsuza dönmesiyle satışların daha da azaldığını, ancak bahar aylarıyla birlikte iç turizmin hareketleneceğini, dolayısıyla satışların yeniden artmasını beklediklerini dile getirdi. Çin ve Uzak Doğu ülkelerinden ithal edilen ucuz otomobiller ve cazip şartlı yeni otomobil kampanyalarının da ikinci el otomobil piyasasını olumsuz etkilediğini belirten Seyit, müşterilerin fiyatlar sebebiyle kararsızlık yaşadığını, oysa ikinci el otomobillerin fiyatlarının da eski dönemlerle kıyaslanmayacak seviyelere gerilediğini vurguladı.

/ BURSA

02.02.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri