Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 06 Haziran 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dizi Yazı

Mustafa GÖKMEN

Osmanlı'dan Günümüze tarihi miras "İPEK BÖCEKÇİLİĞİ" -2-

İyi yönetilirse Anadolu toprakları dünyayı besler

Dünyanın bir dönem ticaret güzargâhını (İpek yolu) belirleyen ipek böcekçiliği’nin günümüzde geldiği nokta nedir?

Gelişmişlik düzeyi arttıkça ipek böceği üretimi de düşüyor. Senede bir kereye mahsus bir üretim biçimi olduğu için üretimi zor. Dut ağacının olduğu yerde hiçbir şekilde ziraî ve kimyasal ilâçlamanın olmaması gerekiyor. Aslında ipek doğal organik bir üründür. Şu anda Bursa’da ovalık yerlerde tarımın yoğun olarak yapıldığı yerlerde ipek böcekçiliği yapmamız zor. Bu yüzden biz üretimimizi Bursa’da tarımsal ilâçlamanın olmadığı üretimi gelir seviyesi çok düşük olan dağ köylerine kaydırdık. Ancak böcekçilik tali bir ürün. Yani ikinci bir ürün. Çiftçinin çok boş olduğu paraya en fazla ihtiyaç duyduğu dönemde olur aslında. Mayıs aylarında. Çiftçi buradan aldığı parayı ilâç gübre gibi masraflarına kullanabiliyor. Alternatif gelir sağlama imkânları olmayan özellikle hayvancılık yapan insanlara böylelikle bir gelir desteği de sağlamış oluyoruz.

Bu gelir desteğini nasıl sağlıyor sunuz?

İpek böceği üretimi yapan kişilere baktıkları böceklerin kilogram oranında doğrudan gelir desteği var. 2007 yılı için kilogramdaki destekleme 13 YTL idi. Bir aile bir odada bakmak kaydıyla tek bir paket tohum bakması halinde yaklaşık 400 YTL civarında para kazanıyor. Ancak bir böcek hanesi olması veya bakacak yeri bulunması durumunda bu miktar 2 ve 3 milyara kadar çıkıyor.

İpek böceği yetiştiriciliği noktasında sizin teklifleriniz nelerdir?

Bizde üretim geleneksel yöntemlerle oluyor. Bu sebeple genellikle böcek haneler ailelerin oturdukları evlerin boşaltılan bir odası oluyor. Bu açıdan sıkıntımız var. Ancak bizim birkaç proje çalışmalarımız var. Bu çalışmalarımıza eğer yurt dışından bir kaynak alırsak belli bölgelerde toplu besleme evleri yaptırmayı düşünüyoruz ki böylece kişi başına gelir artışını sağlamayı hedefliyoruz.

Bursa İpekçilik Enstitüsü sanırım üretim konusunda çalışmalar yapıyordu. Enstitüde son durum nedir?

Bursa İpekçilik Enstitüsü müdürlük olarak kapatıldı. Gıda Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü bünyesinde bir İpek Böcekçiliği Araştırma Şefliği oluşturuldu. Enstitünün binasını biz Kozabirlik olarak Millî Emlak’tan kiraladık. Kuruluş amacına uygun olarak faaliyetlerini devam ettiriyoruz. Sözünü ettiğim şeflikte de gen kaynaklarını korumaya yönelik çalışmalar yapılıyor. Tohum ıslâhı genlerin korunması gibi faaliyetler yürütülüyor. Ar-Ge çalışmaları yapılıyor. Biz de Kozabirlik olarak o tesislerde ülkemizin ihtiyacı olan ipek böceği tohumunu üretiyoruz. Yani şu anda faaliyetleri devam ediyor. Enstitünün kapatılmasıyla ne oldu? Olan Kozabirlik’e oldu. Oraya yüksek oranda bir kira ödüyoruz.

Bursa’dan başka hangi merkezlerde ipek böceği üretimi var?

Bursa’nın dışında Toroslarda Alanya’da, Eskişehir, Bilecik, Adapazarı bir de 4 yıldır Diyarbakır’da üretim yapıyoruz. Türkiye’nin potansiyelini değerlendirme noktasında gayretlerimiz var. Şu anda Türkiyedeki fiyatlar dünya fiyatlarına göre gayet iyi. Ama dediğim gibi bu biraz da gelişmişlik düzeyiyle alâkalı bir konu. Meselâ ova köylümüz çok bilinçli bu işi yapmak istiyor ama şartlar el vermiyor. Maalesef dağ köylümüz ise çok bilinçsiz. Yani dağ köylülerimiz en çok ihtiyacı olan kesim ama isteksiz davranıyorlar. Sürekli olarak onları bu işe teşvik ediyoruz. İpek böceği çok hassas bir hayvan olduğu için bazı yerlerin iklimi üretim için elvermiyor. Ama Bursa’da hâlâ çok büyük potansiyel var. Büyük böcekhaneler projemizi gerçekleştirirsek üretimi de arttırmış olacağız.

Kozabirlik, üretici ile sanayii buluşturan bir kurum. Bu işleyiş nasıl yürüyor?

Kozabirlik ile üretici arasındaki işleyiş şöyle: Biz ürettiğimiz tohumu, aslında tohum dediğimiz şey ipek böceği yumurtalarıdır. Biz bunları üreticimize dağıtıyoruz. Kozabirlik’in elemanları köy köy dolaşarak tesbitlerde bulunuyorlar. Tohum dağıttığımız her üreticinin üretim yerlerinin dezenfektasyon işlemini yapıyoruz. Bunların tamamı bedelsiz destekleme kapsamında. Biz tohumları üreticiye dağıttıktan sonra bunlar özel ortamda yumurtadan çıkıyor. Arkasından bir 30 günlük bir süreç başlıyor. Bunun süresi zaten bu kadar. Bunun belli evreleri var. Üretici topladığı dut yaprağını böcekhaneye getirerek düzenli bir şekilde böceklerin beslemesini yapıyor. 30’uncu günden sonra böcek kendini sarıyor. Böcek, kozasına kendisini hapsediyor. Ondan sonra üretici bunları topluyor. Bizim köylere gelen ekiplerimize teslim ediyor ve parasını alıyor.

Üreticiden kozaları aldıktan sonra ne gibi işlemler yapıyorsunuz?

Biz üreticiden aldığımız bu kozaları yaş koza olarak tabir ediyoruz. Bunların içinde tırtıl canlı. Bu canlının tırtıl ile kelebek arasında olduğu bir dönem var. Biz bu süreyi geçirirsek içerideki tırtıl kelebek haline gelerek kozayı deliyor. Koza delindiği zaman hiçbir değeri kalmıyor. İçerideki böcek kelebek olarak dışarı çıkıyor ama uçma kabiliyeti de yok. Birkaç gün sonra da ölüyor. Bizim buharlı fırınlarımız var. İşimizin en kötü kısmı buharlı fırınlarda bu tırtılları kozanın içinde öldürüyoruz. Yani biz ipek böceğinin son doğal aşamasını önlemiş oluyoruz. Yani bu hayvanların ömürlerini bir iki gün önce noktalıyoruz.

Şimdi bir tane kozayı aklınıza getirin makinası var bunu çektiğinizde yaklaşık 1200 metre ile 1500 metre arasında hiç kopmadan iplik geliyor. Böyle de büyük bir Allah’ın mucizesi işte.

Türkiye, Avrupa Birliği'ne aday bir ülke. Türkiye'nin, AB ülkelerine göre tarımda avantajları var mı?

Önce tarım sektörü ihmal edilmiş bir sektördür. Ancak müzakerelerin başlamasıyla birlikte tarım mevzuatının AB'ye uyum çalışmaları yapılmaya başlandı. Yaklaşık 80 bin sayfayı bulan mevzuat uyumu gerçekleştirildi. Dünyada altı tane genel iklim çeşidi var. Bunların dört tanesi Anadolu topraklarında kesişiyor. Bundan dolayı Türkiye'deki, Anadolu'daki bitki çeşitliliği Avrupa'nın tamamından kat kat daha fazla. Türkiye doğru bir tarım politikasıyla dünyanın önemli tarım ülkesi haline gelir. Türkiye'de İsrail gibi bir tarım politikası ortaya konulsa Türkiye ile birçok devlet bu konuda rekabet edemez. Tabiî ki İsrail'in sermaye birikimini de göz önünde bulundurmak zorundayız ama coğrafi şartlar Türkiye'nin lehindedir. Bizim topraklarımızı İsraillilerin yönettiklerini farz edelim Anadolu topraklarından tüm dünya beslenir. Bizim böyle bir zenginliğimiz var.

Türkiye’nin tarımdaki zenginliğini harekete geçirmek için neler yapılmalı?

Doğru tarım politikalarıyla, doğru tarım uygulamalarının devreye girmesiyle Türkiye’nin gücü ortaya çıkacaktır. Tarım Bakanlığı’nın bu konuda çalışmaları var. Umarız gerçekleşir. Avrupa’da, Hollanda’yı gördük. Türkiye gibi olumlu iklim şartları olmamasına rağmen Avrupa’nın en önemli tarım ülkesi durumunda. Türkiye, ilk önce makro planda tarımda neleri yapacak onlara karar vermesi lâzım. Planlama çok önemli. şöyle örnek vereyim. Fındığın dünya üretiminin yüzde 70’i Türkiye’de. Şimdi siz fındığın piyasa fiyatını Türkiye’de belirleyemedikten, oluşturamadıktan sonra bu kadar çok fındık üretmenin hiçbir anlamı yok. Ne oluyor. Avrupa’nın çikolata üreticileri ilk önce İspanya’dan, İtalya’dan fındığı alıyor. Sonra sizden alıyor. Asıl çikolata sanayinin Türkiye’de kurulması lâzım. Bu tarz ne yapacağımıza karar vermemiz lâzım. Türkiye’de bunlar çok önemli.

YARIM MİLYON KİŞİ EKMEK YİYOR

İpekböcekçiliği üretiminde görülen büyük düşüşlere rağmen, sektörün ülke ekonomisi üzerindeki etkisi de inkâr edilemez. Yaklaşık yarım milyon kişi ipekböcekçiliği, ipek çekimi, büküm, boyama, dokuma, pazarlama gibi değişik işlemlerde istihdam edilmekte, ipek halı ihracatından önemli bir döviz girdisi elde ediliyor. Bütün bunların dışında Devlet desteğiyle de olsa sözkonusu ticarî faaliyetin devamı ile Türkiye’nin en önemli tarihsel hazinelerinden birisi olan ipekli el san'atları yaşatılmaya devam etmekte, bu kültür genç kuşaklara aktarılmakta. Bu kapsamda ülkenin farklı bölgelerinde yerel yönetimlerce desteklenen projeler kapsamında başta koza oyacılığı, geleneksel ipekli dokumacılık, kilimcilik ve halıcılık yörenin genç nüfusuna öğretilmekte, elde edilen ürünler belirli merkezlerde pazarlanarak kültürünün yaşatılmasının yanında bölge insanına da ek gelir kaynağı meydana getirilmekte. Bu kapsamda özellikle ülkenin Batı kıyılarındaki köylerinde geleneksel koza oyacılığı teşvik ediliyor. Bu çeşit uygulamaların başlıcaları Muğla ili ile İzmir’e bağlı Ödemiş ilçesindeki çalışmalar... Her iki bölgede de İl Özel İdarecilerince desteklenen ipekli el san'atları geleneksel metotlar ile el işçiliğiyle üretilmekte, bölgede bulunan turistik sahil kasabalarında turistlere pazarlanmakta. Kursiyerlerin başında bulunan deneyimli eğitimciler geleneksel el san'atlarının, geleneksel motif ve desenlerle üretilmesini sağlıyor. Türkiye’de ipekli giysileri günlük hayatta kullanılmadığı için iç piyasada sadece ipekli ev tekstili tercih ediliyor. Ancak Türkiye önemli bir tekstil üreticisi ülke olmasına rağmen, ipekli kumaşlar konusunda Uzak Doğu ülkeleri ile rekabet edemediği için eşarp ve fularlar dışında günümüz modern teknolojileri ile üretim yapabilecek otomatik ipek dokuma tezgâhlarına sahip değil. Fakat özellikle Türkiye’nin güneyinde bulunan Hatay ili ile batısındaki Ödemiş ilçesinde yoğun bir şekilde perdelik ve masa örtüsü başta olmak üzere ipekli dokumalar yapılmakta. EI emeğinin yoğun olarak kullanıldığı bu ürünler birçok lüks mağaza aracılığı ile gelir seviyesi yüksek alıcılara satılmakta. 2004 yılı itibariyle Türkiye’de sayıları 300’ün üzerindeki köyde bulunan yaklaşık 15 bin adet tezgâhta ipek halı dokumacılığı yapılmakta. İpek halı dokumacılığı yapılan aile işletmesi sayısı yaklaşık 20 bin olup, ipek çekim, büküm, boya vb. gibi diğer ilâve üretim faaliyetleri de dikkate alındığında halıcılık sektöründe çalışanların sayısı yüz binleri bulmaktadır.

Kaynak:

KOZABİRLİK, Millî Eğitim Bakanlığı Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü “Geleneksel El Sanatları Türkiye Profili Ön Araştırma Raporu”

YARIN: TERÖRE KARŞI İPEKTEN

DUVAR

Mustafa GÖKMEN / İstanbul

06.06.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Dizi Yazı

  (05.06.2008) - Osmanlı'dan günümüze tarihi miras "İPEK BÖCEKÇİLİĞİ" -1-

  (04.06.2008) - 'NUR MENZİLLERİ' GEZİ NOTLARI -1-

  (02.06.2008) - DEMİRKIRAT ve "YASLIADA" ARASINDA DEMOKRASİ -7-

  (31.05.2008) - DARAĞACINDA SALLANAN BİR DEMOKRASİNİN HKAYESİ -5-

  (30.05.2008) - DARAĞACINDA SALLANAN BİR DEMOKRASİNİN HKAYESİ -4-

  (29.05.2008) - Mürekkebinden bilgi yerine zehir akan Akis Dergisi DARAĞACINDA SALLANAN BİR DEMOKRASİNİ HİKAY

  (28.05.2008) - TUNUS NOTLARI

  (27.05.2008) - DARAĞACINDA SALLANAN BİR DEMOKRASİNİN HİKÂYESİ (1)

  (26.05.2008) - Satışa çıkarılan İlâçlama uçakları elde kaldı

  (25.05.2008) - BİTKİSEL YAĞ AÇIĞIMIZ ÇOK BÜYÜK

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf
© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır