"Gerçekten" haber verir 09 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

Katolik âleminin ‘dünya gençlik günü’ ve Papa Benedict

KATOLİK DÜNYASINDA İKİ SENEDE BİR YAPILAN GENÇLİK GÜNLERİ BU SENE PAPA 16. BENEDİCT'İN KATILIMIYLA AVUSTRALYA'NIN SYDNEY ŞEHRİNDE GERÇEKLEŞTİ VE BU TOPLANTIYA 500 BİN GENÇ İŞTİRAK ETTİ.

Katolik dünyasında, son zamanlarda iki senede bir yapılan ‘gençlik günlerinin’ ehemmiyeti Papa John Paul ile birlikte biraz daha değer kazanmıştı. En son güney Fransa’da katıldığı gençlik gününde çok önemli mesajlar vermişti. Yeni Asya gazetesi, o mesajları Türkiye’deki okuyuculara taşımıştı. John Paul’un çizgisinden pek ayrılmayan 16. Benedict de bu günleri bir vitrin olarak kullanmış, Katolik dünyasını heyecana getirecek mesajlar vermişti. Bundan bir önceki toplantıyı mukaddes addedilen Köln / Dom’un çevresinde organize eden Katolik Kilisesi bir milyon iki yüz bin genci Köln şehrinde dört gün boyunca misafir etmişti. Bu seneki gençlik gününün dünyanın diğer ucundaki Avustralya kıt’asında organize edilmiş olması, ayrıcalıklı bir durum arz etti. Dört gün boyunca dünyanın uzak köşelerinden Sydney’e akın eden beş yüz bin genci Avustralya’da toplamak, ilgililere göre başarılı bir netice idi.

Dünyada kıyasıya çatışan Hırıstiyanlık âlemi ile semavî dinler karşıtı cereyanların çatışmalarını küresel düzeyde seyretmek, biraz da bizi keyiflendiriyor.

Köln Katolik Gençlik Günü karşısında, Avrupa’da sıkışan küresel din karşıtı hareketler iki sene önce önemli bir varlık gösterememişlerdi. Fakat bu sene, 16. Benedict Avrupa’yı boş bırakınca dinsizlik cereyanları Dortmund şehrine yaklaşık bir milyon genci topladılar. ‘Aşk geçidi’ ismi altında düzenlenen günde, şehir pislikler içinde kalmış, cinsel istismar, alkol ve uyuşturucu öne çıkmıştı.

Köln Gençlik Günüyle bu tek günlük toplantı karşılaştırıldığında, ilginç mukayeseler ortaya çıkıyor. Dört gün boyunca Köln sokaklarında yürüyen, ilâhî okuyan ve kiliseleri dolaşan gençlerin çevreyi temiz tutmaları ve hiçbir gürültüye meydan vermemeleri, Kölnlüleri fevkalâde sevindirmişti.

Sydney’de toplanan gençlere, adaya uçmadan önce mesaj gönderen Papa, mesajında: “Dünyanın manevî bir ruha, imana ihtiyacı var. Gençleri buna çağırıyorum. Bir çok yerde dindar gençlik var. Açlık, fakirlik ve adaletsizlik içinde kıvranıyorlar, çözüm bekliyorlar. Dinsizler hazırcevapla hareket ediyorlar. Beşerî hırs insanlığı büyük bir tahribata sürüklüyor, bu istikamette pek önemli bir mesafe katedilemedi... Fakat biliyoruz ki kalpler ancak Rabbiyle mutmain olurlar, İnşaallah gençlerin kalpleri de Rabbiyle mutmain olacaktır.” 14 Haziran’da Roma’dan Avustralya’ya gönderilen bu mesajın üçüncü gününde, Sydney’in meşhur opera binasının önünde tam beş yüz bin genç toplanıyor, Papa’yı bekliyor. Dünyada, dinsizlik, kaos, sefalet ve anarşi dağıtan semavî din karşıtı cereyanları tedirgin edecek konuşmasını Papa burada yapıyor. Konuşmasından mealen anladığımız iktibaslar aşağıdadır:

Dünyamızı yaralayan vak’alar var:

lÇevreyi tahrip

lİsraf

lYanlış kullanılan hürriyet.

Doymak bilmeyen tüketimciliği tatmin için beşerde terakki var, istidatlar var, fakat bunların kullanılmasında yanlış sinyaller alıyoruz. Ortada iyiyi tahrip, bizi tedip ve yaradılış gayemizi yanlışa yönlendiren bir zehir var. Bunun örnekleri pek çok. Alkol ve uyuşturucu, şiddetin methedilmesi ve sevdirilmesi ve cinsel dejenerasyon. Çok ilginçtir ki; bunlar televizyon ve internette eğlence olarak sunulmaktadır. Size soruyorum: Şiddet ve cinsel istismar mağduru insanlarla karşı karşıya gelen ve bu resimleri seyreden insanlar ne cevap verecekler? Bazı mûsibetler de hürriyet ve toleransın hakikatten uzaklaştırılmasından kaynaklanıyor. Buna ise ‘mutlak hakikatin olmayacağı zannı’ sebep olmaktadır. İzafiyetçilik her şeyi ahlâkî kabul edebiliyor. Doğruyu değil, tecrübeyi esas alıyor. Halbuki tecrübeler doğru ve yanlış ayırt edilmeden ele alınsa, insanî prensiplerin zayıflamasına, izzet-i nefsin kaybolmasına ve çaresizliğe sebep olabilirler. Hayata tereddüt hakim değildir. Hayat, Allah’ın iradesinin neticesidir. Allah, hayata gayeler takmıştır. Hayat, sadece hadiseler ve tecrübeler, birikimler değildir. Bu birikimler faydalı olabilir, fakat hayat hakikat arayışıdır. Yani iyilikleri ve güzellikleri aramaktır. İşte hürriyet verilmiş ve kararlar bu doğrultuda verilmelidir. Mutlak hakikat, hasenat ve güzeldedir. Sizi, imkânlar pazarında sadece müşteri olarak görenler, sakın sizi aldatmasınlar... Okulda, üniversitede, işyerleri ve boş zamanlarında, yaratılmış olduğunuzu sakın unutmayınız...

Bir çok kişi iddia ediyor ki; Allah’ın kalpte olması iyidir, yeterlidir; fakat kamusal alanda hiç verilmemeli veya sadece birtakım pragmatik hedefler için Allah’a yer verilmeli. Bu tarz sekülerleştirici düşünce bakışı, Yaratıcıya atıfta bulunmadan hayatı açıklamaya çalışıyor. Kendisini tarafsız, hizipsiz ve herkese açık olarak tanıtıyor. Halbuki sekülerizmin diğer ideolojilerde olduğu gibi kendi bakış tarzını dayatıyor. Eğer Allah kamusal hayat için, sosyal hayat için ehemmiyetsiz kabul edilirse o zaman topluma (haşa) Allah’sız bir şekil verilir. Allah esasın dışında düşünüldüğünde, fıtrî düzenimiz ve ‘iyiyi ve kötüyü’ tanıma kabiliyetimiz zamanla kaybolur. Beşerî ‘deha’ kibirce sunulsa da bakıyorsunuz ki; ahmaklık, hırs ve egoizm onu yağmalamış. Ve git gide anlaşılıyor ki Allah’ın bu anlaşılması çok zor dünyasında tevazuya ihtiyaç var.

Peki sosyal çevremizdeki durum nasıl? Allah’ın insanı donattığı ahlâkî yapıdan yüz çevrildiğinin farkında mısınız? İnsanın varlığı ve hakları, suret-i Rahman üzere yaratıldığının neticesi olduğunun farkında mıyız? Bu haklardan taviz verilmemesinin gerektiğinin farkında mıyız? Bu sorular bizi düşündürmeli. Fakirler, yaşlılar, mülteciler ve hakkını alamayanların toplumumuzdaki durumları ne olacak? Bu kadar anne ve çocuk nasıl şiddete maruz kalabilir? Ana rahmi nasıl olur da şiddete mekân olabilir? Allah’ın yaratması bedi’ ve güzeldir. Şiddete karşı koyma, kalıcı terakki, adalet ve sulh ve çevreyi koruma insaniyet için hayatî ehemmiyet taşımaktadır. Fakat bütün bunlar, insanın, Allah’ın yarattığı gerçeği kabul edilmeden anlaşılmaz.

Dünya artık hırs, yağma, ihtilâller, yarım cevap ve yanlış vaadlerden bezmiştir. Kalb ve fikrimiz muhabbetin devam ettiği, nimetlerin kardeşçe paylaşıldığı, ittihadın oluştuğu, hakikî hürriyetin ve karşılıklı saygının hakim olduğu bir hayata susamıştır...

Dünyanın bam teline dokunan Papa’nın konuşmasının karşı dünyanın basınında yer almaması o cephedeki bozgunu az çok gösterir kanaatindeyiz. Bu gençlik günlerinde Papa’nın mutlaka programına aldığı önemli bir husus da ‘dinler arası diyalog toplantılarıdır’. Genellikle ikinci veya üçüncü günde toplanan diğer din temsilcilerinin katılımıyla yapılan bu toplantılardaki mesajlar da önemli. 18 Haziran’daki diyalog toplantısından iktibaslar:

Dinlar arası diyalog dünya barışı için elzemdir. Ortak doğrumuz ise hayatın gayesini keşfetmek ve bu gayeyi insan üstü bir varlığa bağlamaktır. Dünya dinleri, fedakârlık, irade terbiyesi ve itidal ile ancak dünya kaynaklarına yaklaşılabilinir. Dinler, gençlere yüksek idealler gösterdiğinden önemlidir. Zira bu sayede ahlâklı olurlar. Dinler, dikkatleri sürekli yaratılış mû’cizesine çevirmekte, zaaf ve aczimizi hatırlatmakta ve son ümidin fani dünyaya bağlanmasının yanlış olduğunu göstermektedir. Dinlerin barışa vesile olacağı bir gerçektir. Dinler barışı hediye etmekte ve daha önemlisi, insanın fikrini hakikate doğru uyandırmakta ve ahlâka yöneltmektedir.

Yine 16. Benedict, 18 Haziran günü Sydney’de bir başka gençlik grubunu kabul ederken mesajlarda bulunuyor:

lAlkol, uyuşturucu ve suç işlemekten uzak durun.

lSize sunulan yanlış ilâhlar ancak çok kısa sizin olabilir. Hakikatte ise sizi hayata değil ölüme götürür.

lMal, aşk ve kuvveti ilâhlaştırmaktan çekinin.

l’Dolu yaşamak’ demek, hayatta kalmak, büyümek, yeşermek ve başka hayatların da oluşmasına sebep olmak demektir.

lAllah sadece kendisine ibadeti Musa’dan (as) istemedi. Zannetmeyiniz ki; zamanınızda Allah’dan başka ilâhlara tapılmıyor. İnsanlar farkına varmadan yanlış ilâhlara tapıyorlar. Mal, şehvet ve kuvvet...

lMalın kendisi iyidir. Fakat paylaşmaya hırs girdiğinde, ilâh edinildiğinde hayat değil ölüm getirir.

lKuvvet de iyidir. Kuvvet kendisi gaye haline geldiğinde hayat değil ölüm getirir.

lAşk kendisi güzeldir. Fakat o da ilâhlaştırıldı. Başkalarını tatmin haline getirildiğinde hayat değil ölüm getirir.

Biz muhabbet için programlanmışız. Allah bunun için bizi vazifelendirmiş. Elbette bu asrın aşkını kastetmiyorum, gerçek muhabbeti kastediyorum. O da Allah’ı, bütün fikriyat ve kuvvetiyle sevmektir. Ve kardeşini sair insanların kendisini sevdiği kadar sevmektir.

Avustralya, Hırıstiyanlığı dalgalandıran Papa’nın 20 Haziran günü kapanış gününde yaptığı konuşmadan da bir kaç cümle aktarmak istiyoruz:

lNemelâzımcılığı, fikri tembelliği ve göreneği yani körü körüne zamana uymayı kırmamız lâzım. Ancak o zaman hayalimiz ateşlenir ve arzularımız tahakkuk eder.

lGelecek nesillere neyi emanet bırakacaksınız? Hayatınızı sağlam temellere mi bina edeceksiniz? Yoksa Allah’ı unutmak isteyen, hatta O’nu yanlış anlaşılmış hürriyet adına reddeden bir dünyada mı hayat sürdüreceksiniz? İstidatlarınızı nasıl kullanacaksınız? Sizden sonrakilere ne bırakacaksınız? Sizin başkalarından farkınız ne olacak?

lGaye-i hayal istikbale yöneliktir. Onun için Hıristiyanlar hayatın esas alındığı, sevildiği ve reddedilmediği bir dünyanın bina edilmesine katkıda bulunmakla mükelleftirler. Dünyanın bu tecdide ihtiyacı var. İnsanlığın gayesi muhabbettir. Kilisenin de tecdide ihtiyacı var. Gençliğin idealizm ve imana ihtiyacı var...

Evet, dünya siyasetçilerinin ve bilhassa hâlâ sömürü ve kaos peşinde koşan Avrupalı siyasetçilerin bu mesajlara şiddetle muhtaç oldukları bir vakıa... Dünyanın barışa fevkalâde muhtaç olduğu, Allah’a imanın kamusal alanlardan silinmeye çalışıldığı şu zamanlarda, Papa’nın sözlerini tasdik etmemek elbette ki mümkün değildir.

YENİ ASYA / KÖLN - SYDNEY

09.08.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Başlıklar

  Kafkaslarda savaş rüzgârı

  IRAK’TA İŞGAL 2010’DA BİTECEK

  Ahmedinejad’ın ziyareti İsrail’i üzdü

  Moritanya’ya demokrasiye dönüş çağrısı

  ABD’nin, Afganistan’da kayıpları artıyor

  BM, Irak’taki görev süresini uzattı

  Türkiye’deki Doğu Türkistanlılar’dan Çin’e tepki

  Çek Cumhuriyeti’nde tren faciası

  Katolik âleminin ‘dünya gençlik günü’ ve Papa Benedict

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır