"Gerçekten" haber verir 19 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Kavganın özünde AB meselesi var

Ergenekon meselesi, hukuki davası çok önemli; ben kendi adıma adil ve etkin işleyecek bir yargı sürecinin son yılların hatta onyılların (Uğur Mumcu cinayeti, 1 Mayıs 1977, Danıştay cinayeti vs.) çok önemli pis konularını temizleyeceği kanısındayım ve umutla bekliyorum. Konuya ilişkin basında çok önemli haberler yayınlanıyor, bizim gazeteden Şamil Tayyar iki kitap yayınladı, bir türlü genel kurula indirilmeyen TBMM eski komisyon raporları özünde aynı konuyu araştırıyor vs..

Çevremizde Ergenekon meselesine ilişkin bir kısmı doğru da olmayabilecek ama kısm-ı azamının gerçekleri bir biçimde yansıttığını düşündüğüm bir haber bombardımanı da mevcut.

Gazeteci arkadaşlar da çok haklı ve doğru nedenlerden bu haber akışını izliyorlar, daha ileriye taşımaya gayret ediyorlar, olayları anlamaya ve bir kez daha üzerinin kapatılmasına engel olmaya çalışıyorlar; bu çabalar gerçekten çok saygıya değer ve daha güzel bir Türkiye’nin kurulmasında yardımcı olacaklar. Başka bir gazeteci grubu da bu işler sanki hiç olmamışcasına davranıyorlar, çuvala sığmayan mızrakları da gizlemeye çalışıyorlar; gazeteci mesleği tarihi bu arkadaşlar için çok önemli bir yargıya varacak, aslında şimdiden vardı bile.

Üniversite öğretim üyeliği ile köşe yazarlığı meselesini beraber götürmek isteyen arkadaşlar da bu sürecin içinde ama bizlerin Ergenekon meselesine yaklaşımımızın kökten gazeteci arkadaşlara oranla biraz daha farklı olması gerektiğini düşünüyorum.

Ortaya çıkan ve gerçekten ürpertici haber ve ipuçlarını değerlendirerek ama bunların da şehvetine kapılmadan bizlerin Ergenekon meselesini biraz daha teorik bir çatıya oturtmak, olan biteni daha genel bir siyasi ve ekonomik çerçeveden izlemek gibi bir görevimiz ve işlevimiz olduğunu da düşünüyorum. Bu Ergenekon meselesinin ileride çok kapsamlı üniversite tezlerine de konu olacağını şimdiden görüyorum.

* * *

Türkiye’de son yılarda ivmesi daha da artan büyük bir mücadele yaşanıyor; olan biteni, yüksek yargıdan orduya kadar tüm kesimlerin bir biçimde müdahil olduğu bu süreci iyi okumak şart.

İçinde bulunduğumuz çağda yaşayanlar bir açıdan şanslı insanlar zira dünyanın büyük bir dönüşümüre şahit oluyorlar, sanayi sonrası topluma geçişin sancılarını yaşıyorlar; bu dönüşümlerin herkese eşit ve iyi yansıdığı doğal olarak doğru değil ama sürecin kaçınılmaz (biraz daha teknik bir tabirle tersinmez) olduğu kuşkusuz ve sürecin de temel belirleyicisi teknolojik devrimler.

Türkiye bu sürecin tam da göbeğinde ve üstelik AB projesi nedeniyle bizim yaşadığımız siyasi ve ekonomik dönüşüm sancıları belki başka ülkelerden de daha güçlü; yönü ve yönünün neler getirip götürdüğü konusunda rivayet muhtelif ama küreselleşme süreci ve üzerine gelen AB tam üyelik perspektifi ülke içinde çok önemli değişiklikler yaratıyor, birileri bu süreçten kazanıyor, birileri de kaybediyor, pozisyonlar, gelir akımları ve servet stokları dönüşüme uğruyorlar. Kazanılan ve kaybedilenler illa ki de sadece doğrudan parasal olmayabiliyor, mevki rantlarının el değiştirmesi büyük sancılar yaratıyor. Türkiye’de yaşanan sancıları laiklik, türban meseleleri üzerinden okumanın çok büyük hata olduğunu uzun süredir yazıyorum; kavganın en temelinde açık toplum-kapalı toplum kavgası yatıyor ve kapalı toplumdan açık topluma geçişin, mesela AB müzakere sürecinin getirdikleri, daha doğrusu birilerinden götürdükleri yaşanan sürecin sertliğini çok daha iyi açıklıyor.

Darbe günlüklerinden öğrendiğimiz kadarıyla darbe ihtimalinin tavan yaptığı senelerin 2003 ve 2004 olması tesadüf pek değil; bu seneler Türkiye’nin AB konusunda dev adımlar attığı seneler ve bu adımların birilerini nasıl rahatsız ettiğini, açık toplumdan vampirlerin ışıktan rahatsız oldukları gibi rahatsız olduklarını iyi görüyoruz.

Kavga çok geniş kapsamlı bir siyasi, ekonomik kavga ve özünde AB meselesi var.

CHP, MHP gibi partiler, örgütler kapalı toplum kavgası veren legal, meşru siyasi örgütler.

Kapalı toplumcu zihniyet yüksek yargıdan, silahlı kuvvetlere kadar bir ölçüde egemen.

Ergenekon ise aynı kavganın eli silahlı, illegal, isterseniz yeraltı örgütü. Mesele bana bu kadar net gözüküyor ama aklımda iki soru var.

Koskoca CHP’nin Başkanı’nın bu adamların avukatlığını üstlenmesini başka nasıl açıklarız?

AB süreci mutlu sona yaklaştıkça bu vampirler daha da azacaklar; AKP’nin AB konusundaki çekingenliği de acaba bu noktadan mı kaynaklanıyor?

Star, 18.8.2008

Eser Karakaş

19.08.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Başlıklar

  Bush’un, Rusya çıkışı dünyayı güldürdü

  Kavganın özünde AB meselesi var

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır