"Gerçekten" haber verir 31 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Silâhlı Kuvvetlerde Başbuğ dönemi

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde komuta değişikliğinin devamlılığı etkilemeyeceği hep söylenir. Bu büyük ölçüde doğrudur. Ama her komutan değişikliği, TSK’nın yapısının bir parça daha değişmesi demektir; işin doğrusu ve doğası da budur.

Örneğin Torumtay’’dan Karadayı’ya, Karaday’ıdan, Kıvrıkoğlu’na, Kıvrıkoğlu’dan Özkök’e, Özkek’den Büyükanıt’a köklü değişiklikler olduğu söylenemez. Ama Torumtay’ın 1987’de devraldığı ordu yönetimiyle Büyükanıt’ın 2008’de, iki gün önce devrettiği ordu yönetiminin aynı olduğunu söylemek de mümkün değildir. Aradan geçen yirmi küsur yılda TSK, yalnızca silah ve techizat yönünden değil, eğitim, anlayış ve dünyaya ve siyasetle ilişkisine bakış yönünden de değişime uğramıştır.

İki gün önce, 28 Ağustos’ta görevini Orgeneral İlker Başbuğ’a devretmeden önce yaptığı konuşmada Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın şu sözleri çok şey anlatıyor: “Akıntıya karşı durma şansımız olmadığına göre, ileriye gitmenin akılcı şartlarını bulma konusundaki çalışmaların teşvikçisi ve destekçisi olmak için gayret ettim. Biçimlerin içine sıkışıp kalmak yerine Atatürkçü Düşünce Sisteminin özünde yer alan İnkılapçılık ilkesinin itici güc ile geleceğe emin adımlarla ilerlemek için uğraştım”.

Bu iki cümlede bir kaç kilit ifade var, ama en önemlisi ‘Akıntıya karşı durma şansımız olmadığına göre’ ifadesidir. AB Ulusal Programının asker içinde 2000 yazında yaşanan ateşli tartışmalar ardından MGK ve hükümet aşamalarından geçip 2001 baharında Meclis tarafından kabulü; 2002 yazında MGK’da yapılan ifade özgürlüğü ve ceza yasası tartışmalarının 2003-2004’de AK Parti döneminde yapılan reformlarına zemin oluşturması; 2005 yılında MGK Genel sekreterliği’nin sivil ellere devredilmesi bu çerçevededir.

Keza 2002-2004 döneminde asker içinden çıkan siyasete ağır müdahale girişimlerinin komuta kadamesinde kabul görmeyerek tasfiye edilmesi; ya da Büyükanıt döneminde Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale eden 27 Nisan açıklamasına 28 Nisan’daki hükümetin cevabı ardından işin üzerine gidilmemesi de bu çerçevededir.

(...)

Başbuğ’un görevi devralırken yaptığı ve ‘sert bir başlangıç’ olarak değerlendirilen konuşmasında da hem aynı ruhun devam ettiği, hem de değişimin işaretlerinin verildiği görülebiliyor.

Bu konu, üzerinde daha çok durulmayı hak ediyor elbette. Ancak şöyle bir başlangıç yapılabilir: AK Parti’nin Anayasa Mahkemesi’nce laikliğe karşı eylemlerin odağı olmaktan 1’e karşı 10 oyla suçlu bulunması, ancak kapatılmaması, onu bundan sonra özellikle Anayasa’daki laiklik ilkesiyle bağlantılı adımlarında sınırlamıştır. Başbuğ’un çok özel vurgularla yaptığı konuşmaya göreyse, laiklik ilkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni oluşturan tüm değerlerin temel taşıdır’ ve muhtemel bir Anayasa değişikliğinde değiştirilmemesi iyi olacak maddeler dahi sayılmıştır.

Başbuğ’un, kapatılma direğinden dönen AK Parti hükümetine böylesine net ifadelerle olmasa da laiklik vurgusuyla konuşması belki sürpriz sayılmaz. Ancak konuşmadaki gerçek sürpriz ABD ile terörle mücadele işbirliğinin “mükemmel” ifadesiyle övülmesi ve bu “işbirliğinin korunması” talebinin dile getirilmesidir. Şimdiye dek hiç bir Genelkurmay Başkanı, ABD ile ilişkileri bu sözle tanımlamamış ve korunması için bu çağrıda bulunmamıştır. Bunu önemli bir gelişme, önümüzdeki dönemde bölgemizde ABD önemli işbirliği alanlarının işaretçisi sayılacak bir gelişme olarak bir kenara yazmakta fayda var.

Keza Başbuğ, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin sahip olacağı’ güvenlik stratejisinin dayanacağı dört unsuru sayarken, ulusal birlik, toprak bütünlüğü ve Kıbrıs’ın ardından BM ve NATO şemsiyesi altında uluslararası terörle mücadele anlayışıyla barışı koruma görevlerine hazır olmayı saymıştır.

Büyükanıt’ın ABD’den Afganistan’daki NATO gücüne asker talepleri üzerine, kendi terörle mücadelemize destek alamıyorken Afganistan’da terörle mücadele için gönderecek askerimiz olmadığını söylemesi hatırlarda. Şimdi Irak’taki PKK ile mücadelede ABD ile mükemmel işbirliği içinde olunduğu en yüksek güvenlik yetkilisince, törene davetli gelen NATO komutanının mevcuydiyetinde söylendiğine göre, bu çizgide bir değişiklik sürpriz olmaz.

Başbuğ ile ordunun daha aktif olacağı yeni bir döneme girdiği söylenebilir.

Radikal, 30.8.2008

Murat Yetkin

31.08.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Başlıklar

  Bir 30 Ağustos’ta daha sivil ve askerî otorite!

  Müsbet değişimin sancıları

  Silâhlı Kuvvetlerde Başbuğ dönemi

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır