21 Haziran 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Abdil YILDIRIM

Sorsa bilirdi


A+ | A-

Atalarımız, “bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp” demişler. Öğrenmenin ise başlıca yolları, okumak, dinlemek ve sormaktır. Sorgulamak ve sormak, belki de en önemli öğrenme yöntemidir. İnsan okurken de, dinlerken de, devamlı sormak ihtiyacı hisseder. Kafasındaki engelleri sual merdiveni ile aşar. İnsan aynı zamanda çok meraklı bir varlıktır. Her şeyi merak eder. Merakını gidermek için sorular sorar, cevaplar arar. Aldığı her doğru cevap, hem bir merakını giderir, hem de yeni bir şey öğrenmesine vesile olur.

Bilirsiniz, küçük çocuklar çok meraklı olurlar. Çünkü onların çok şey öğrenmeye ihtiyaçları vardır. Onun için konuşmaya yeni başlayan bir çocuk, durmadan sorular sorar. “Bunun adı ne? Bu niye böyle? Şu neden şöyle?” gibi suallerle büyüklerini soru yağmuruna tutarlar. Çevrede gördüklerini tanımaya ve öğrenmeye çalışırlar. Çocukların sualleri tamamen fıtrî ve öğrenme amaçlıdır.

Aslında büyüklerin de en az çocuklar kadar öğrenmeye ihtiyaçları vardır. İnsan bilgi sahibi oldukça, bilmediği ne çok şey olduğunu daha iyi anlar. İmam-ı A’zâm Hazretlerine, “Ne çok şey biliyorsunuz?” dediklerinde, şu cevabı verir: “Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım, başım göğe ererdi.”

İmam-ı Azam’ın talebelerinden olan İmam-ı Ebu Yusuf, Abbasi Halifesi Harun Reşit tarafından Kadıu’l-Kudat (kadılar kadısı, başkadı) olarak tayin edilir. Bir gün Ebu Yusuf’a bir suâl sorarlar. “Bilmiyorum” cevabını verir. “Bilmiyorsun da devlet hazinesinden bu kadar maaşı niye alıyorsun?” dediklerinde şu cevabı verir: “Ben bu maaşı bildiklerimin karşılığı olarak alıyorum. Bilmediklerimin karşılığında maaş alacak olsaydım, devletin hazinesi buna yetmezdi.”

İnsan öğrenmeye bu kadar muhtaç ve bilgi de insan için bu kadar önemli olduğuna göre, bilgi hazinesinin anahtarını elde etmek insanın en büyük vazifelerinden birisi olmalıdır. Bu hazinenin anahtarı ise, suâl sormaktır. Bilgiye ulaşmak için sormanın ne kadar önemli olduğunu, “Bostan ve Gülistan” yazarı Sadi-i Şirazî, şu güzel beyiti ile dile getiriyor: “Sormaz ki bilsin sorsa bilirdi, bilmez ki sorsun bilse sorardı.” Demek ki sormayan öğrenemez, soru sormanın önemini bilmeyen de sorma ihtiyacı duymaz.

Suâl, bilgi kapılarını açan bir anahtardır. Ama, her anahtar her kapıyı açmaz. Doğru anahtarı doğru kilitlere takmak gerekir. Yani suâl sorarken, amacı doğru tesbit etmeli, muhatabı, doğru seçmeli, suâli doğru kişiye sormalı ki, doğru cevap alınabilsin.

Sual sormak, rahmetin celbine de bir vesiledir. Hazret-i Ali (ra) Resul-ü Ekrem Aleyhisselatü Vesselâm’ın şöyle buyurduklarını rivayet etmiştir: “İlim hazineler şeklindedir, anahtarı ise suâl sormaktır. Sual sorun ki Allah size merhamet etsin. Çünkü suâl sormakla dört kişi mükâfat alır. Soran, cevap veren, dinleyen ve bunları seven”. (Ebu Nuaym’ın Hilye’sinden)

Sual sormak aynı zamanda bir san'attır. Asgarî bir bilgi, zekâ ve kültür gerektirir. Tamamen cahil bir insan, soru sormasını bile beceremez. Bir de neyi bilmediğini bilmeyenler ne soracaklarını da bilemezler. İnsan eksiğini bilmeli, bilmediğinin farkında olmalı ki, öğrenmek için bir bilene sorabilsin. Bir de bildiği halde soranlar vardır ki, bunlar da iki kısımdır. Bir kısmı bildiğini teyit etmek için iyi niyetle sorar, bir kısmı ise karşısındakini imtihan edercesine sorular yöneltir. Böyleleri soru sormak adabından mahrum olanlardır.

Bilgiye ulaşmadaki en büyük engellerden birisi, sual sormaktan korkmaktır. Onun için suâl sormak, medenî cesaretin bir ölçüsü sayılır. Medenî cesaret ve azamî nezaketle sorulan sorular, soranı bilgi sahibi yapar. Ona ilmin kapılarını açar.

Bir de insanın kendi kendine sorması ve akıl feneri ile cevap araması gereken suâller vardır ki, Bediüzzaman Hazretleri bunlara “müthiş suâller” diyor. Bunlar, “Necisin, nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun” şeklindeki suâllerdir. Bu suallerin cevabı, kâinatın tılsımını açar, insana kim olduğunu, bu dünyaya niçin geldiğini ve bundan sonra nereye gideceğini öğretir. Zaten insanın da merakını tahrik eden, aklını meşgul eden en mühim meseleler bunlar değil midir? Bu suallerin doğru cevabını bulan kişi, Marifetullaha ermiştir. Böylece en önemli bilgileri elde etmiş, en büyük ilim hazinesinin kapısını açmıştır.

21.06.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (01.06.2010) - Dünya doyumluk değil tadımlıktır

  (21.05.2010) - Akıbetini unutanlar

  (11.05.2010) - Hizmetteki lezzet

  (05.03.2010) - Bir lisan bir insan ise

  (04.02.2010) - Hırs yemler, rehavet demler, korkaklık gemler

  (08.12.2009) - İnsanın kalbi karnından geniş olmalı

  (27.11.2009) - Kesilecek çok kurbanlarımız var

  (18.11.2009) - Kardeşlerimizin meziyetleri ile iftihar ediyor muyuz?

  (03.11.2009) - Cumhuriyet fazilet ise...

  (02.11.2009) - Emekli, rahmetli (mi?)


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.