Güncel |
Demokrasi gelmeden refah olmaz |
![]() Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı Ümit Boyner, demokrasi standardı yükselmedikçe refah standardının yükselemeyeceğini belirterek, ‘’Önümüzde seçimler için 6 ayımız var. Ancak, Türkiye’nin üç böleni olarak nitelediğimiz ‘din ve vicdan özgürlüğü’, ‘kimlik sorunu’ ve ‘kuvvetler ayrılığı’nı üç birleştiren haline getirmeye yönelik adımların atılması için de kaybedecek zamanımız yok” dedi. DEMOKRATİK ADIMLAR CESARET İSTER TÜRKONFED tarafından Diyarbakır’da düzenlenen “14. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi’’nde konuşan TÜSİAD Başkanı Boyner “Bu bölgede huzur olmadan Türkiye huzurlu olmayacaktır. Demokratik adımlar cesaret gerektirir. Burada herkese görev düşüyor. Cesur kişiler zaman zaman bizi uyardı. Onları cezalandırdık. 19 yıl önce bir başbakan ‘Kürt realitesini tanıyoruz’ demişti. Arkası gelmedi” diye konuştu. Refah, demokrasiyle gelir Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, demokrasi standardı yükselmedikçe refah standardının yükselemeyeceğini belirtti. Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonunun (TÜRKONFED) Diyarbakır Organize Sanayi İşadamları Derneği (DOSİAD) ev sahipliğinde düzenlediği ‘’14. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi’’nin açılışında konuşan Boyner, Türkçe ve Kürtçe olarak ‘’Barış için, kardeşlik için, eşitlik için hepinize merhaba. Diyarbakır bizim de evimizdir’’ diyerek başladı. Boyner, yatırım ortamı için altyapı dediklerini, insan kaynağına yatırım dediklerini ama en önemli ihtiyaç olan demokrasi açığını da unutamayacaklarını dile getirerek, ‘’Demokrasi açığının olduğu ortamda huzur ve barışın sürekli olmasını bekleyemeyiz’’ dedi. Diyarbakır’da KOBİ’lerin, ekonomik gelişim ve bölgesel farklılıkların giderilmesinin yanında bu konuyu da etraflıca ele almak istediğini ifade eden Boyner, şöyle devam etti: ‘’Çünkü burada koca bir sorunun, Türkiye’nin en yakıcı sorununun merkezindeyiz. Demokrasi açığını kapatmadıkça, toplumsal barışı sağlamadıkça enerjimizi, kaynaklarımızı 21. yüzyılın ekonomik, siyasal ve sosyal anlamda gelişmiş bir toplumu olmak için harcayamayız. Demokrasi standardı yükselmedikçe refah standardı yükselemez. Önümüzde seçimler için 6 ayımız var. Ancak, Türkiye’nin üç böleni olarak nitelediğimiz ‘din ve vicdan özgürlüğü’, ‘kimlik sorunu’ ve ‘kuvvetler ayrılığı’nı üç birleştiren haline getirmek için gerekli adımların atılması için de kaybedecek zamanımız yok. Bu bağlamda, seçimlere kadar olan süreyi, bu yeni dönemi karşılayacak atmosferi oluşturma amacıyla çok iyi kullanmamız gerekiyor. Siyasilerimizin de bu gerçeğin bilincinde olduklarını ummak istiyoruz. Devlet ve kimlik ilişkisi yeni anayasa çerçevesinde mutabakata varılarak çözülmesi gereken önemli bir demokratikleşme eksenidir. Devlet-kimlik meselesinde de Türkiye’nin en önemli konusunu elbette Kürt meselesi olarak görüyoruz.’’
DEMOKRATİK ADIMLAR CESARET İSTER Türkiye’de bölgeler arasında fark olduğunu anlatan Boyner, “TÜSİAD olarak, bütün unsurlarıyla yerinden yönetim ilkeleri gündemimizin önünde. Yerelin güçlendirilmesi konusunda merkezi yönden girişimler başlamışsa da yerel düzeyde istenilen seviyeye ulaşamadı. Bu bölgede huzur olmadan Türkiye huzurlu olmayacaktır. Demokratik adımlar cesaret gerektirir. Burada herkese görev düşüyor. Belki biraz daha cesaret. Silâhı gömdüğümüz, mayınlı günleri geride bıraktığımız günleri ümit edebiliriz. Artık gençlerin birbirini öldürmesine, şehit olmasına, hiçbir evlâdın dağ başında duasız namazsız gömülmesine artık tahammülümüz yok. Geçmiş 70 yılda Kürt meselesine Kürt meselesi dememek için büyük gayret sarf ettik. Şunca kahır çektik, 100 milyar dolar harcadıktan sonra meselenin ismini koyar noktaya geldik. Cesur kişiler zaman zaman bizi uyardı. Onları cezalandırdık. Kimini ölümle kimini cezaeviyle, kimini de sürgünle. Bu arada haram parayla servet edinildi. Olan, bağrı yanık kişilere ve hayatı kaydırılan nesillere oldu. Bundan sora gerçek gündemimizi görmeden edemeyiz. 19 yıl önce başbakan Kürt realitesini tanıyoruz demişti. Biran önce ortak kaderi el birliğiyle düzeltmeye çalışmalıyız.”
“DEMOKRATİK AÇILIM SEÇİME KURBAN EDİLMESİN”
Türkonfed Başkanı Celal Beysel de demokratikleşme süreci içerisinde olunan bir dönemde zirvenin Diyarbakır’da yapılmasının demokratikleşme süreci açısından çok önemli olduğunu kaydetti. Beysel şunları söyledi: ‘’Zirvenin demokratikleşme açısından önemine baktığımız zaman belki ekonomi biraz ikinci planda kalıyor diyebilirim. Seçim süreci yaklaşıyor. Son yıllarda ekonomi artık seçime kurban edilmiyor. Bunun altını çizmek gerekiyor. Yiğidin hakkını yiğide vermek gerek. Gerçekten seçim ortamında eskiden olduğu gibi ekonomi seçime kurban edilmiyor. Ama bu günlerde benim korkum demokratik açılım seçime kurban edilir mi? Bu korkum inşallah gerçekleşmez. Bunda tereddütlerim var. Bu adımların seçim ortamına kurban edilmemesi gerekir.’’ Beysel, bölgede önce güven ortamının tesis edilmesi gerektiğini, bu gerçekleştiği zaman yatırımcının bölgeye geleceğini, bölgeye yatırım yapmak isteyeceğini söyledi. |
18.12.2010 |