Güncel |
DOKTOR HASTANIN AYAĞINA GİDİYOR |
KAYSERİ’DE yatalak veya sağlık kuruluşlarına gidemeyecek kadar hasta olanlar için “Evde Sağlık Hizmetleri Koordinasyon Merkezi” kuruldu. Hastanın ayağına gidecek olan doktor, tedavi hizmetlerini evde yapacak. Kayseri İl Sağlık Müdürü Kadir Çetinkara, yaptığı açıklamada, Sağlık Bakanlığı’nca sunulan “Evde Sağlık Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları” hakkında yönergenin 4. maddesine istinaden Evde Sağlık Hizmetleri Koordinasyon Merkezi’ni kurduklarını söyledi. Birimin 17 Aralık itibariyle hizmetimiz verimeye başladığını kaydeden Çetinkara, ekipte 2 doktor, hemşire, tıbbî teknolog, diyetisyen ve şoförün yer aldığını kaydetti. Koordinasyon merkezinin nasıl çalıştığı yönünde de bilgiler aktaran Çetinkara, şunları söyledi: “Telefon ile doğrudan yapılan başvuruların karşılandığı ve kayda alındığı, evde sağlık hizmetinin hangi seviyede verileceğini belirleyen ve buna göre yönlendirilmesini yapan evde sağlık birimleri arasındaki organizasyon ve koordinasyonu sağlayan ve aynı zamanda hastalar ile ilgili diğer kuruluşlara yönlendiren merkezdir.” Dr. Kadir Çetinkara, evde sağlık hizmetinde hangi hastalara hizmet verileceğinin ise belirlendiğini anlattı. Buna göre, Evde Sağlık Hizmetleri, yatağa bağımlı, özürlü, hastanede uzun süre tedavi görmüş ve tedavisinin devamının evde sürdürülmesi gereken vatandaşlara, ihtiyaçları olanlara verilecek. Ayrıca hastanın yara pansumanlarının ve gerekli tetkiklerinin yapılması sürekli kullanılan ilâçların ve tıbbî malzeme heyet raporlarının yenilenmesi ‘Evde Bakım Hizmetleri’ tarafından yapılacak.Hasta veya hasta yakınları 444 38 33 numaralı telefondan başvurmaları durumunda bu hizmeti alacak. Hizmet, hafta içi mesai saatleri olan 08.00 ile 17.00 arasında ücretsiz olarak verilecek. |
19.12.2010 |
Uyuşturucuya karşı 10 bin aileyi ziyaret ettiler |
ESKİŞEHİR’DE, yönetim kurulu üyelerinin çoğu avukatlardan oluşan Uyuşturucuyla Mücadele Derneği (UYUM), 5 yılda 10 bin haneyi ziyaret ederek aile-çocuk ilişkisinin önemini anlattı, uyuşturucuyla mücadele konusunda bilgi verdi. UYUM Başkanı Avukat Kadir Gözcü, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de uyuşturucu kullanma yaşının düştüğünü belirterek, amaçlarının uyuşturucuyla mücadelede aile-çocuk ilişkisinin önemini vurgulamak olduğunu kaydetti. Türkiye’de uyuşturucuyla mücadelede sivil toplum kuruluşlarından yeterli desteği göremediklerini anlatan Gözcü, şöyle konuştu: ‘’Uyuşturucu bağımlılığı bütün ülkeler için tehlike arz etmektedir. Bu durumda uyuşturucuyla mücadele etmek gerekiyor. Devlet birimleri bununla ilgili birtakım çalışmalar yapıyor. Bizim amacımız, ailelerin bu çalışmalarda yer almasıdır. Derneğimiz uyuşturucu ile mücadele anlamında Türkiye’de tek. Hedef kitlesi özellikle ilköğretim okulu çağındaki çocuklar olduğu için çalışmalarımıza ailelerden başladık. 5 yıldan 10 bin haneyi ziyaret ettik. Zaman hedefi olmaksızın 65 bin aileye ulaşmayı planlıyoruz. Ailelerin bilinçlendirilmesi gerekiyor. Dernek olarak daha çok çocuk-aile ilişkilerinin iyileştirilmesi konusunda çalışmalar yapıyoruz. Gözlemlerimize göre, bu ilişkiler iyi olduğu sürece çocuğun uyuşturucu alışkanlığı da olmuyor.’’
UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞINDA PARÇALANMIŞ AİLE FAKTÖRÜ
GÖZCÜ, uyuşturucu bağımlısı insanlarla direk mücadele etmediklerini, daha çok aileleri bu konuda bilinçlendirdiklerini belirterek, “Ergenlik dönemi çocuk için çok önemli. Çocuğu iyi anlamak ve ona iyi yaklaşmak gerekiyor. Çocuğun uyuşturucuya itilmesinde en önemli etken parçalanmış ailelerdir. Aile, çocuğuna zaman ayırmalı onu çok dikkatli dinlemelidir. Çocuğun önemsenmesi gerekiyor, çocuğa ailesi sahip çıkmadığında maalesef başkaları sahip çıkıyor’’ dedi. |
19.12.2010 |
İstanbul’da taksiler zamlandı |
İSTANBULLU taksiciler, aldıkları yüzde 11,83 oranındaki zamma ilişkin taksimetrelerini ayarlattı. Yetkili merkezler önünde uzun kuyruklar oluşturan taksiciler, kilometre başına 1,40 TL’den 1,60 TL’ye yükselen yeni tarifeyi taksimetrelerine uygulattı. Uzun süre kuyrukta beklemekten yakınan taksiciler, akaryakıt fiyatlarının çok fazla olduğunu, taksimetre ücretlerine yapılan zammın ise yetersiz olduğunu savundu. Taksimetrelerini ayarlatmak için 60 TL ödediklerini söyleyen şoförler, taksilere yönelik akaryakıt satışlarında ayrı bir statü belirlenmesini istedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezince 4 Kasım 2010 tarihinde alınan zam kararı, Başkan Kadir Topbaş tarafından 14 Aralıkta onaylandı. Buna göre, İstanbul’daki 17 bin 395 taksideki kilometre başı ücret 1,40 TL’den 1,60 TL’ye çıkarken, 2,50 TL’lik taksimetre açılış ücreti ile 0,25 TL’lik bekleme ücretinde bir değişiklik olmadı. |
19.12.2010 |
Mübadele Müzesi 20 Aralık’ta Çatalca’da ziyarete açılacak |
TÜRKİYE’NİN ilk mübadele müzesi olarak oluşturulan ‘’Avrupa Kültür Başkenti Mübadele Müzesi’’, 20 Aralık’ta ziyarete açılacak. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Kültürel Miras ve Müzeler Direktörlüğü’nün katkılarıyla gerçekleştirilen müze, Lozan Barış Antlaşması ile Yunanistan’daki Müslüman Türk nüfus ve Anadolu’da yaşayan Rum Ortodoks nüfus arasında yapılması kararlaştırılan mübadeleyi, mübadillerin özel eşyası ve fotoğrafları gibi çeşitli materyallerle anlatacak. Lozan Mübadilleri Vakfı ve Çatalca Belediyesi öncülüğünde kurulan müzeyle Yunanistan’dan Türkiye’ye göç eden Türkler’in, göçten önceki ve sonraki hayat biçimlerinin şimdiki kuşaklara tanıtılması amaçlanıyor. Müzede yer alan materyaller, mübadil ailelerin, aile büyüklerinin fotoğraflarını, giysilerini, mutfak gereçlerini, mektuplarını, yazılı belgelerini, ev eşyalarını ve her türlü anıyı müze koleksiyonuna bağışlamalarıyla toplandı. |
19.12.2010 |
Alışveriş merkezinde yangın |
KADIKÖY’DE bir alışveriş merkezinde elektrik kontağından çıktığı sanılan yangın itfaiye ekiplerince söndürüldü. Kozyatağı’ndaki Carrefour alışveriş merkezinde çıkan yangına Kadıköy, Ümraniye, Maltepe ve Şişli itfaiye ekipleri müdahale etti. Ekipler, alışveriş merkezinin 2 numaralı kapısının çatısında yükselen alevleri merdivenli araç yardımıyla söndürdü. Alışveriş merkezinin kapalı olduğu saatte çıkan yangının söndürülmesinin ardından soğutma çalışması yapıldı. Yangının, elektrik kontağından kaynaklandığının tahmin edildiği, kesin çıkış sebebinin yapılacak araştırmadan sonra belli olacağı bildirildi. |
19.12.2010 |
Şanla, şöhretle ilgim yok |
Genç yaşına rağmen İslam dünyasının en ünlü 500 kişisi arasında gösterilen Azeri asıllı İngiliz şarkıcı Sami Yusuf, üçüncü albümü Wherever You Are’ı bütün dünyadan önce Türkiye’de yayınladı. Sabah’ın 18 Aralık’ta yayınlanan Cumartesi ekine konuşan Sami Yusuf, son albümünü diğer albümlerine göre biraz farklı olduğunu belirtirek, “Bu albüm doğal bir gelişimin sonucu. Ben trendleri takip etmiyorum, sadece kendi müziğimi yapıyorum. Bu albüm kendi müzik tarzımın manifestosu” diyor. Yeni albümünü ilk olarak Türkiye’de yayınlamasının sebebini, “Türkiye’nin yeri çok önemli. Burayla ruhani bir bağım da var. Türkiye’ye çok küçük yaşlarda geldim, Türkleri seviyorum, bunda Azeri kökenli olmamın da etkisi olabilir” şeklinde açıklayan Sami Yusuf, albümüyle ilgili olarak Pasifik’ten Katar’a, Endonezya’dan Malezya’ya dünyanın çoğunu kapsayacak bir tura çıkacağını ifade etti.
ŞOV BİTER, GERİYE MÜZİK KALIR “Biz popçuları, rockçıları daha çılgın, uçuk, marjinal insanlar olarak biliriz. Hiç öyle birine benzemiyorsunuz...” sorusuna, çılgın olmanın gereksizliğine, ‘seks satar’ mantığıyla, şanla, şöhretle ilgili olmadığına vurgu yaparak, “Sadece müzikle ve müzik için yaşıyorum. Şov dünyası başka bir şey, ama benim derdim bu değil. Bir piyanom 100 kişilik de bir dinleyici kitlem olsun, bana yeter. Benim için popülerlik geçici, önemli olan her zaman müzik. Bugün görkemli şovlarla, ışık gösterileriyle, koreografilerle yapılan şey yarın unutulabiliyor ama mesela bir Imagine, bir Yesterday, John Lennon’un diğer şarkıları hâlâ hafızalarda. Şovlar biter, geriye müzik kalır, ben buna inanıyorum” şeklinde cevap veriyor.
ŞARKILARINI KENDİSİ YAZIP BESTELİYOR
2003’te Al-Mu’allim ve 2005’te My Ummah adlı albümleriyle adını duyuran Sami Yusuf’un albümleri dünyada 7 milyon adet satıldı. Üstün yeteneklerinden dolayı 18 yaşında İngiliz Kraliyet Müzik Akademisi’ne kabul edildi. Aralarında ud, keman, piyano, def, darbuka gibi 10 değişik enstrümanı çalabiliyor. Önceki albümlerinde Allah aşkı, peygamber sevdası, peygamberin hayatı, terör, savaş, başörtüsü gibi sosyal ve dini motiflere yer veren sanatçı, ikinci albümü My Ummah’ı vurmalı ve müzikal çalgılardan oluşan iki versiyon olarak yayınladı. Albümündeki neredeyse bütün şarkıları kendisi yazıp besteleyen Sami Yusuf; İngilizce’nin yanı sıra, Arapça, Urduca, Farsça ve Malay dillerinde şarkılar söylüyor.
BEN SADECE MÜZİSYENİM— Dünyadaki en ünlü 500 Müslüman arasına girmesi ve bunun ağır bir sorumluluk olmasına dair bir soruya ise, “Bunlarla pek ilgilenmiyorum. Ödüller, bu tarz tanımlamalar benim için birer klişeden ibaret. Kalp, bedenin çok enteresan bir parçası ve bilim bile kalp ile beyin arasında bir bağlantı olduğunu söylüyor. Ben sadece müzisyenim ve daha iyi müziğin peşindeyim” diyor. |
19.12.2010 |
Kerbela şehitliğine ziyaretçi akını |
İslam dünyasının yüzyıllardır kanayan yarası olan Kerbela şehitlerinin Şam’daki mezarları ziyaretçi akınına uğruyor. Ziyaretçilerin eksik olmadığı ehlibeyt mezarları özellikle Muharrem ayının gelmesi ile birlikte dolup taşıyor. Kerbela’da şehit edilen Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (asm) torunu Hz. Hüseyin ve aile efradının Şam’da bulunan kabirlerine dünyanın bir çok ülkesinden gelen ziyaretçiler okudukları fatihalar ve yaptıkları dualarla o günün hüznünü yüreklerinde hissediyor. Kerbela olayı İslam dünyasının içine bir hançer gibi saplanan ve yıllardır kanayan bir yara olarak hâlâ ilk günün sıcaklığını koruyor. Miladi 10 Ekim 680 tarihinde gerçekleşen ve Emevi Halifesi Yezid’in askerleri tarafından gerçekleştirilen katliamda Peygamberin gülü Hz. Hüseyin ve aile efradının olduğu 72 kişi şehit ediliyor. |
19.12.2010 |
Hamidullah Siyer arkeoloğuydu |
Sİyer Araştırmaları Merkezince düzenlenen ‘’Prof. Dr. Muhammed Hamidullah’ı Anma Etkinlikleri’’nde konuşan ilahiyatçı Prof. Dr. Salih Tuğ’un, ‘’Bir Siyer Arkeoloğu Olarak Muhammed Hamidullah’’ başlığı altında bir söyleşi gerçekleştirdi. Tuğ, Hamidullah’ın bir peygamber âşığı olduğunu ve sahip olduğu siyer ilmiyle ilk olarak küçük yaşta ailesinde tanıştığın ıanlatarak, ‘’O, çocukluğundan ölümüne kadar siyere olan merakını yitirmedi’’ dedi. Tuğ, Muhammed Hamidullah’ın manevi yönüne ilişkin de ‘’Hoca, abdestsiz dolaşmazdı. Namazı vaktinde kılardı. 3 ay İstanbul’da kaldığı dönemlere denk gelmişse kurbanını burada keserdi. Hatta 3 ayın dışına çıkıldığı dönemlerde ise Paris’ten bana para göndererek, vekaleten kurban kestirirdi. Yani ilmi çalışmaları gibi ibadetlerinde de titizdi’’ dedi. |
19.12.2010 |
Mescid-ül Haram’a 16 bin yeni halı |
Mekke’dekİ Mescid-ül Haram’ın içi ve etrafına geçen ay hac sezonunun sona ermesinin ardından S. Arabistan hükümeti tarafından 16 bin adet yeni halı döşeneceği bildirildi. Bab Arapça adlı gazetenin haberine göre, halıların döşenmesine başlandı ve döşeme işlerinin birkaç hafta sürmesi bekleniyor. 16 bin halının ne kadara mal olacağına dair bilgi verilmezken, mescidin zemin ve birinci katları ile mescit çevresindeki eski halıların değiştirileceği ifade edildi. Mekke’nin merkezinde yer alan ve dünyadaki en büyük mescit olarak bilinen Mescid-ül Haram, yaklaşık 356 bin 800 metrekarelik bir alanı kapsıyor. Hac sezonunda mescitte dört milyona yakın Müslüman ibadet edebiliyor. Her yıl hac mevsiminde olduğu gibi Kabe’nin örtüsü değiştirilmiş, yeni saf ipekten yapılan örtünün 5.5 milyon dolara mal olduğu belirtilmişti. |
19.12.2010 |
Gül: Herkes söylediğine dikkat etsin |
CumhurbaşkanI Abdullah Gül, Türkiye’nin ilerleyebilmesi için barışa, huzura, kardeşliğe ve sevgiye ihtiyacı olduğunu belirterek, ‘’Bunu sağlamak için de herkesin diline, hareketine çok dikkat etmesi gerekir’’ dedi. Cumhurbaşkanı Gül, TES-İŞ 9. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’de her kesimin Türkiye’nin gelişimi için el ele vermesi gerektiğini ifade etti. Gül, ‘’Hep beraber toplu bir şekilde Türkiye’de vatandaşlarımıza, herkese sahip çıkıp, bu ülkeyi ve bu ülkenin vatandaşlarını çok daha güçlü yapmak için kenetlenmemiz gerekir’’ diye konuştu. Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Türkiye’nin yeni bir zaman kaybetme dönemine girmeye tahammülü yoktur. Geçmişte olmuştur ve onların maliyetleri çok büyük olmuştur. Şimdi artık Türkiye’nin büyük zıplamalar yapması gerekir. Uçaklar, piste giderken tekerleklerini çekerler, ona ‘take-off’ derler. Ondan sonra da uçak yükselmeye başlar. Biz birkaç kez geçmişimizde böyle pistten Türkiye take-off yaptı, havalandı ama uçaklar yükselmedi. Sonra tekrar maalesef inmek, bazen çakılmak zorunda kaldı. Şimdi artık böyle olmaması lâzım. Bu take-off, artık irtifa kazanması lâzım. 10 bin metrelere uçaklar çıkar, ondan sonra artık yolu açık olur. Şimdi Türkiye’nin artık böyle olması lâzım. Bunun için barışa huzura kardeşliğe ve sevgiye ihtiyaç vardır. Bunu sağlamak için de herkesin diline, hareketine çok dikkat etmesi gerekir. Konuşurken birbirimizi daha bir araya gelmeden kırarsak, bir araya gelip de yüz yüze oturmaya yüzümüz olmaz. Onun için şimdi herkesin konuşmasına, diline çok önce sahip olması gerekir. Ondan sonra oturup konuşması gerekir, ondan sonra da hep birlikte iş yapmamız gerekir. Bunu sadece siyasetçiler için değil herkes için söylüyorum. Hep beraber bunu yapmamız lazım. Bunu yaptığımızda göreceksiniz ki çok kısa süre içinde kaybettiğimiz mesafeleri inanılmaz şekilde süratli alacağız.” |
19.12.2010 |
TSK, siyaseti siyasetçilere bıraksın |
Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) Genel Başkanı Ziya Halis, Genelkurmay Başkanlığı’nın iki dille ilgili yaptığı açıklamaya tepki gösterdi. Halis, Genelkurmay’dan, siyaseti siyasetçilere bırakmasını istedi. Halis, yazılı açıklamasında, gerek TBMM çatısı altında, gerekse Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı illerde görülen ve geniş tartışmalara yol açan “İki dilli yaşam” konusuna Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı açıklamayla müdahale etmesinin doğru olmadığını vurguladı. Türkiye’de siyasal sistemin temel sorununun vesayet olduğuna dikkat çeken Halis, halen bundan kurtulmanın sancılarının yaşandığını ifade etti. Bu açıklamasıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin demokrasinin önünün açılmasına yardımcı olmadığını belirten Halis, şöyle devam etti: “Türkiye, çok dilli, çok kültürlü ve çok inançlı bir tarihi miras üzerinde yükselmiştir. Bunu yok sayan statükocu ve vesayetçi zihniyet bütün topluma ağır bedel ödetmiş ve ülkemiz çok şey kaybetmiştir. Bu sorun uygar dünyanın ortaya çıkardığı demokratik ölçüler içinde çözüme kavuşacaktır. Ana dilin konuşulmasının, yazılmasının, öğrenilmesinin, öğretilmesinin ve yaşanmasının ülkeyi böleceğini ileri sürmek, korkular yaratarak Türkiye’yi açmaza ve kaosa sürüklemektir. TBMM, hükümet ve siyasal partiler bu sorununun barış, demokratik ve eşitlikçi kuralları içinde çözülmesi için vardır. Bazı mesafeler de alınmıştır. Başka aktörlerin kendilerine ait olmayan bu alana girmesi demokrasiyle taban tabana zıttır. TSK yurt sevgisini kendi tekelinde görmekten vazgeçmeli, siyaseti siyasetin öznelerine bırakmalı ve artık kendi alanına çekilmeyi içine sindirmelidir.” |
19.12.2010 |
Maraş olayları provokasyondu |
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Adıyaman Şube Başkanı Nusret Tunç, Maraş olaylarını anma etkinlikleri öncesinde Alevi vatandaşları provokasyonlara karşı uyardı. Maraş olaylarını değerlendiren Tunç, 32 yıl önce gerçekleşen Maraş olaylarının provokasyonlar sebebiyle yaşandığını belirterek, Alevi vatandaşların dikkat etmelerini istedi. Anma etkinlikleri yapılırken, diğer vatandaşlara hassasiyet gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Tunç, şöyle konuştu: “Yarın Kahramanmaraş’ta yapılan katliam ile ilgili bir etkinlik düzenlenecektir. Aradan 32 yıl geçti. Bu 32 yıl hala unutulmadı. Aramızda canlı yaşayanlar var. Ancak etkinlikler yapılırken diğer vatandaşlarımızı rahatsız etmemiz gerekir. Bu etkinlikler ile amacımız bir hiç uğruna ölen insanları dünyaya duyurmaktır.” Bu tür programlarda provokasyonlara çok dikkat edilmesi gerektiğine işaret eden Tunç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yarın (bugün) Kahramanmaraş’ta çok büyük bir topluluk orada olacaktır. Ben burada özellikle buradan alevi kardeşlerime sesleniyorum. Provokasyonlara dikkat edelim. Çok uyanık olsunlar. Kesinlikle olumsuz tepkiler olsa dahi bizim alevi toplumu tepki vermesin. Çünkü biz biliyoruz ki Kahramanmaraş’ta yapılan katliam da bir provokasyondu. Bunu belli güç odakları yaptı. Gerçekten inançlı kesimde bunun bedelini ağır ödedi. Cezasını çekti. Alevilerden ölenler oldu. Dikkat ederseniz Sünni kesimde idam edilenler bekçi, belediye işçisi gibi masum kişiler oldu. Bunların failleri hala bulunamadı. Gerçek suçluları belli makamlara geldiler.” Konuşmanı birlik ve beraberlik mesajları ile sonlandıran Tunç, “Ben buradan Alevi tabanına sesleniyorum. Gelin birlik olun. Sonuçta aynı Allah’a, aynı peygambere, aynı kitaba ve aynı dine inanıyoruz. Bu sebeble artık halk arasına çatışma olmasın. Halkımız artık uyanık olsun. Provokasyonlara gelmesin” diye konuştu. |
19.12.2010 |
Kalkınmanın özünde demokrasi var |
Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, “Kalkınmanın özünde demokrasi vardır. Kalkınma tanımının ayrılmaz parçası demokrasidir” dedi. Yılmaz, Dicle Üniversitesi Konferans Merkezi’nde Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonunun (TÜRKONFED) düzenlediği ‘’14. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi’’nde yaptığ konuşmada, bölgenin yeterince değerlendirilmemiş muazzam bir varlık olduğunu ve bunu harekete geçirdikleri zaman hem girişimcilerin hem de vatandaşların çok kazanacağını söyledi. Yılmaz, demokratikleşmeyi çok önemsediklerini de vurgulayarak, ‘’Türkiye gelişecek ve güçlenecekse, birinci sınıf ve daha müreffeh bir ülke olacaksa mutlaka daha özgür bir ülke olması lazım gerekir’’ dedi. Vatandaşların temel hak ve hürriyetlerini en geniş biçimde yaşaması gerektiğini anlatan Yılmaz, dünyada standartları neyse Türkiye’de de bunları gerçekleştirilmesi gerektiğini, bunun sadece iktidarın sorumluluğunda olmadığını söyledi. Yılmaz, şöyle devam etti: ‘’İnisiyatifler alıyoruz ama belki bir kısmı ve yetersiz denebilir ama gerekli bir adımdı referandum. Mutlaka daha fazlasının yapılması lazımdır. Yeni bir Anayasanın ön koşullarını oluşturdu. Halkın desteği ile yeni bir Anayasa yapmanın şartları oluştu. Sadece iktidar partisinin değil, mecliste temsil edilsin edilmesin bütün siyasi partilerin katkısı ve STK’ların tartışma sürecine katılması ile yepyeni bir insan odaklı Anayasa yapmamız lazım. Kalkınmanın özünde demokrasi vardır. Kalkınma tanımının ayrılmaz parçası demokrasidir. Bugünkü dünya ve ülke şartlarında şiddeti ve şiddet dilini net bir şekilde kimden gelirse gelsin net bir şekilde kınamamız ve gündemimizden çıkarmamız lazımdır. Bunun üzerinde de uzlaşmamız lazımdır. Keşke bu tecrübeleri yaşamadan bu uzlaşmayı sağlayabilseydik. Şiddetin ne ülkemize, ne yörelerimize, bölgelerimize hiçbir şekilde yararı yoktur.” |
19.12.2010 |
“Filistin’e Dayanışma Konvoyu” Türkiye’de |
Gazze’ye yardım için Hindistan’dan yola çıkan ve ‘’Asya’dan Filistin’e Dayanışma Konvoyu’’ olarak adlandırılan konvoydaki aktivistler, Van’a ulaştı. Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’den hareket eden Pakistan, İran, Türkiye, Suriye ve Mısır üzerinden Gazze’ye ulaşacağı belirtilen yardım konvoyundaki 22 ülkeden 115 aktivist, Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesindeki Gürbulak Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra karayolu ile Van’a geldi. Van-Ağrı karayolunun 20. kilometresinde kalabalık bir grup tarafından coşku ile karşılanan aktivistler, şehir turu attıktan sonra Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü merkez spor salonuna geçti. İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsanı Yardım Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Gülden Sönmez, burada yaptığı açıklamada, aktivistlerin, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ambargonun insanlık suçu olduğu düşüncesiyle yardım konvoyuna katıldığını belirtti. Dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun insanlara uygulanan ambargonun kaldırılması gerektiğini vurgulayan Sönmez, ‘’Filistin halkına uygulanan ambargonun kaldırılması için ortak bir çalışma sonucu buraya geldiniz. Biz de sizi burada karşılamaktan onur duyuyoruz’’ dedi. |
19.12.2010 |
Türkiye, Avrupa için bir şans |
Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TATSO) Başkanı Rainhardt Freiherr von Leoprechting, Türkiye’nin Avrupa için bir şans olduğunu belirterek, ‘’Hiçbir şekilde Türkiye’yi kaybedemeyiz. AB’nin Türkiye’ye Türkiye’nin AB’ye ihtiyacı var. Her iki taraf için üyelik fayda sağlayacaktır’’ dedi. TATSO’nun 7. Olağan Genel Kurul Toplantısı Köln Ticaret ve Sanayi Odası’nda yapıldı. Leoprechting, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin AB’nin tam üyesi olması gerektiğini, Türk Alman Endüstri ve Ticaret Odası’nın bunu desteklediğini söyledi. ‘’Türkiye’nin Avrupa için bir şans olduğunu, AB’nin hiçbir şekilde bir Hristiyan kulubü olmadığını’’ ifade eden Leoprechting, ‘’Hiçbir şekilde Türkiye’yi kaybedemeyiz. AB’nin Türkiye’ye Türkiye’nin AB’ye ihtiyacı var. Her iki taraf için üyelik fayda sağlayacaktır’’ dedi. Leoprechting, vize konusunun iki ülke arasındaki ilişkilere gölge düşürdüğünü, Türk işadamlarına vize uygulamasının dezavantaj oluşturduğunu, bu sorunun çözülmesi gerektiğini de dile getirdi. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu da Alman işadamlarına, ‘’Sizde para var, bizde cesaret. İşbirliği yapalım’’ çağrısında bulundu. |
19.12.2010 |
Sıcak para kaçıyor |
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, şu anda Türkiye’de, ihtiyacından fazla, 10 milyar dolar tutarında fazla para bulunduğunu söyledi. Özdebir, Leningrad Bölgesi Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TSO) 2011’i ‘’Türkiye Yılı’’ ilan etmesi dolayısıyla St. Petersburg’da düzenlediği asambleye katıldıktan sonra Türkiye’ye dönerken uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir soru üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Ürdün gezisi sırasında Türkiye’deki sıcak para tehlikesine değindiğini belirterek, Başbakan’ın bu konudaki sözleri üzerine kurlarda bir miktar yukarı doğru hareketlenme olduğunu kaydeden Özdebir, Merkez Bankası’nın bu konuda yapabileceği çok fazla bir şey kalmadığını, en son bir miktar daha faiz indirimine gittiğini hatırlattı. Özdebir, şu anda Merkez Bankası faizleriyle enflasyonun aşağı yukarı eşitlendiğini belirterek, ‘’Merkez Bankası’nın elinde çok fazla koz kalmadı. Zorunlu karşılık oranlarını artırsa bile bunlar sınırlı rakamlar. Ama şu anda Türkiye’de ihtiyacından fazla, 10 milyar dolar tutarında fazla para var. Bu fazla paradan dolayı kurlar bu kadar düşmüştü. Türkiye’de yılbaşından beri, cari açığımız dışında, 10 milyar dolarlık piyasada bir fazlalık var. Geçen ay sonu itibariyle 24 milyar dolar cari açığımız vardı. 33-34 milyar dolar civarında da Türkiye’ye giren sıcak para vardı. Yani Türkiye’ye finansman açığından daha fazla para giriyor’’ diye konuştu. Türkiye’nin ihracatını artıramamasındaki sıkıntının aşırı değerli TL’den kaynaklandığını savunan Özdebir, ‘’Aşırı değerli Türk Lirası, ihracatı karsız hale getirmektedir’’ dedi. |
19.12.2010 |
MHP: İki dil bizden onay almaz |
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Türkiye’de üniter yapıyı, tek dil ve tek millet anlayışını değiştirmeye yönelik hiçbir projenin, milletten ve MHP’den onay almayacağını belirtti. Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın ‘’Bu bölgede iki dilli hayat olacaktır’’ şeklinde açıklama yaptığını hatırlatarak yapılan açıklamaların ‘’Anayasa ihlali ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı hiçe saymak’’ olduğunu savundu. Özerklik talebi anlamına gelen iki dillilik isteklerinin ardından gelecekteki dayatmanın bağımsızlık olacağını ifade eden Yalçın, açıklamasında şöyle dedi: ‘’Bilinmelidir ki Türk milleti bağımsızdır ve dili Türkçedir. Ardı arkası kesilmeyen bölücü talepleri hoş görmek, bunun demokratik bir hak olduğunu iddia etmek art niyetin, bölücülüğün ve ihanetin ispatıdır. Bu konuda gösterilecek en ufak hoşgörü, bu ülkenin birliğinin bozulmasına çanak tutmak anlamına gelir. ‘Tek dil, tek millet, tek vatan, tek bayrak’ anlayışı, Türk milleti ve vatanını ilelebet yaşatacak ilkemizdir. Türkçe bizim ses bayrağımızdır. Bunun aksini istemenin, destek vermenin ya da dilsiz şeytan olup susmanın tek bir anlamı vardır, o da ihanettir. Misak-ı Milli sınırları içinde kimseyi farklı görmeyen bir millet anlayışına ihanet eden bu zihniyete ‘dur’ demenin zamanı gelmiştir. Bu ülkede üniter yapıyı, tek dil ve tek millet anlayışını değiştirmeye yönelik hiçbir proje milletten ve MHP’den onay alamaz.’’ |
19.12.2010 |
“Dövizli askerlik” için kanun teklifi |
AKP Milletvekilleri Hasan Kara, Zeyid Aslan ve Ömer Faruk Öz, yurt dışında yaşayan ve 40 yaşını tamamlayanların 10 bin Avro karşılığında 21 gün dövizli askerlik yapmalarını öngören kanun teklifini TBMM Başkanlığına sundu. Teklif, Askerlik Kanununa geçici madde eklenmesini öngörüyor. Buna göre, teklifin yasalaşıp yürürlüğe girdiği tarihte yurt dışında yaşayıp da 40 yaşını tamamladıkları yılın sonuna kadar dövizle askerlik hizmeti yapmak üzere başvurmayanlarla her ne sebeple ve hangi aşamada olursa olsun dövizle askerlik hizmeti kapsamından çıkartılanlardan halen silah altında bulunmayanlar; gerekli şartları taşımaları halinde, 2 yıl içinde konsoloslukları aracılığıyla askerlik şubelerine başvurmaları, 10 bin Avroyu defaten ödemeleri ve 21 günlük temel askerlik eğitimini yapmaları halinde askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacak. 43 yaş ve üzeri olanlar ise 15 bin Avroyu defaten ödemeleri halinde temel askerlik eğitimine tabi tutulmadan askerlik hizmetini yapmış olacak. Türk vatandaşlığından çıkmalarına İçişleri Bakanlığınca izin verilenlerle, Bakanlar Kurulunca Türk vatandaşlığı kaybettirilenlerden, teklifin yasalaşıp yayımlandığı tarihten itibaren 2 yıl içinde başvuranlar da vatandaşlığa kabul edilme tarihinden sonra 1 yıl içinde başvurdukları takdirde bu düzenlemeden yararlanacak. |
19.12.2010 |
Hükümeti eleştirdi vaatlerde bulundu |
YÖK VE AYİM'İ KALDIRMA SÖZÜ İktidara gelmeleri halinde Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve YÖK’ün kaldırılması sözü veren Kılıçdaroğlu, eylem yapan üniversite öğrencilerine de sahip çıktı. CHP iktidarında aile sigortası uygulamasının başlatılacağını, hiçbir ailenin gelirsiz kalmayacağını ileri süren Kılıçdaroğlu, kimseye yiyecek dağıtmayacaklarını asgarî ücret miktarındaki paranın kadının hesabına yatırılacağı vaadinde bulundu.. ÖZGÜRLÜK VE EKMEK VAADİ Sanatçıların hem kendi ülkeleri, hem de tüm dünya için özgürlük istediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ‘’Sanatçılara söz veriyorum, yazacaksınız, çizeceksiniz oynayacaksınız. Ne yapacaksanız size özgürlükleri sonuna kadar açacağız’’ diye konuştu. Emeklilere de seslenen Kılıçdaroğlu, iktidarın emeklilerin millî gelir artışından pay almasını engelleyen yasal düzenlemesiyle ‘’onların başına çorap ördüğünü’’ ileri sürdü. AKP’yi eleştirdi, vaadde bulundu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 15. Olağanüstü Kurultayı’nda, 1,5 saat süren konuşmasında, her kesimden partisine destek istedi, AKP'yi eleştirdi, iktidara gelmeleri halinde yapacaklarını anlattı, parti içi demokrasi sözü verdi. Ankara Spor Salonu’nda yapılan CHP’nin 15. Olağanüstü Kurultayı’nda, Divan Başkanlığına İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu seçildi. Kurultayda partililere ve delegelere seslenen Kılıçdaroğlu, yeni, demokratik, güçlü, hak ve özgürlükleri koruyan, bunları güvence altına alan, çağdaş bir anayasa yapacaklarını bildirdi. Kılıçdaroğlu, ‘’ucube’’ diye nitelediği yüzde 10 seçim barajını da kaldıracaklarını belirtti.
DOKUNULMAZLIKLAR KALKACAK Kılıçdaroğlu, partisinin iktidara gelmesi halinde yapacaklarını şöyle sıraladı: ‘’CHP iktidarında, siyasi ahlak yasasını çıkaracağız, siyasete ahlak getireceğiz, her milletvekili mal varlığını internet sitesinde yayınlayacak. Bu ülkeye dürüst, temiz siyaset getireceğiz. Bunun için Mecliste kesin hesap komisyonu oluşturacağız. Dokunulmazlıklar 21. yüzyıl Türkiye’sine yakışmıyor, ayıptır bu. Bu ayıbı kaldıracağız, kürsü dokunulmazlığıyla sınırlayacağız.’’
’’DEMOKRASİ EKSENİNDE ÇÖZECEĞİZ’’ Kılıçdaroğlu, Güneydoğu’nun, ciddi, çözülmeyen sorunlardan biri olduğunu dile getirerek, sorun çözülmüyorsa kabahati siyaset kurumunda aramak gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, görmezden, duymazdan gelinmesi, ‘’asker ne istediyse verdik’’ denilmesinin, işi baştan savmak olduğunu kaydederek, bu konuda en tutarlı partinin CHP olduğunu, 1989’da yazdıkları raporu, şimdi yenilediklerini, sorunu çözeceklerini söyledi. ‘’Biz, birilerinin yaptığı gibi Güneydoğu’da ‘size modern hapishane yapacağız’ demeyeceğiz. Dışarıda, başka yerlerde çözüm aramayacağız. Akılla, mantıkla, insan haklarına, özgürlüklerine sahip çıkarak, demokrasi ekseninde çözeceğiz. Fırat’ın doğusu da batısı da bizim. Berivan da Hakan da bizim. Rojin de Agop da bizim. Ferhat ile Şirin de Mem-u Zin de bizim. Bütün toplumu kucaklayacağız. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşlarıyız. Bizi kimse ayıramaz. Siyasetçinin görevi toplumu ayrıştırmak değildir. Kimlik, inanç temelinde siyaset yapmayacağız; o 19. yüzyıl politikaları. İnsan temelli siyaset yapacağız. AB NET VE TUTARLI OLSUN Kılıçdaroğlu, AB yetkililerine, ‘’Bize kimse çifte standart uygulamasın. Biz nasıl net, tutarlı politikalardan yanaysak, AB yetkililerinin de Türkiye’ye karşı aynı netlik ve tutarlılıkta, görüş bildirmesini isteriz’’ diye seslendi.
YÖK’Ü VE AİYM'İ KALDIRACAĞIZ “Söz veriyoruz YÖK denen ucubeyi kaldıracağız” diyen Kılıçdaroğlu, CHP olarak özgürlükçü, çağdaş bir anayasa için kolları sıvadıklarını, çalıştıklarını belirterek, iktidara geldiklerinde 12 Eylül’ün izlerinin tamamen silindiği, yargı bağımsızlığının, güçler ayrılığının olduğu bir anayasayı toplumsal uzlaşmayla yapacaklarını dile getirdi. Özel yetkili mahkemeleri kaldıracaklarına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, sivil yargı anlayışıyla Askeri Yüksek İdare Mahkemelerini de kaldıracaklarını belirtti. Üniversite harçlarının aileler üzerinde ciddi bir yük olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, harçları kaldıracaklarını söyledi.
PARTİ İÇİ DEMOKRASİYİ GETİRECEĞİZ Daha önce CHP’de parti içi demokrasiyi getireceğine dair verdiği söze işaret eden Kılıçdaroğlu, bu sözünün arkasında olduğunu bildirdi. Kılıçdaroğlu, tüzük kurultayının geleceğini, ‘’Tüzüğü göreceksiniz; nasıl ki çok partili rejimi getiren bir CHP varsa, parti içi demokrasiyi getiren, çağdaş bir tüzükle yeni CHP olacak. Bütün siyasi partilere bu örnek olacaktır’’ diye konuştu. SOSYAL DEVLET ETKİNLEŞTİRİLECEK CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal devleti yeniden etkin hale getireceklerini belirterek, ''Sosyal devleti kurmak CHP'nin boynunun borcudur'' dedi. Kılıçdaroğlu, ''umudun, uygarlığın, özgürlüğün, demokrasinin, emeğin, çalışanların, alınterinin, Karadeniz'deki kemençenin, Anadolu'daki sazın, Ege'deki zeybeğin'' partisi olduklarını kaydederek, halka güvendiklerini, halk için çalıştıklarını kaydetti.
HER AİLEYE MAAŞ CHP iktidarında aile sigortası uygulamasının başlatılacağını, hiçbir ailenin gelirsiz kalmayacağını anlatan Kılıçdaroğlu, kimseye yiyecek dağıtmayacaklarını asgari ücret miktarındaki paranın kadının hesabına yatırılacağını belirtti. Sanatçıların hem kendi ülkeleri hem de tüm dünya için özgürlük istediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Sanatçılara söz veriyorum, yazacaksınız, çizeceksiniz oynayacaksınız. Ne yapacaksanız size özgürlükleri sonuna kadar açacağız'' diye konuştu. Konuşmasında emeklilere de seslenen Kılıçdaroğlu, iktidarın emeklilerin milli gelir artışından pay almasını engelleyen yasal düzenlemesiyle ''onların başına çorap ördüğünü'' söyledi. Kılıçdaroğlu, emekli olduktan sonra yeniden çalışanlardan kesilen sosyal güvenlik destek pirimini kaldıracaklarını, intibak yasasını da çıkaracaklarını bildirdi. |
19.12.2010 |
Poyrazköy’de kazı çalışmaları yeniden başladı |
GölCük Donanma Komutanlığı’nda ele geçirilen belgeler arasında yer alan krokilerden yola çıkılarak Poyrazköy’de kazı çalışmalarının yapıldığı öğrenildi. Kazı çalışmalarının Poyrazköy Keçili mevkisindeki ormanlık alanda 3 gün önce başlatıldığı ifade edildi. Dedektörlerin de kullanıldığı çalışmalara dün de devam edildi. Ormanlık alanın girişini kapatan askeri yetkililer, sivil araçların içeri girmelerine izin vermedi. Poyrazköy’de 2009 yılında da kazı çalışmaları yapılmış, çok sayıda mühimmat gömüldüğü yerden çıkartılmıştı. |
19.12.2010 |
Köşk’ten Sayıştay Kanununa onay |
CumhurbaşkanI Abdullah Gül, 6085 sayılı ‘’Sayıştay Kanunu’’ ile 6086 sayılı ‘’Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’u onayladı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Gül, kanunları Anayasanın 89. maddesinin birinci fıkrası ile 104. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, önceki gün da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu’nu onaylamıştı. |
19.12.2010 |
Füze kalkanı halka sorulmalı |
HalkIn Sesi Partisi (HAS Parti) Genel Başkan Yardımcısı Zeki Kılıçaslan, ‘’Ortadoğu’da savaş çıkarabilecek bir karar olan füze kalkanı projesi halka sorulmalı’’ dedi. Kılıçaslan, partisinin Tekirdağ il başkanlığını ziyaret etmek için geldiği Tekirdağ’da basın toplantısı düzenledi. HAS Parti olarak Türkiye’ye yerleştirilmesi düşünülen füze kalkanı projesini, halka sormaktan yana olduklarını ifade eden Kılıçaslan, ‘’Ortadoğu’da savaş çıkarabilecek bir karar olan füze kalkanı projesi halka sorulmalı. Türkiye’de, hukuk kurallarının değiştirilmesi konusunda halka gidiliyor da füze kalkanı gibi önemli bir projede neden halka gidilmiyor?’’ dedi. Türkiye’ye iki partili sistemin getirilmek istendiğini savunan Kılıçaslan, AKP ve CHP’nin halkı siyasetten uzak tuttuğunu öne sürdü. |
19.12.2010 |
Bakan Yıldız: Kömür dağıtmaya devam edeceğiz |
Enerjı ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, fakirlere kömür dağıtımının süreceğini söyledi. Bakanlığının bütçesinin TBMM Genel Kurulundaki görüşmeleri sırasında eleştirileri cevaplayan Yıldız, 2009 yılında fakirlere 2 milyon ton civarında kömür dağıtıldığını belirtti. Yıldız, şöyle devam etti: ‘’Gıda, ilâç, kömür gibi sosyal yardımların Gayri Safi Milli Hasıla içindeki oranlarına bakarsak; İtalya’da yüzde 27, Yunanistan yüzde 21, Türkiye’de yüzde 9’dur. Bunu tek başımıza icat etmedik. Fakir ailelere hiçbirimizin kayıtsız kalmayacağını biliyorum. Kömürlerin çevre kriterlerine uygun olmasını temin etmeye çalışıyoruz. Hava kirliliğinin sadece kömürden kaynaklandığını söyleyemeyiz. Çevreyi kirleten kömür varsa termik santrallarda kullanılıyor. Fakirlere kömür dağıtmaya devam edeceğiz.’’ |
19.12.2010 |