Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Nisan 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kariyer

Tutarlı ve bütünsel olmak

İnsanlar, her nedense, sözleri ve davranışlarıyla tutarlılık ve bütünsellik konularındaki ayarı bir türlü sağlayamazlar. Eskilerin tabiriyle “Şecaat arz ederken merd-i kıptî sirkatin söyler” özdeyişini hayatlarında soyut veya somut bir şekilde sergilerler. Bu az çok hepimizde meydana gelebilmektedir. Yani mangalda kül bırakmayacak şekilde atıp tutuyoruz, ancak uygulamaya gelince tırsıyoruz. Maalesef bu sarî bir illettir ve birçoğumuzun sosyo-psikolojik sendromudur.

Tutarlılık ve bütünsellik, sözlerimizle davranış biçimimizin uyumlu olması anlamına gelmektedir. Yüce Yaratıcı da bizi yapmadığımız şeyleri söylememiz gerektiği konusunda uyarmaktadır. Meselâ bir baba sigara içiyorsa, çocuğunun sigara içmemesi konusundaki söylemleri pek tesirli olmamaktadır. Aslında insanların en etkin olduğu haller yaşantı halleridir. Bediüzzaman’ın dediği gibi, lisan-ı hal, lisan-ı kalden daha tesirlidir. Yani vücut dilimiz, davranış biçimlerimiz, fiziksel olarak etrafa yaydığımız figürler ve bu figürlerin muhataplarda oluşturduğu intibalar kesinlikle en güzel ifade edilen sözlerden daha tesirlidir.

Sözleri ve davranışlarıyla bütünsellik oluşturmak ise, ideal olan bir olgudur. Yani hem kibar, nezih, zarif davranışların sergilenmesi, hem de söylemlerinin akıcı, seçici, incitmeyici, yapıcı, bilgilendirici olması en çok istenilen bir olgudur. Bunu yapan insanların sayısı oldukça azdır. Görgü kuralları çerçevesinde hayatını sürdürenler, maalesef parmakla gösterilecek kadardır. Bu da tutarlılık ve bütünsellik açısından önemli handikaplar meydana getirmektedir.

İnsanların tutarlı ve bütünsel davranış biçimleri sergilemesi, en çok ticarî hayatta ortaya çıkmaktadır. Birçok örneğini gördüm ve yaşadım. Eşiniz dostunuz, can ciğer kuzu sarması arkadaşlarınız, iş menfaate döküldüğünde bambaşka insanlar haline gelebiliyor. Halil-İbrahim bereketini sonuç veren “Ben seni düşüneyim, sen de beni düşün” telâkkisi acaba hangi ekonomik ve ticarî ilişkilerde hâkim olabilmektedir? Bugün çevrenize, iş ilişkilerinize bir bakınız, dönen çek ve senetlerin miktarını bir araştırınız, borcunu ödemeyenlerin çoğu, yeri gelince mangalda kül bırakmayanlardan teşkil olmuştur. Alacaklı, alacağını bu tutarsız ve bütünsellikten uzak kişiler yüzünden, kendisi de borcunu ödeyemez ve dolandırıcı konumuna düşebilmektedir. Meselâ benim 10 YTL’lik bir alacağım vardı. Adam çek verdi. Ancak ödemedi. Şimdi avukat uğraşıyor, ancak ben de bazı ödemem gereken borçlarımı buna bağlamıştım. Şimdi kendi borçlarımı ödemek için kilometrelerce uzaklıktaki bir şehre İngilizce ÜDS kursu vermeye gidiyorum. Düşünebiliyor musunuz, ben borcumu ödemek için fazla mesai yapıyorum, ama alacağımı bir türlü alamıyorum. Bunun örnekleri o kadar çok ki, saymakla bitmez. Ticarî ilişkileri yaşayan ve çok samimi olduğunu zannettikleri arkadaş veya akrabalarıyla ortaklık kuranlar bu söylediklerimi daha iyi anlarlar.

Peygamber Efendimiz (a.s.m.), “Beni Hûd Sûresi ihtiyarlattı” şeklinde esefle bahsettiği konu, bu sûredeki “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” âyet-i kerimesidir. Kâinatın Efendisi böyle bir emri yerine getirip getirmemekten endişe duyduğu halde, aymaz, umursamaz, insan hak ve hürriyetlerine değer vermez birçok kişi bu haleti kendi dünyasına uğratmamaktadır. Hayatın her safhasında, başarıya giden yolda, kişisel gelişim serüveninde emrolunduğumuz gibi dosdoğru olmadıkça, fiiliyatımız ve söylemlerimiz birbiriyle örtüşmedikçe biz hiçbir zaman başarılı olamayız. En yüksek mevkileri işgal etsek bile…

Dr. Kenan ÖREN

07.04.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Başlıklar

  Profil okumak

  Tutarlı ve bütünsel olmak

  Bir sinek bir kartalı yere vurdu

  Jasem Ajandası


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004