19 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

M. Latif SALİHOĞLU

Sorulara cevaplar (8)


A+ | A-

Kim Demokrat, kim değil?

Suâl: Siz, hemen her vesileyle altını çizerek vurguladığınız "Ahrar ve Demokrat" olanlar kimlerdir? Bu çizgi ve misyon, inhisar altında mı? Geçmişte başka kulvarda siyaset yapanlar, sonradan Demokrat olamazlar mı?

Cevap: Öncelikle ifade edelim ki, bizim "Ahrar ve Demokrat"tan kastımız, kökleri 145 yıl öncesine kadar gidip dayanan bir çizgiyi, bir içtimaî geleneği, bir siyasî misyonu nazara vermektir. Yoksa maksadımız, kimin, ya da hangi partinin ne kadar demokrat olduğunu ölçmek, biçmek, tartmak değildir.

Türkiye Cumhuriyetinde, herkes ve her parti(li), kendine göre şu veya bu ölçüde hürriyetçidir, cumhuriyetçidir, demokrattır...

Hiç şüphesiz, bu toplumda cumhuriyet ve demokrasiye düşman olanlar da var. Ellerinden gelse, bu sistemleri bir günde yıkıp mahvederler. Öyle ki, demokrasiye "küfür" damgası vuran, cumhuriyetin İslâmiyetle bağdaşmadığını iddia eden dindarlar bile var. Ancak, biz bu kesimi bahsimizden hariç tutuyoruz.

Dört temayül

Bediüzzaman, bu vatanda hükmeden siyasî cereyan ve temayülleri 1950'li yıllarda kategorik olarak "dört parti" şeklinde tasnif ederek tahlil etmiş: Halk Partisi, Demokrat, Millet ve İttihad–ı İslâm Partisi. (Emirdağ Lâhikası, s. 386. YAN, 1994.)

Bu dört temayüllü tasnif, sonradan da umumî kabule mazhar olmuştur.

1) Halk Partisi: Bu partinin misyonu belli. Eski komitacı İttihatçılarla İslâma muarız mason ve Kemalistlerin tesiri altında bulunan bu parti, bir dönem komünist kuvvetin de hakimiyeti altında kalmış.

2) Millet Partisi: 1950 seçimlerine aynı isimle katılan bu parti, dindar ve milliyetçi kadroların ittifakıyla siyaset meydanına çıktı.

Nitekim, Üstad Bediüzzaman da, iki–üç mektupta, bu partinin kendi içinde iki kısma ayrıldığını, bir kısmının dindar, diğer bir kısmının ise, Türkçü olduğunu ifade ediyor. Ayrıca, Türkçüler iktidara gelirse, memlekette çıkacak kargaşadan en çok Türklerin zarar göreceğini, dindar kesimin ise, yine dine ve dindarlara zarar vereceği gerekçesiyle, onlara iktidardaki Demokratların yerine geçmemeleri ve iktidara gelmeye çalışmamalarını tavsiye ediyor.

Bu partideki milliyetçi kanadın başında Osman Bölükbaşı vardı. Dindar kanatta ise, Cevat Rıfat, Osman Nuri (Köni) ve Necip Fazıl'ın başkanlığındaki Büyük Doğucularla Eşref Edib'in başında bulunduğu Sebilürreşad çevresi geliyordu.

Bu iki kanat, daha sonraki dönemde de zaman zaman seçim ittifakı yapıp tekrar ayrılarak yollarına devam etmişlerdir. (1991 seçimlerindeki "kutsal ittifak"ta olduğu gibi.)

Komünizm ve masonluk gibi dinsizlik cereyanlarına şiddetle muhalif olan bu "mücahid kardeşler"in, Kemalizmle barışık olmaları ve hatta zaman zaman "Dindar Kemalist" şeklinde bir görüntü vermeleri ise, son derece düşündürücü geliyor.

Mühim bir nokta: Üstad Bediüzzaman, kaynağını belirttiğimiz aynı mektupta, Demokratların iktidardan düşmesi halinde, tek başına iktidar şansına, yüzde 39 nisbetinde oy alan Halk Partisinin değil, 1950'de yüzde 3 oranında oy alan Millet Partisinin sahip olduğunu açıkça ifade ediyor.

Yani, milletin reyiyle iktidar olmanın sadece iki alternatifi var: Demokratlar ve Milletçiler. Dolayısıyla, tek başına iktidara gelenler, bu iki partiden birinin devamı mahiyetindeler demektir.

"Bu asil Türk milleti, Halk Partisini kat'iyen iktidara getirmez" mânâsının telâffuz edildiği Lâhikalarda, üçüncü bir alternatiften hiç söz edilmemektedir.

3) İttihad–ı İslâm Partisi: Esasında, o tarihte bu ismi taşıyan herhangi bir siyasî parti yoktu. O halde, bu isim bir "siyasî potansiyel" mânâsında kullanılmış...

Nitekim, bir başka lâhikada "İttihad–ı İslâm"ın, Meşrûtiyetin ilk yıllarındaki "İttihad–ı Muhammedî" ile aynîleştirildiğini, özdeşleştirildiğini görmekteyiz.

Hatta, bu muazzam mânâyı tazammun eden ittihadın içinde mânen ve aynen bulunan Nurcuların büyük bir yekûn teşkil ettiği hususu açıkça ifade ediliyor.

İşte, bu söylediklerimizin ana kaynaktaki delil ve ispatı: "Mânen eski İttihad–ı Muhammedî'den (asm) olan yüz binler Nurcularla, ...şimdi de aynen İttihad–ı İslâm'dan olan Nurcular, büyük bir yekûn teşkil eder." (Age, s. 271.)

Hemen hepimizin bildiği gibi, Üstad Bediüzzaman, Nur Talebelerinin doğrudan siyasete girmelerini, yani bir parti kurmalarını, siyasetin başına geçmelerini ve iktidara gelmeye çalışmalarını doğru bulmuyor, böylesi bir teşebbüse izin ve ruhsat vermiyor.

Bu noktada hülâsaten şunu söylüyor: Eski İttihad–ı Muhammedî'den olanlar, müttefik gördükleri Ahrarlar'a "nokta–i istinad" teşkil ettikleri gibi, şimdiki İttihad–ı İslâm'dan olan kardeşlerimiz de "Demokratlara nokta–i istinad" olmalı. (Age, s. 271.)

Bu arada, zihnine "yüzde altmış–yetmiş tam mütedeyyin..." noktası takılanlar da yok değil. Bilinmeli ki, bu orandaki bir mütedeyyinliğin, ne o günkü, ne de bugünkü sosyal ve siyasî tabloyla bir kurbiyeti var.

4) Demokrat Parti: Bilhassa lâhikalarda, bu partinin eski Ahrarların devamı mahiyetinde olduğunu defaatle ifade eden Üstad Bediüzzaman, bütün kuvvetiyle bu partiyi iktidarda muhafaza etmeye çalışmış. Hayatta iken, bunda muvaffak da olmuş.

Bu noktaya, Nur Risâlelerini okuyan hemen hiç kimsenin bir itirazı olacağını sanmıyoruz... Zaten, asıl ihtilâf da Üstad Bediüzzaman'ın vefatı sonrasındaki dönemler itibariyle yaşanıyor.

İhtilâfın en şiddetlisi ise, 12 Eylül Darbesinden sonra ortaya çıktı. 1982–83'te kesinleşip derinleşen siyasî ihtilâf, bir türlü bitmek bilmedi; nitekim, halen de devam edip gidiyor.

Şimdi, can alıcı soru şu: Ahrar ve Demokrat bugün nerede, hangi parti çizgisinde? Bu siyasî misyonu bugün kim temsil ediyor?

Bu sorunun cevabını, şimdilik Tabiat Risâlesi'nin başındaki "dört ihtimal" ve "Bu vatanda dört parti var" başlıklı mektupta ihtiyar edilen bir metotla vermek daha münasip olur.

Yani, "Hangisi değildir? Hangisi olmaz veya olmamalı? Hangisi iktidara gelmez veya gelmemeli?" metodu.

Buna göre, kendi çapında demokrat görünmekle beraber, fikir ve siyaset sahnesinde boy gösterenlerden Türkçü, Kürtçü, Halkçı ve dinci temayülleri bulunanlar, hakikî Ahrar–Demokrat değiller ve o misyonun takipçileri olarak görülemezler.

Bir diğer nokta: Nur Talebelerinin, bilhassa 1960'larda ve 1970'li yıllarda takındığı siyasî tavrı beğenmeyen, o yıllardaki siyasî istikametini yanlış gören, hele hele o dönemlerin çok kritik aşamalarında sergilemiş oldukları mücahidane tavırlarını ve kahramanlık destanlarını küçük gören, basite alan kesim ve kimseler, bize göre Demokrat misyonun takipçileri olamazlar.

Hasılı, bizim o dönemdeki hizmetimizi beğenmeyenlerin, yahut yanlış bulanların, bugün bizden kabul ve beğeni beklemeleri kadar abes birşey düşünemiyoruz.

(Devamı var)

19.05.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (18.05.2010) - Sorulara cevaplar (7)

  (17.05.2010) - Sorulara cevaplar (6)

  (15.05.2010) - Sorulara cevaplar (5)

  (14.05.2010) - Sorulara cevaplar (4)

  (12.05.2010) - Sorulara cevaplar (3)

  (11.05.2010) - Sorulara cevaplar (2)

  (10.05.2010) - Sorulara cevaplar (1)

  (05.05.2010) - Medrese yasak; camiler satışta

  (04.05.2010) - Şahıs meselesine takılmadan

  (26.04.2010) - AKP, Kemalizmin ömrünü uzatıyor

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Yeni Asya Gazetesi - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat-Promosyon - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım