"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“İnsanın birinci üstadı ve tesirli muallimi validesidir”

Muallim Ayhan BİNGÖL
10 Nisan 2016, Pazar
Hindistan’da geçtiği söylenen kurt kız hikâyesini duymuşsunuzdur.

Bir anne mağarada iki çocuk doğurmuş ve mağarada bu iki kız çocuğunu orada bırakmış. Mağarada kurtların eğitiminde kalan, bu iki kız çocuğu; yıllar sonra bulunmuş. Çocuklar bulunduğu zaman sekiz yaşlarındaymış. İkisi de yetimhaneye getirilmiş. Fakat biri kısa sürede ölmüş. Diğeri ise yetimhanede eğitime tabi tutulmuş. 

Mağarada bulunan kız çocuğuna “Kamala” ismi verilmiş. Kamala’nın davranışları tamamen vahşi hayvanlar gibiymiş. Kurtların yanında yaşadığı ve onlardan eğitim aldığı için; dört ayakla koşar, ellerini kurtların ön ayakları gibi kullanırmış. Bakışları sert, gülme ve gülümsemeyi bilmez, suyu kurtlar gibi içer, karnını leşle doyururmuş. Kısacası kurtlar ne yiyorsa onlar gibi beslenirmiş. Etrafta yiyecek ararken koklanır, burnunu kurtlar gibi kullanırmış. İnsanlara ait hiçbir davranış özelliği göstermezmiş. Kamala yetimhaneye alındıktan sonra bebeklerin bir yaşının sonunda öğrendiği, tay tay yapıp ayağa kalkma davranışını ve yürümeyi öğrenmesi uzun süre almış. Kamala üç yılda iki ayağı üzerinde durmayı, beş yılda yürümeyi öğrenebilmiş.

Kamala kurtlar gibi uluyor. Diğer çocukların yanına gitmiyor. Onları görünce dişlerini gıcırdatıyor. Karanlıkta kalmayı seviyor. Kamala çocukların ilk altı ayda öğrendiği gülümsemeyi üç yılda zor öğreniyor. Bardakla su içmeyi sofrada ellerini kullanmayı beş yılda öğrenir. Nihayetinde Kamala on yedi yaşında ölüyor, öldüğü zaman öğrendiği kelime sayısı kırk beş olduğu kaydedilmiştir.

Bir insanın eski davranışlarından vazgeçip yeni davranış kazanması, eğitimde zor olan bir öğrenmedir. Buna eğitimde “geriye ket vurma” denir. Kamala iki ayakla yürümeyi öğrense dahi, ani hareketlerde yine dört ayaküstünde yürümeye başlarmış. 

Şu örnekle konumuza açıklık getirebiliriz: Meselâ, küfür eden bir babanın yanında büyüyen çocuk, belli bir eğitim ve öğretim görünce, babası gibi küfür etmiyor, fakat çok sinirlenip ani durumlarda yine de ağzından küfürlü söz kaçırabiliyor.

Çocuk, davranışlarında birlikte yaşadığı ebeveynlerini rol model almaktadır. Çocuk ebeveynden neler öğrendiğini kendi kendimize soralım. Ve bu öğrenmenin yüzde yetmişi aileden olduğunu düşünürsek, kendimizin çocuklar üzerindeki etkisini davranışlarımızın ne kadar önemli olduğunu düşünelim. Yürümeden, konuşmadan, beslenmeden ve besin seçiminden; haram, helâl, ahlâk, erdem, fazilet, dinî eğitimden hatta bunun yanında en önemlisi vicdan, eğitimine kadar bütün değerleri bizden öğrendiğine göre; suç işleyen ve davranış bozukluğu olan çocukların, suçlusu kimdir. Suçlu kimse kendini şöyle bir sığaya çekmelidir. Ebeveyn, birinci en büyük öğretmendir. İkincisi öğretmenler ve eğitim politikasıdır. Üçüncüsü ülkeyi yönetenlerdir. Çünkü Farabi, üç öğretmenden bahseder, birinci ebeveyn, ikincisi okuldaki öğretmen, üçüncüsü sultan ya da padişahtır.

Okunma Sayısı: 2812
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı