"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Kanaat, şükür ve sevgi...”

Muallim Ayhan BİNGÖL
13 Mart 2016, Pazar
O dönem ödevimizin konusu, “mutluluğu bulanlar” oldu. Hepimiz birbirimize araştırmacı gözüyle bakmaya başladık. Görev dağılımı yaptık.

Hepimiz enlerin mutlu olacağını düşünerek, şehrin enlerine” “mutlu musunuz”?” Sualini sorup, aldığımız cevapları sınıfa sunmaktı. Herkes görevini aldı. Görevini yapmak için canla başla çalışmaya koyuldu.

Ünlülerden randevu almak için herkes telefonlara sarıldı. Kimileri randevu almak için bir hafta bekledi.

Arkadaşımızın biri:

Ben ünlü birini seçemeyeceğim öğretmenim kuşlar ile konuşacağım, deyince sınıfta bir gülüşme başladı. Gülüşmeler, onunla dalga geçme gülüşmeleriydi. Öğretmenimiz şöyle bir baktı. Arkadaşın zeki olduğunu biliyordu. Ona şöyle gülümsedi, ama onu aşağılama gülümsemesi değildi, ona güvendiğini hatırlatan bir gülümsemeydi.

Haftalar geçti. Herkes ödevini sınıfa sunmaya başladı. Enlerin verdiği cevaplarda mutluluk yoktu. Hemen hemen hepsi, koşuşturma ile günlerin geçtiğini, günün yetmediğini, mesleklerinde en iyi olmanın çabasıyla yarışma içinde olup iş yoğunluğundan yaşamadıkları hayatın mutluluğunu yakalayamadıklarını dile getirmişlerdi.

Kuşları proje alan arkadaşımız son olarak raporumu ben sunayım öğretmenim dedi. Ve raporunu sunmaya başladı.

Ben öyle enlere gitmedim öğretmenim. Sabah evden aç çıkan akşam tok dönen kuşlar gibi yarını düşünmeden yaşayan birine sordum.

Çarşının orta yerine vardım. Gülümseyen insan aradım. Bir saatten fazla etrafı gözlerimle kolaçan ettim. Bir çocukları gördüm gülümseyen birde bu yaşlı amcayı gördüm. Adama baktım yüzü hep gülücükler saçıyordu. Olan biten hiçbir şeye aldırmıyordu.

Yanına yaklaştım. Selêm verdim. Selâmımı aldı. Bana gülümsedi. Bu ayakkabılar boyanmaz Küçük Bey dedi. ”Bende boyatmayacağım ki“ dedim. Eh! Niye geldin? Size: “Ben sadece bir sual soracağım”

-Bak sen! Küçük beyimize, dedi. “Mutlu musunuz bu soğukta ayakkabı boyamaktan?“ dedim.

“Mutlu olmazsam burada ne işim var,” dedi. “Ekmek kavgası olmasın” dedim.

- Benim, ekmek kavgam mavgam yok, dedi.

- Peki, niye bu soğukta ayakkabıya bir bebeğin yüzünü okşayan anne şefkatiyle fırça sallıyorsun? “Tebessümle, yapacak işim yok, emekliyim, emekli param bana yetiyor, zaten evde de bir Köroğlu bir Ayvazız.” “Peki, niye çalışıyorsun?”

-Öbür dünya için, dedi.

-Öbür dünya için mi? dedim.

- “Evet, öbür dünya için,” anlamadım öbür dünya için ise cami de olman gerek o zaman, dedim.

- Evet, evlât cami işini yapıyoruz, çok şükür. O camide verilen öğütler bize bunu yapın diyor. İbadet şart, lâkin ibadet hep camide olmaz. Çalışmakta ibadet. Ben bu kazandığım parayı eve dahi götürmem.

- Ya ne yapıyorsunuz? Ne kazanırsam, adını bildiğim kendini bilmediğim, birkaç garip öğrencinin hesabına yatırıyorum.

“Peki, kötü günler için biriktirmeyi düşünmüyor musun?”

- “Küçük bey, kuşları örnek aldım. Onlar sabah aç gider, tok döner yuvalarına. Fakat biriktirmeden olmaz, bende biriktiriyorum,” Ne biriktiriyorsun? Sevgi biriktiriyorum.

Mutluluğun sırrı ne sence nedir? Amca bey, dedim.

İki çift gülümseyen gözünü, gözlerimin içine dikti. Gözlerimin içine baka baka dudakları güneşe doğru açılan gonca yaprakları gibi açıldı. Şu kelimeler ağzından düşünce taarruzuna uğramadan dilinden dökülüverdi.

“Kanaat, şükür, sevgi“

Okunma Sayısı: 2299
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı