"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fâtimî devleti ve halifeliği fiilen bitiriyor

Selahaddin YAŞAR
26 Nisan 2015, Pazar
Selahaddin Eyyubi yazı dizisi - 35

Şâfiî fâkihi Necmeddin Kabusanî, ısrarla halifelik sıfatının Fatımîlerden alınmasını istedi. Görüştüğü Sünnî âlimler ve fakihler, Selâhaddin’in, meseleyi zaman içinde halletme tarzını makul bulmakla birlikte bazı adımların atılması gerektiğini söylediler.

Selâhaddin de aynı kanaatte olduğu için ilk hamlede Mısır’da, Fatımîler tarafından tayin edilen bütün Şiî kadıları azletti. Onların yerine Şâfiî kadılar getirdi. Başkadılık makamına da üstün zekâsı, sağlam muhakemesi, istiğnası ve gösterişten, şaşaadan uzak durması ile avam, havas herkesin takdirini kazanan Sadreddin ibn-i Durbas’ı tayin etti.

Selâhaddin bu kararı ile Sünnî akaidini fert ve cemiyet hayatının bir parçası hâline getirdi. Zaten ekseriyeti Sünnî olan halkın, Sünnî inanç esaslarına göre eğitim veren medreselerde yetişen âlimler, fakihler sayesinde kısa zamanda inandığı gibi yaşamasını sağlamaya çalıştı. 

Abbasî Halifesi Müstencid’in 1170 yılı sonunda suikasta uğrayarak öldürülmesi üzerine yerine Müstezi geçti. O da bütün İslâm âlemini hilâfeti altında toplamayı arzu ettiğinden bunu sağlama hususunda zamanın güçlü hükümdarı Nureddin’den yardım istedi. 

Selâhaddin’in Şiî kadıların yerine Şâfiî kadılar tayin ederek Şiî halifenin tesir sahasını iyice daralttığını bilen Nureddin, 1171 yılında ona yeni bir mektup yazarak artık Mısır’da da Abbasî halifesi adına hutbe okutması gerektiğini hatırlattı. 

Önceden verdiği karar gereği hilâfeti ânî bir emirle değil, zaman içinde halkı alıştırıp El-Adid’i ikna ederek tedricen yapmak isteyen Selâhaddin, Kahire’de olmasa bile civar vilâyetlerden birinde Abbasî halifesi adına hutbe okutarak halkın tepkisini ölçmenin zamanının geldiğini düşündü. 

Muhtemelen meseleyi görüşmek için halifenin sarayına gittiğinde El-Adid’in ağır hasta olduğunu görünce planını biraz geciktirmeye karar verdi. Selâhaddin’in yaptıklarından haberdar olan, niyetini anlayan, Fatımî hilâfetinin hitama ermek üzere olduğu gerçeğini gören Adid, ona devletle veya hilâfetle ilgili hiçbir şey söylemedi. Zira devletin geleceğinden de, kendi hayatından da ümidini kesmişti.

“Çocuklarımın hepsi küçük, onları himaye et!” dedi.

Selâhaddin’in himaye etme sözü verdiği bu istek, aslında Fatımî devletinin ve halifeliğinin fiilen bittiğinin ifadesiydi. Adid’in yanına geldiği anda bu gerçeği gören Selâhaddin, onu teselli edip gönlünü alarak yanından ayrıldıktan sonra planının ilk hamlesini yapmaya karar verdi.

Hicrî 567 yılı Muharrem ayının, Milâdî 10 Eylül 1171 tarihine tekabül eden ilk Cuma gününde Faustat şehrindeki camilerde Cuma hutbeleri, Abbasî halifesinin adına ve unvanı zikredilerek okundu. Okunan hutbeleri dinleyenler de, dinlemeyip başkalarından duyanlar da yapılan değişiklikten memnun görününce, ilk hamle başarı ile gerçekleştirilmiş oldu.

Selâhaddin, daha Fatımî halifesi hayatta iken gücünü herkese göstermek ve hâkimiyetini kabul ettirmek için 167 bölükten meydana gelen ordusunun 147 bölüğü ile aralarında Frenk ve Bizans elçilerinin de bulunduğu büyük bir kalabalık önünde resmigeçit yaptı. 

Okunma Sayısı: 1580
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı