"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Savaşın en çetin anlarında bile insanî hasletlerini göstermekten vazgeçmiyordu

Selahaddin YAŞAR
28 Mayıs 2015, Perşembe
Selahaddin Eyyubi yazı dizisi - 67

Selâhaddin Eyyubî, ordu içinde yaşanan hadiseleri öğrenince emirlerle görüşerek pek çoğunu ikna etti. Daha önce defalarca yaşadığı suikasta uğrama tehlikesine aldırmadan sık sık askerlerin arasında dolaşarak ordudan ayrılmaların, fıtrat farklılıklarından doğan basit hadiseler olduğunu anlatıp ruhlarındaki cihad aşkını canlandırmaya çalıştı. 

Bir seferinde Hıristiyan esirlerin tutulduğu kampı dolaşırken esirlerin arasında, dişleri dökülmüş, takati kesilmiş hasta ve zayıf bir ihtiyar görünce şaşırdı. Tercüman vasıtasıyla orada ne işinin olduğunu, esirlerin arasına niçin ve nasıl geldiğini sordu. 

İhtiyar Kutsal Mezar’ı ziyaret etmek maksadıyla yola çıktığını, bir askerî birliğin yanından geçerken diğer bir askerî birliğin onlara baskın yaptığını, kendisini de esir alarak oraya getirdiklerini anlattı. Selâhaddin de onu serbest bırakıp ihtiyaçlarını gidererek seyahatine devam etmesini sağladı. 

Kuşatmanın bütün şiddeti ile devam ettiği günlerden birinde muhafızlar bir kadının kendisi ile görüşmek istediğini söylediler. O sırada hücum hazırlıkları yapan sultan, “Yarın gelsin işini görelim.” dedi.

Ondan böyle geçiştirici bir cevap beklemeyen kadın, “Madem Allah’ın kullarını yarına salarsın, niçin üzerimize sultanlık iddia ediyorsun ve memleket fethiyle uğraşıyorsun?” diyerek itiraz etti. Bu feryadı duyan Selâhaddin işini bıraktı ve kadını huzuruna çağırtıp derdini dinledi. Savaş alanına yakın köylerden birinde meskûn olduğunu söyleyen kadın üç aylık bebeğinin çalındığını, Hıristiyan komutanlara müracaat ettiğini, onların da “Selâhaddin merhametli bir adamdır.” diyerek kendisini Müslüman ordugâhına gönderdiklerini anlattı ve bebeğinin bulunması için ondan yardım istedi.

Adamlarını göndererek meseleyi araştırtan Selâhaddin, çocuğu kaçıranların köle pazarında sattıklarını öğrenince bebeği alan kişiyi huzuruna çağırttı, ona verdiği parayı ödeyerek bebeği satın alıp azat etti.

“Bebeği annesine verdi, kadın da gözyaşları içinde onu göğsüne bastırdı. İnsanlar onu seyrederek ağlıyordu, ben de onların arasında duruyordum. Kadın bebeğini bir süre emzirdi. Sonra Selâhaddin ona bir at getirilmesini emretti ve kadını Frenk ordugâhına gönderdi.” 

İbn Şeddad’ın bu şekilde de anlattığı gibi savaşın en gergin anlarında bile insanî hasletleri yaşamaktan vazgeçmeyen ve şefkat, merhamet hislerini öfkeden, gazaptan yeğ tutan Selâhaddin, değil böyle sivil insanlar, canına kasteden düşmanlarına bile merhamet etmeyi, insanlığının icabı ve inancının iktizası sayardı.

İngiltere Kralı Richard da onlardan biriydi. Kendisi ile savaşmak için on binlerce askeri ile birlikte İngiltere’den kalkıp Suriye’ye gelen Richard’ı, karşılaştığı anda öldürmenin planlarını yaparken, hastalandığını öğrenince düşman ordugâhına kendi doktorunu gönderip tedavi ettirerek iyileşmesini sağladı.

Okunma Sayısı: 866
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı