"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Selahâddin’in hastalığı yeniden nüksetmişti

Selahaddin YAŞAR
26 Mayıs 2015, Salı
Selahaddin Eyyubi yazı dizisi - 65

Düşmanın asıl hedefinin Akka Kalesi olduğunu anlayan Selâhaddin, oraları kurtarmak yerine Akka’yı tahkim etmenin daha isabetli olacağını düşündü ve Merc Uyûn’daki karargâhından kalkıp tehlikeli yollardan geçerek kısa zamanda Akka’ya vardı. 

Selâhaddin’in yanında fazla asker yoktu, ama kaleyi kuşatmaya çalışan Frenkler onun geldiğini görünce biraz da şöhretinden korktukları için kuşatmayı tamamlayamadan mevzilerine çekildiler. 

Onların içine düştükleri tereddütten istifade eden Selâhaddin “halifenin cömert desteklerinin de sevinciyle” Akka’ya takviye birlikler ve yedek malzemeler göndererek Akkalıları maddeten olduğu kadar manen de güçlendirdi. 

Başka zaman olsa hemen düşmana saldırır; onları, toparlanmalarına fırsat vermeden imha etmeye çalışırdı. Fakat Frenklerin asker sayısının bir hayli fazla olduğunu görünce ordugâhında Takiyyeddin’i, Gökbörü’yü ve Musul, Diyarbakır taraflarından gelecek birlikleri beklemeyi tercih etti. 

Bu arada denizden mütemadiyen asker, teçhizat ve malzeme yardımı alan Frenkler, kendilerini küçük görerek fazla ciddiye almayan Müslüman birliklerin dağınıklığından istifade ederek hızlı bir hareketle kaleyi abluka altına almayı başardılar. 

Bunu gören Selâhaddin, savaş meclisini topladı. 14 Eylül 1189 tarihine tekabül eden Cuma günü Cuma namazından hemen sonra umumî bir hücumla ablukayı yarmaya karar verdi.

Harekete geçen Müslümanlar ilk hamlede başarılı oldular ve Antonius Kapısına yaklaştılar. Fakat tam o sırada İslâm ordusunun yardımcı unsurları arasında başlayan karışıklık, savaşan askerlerin düzenini bozunca Frenkler toparlanıp Müslümanları püskürttüler. 

İngiltere Kralı Riçhard’ın ve Fransa Kralı Philippe’nin kuvvetleri ile bir hayli güçlenen, Alman İmparatoru Frederik’in de büyük bir ordu ile karadan gelmekte olduğunu haber alan Frenkler; kazdıkları geniş ve derin hendeklerle kendilerini muhafaza altına aldıktan sonra, Akka’nın kuzeyinden Müslümanlara karşı taarruza geçtiler. 

Böyle bir saldırıyı beklemekle birlikte, yaptıkları savaş taktiklerinin düşman tarafından fark edilmesi üzerine başarılı olamayan Müslüman birlikleri bozguna uğrayınca Selâhaddin geri çekilmek zorunda kaldı. Saldırılar sırasında yaşadığı yorgunluğun, gerginliğin yanı sıra, yeğeni İzzeddin Mûsık’ın ve arkadaşı Ziyaeddin İsa’nın vefat haberlerini almasının da tesiriyle nükseden hastalığı yüzünden sağlığı iyice bozulmasına rağmen mücadeleyi bırakmadı.

Küçüklü büyüklü kollara ayırdığı seyyar birliklerini kale etrafındaki tepelerde sürekli hareket hâlinde tutarak Akka’daki muhafızlarına moral vermeye ve düşmana korku salmaya çalıştı. 

O zor ve sıkıntılı günlerde elli kalyonluk Mısır donanmasının, mevsim şartlarının zorluğuna, denizin dev dalgalarına aldırmadan Aralık ayının sonlarına doğru asker ve iaşe yardımı getirmesi Müslümanlara büyük bir moral kaynağı oldu. 

Okunma Sayısı: 930
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı