Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 05 Ekim 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

21’inci yüzyıl, kurak yüzyıl

İngiltere’de yayınlanan The Independent, “Küresel ısınmanın etkileri konusunda bugüne kadarki en kaygı verici uyarı” diyerek neredeyse bütün ön sayfasını şu manşete ayırıyor: “Kurak yüzyıl”... Independent’ın ve diğer gazetelerin uyarılarını aktardığı İngiliz meteoroloji uzmanlarına göre 2100 yılına dek dünyanın üçte biri çöle dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya.

Uzmanlara göre şu an görece ılımlı bir kuraklık geçiren yerlerin oranı bu yüzyıl sonunda ikiye katlanabilir. Aşırı derecede kurak mevsimlere maruz kalan bölgelerin oranı ise kimi tahminlere göre yüzde 1’den yüzde 30’a dek tırmanma işaretleri veriyor. Aynı konuyla ilgili olarak Guardian, kuraklığın en ciddi biçimde görüleceği coğrafyayı Avrupa’nın güneyi, Kuzey Afrika, Avrasya’nın batısı ve Kuzey Amerika olarak bildiriyor, yani Türkiye’nin de içinde yer aldığı bir kuşak. Guardian’a göre Afrika’nın orta bölgeleri, Asya’nın doğusu ve kuzey enlemlerinde yer alan ülkelerde ise iklimin eskisine nazaran daha yağışlı olacağı tahmin ediliyor. Guardian, uyarıyı yapan Meteoroloji Bürosu’nun küresel ısınmadan sanayi gazlarını sorumlu tuttuğunu hatırlatıyor.

‘OKYANUSLAR ÇÖPLÜĞE DÖNÜYOR’

Bu arada, Sahillerdeki yapılaşma ve lağım sularıyla çöplerin denizlere ve okyanuslara boca edilmesi, deniz kirliliğine yol açıyor.

Lahey’de yayımlanan BM raporunda, “okyanusların çöplüğe dönmekte olduğu” belirtildi. Denizlerdeki kirliliğin yüzde 80’inin karadan geldiği vurgulanan raporda, kirliliğin 2050 yılına kadar daha da artma riski bulunduğuna işaret edildi. Raporu hazırlayan BM Çevre Programı (BMÇP) uzmanları, sorunun özellikle kalkınmakta olan bölgeleri etkilediğine, zira kirlilikle mücadelenin mali bakımdan külfetli olduğuna dikkat çekti.BMÇP yönetim kurulu başkanı Achim Steiner’ın takdim ettiği “Denizlerin durumu” başlıklı raporda, deniz kirliliğinin 9 “kilit kriterinden” üçü konusunda ilerleme sağlandığı belirtildi. Petrol kirliliği, bu üç noktadan birini oluşturuyor. Dört kriterde ise gidişatın “kötü” olduğu vurgulanıyor ve kirli sularla çöplerin denizlere dökülmesi bu kriterler arasında sayılıyor. Rapora göre, tarımdan kaynaklanan fosfor ve azot, sahillerdeki eko-sistemi bozuyor, bu da zehirli yosunların yayılmasına ve oksijensiz ölü bölgelerin ortaya çıkmasına yol açıyor.

SEVİNDİRİCİ NOKTA

Raporda, 80’li yılların ortalarından bu yana deniz ulaşımındaki iyileştirmeler sayesinde petrol kirliliğinin önemli oranda azaltılabildiği, bunun da sevindirici olduğu belirtildi. Bir başka sevindirici nokta da, kalıcı kirlilik yapan kimyasallarla tarım ilaçları ve radyoaktif maddelerin yol açtığı kirlenmenin azalmış olması. Kirliliğin bölgeden bölgeye değiştiği de belirtilen rapora göre, sözgelimi Kuzeydoğu Atlantik veya Baltık denizinde iyileşme gözlemlenirken, yılda 17 ton civa ve kadmiyumun döküldüğü Hazar denizi veya Pasifik’in güneydoğusunda durum endişe verici boyutlarda. BM uzmanlarının raporuna göre, dünya nüfusunun yüzde 40 kadarı, yeryüzünün sadece yüzde 7,6’sını oluşturan dar bir sahil şeridinde yaşıyor. Buralarda 1990 yılında 77 olan kilometrekareye düşen nüfus yoğunluğu, 2025’te 115’e yükselecek. Bu da, nüfus artışıyla insan faaliyetlerinin, sahil ve denizlerdeki eko-sistemin hızla bozulmasının en büyük sebebi olduğunu gösteriyor.BM raporu, 16-20 ekim arasında Pekin’de yapılacak Dünya Eylem Programı konferansına katılması beklenen yüz kadar ülkenin hükümetlerine sunulacak.

05.10.2006


 

İsrail’li bakandan tarihî bir çıkış: Abdullah Planını kabul edelim

İsrail Konut Bakanı Meir Şetrit, İsrail-Filistin anlaşmazlığının çözüme kavuşması için, İsrail’in Arap barış inisiyatifini kabul etmesi gerektiğini söyledi.

İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in partisi Kadima’ya üye olan Bakan Şetrit, devlet radyosuna verdiği demeçte, kamuoyu önünde, İsrail’in Suudi Arabistan tarafından ortaya atılan barış inisiyatifini kabul etmesi gerektiğini söyledi. Şetrit, “Tehlikenin üstesinden gelmek lazım, bununla şunu demek istiyorum: Ilımlı Arap ülkelerin barış inisiyatifi olan Suudi Arap inisiyatifini kabul etmek gerek” dedi. Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta Mart 2002’de bir araya gelen Arap Birliği üyesi ülkelerce kabul edilen Arap barış inisiyatifi, İsrail’in Haziran 1967’de işgal edilen topraklardan çekilmesi karşılığında İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesini öngörüyor. Şetrit, tam bir barış karşılığında 1967’den beri işgal ettiği topraklardan çekilmeye hazır olduğunu ifade ederek, “Tam bir barıştan söz ediyorsak, tam bir barış istiyorsak, inisiyatifin bütün unsurlarını kabul etmek ve 1967’deki sınırlara çekilmek zorundayız.

Uluslararası planda İsrail Filistin meselesine ilişkin gündemini belirlemek ve Suudi Araplara ‘Gelin bu inisiyatifi konuşalım’ demek zorunda” ifadesini kullandı. İsrailli Bakan, Filistin lideri Mahmud Abbas’ı baş başa görüşmelere davet etmeleri gerektiğini de belirterek, İsrail’in nihai sınırları oluşturmak için uzlaşmaya da hazır olduğunu kaydetti. Şetrit’in bu açıklamalarını, Suudi Arabistan tarafından reddedilmekle birlikte, İsrail ile Suudi Arabistan arasında yapıldığı söylenen gizli görüşmeler bağlamında yaptığı belirtiliyor. Çıkan haberler üzerine Başbakan Olmert, Suudi Arabistan kraliyet ailesinden bir yetkiliyle görüşüp görüşmediği konusuna kesin açıklama getirmemekle birlikte,

“Bu konuda karar vereceğiz. Şimdi bir yalanma yapacağım, inanmak zorunda değilsiniz” gibi bir ifade kullanmış ve görüşmenin yapıldığı imasında bulunmuştu.

/ KUDÜS

05.10.2006


 

Iraklı sanayi bakanı suikasttan kurtuldu

Irak’ın başşehri Bağdat’ta, Sanayi Bakanı Fevzi Hariri’nin konvoyunu hedef alan bombalı saldırıda ilk belirlemelere göre 13 kişinin öldüğü, onlarca kişinin yaralandığı bildirildi.

Bölgeden gelen haberlerde, bazı kaynaklar yaralı sayısını 51, bazıları 74 olarak verdi. Sanayi Bakanlığı sözcüsü, hedef alınan konvoyda bakanın kendisinin değil, yardımcıları ve korumalarının bulunduğunu açıkladı. Bağdat’ta bir Hristiyan mahallesinde düzenlenen saldırıda bomba yüklü bir aracın yanı sıra yola yerleştirilen iki bombanın infilak ettiği belirtildi.Patlamalarda 13 kişinin öldüğü ve yaralılar arasında 15 polisin bulunduğu, birçok aracın hasar gördüğü ve bir binanın kısmen yıkıldığı haber verildi. Irak genelinde bugün düzenlenen diğer saldırılarda da 4 kişinin öldüğü bildirildi.

/ BAĞDAT

05.10.2006


 

Halutz’un istifası istendi

İsrail’in eski Kara Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Yiftah Ron Tal, ordudan emekliliğini istediği sırada, Genelkurmay Başkanı Dan Halutz’a istifa çağrısında bulundu.

Ron Tal, bir dergiye yaptığı açıklamada, Lübnan’daki savaşta sorumluluğu olanların başarısızlıklar sebebiyle hesap verebilmeleri gerektiğini, bu sorumluluğun hem siyasiler, hem de askerler için geçerli olduğunu söyledi. Tümgeneral Ron Tal, İsrail ordusunun Lübnan’daki başarısızlıklarının, geçen yıl Ağustos ayındaki (Gazze’den) geri çekilmeyle de bağlantılı olduğunu savundu. İsrail Ordusu ise Tümgeneral Ron-Tal’ın açıklamalarını kınadı. Ordu sözcülüğü, “Ordudan emekli olmadan önce ücretli izinde bulunduğu süre içinde, bir subayın İsrail devletinin siyasi mercilerini eleştirilmesi uygun bir davranış değildir” açıklamasında bulundu.

Açıklamada, General Ron Tal’ın geri çekilme süreci de dahil, tüm askeri süreç ve kararlara katılmış bir Genelkurmay mensubu olmasının “durumu daha da vahim kıldığı” görüşüne yer verildi. İsrail Genelkurmay Başkanı Dan Halutz’un da Ron Tal’ı çağırarak, sözleriyle ilgili açıklama istediği bildirildi.

/ KUDÜS

05.10.2006


 

Papa’ya A’raf ve Limbo darbesi

İgiltere’de yayınlanan The Times, Hıristiyanlığı özellikle Afrika ve Asya’nın yoksul ülkelerine daha çekici kılmayı hedefleyen Papa’nın köklü bir Katoliklik inancında reforma gideceğini belirterek, “Vaftiz olmamış bebeklerin ruhunu kurtaran Papa gönül kazanmaya çalışıyor” yazdı.

Yüzyıllardır Katolikliğe kök salmış bir inanca göre vaftiz olmamış insanların öldükten sonra gidecekleri yer ne cennet ne de cehennem, fakat “limbo” diye adlandırılan ikisinin arasında bir yer olarak düşünülüyor. Bu nedenle Katolikler ölü doğan ve dolayısıyla vaftiz edilmeyen bebeklerin “limbo”ya gittiğini inanıyor. Times, “Ama Papa gayet iyi biliyor ki Müslümanlık dininde ölü doğan ya da erken yaşta ölen bebeklerin hepsi doğrudan cennette gidiyor” diye belirtti. Gazeteye göre, bebek ölümlerinin yüksek olduğu birçok yoksul Afrika ve Asya ülkesinde iki din arasındaki bu fark, Müslümanlığı daha çekici kılabilir. Times, bu ülkelerde Katolikliği yaymak isteyen Papa’nın gayet açık biçimde “limbo” kavramını ortadan kaldıracağını ve ölü doğan bebeklerin Hıristiyanlıkta da yerinin doğru cennet olduğunu resmen ilan edeceğini söylüyor.

/ LONDRA

05.10.2006


 

Yerel HAMAS lideri öldürüldü

Batı Şeria’da, maskeli kişilerin yerel bir Hamas liderini camiden çıkarken vurarak öldürdükleri bildirildi.

Görgü şahitlerinin verdikleri bilgiye göre, maskeli 3 kişi, Muhammed Odeh’i Kalkilya yakınındaki Hableh köyündeki camiden sabah namazından çıktığı sırada vurdular. Tanıklar, saldırganların camiye geldikleri otomobilin İsrail plakası taşıdığını söylediler.

/ RAMALLAH

05.10.2006


 

Hugo Chavez’den Rumsfeld’e: Savaş köpeği

Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’i “savaş köpeği” olarak nitelendirdi. Chavez, Rumsfeld’in, “komşu ülkelerin Venezuela’nın silâhlanmasından kaygı duydukları” yönündeki açıklamalarına cevap verdi.

“Hiçbir ülkenin Venezuela’ya tehdit teşkil etmediğini söylemekle Rumsfeld’in ikiyüzlülük yaptığını” belirten Chavez, “esas tehdidin ABD olduğunu” söyledi. Chavez, televizyondan yayımlanan konuşmasında” Rumsfeld hakkında “savaş köpeği”, “küçük köpek”, “bay köpek” gibi ifadeler kullandı. Nikaragua’da Batı yarıküre askeri liderleriyle bir toplantı yapan Rumsfeld, gazetecilere açıklamasında, “komşularının, Venezuela’nın silâh alımlarından duydukları kaygıyı anladığını” söylemişti.

/ CARACAS

05.10.2006


 

‘Blair’inki Türkiye’nin AB perspektifini kurtarma’

İngiltere’de yayımlanan The Guardian gazetesi, İngiltere Başbakanı Tony Blair’in Türkiye’nin AB sürecini “kurtarma girişimi” çerçevesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğünü yazdı.

İki başbakanın dünkü görüşmede, sürecin bir “çarpışmaya kurban gitmemesi için” yollar aradıkları belirtilen haberde, Blair’in Avrupa’da Türkiye’nin AB üyeliğini savunanların başında geldiği ifade edildi. Haberde, Blair’in, Müslüman bir ülkenin AB’ye üye edilerek, birliğin bir Hristiyan kulübü olduğu yolundaki eleştirilere cevap vermek istediği yorumu yapıldı. AB komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’in Türkiye temaslarına da değinilen haberde, “Başbakan Erdoğan’ın KKTC’ye uygulanan izolasyonların kaldırılmasını, liman ve havalimanlarının Rumlara açılmasının ön şartı olarak vurguladığı” belirtildi.

/ LONDRA

05.10.2006


 

İran için ABD’den Avrupa’ya son mühlet

ABD, Avrupalılara İran’ı uranyum zenginleştirmekten vazgeçmeye ikna etmek için hafta sonuna dek süre verdi.

ABD dışişlerinin 3 numaralı ismi Nicholas Burns, “tersi durumda Tahran’a yaptırım çağrısında bulunacaklarını” söyledi.

05.10.2006


 

Melbourne’da İslâmı sevdiren iftar

Avustralya’nın Melbourne şehrinde düzenlenen iftar yemeğinde konuşan Göçmenlik ve Çokkültürlülükten Sorumlu Bakanlığın Eyalet Direktörü John Williams, “Batı medyası tarafından sürekli negatif şekilde tanıtılmaya çalışılan bu yüce dinin ne kadar pozitif olduğunu bu iftarda anladım” dedi.

05.10.2006


 

Hollanda’da Ramazan coşkusu

On ikinci gününe eriştiğimiz Ramazan ayı, Hollanda'da yasayan bir milyona yakın Müslümanca da hakkıyla ve coşkuyla idrak ediliyor.

Değişik cami mimarîleriyle süslenen Hollanda'da adeta camisiz bir şehre rastlamak artık mümkün değil.

05.10.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004