Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

Bir zamanlar sadece “kemençe” vardı

Kemençenin 18. yüzyıl sonlarına kadar Türk müziğinin tek yaylı sazı olduğu belirtiliyor. Hacivat-Karagöz ve Türk tatlısının ardından Yunanistan’ın sahip çıkmaya çalıştığı Türkiye’nin önemli değerlerinden biri olan kemençenin Yunanistan’a 1924’ten sonra göç eden Rumlar tarafından götürüldüğü kaydedildi.

Karadeniz Bölgesi’nde özellikle yaz mevsimlerinde yaylalara çıkarak sesiyle el ele verip saatlerce horon teptiği kemençeyi Yunan’ın sahiplenmeye çalışması tepkilere sebep oldu.

Yunanistan’ın, “Kemençe bizim çalgımız” şeklindeki sözde iddiası kemençeye gönül verenleri kızdırırken, Samsun’daki kemençe imalatçısı ve icracısı İbrahim Çelebi’nin hazırlattığı “www.kemence.com” internet sitesinde bu enstrümanla ilgili şu bilgilere yer verildi:

“- Farsça kökenli bir kelime olan kemençe aynı dildeki keman, (yay, kavis) kelimesi ve küçültme eki çe’nin bir araya gelmesinden oluşur ve yayla çalınan küçük saz anlamını taşır.

Orta Asya’da şekil olarak bugünkü kemençeye tam benzemeyen, fakat onun atası sayılabilecek bir çok saz görülür. Orta ve Uzak Asya Müslüman ve Moğol saz takımlarındaki yaylı sazlar incelendiğinde farklı isimlere de rastlanmakla birlikte (örneğin Kırgızistan ve Özbekistan’da Kıyak) çoğunlukla ‘Kemençe veya Kemançe’ adının verildiğine ve ‘Iklığ - Iklık’ adıyla beraber kullanıldığına rastlıyoruz. Benzer şekilde Fransa’da ‘Pochette (poşet)’ İngiltere’de ise ‘Kit’ olarak adlandırılan ve kemençe ile benzerliklere sahip yaylı çalgı türü olduğu bilinmektedir. Kemençenin (-çe) ekindeki küçültme anlamı pochette kelimesinde de vardır. Çünkü Fransızca da bu kelimenin cep, kese ya da cepte taşının şey gibi anlamları vardır.

- Kemençe kelimesi bugün Türkiye dışında İran, Ermenistan, Yunanistan, Gürcistan, Azerbaycan gibi pek çok ülkede kullanılmaktadır. Günümüz Türkiye’sinde biri klasik Türk müziğinin Armudi kemençesi, diğeri ise Doğu Karadeniz halk müziğinin Karadeniz kemençesi olmak üzere iki tür kemençe kullanılmaktadır. Ayrıca kabak kemani de bazen kemençe olarak isimlendirilmektedir. Armudi kemençe ve kemaninin benzerlerine rastlanmakla birlikte (Macarlar benzer türde çalgıya Hegedü, Yunanlılar lira, Bulgarlar Gadulga, Araplar Rebap adını vermişlerdir) Karadeniz kemençesinin şekil ve çalınış tarzı bakımından benzeri bulunmamaktadır. 18. yy. sonlarına kadar Türk müziğinin tek yaylı sazı olan kemençenin yerini, Batının önce Viola d’amore’si (sinekemanı adıyla), sonra da Violino’su (keman) aldı. Ama Karadeniz kemençesi horonlar sayesinde, armudi kemençe ise 19. yy. ortalarına doğru girdiği fasıl topluluğu içinde günümüze kadar geldi.

- Karadeniz kemençesi Doğu Karadeniz Bölgesi dışında Yunanistan ve diğer ülkelere göç etmiş olan Karadeniz kökenli mübadil Rumlar tarafından da halen yaşatılmaktadır. Ayrıca Trabzon ve çevresinden göç eden Ermenilerin de bu sazı kullandıkları bilinmektedir. Türk müziğinin bu en küçük yaylı sazı, boy-posundan umulmayacak güçte bir ses yüksekliğine ve tınısına sahiptir.”

07.12.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Bir zamanlar sadece “kemençe” vardı

  Mevlânâ Müzesine AB desteği

  El yazmalarına restorasyon

  Gaziantep Kalesinin geleceği masaya yatırıldı

  Edward Said anısına sempozyum


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004