Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 16 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mustafa ÖZCAN

Türkiye'nin zamanı geldi-1



Nusretü Eh’lil Irak ünvanı taşıyan konferansı takip etmek için (14-15 Aralık 2006) Kaya Ramada Oteline gittim. Toplantıda konuşulanlar hiç alışageldiğimiz türden değildi. Mecaz ve kinaye dili gitmiş yerini sarahet dili almıştı. Ben dahil dinleyicilerin hepsi şok olmuştu. Uzun zamandır hakikatları bu kadar çıplak dinlemeye alışmamıştık. Belki bu kadarı zararlıydı da. Kulaklarıma inanmakta zorluk çektim. Demek ki yapmak zor, yıkmak çok kolay. Bu kulaklarımızla duyduklarımız doğru mu diye nisbeten tarafsız görünenlere soruyorum. Hep bir ağızdan anlatılanların devede kulak kaldığını söylüyorlar. Çok daha fazlası yaşanıyor diye mukabele ediyorlar. Ya çözüm diye soruyorum işte bu noktada tıkanıyorlar. Vakıayı tasvirleri mükemmel. Ama geleceğe dair bir planları yok.

Fethi Yeken gibi Sünnî liderlerin bölgede başkalarının projelerine âlet oldukları ve eklemlendiklerini söylüyorlar. Sünnilerin projeleri yok. Zira Sünnilerin merciiyyeti ve siyasî liderlikleri yok. İşte tam da bu noktada gözler Türkiye’ye çevriliyor. Ve neden Neoconlar ve onların Türkiye’deki uzantılarının Türkiye’yi Ortadoğu’dan uzak tutmaya çalıştıklarını ve Türkiye’nin Irak’a yönelik dış politikasını Sünni politika olarak takdim ettiklerini bu tablo ışığında daha iyi anlıyorum. Çünkü Türkiye bölgeye girerse bütün denklemi bozar. İsrail, İran ve Batılı ülkeler boşluğun kalıcı bir şekilde doldurulmasından dolayı telâfi edilmez zararlara ve kayıplara uğrarlar. Bölgede ise ideolojik olarak Türkiye’ye ters bakanlar bile şimdi (bazı selefiler ve Arap milliyetçileri) maslahat noktasında Türkiye’ye karşı çıkamıyorlar. Biliyorlar ki, Türkiye’nin boşluğunu doldurabilecek tek bir Arap ülkesi bile yok.

Irak çökmüş ve denklem dışına çıkmış durumda. Mısır ise 1950’den itibaren yanlış politikalarla kan kaybetmiş ve büyük ölçüde liderlik ehliyetini kaybetmiştir. Şarkın yükselen yıldızı Türkiye’dir. Bunu içte ve dışta hazmedemeyen bir takım çevreler vardır. Ama bölge Yavuz öncesinde olduğu gibi yüzünü çar naçar bir şekilde Türkiye’ye çevirmiş ve kurtarıcı olarak onu görmekte ve beklemektedir. Elbette Türkiye’nin ayağında bazı ideolojik prangalar var. Ama Ortadoğu halkının bu prangalara bile aldırdığı yok. Öyle bir iştiyak var ki tarifi mümkün değil. Selefisinden milliyetçisine kadar Osmanlı karşısında ittifak etmiş bütün güçler, toplumsal katmanlar ve tayflar şimdi Osmanlı lehinde ve onun gelmesi için ittifak etmiş durumdalar. Dört gözle bekliyorlar. Türkler denilince gözleri parlıyor.

30 yıldan beri Ortadoğu ile iç içeyim böylesine bir vaziyetle ne karşılaştım ne duydum. Dediğim gibi Arap âlemi kıpır kıpır ve Yavuz öncesindeki gibi Türkleri bekler haldeler. Tarihin bir cilvesi. Akıllı selefisinden, akıllı milliyetçisine kadar Türkiye’nin yolunu gözlüyorlar. Mısır’ın akil adamlarından ve Mısır’ın Kissinger’i sayılabilecek olan Muhammed Haseneyn Heykel bölgede iki devletten birisinin İsrail diğerinin de Türkiye olduğunu söylüyor. Tercih noktasında kalırsam, tercihim Türkiye diyor. Bir Nasırcının böyle konuşması zamanın mucizatından olsa gerek. Keza “Institute of Al-Mashreq al Arabi”nin Müdür Rebii Hafız’ın da Türkiye adı geçince gözleri parlıyor ve yeniden buluşma günlerini gözlüyor. Elbette ne istediğini bilmeyen Kaide türü anarşist unsurlar kimseyi istemeyecektir, ama onlar yakıt vazifesini gördükten sonra tasfiye olacaklardır.

Kısaca konferanstan tek şey öğrendim: ABD’nin bölgeden çekilmesiyle birlikte geride bırakacağı boşlukta yeniden Türkiye’nin yıldızı parlayacak. Rebii Hafıza göre bu yeni dönem, eski döneminin bir uzantısı ve devamı olacak. Eski dönemle yeni dönem arasına intikal ve geçiş devresi girmişti. 1921 ile 2003 arasındaki bu geçiş ve intikal devresi Bağdat’ın düşmesiyle birlikte sona erdi ve böylece yeniden eskiye döndük.

Evrensel hukuk kaidesi de böyledir: Şartlar değiştiğinde eski statü avdet eder. Ve geçici statü 2003 ile birlikte bitmiştir ve yeniden Türkiye’nin sırası gelmiştir. Şöyle ki, Irak-İran kapışması bölgeye Amerikan nüfuzunu taşıdı. Bu süreçte 2003 yılında Irak’ı işgal eden ABD tezat bir şekilde bu ülkeye İran nüfuzunu yeniden taşımıştır. Zaten İran’ın Irak üzerindeki nüfuzu dinî ve içtimaî olarak hiçbir zaman bitmemişti. Sadece siyasi olarak kalkmış idi. Bu da 2003 sonrasında Şiî grupların ABD ile işbirliği sayesinde geri döndü. Ama kaderin bir cilvesi, ABD nasıl zıddı olan İran’ın nüfuzunu Irak’a yeniden taşımışsa İran’ın yenilenen siyasî nüfuzu da zıddı olan Türkiye’yi bölgeye taşıyacaktır. Sünnilerin isyanıyla birlikte bunun emareleri görülmeye başlandı. Dolayısıyla İran bölgede büyük bir zıtlık meydana getirdi ve bu zıtlık da Türkiye’yi er ya da geç bölgeye çekecektir.

Ama meseleye sadece İran zaviyesinden bakmak aldatıcı olur. Denklemin öbür ayağında da İsrail vardır. Bunlara karşı kefenin öbür ucundaki kitlenin tek adayı Türkiye’dir. Bizim görevimiz bu rolün barışçı ve yapıcı olmasını temin etmeye çalışmak olmalıdır. Yoksa Türkiye’nin bölgeye yeniden dönmesi Ve “kudiye’l emr” makamındadır. Buna Allah’tan başka kimsenin gücü yetmeyecektir.

16.12.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (15.12.2006) - Said Şaban’dan Fethi Yeken’e

  (14.12.2006) - Bize böyle Yahudi gerek

  (13.12.2006) - Duisburg’a vuran Sultanahmet gölgesi

  (12.12.2006) - Minare ile çankulesi (1)

  (11.12.2006) - Duâ mı, meditasyon mu?

  (10.12.2006) - Abdullah'ın hürriyeti

  (08.12.2006) - Papa ve özgürlük

  (07.12.2006) - Özkök’e çifte cevap

  (06.12.2006) - Ne İsa’ya ne Musa’ya!

  (05.12.2006) - İkiliğin kaynağı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004