Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Cevat ÇAKIR

“Toprak yoksa hayat da yok”



Erozyon, toprağın yağmurun ve rüzgarın etkisiyle nehir ve denizlere akıp gitmesidir.

Tema Vakfı’nın araştırmasına göre Türkiye’nin yüzde 90’ı erozyon tehlikesine maruzdur. Türkiye genelinde kaybedilen 1 milyar 400 milyon ton toprağın 500 milyon tonu tarım arazilerinden gitmektedir. Bu topraklarla 25 cm kalınlığında tarla oluşturulsa 2 milyon dekar tarla oluşur.

2 milyon tarla da Türkiye şartlarında 600 bin ton buğday yetiştirilir. Cenab-ı Allah bir çok nimetini toprak unsurunun eliyle bize gönderdiği için toprağın korunması gerekir.

Menşeimiz olan toprağın bir çok görevi vardır.

“Toprağın, kudreti Rabbaniye ile nebatata analık edip yetiştirdiği gibi kudreti ilahiye ile, taş dahi toprağa dayelik (analık) edip yetiştiriyor.”1 “Hazine-i Rahmet kapısı2 (...) toprak unsuru da arzın kalbidir.3

Ülkemizde olduğu gibi dünya genelinde de toprakla ilgili ciddi problemler vardır. Dünyanın çölleşmesinden korkuluyor. Bunun için BM 2006 yılını çölleşmeyle mücadele yılı ilan etmiştir. İngiliz Independent gazetesi de, çölleşmeyle ilgili olarak “küresel felaket için geri sayım” diye konuyu manşetine taşımıştır.

BM Çevre Programının (UNEP) hazırladığı son rapora göre çöl ekosistemi ve buna bağlı olarak yer kürenin tamamı, iklim değişikliği, yeraltı sularının bilinçsiz ve aşırı tüketimi sebebiyle büyük tehdit altında. Rapora göre 500 milyon kişinin yaşadığı ve bugün çöl sayılan, yeryüzünün yaklaşık 33.7 milyon kilometre karesindeki özel bitki ile hayvan türleri, acil tedbir alınmazsa 50 yıl içinde yok olacak.

Türkiye, dünya ülkeleri arasında çoraklaşmanın en fazla görüldüğü ülkelerden biri. Bu çölleşmeyi durdurarak toprağın ayağımızın altından kaymasına engel olabiliriz. Her karış boş toprağı ağaçlarla kaplamak bunun için yeterlidir.

Aslında bizi kültürümüz buna çok musait. Peygamber Efendimiz (asm) “Elinizde bir ağaç filizi varsa, kıyamet kopmaya başlasa bile, eğer onu dikecek kadar zamanınız varsa mutlaka dikin”4 diye buyurmuştur.

Dipnotlar:

1- Sözler, 255; 2- Sözler, 306;

3- Mesnevi-i Nuriye, 305;

4- Buhari, el-Edebü’l Müfred, s, 168.

07.12.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.11.2006) - Nuh tufanı ve tsunami

  (28.10.2006) - Bir milyon yumurtacık

  (16.10.2006) - “Mega ölümler yüzyılı”

  (09.10.2006) - “Gizli afet”

  (16.09.2006) - Su ve Türkler

  (31.08.2006) - Kara leke

  (07.08.2006) - Bağdaş kuran ağaçlar

  (24.07.2006) - Karıncalar savaşı

  (17.07.2006) - Cami için boğa dövüştürmek

  (10.07.2006) - Toprağın kokusunu duyduğum gün

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004