Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Arafat'ta gözyaşları



“Lebbeyk Allahümme lebbeyk. Lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk. İnne’l-hamde ven’ni’mete leke ve’l-mülke lâ şerike lek.”

“Buyur Allah’ım. Emrine boynum kıldan ince. Emrine ve fermanına sözümle, özümle, gönlümle, kalbimle kurban olayım. Emrine boyun eğdim. Senin şerikin ve ortağın yoktur. Emrine kurbanım. Sözüne hayranım. Buyur Allah’ım. Muhakkak hamd Sana mahsustur. Şüphesiz nimet senindir, mülk Senindir. Senin hiçbir şekilde benzerin ve ortağın yoktur.”

Yüz binlerce hacının ağzından bu günlerde tek bir kelime halinde dökülen teslimiyet sözleridir bunlar. Dün güneş doğduktan sonra hacılar Arafat bölgesine doğru harekete geçtiler. Öğle vaktinde öğle ve ikindi namazlarını “cem-i takdim” ile birlikte kıldılar. Hemen ardından Arafat’ta vakfeye başladılar. Vakfede gözyaşı döktüler ve inşaallah doğdukları gün gibi günahlarından arındılar. Kendileri için, anne ve babaları için, din kardeşleri için, dünyanın salâhı için, geçmişleri için duâ ettiler. Duâları inşaallah dergâh-ı İlâhîye yükseldi.

Gerek fert, gerek toplum, gerekse İslâm âlemi olarak, maddî ve manevî dertler yumağı içerisinde yuvarlanıp gidiyoruz. Gün geçmiyor ki, ağzımızın tadını bozan ve bizi tokatlayan bir imtihan külçesi ile karşılaşmayalım. Duâya çok ihtiyacımız var. Niyaza çok ihtiyacımız var. Allah’a sığınmaya çok ihtiyacımız var. Allah’ın kulu olduğumuzu ikrar edelim; fitnecilerden, fesatçılardan, hasetçilerden, şeytanlardan, türlü türlü yaratıkların zararlarından, dünyanın türlü belâlarından ve musibetlerinden Allah’a sığınalım ve Allah’a imdat diyelim. Allah’tan affımızı dileyelim. Allah’tan Cemalini, Rızasını, Rahmetini ve Cennetini isteyelim.

Bin İhlâs-ı Şerif

Bugün, imkânı olanlarımız bin İhlâs-ı Şerif okuyarak dergâh-ı İlâhiye kapısını çalalım. Unutmayalım ki, tüm dertlerimizin devası, tüm hastalıklarımızın şifası, tüm sıkıntılarımızın ilâcı o kapıdadır.

Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Duâların en hayırlısı Arefe gününde yapılandır.”1 Bir diğer hadislerinde Allah Resulü (asm): “Allah hiçbir günde Arefe günündeki kadar kullarını ateşten kurtarmaz. O gün Allah, rahmetiyle kullarına tecelli eder. Onlarla meleklere karşı iftihar eder. Ve ‘Onlar ne istiyor?’ diye sorar”2 buyurmuştur.

Üstad Bedîüzzaman Hazretleri bugün bin İhlâs-ı Şerif okumayı önemle tavsiye ediyor ve diyor ki: “Aziz mübarek kardeşlerim. Bizim memlekette eskide Arefe gününde bin İhlâs-ı Şerif okurduk. Ben, şimdi bir gün evvel beş yüz ve arefede dahi beş yüz okuyabilirim. Kendine güvenen, birden okuyabilir. Ben, gerçi sizleri göremiyorum ve hususî her birinizle görüşmüyorum. Fakat ben, ekser vakitler, duâ içinde her birinizle bazen ismiyle sohbet ederim.”3

Hepsini birden bin defa okumaya fırsat bulamayanlar paylaşarak da okuyabilirler. Bu da rahmet-i İlâhiyenin kapısını bizlere inşaallah açar.4

Arefe gününe dayalı bir hatırlatmayı yine Resûl-i Kibriya Efendimiz’den (asm) dinleyelim: Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Kim ki, Arefe günü dilini, kulağını ve gözünü haramdan korursa, iki arefe arasındaki günahları bağışlanır.”5

***

Teşrik Tekbirleri başladı

Teşrik Tekbirleri de bu gün sabah namazından itibaren başladı. Bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar her farz namazın hemen ardından Teşrik Tekbirleri getirmek her Müslüman için vaciptir. Bu hüküm umumîdir. Yani namazını cemaatle kılan da, yalnız kılan da, kurban kesen de, kesmeyen de, seferî olan da, olmayan da, kadın veya erkek tüm Müslümanlar Teşrik Tekbirleri getirmelidirler.

Teşrik Tekbirleri, farz namazdan selâm verdikten hemen sonra araya hiçbir söz karıştırmadan, “Allâhü Ekber, Allâhü Ekber, Lâ ilâhe illallâhü vallâhü Ekber, Allâhü Ekber Ve lillâhi’l-hamd” diyerek getirilir. Mânâsı: “Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah’tan başka ilâh yoktur. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Hamd yalnız Allah içindir.”

Gölgesi üzerimize düşen Kurban Bayramının, Müslümanlar ve tüm insanlık için huzur ve barışa vesile olması niyazlarımızla...

Dipnotlar:

1- Câmiü’s-Sağîr, 2/2095.

2- İbn-i Mâce, Menâsik, 56.

3- Şualar, s. 266,

4- Mektûbât, s. 326, 328.

5- Câmiü’s-Sağîr, 3/3631.

30.12.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (29.12.2006) - Nebe Sûresi’nin fazileti

  (28.12.2006) - Namaz kılmayan Cehenneme gider mi?

  (27.12.2006) - Sünnette kurban

  (26.12.2006) - Kurban Bayramına doğru

  (25.12.2006) - İnsanın diyeti hakkında

  (24.12.2006) - Muhtelif sorular

  (23.12.2006) - Dinî musîbetler

  (22.12.2006) - Allah'ı bilmenin kalpteki aydınlığı

  (21.12.2006) - Peygamber Efendimiz (asm) adına kurban kesmek

  (19.12.2006) - Namaz için uyandırmak

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004