Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Haziran 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

“Deniz parkları” atağı

Greenpeace Akdeniz Ofisi tarafından Akdeniz’in aşırı ve yasa dışı avlanma, kirlilik ve iklim değişikliği gibi tehditlerle karşı korunması için ‘’deniz parkları’’ ağı oluşturulmasına yönelik çalışma başlatıldı.

Greenpeace Akdeniz Ofisi Denizler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı, yaptığı açıklamada, su altı parkları olarak da adlandırılan rezerv alanlarının temel amacının, nesli azalan türlere barınma alanı oluşturmak, deniz ve çevre koruma konusunda bilinçlendirmek, bilimsel araştırmalar yapmak, eğitim ve koruma faaliyetleri gerçekleştirmek olduğunu söyledi.

Üç kıtayı birleştiren ve son derece zengin deniz yaşamına sahip olan Akdeniz’in verimini, deniz yaşamını ve ekosistemini, sağlıkları ve yaşamları ona bağımlı olan milyonlarca insan için korumak adına acilen bir deniz parkları ağı oluşturulması gerektiğini belirten Dökmecibaşı, bu konuda rapor hazırladıklarını ifade etti.

Akdeniz’in, pek çok canlı türüne ve önemli ekosistemlere ev sahipliği yapan, zengin ve çeşitliliği olan bir çevre olduğuna işaret eden Dökmecibaşı, ‘’Büyük bölümü açık deniz konumunda olan Akdeniz, aşırı avlanmadan tahrip edici balıkçılık yöntemlerine, kirlilik ve iklim değişikliğine kadar insan faaliyetlerine dayalı pek çok tehdidin etkisi altında. Bu durum sürekli olarak, Akdeniz’in sunduğu paylaşılan bir kaynağın ve hazinenin yok olmasına neden olmakta’’ dedi.

DENİZ YÖNETİM ANLAYIŞI

Akdeniz için deniz parkları ağının oluşturulması sürecine özellikle kıyılarda yaşayan topluluklar başta olmak üzere tüm paydaşların katılımının sağlanmasının ve önerilerin gözden geçirilmesi gerektiğine işaret eden Dökmecibaşı, daha sonra şunları kaydetti:

‘’Deniz rezervlerinin yarar sağlayabilmesi, söz konusu alanı çevreleyen denizdeki yaşamın da ekolojik olarak duyarlı bir şekilde idare edilmesine bağlıdır. Denizin büyük bölümünün sürdürülebilir ve adil bir şekilde idare edilebilmesi için bazı temel değişikliklere ihtiyaç vardır. Var olan deniz yönetim anlayışı (denizlerin özgürlüğü) prensibine dayanır. Bu yüzden denizler için özgürlük yaklaşımı, denizden alınabileceklerin sınırlı olması gerektiğinin farkındadır ve şimdi ve gelecekte tüm insanlığın yararı için derin denizler için sürdürülebilir ve adil bir yönetim talep eder. Hiçbir tür tek başına var olmaz.

Çevresindeki habitat üzerinde yarattığı etkiyi hesaba katmayan balıkçılık yönetimleri kusurludur. Trolle avlanma gibi yöntemler önemli üreme alanlarını yok ederek sadece türler için değil tüm ekosistem için felakete götüren sonuçlar doğurur.’’

/ ADANA

24.06.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Demokrasi her zaman galip çıkacak

  Ekonomik performansı arttıracak

  Erdoğan: YÖK denilen olay çözülecek

  DP konvoyunda feci kaza: 3 ölü, 1 yaralı

  Şahin: Gece yarıları bildirileri istemiyoruz

  CHP’nin ÖSS raporu Gürüz’den

  Sessiz refleks

  6 ayda 208 mayın kullanıldı

  Ümraniye zanlısı mahkemede

  Kuraklık Büyük Menderes’i de kuruttu

  İstanbul’da Afrika sıcakları

  Yardımsever Türkiye

  39 bin aday YDS’de ter dökecek

  Büyükelçilerle toplantı 27-28 Haziran’da

  Minibüsle otomobil çarpıştı: 2 ölü

  Unkapanı Köprüsü’nde trafik kazası

  Şehir mekezindeki okullar satılsın

  Gürsoy: Türkiye icazetli demokrasiye zorlanıyor

  Adnan Oktar: Benim hiç pasaportum olmadı

  “Deniz parkları” atağı


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004