Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 27 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

'Sivil anayasa'ya ne oldu?

Bu 'sivil anayasa' meselesinde beni asıl endişelendiren nokta şudur: Statüko sözcüsü medya her ne kadar onda 'Atatürkçülük'ten ve laiklikten sapma' emareleri görse de, bana öyle geliyor ki, bu sürecin sonunda ortaya çıkacak olan 'sivil anayasa' hiç de 'radikal' değişiklikler içermeyecek ve temel meselelerde yürürlükteki Anayasadan pek de farklı olmayacaktır. Eğer öyle olursa, bunun Türkiye toplumunun gelecekteki özgürlük arayışlarına ket vurmasından korkarım.'

Geçen Eylül ayında bu konuda yazdığım bir yazıyı işte böyle bitirmiştim. Aradan geçen zaman bu endişemi maalesef haklı çıkarır gibidir. Öyle görünüyor ki, halihazırda zaten rafa kaldırılmış görünen 'sivil anayasa' taslağı günün birinde gerekli aşamalardan geçip yürürlüğe girse bile, son haliyle Türkiye toplumunun özgürleşme davasına pek fazla katkı yapmayacaktır.

Bu 'sivil anayasa'nın özünde 1982 Anayasası'ndan farklı olmayacağına dair korkumun temelsiz olduğunu güncel gelişmeleri yakından izleyen kimse söyleyemez. Nitekim, AKP çevrelerinden bu konuda zaman zaman yapılan açıklamalar, taslağın parti tarafından şurasından burasından yontulduğunu ve daha epeyce yontulacağını göstermektedir. Buna bir de, Meclise gelmesi halinde uğrayacağı değişiklikleri ekleyin. Oysa, akademisyenler heyetinin hazırladığı taslak -yürürlükteki anayasadan iyi olsa da- zaten radikal değişiklikler içeren bir metin değildir.

Kaldı ki, akademisyenlerce AKP'ye teslim edilmesinden buyana epey zaman geçtiği halde, taslağın kaderi hakkında ortada net bir bilgi de yok. Zaman zaman bu konuda açıklamalar yapılıyorsa da bunlar pek inandırıcı gelmiyor. Çünkü, her seferinde taslağın hangi aşamada olduğuna ilişkin farklı bilgiler veriliyor. En son Başbakan'ın yaptığı açıklama da işin sürüncemeye bırakıldığı izlenimini kuvvetlendirmekten başka bir şeye yaramadı.

Yeni anayasayla ilgili olarak 'başörtüsü' meselesinin öne çıkarılması da bu konudaki endişeleri teyit ediyor. Çünkü, yeni anayasada başörtüsü yasağının kaldırılmasını sağlayacak bir hükme yer verilmesi fikri 'establishment'ın -ve onun 'sivil' kanadı olan büyük medyanın- şiddetli tepkisini çekti. Onun için, böyle bir düzenlemeye MHP destek verse bile, sistemin güç ilişkilerinin buna izin vereceği şüphelidir. Bunun, 'sivil anayasa' girişiminin tamamen terkedilmesiyle sonuçlanmasından korkulur.

Öte yandan, iktidar partisinin 'sivil anayasa' meselesini gündeme getirmesinin arkasındaki esas saikin 'başörtüsü yasağı'nı kaldırmak olduğu söyleniyor. Gerçi, halihazırda bu sonuç yürürlükteki anayasanın değiştirilmesiyle sağlanmaya çalışılıyor ama, o mahut direnç yüzünden bu girişimin akamete uğrama ihtimali vardır. O zaman da, eğer gerçekten de tek önemsediği başörtüsü yasağının kaldırılmasıysa, AKP liderliği bu 'sivil anayasa' sevdasından tamamen vazgeçebilir.

Kısaca, yeni anayasa girişiminin akıbetinin ne olacağı henüz belli değildir. Ayrıca, bu girişim başarılı olsa bile sonuç hiç de umduğumuz gibi olmayabilir. Onun için, korkarım ki bu gidişle Türkiye'nin özgürleşme davası bir yara daha alacaktır.

Star, 26.1.2008

Mustafa ERDOĞAN

27.01.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Bu kafayla işiniz zor

  Sarıkız mı, Ayışığı mı?

  Vahim çözüm!

  'Sivil anayasa'ya ne oldu?

  Türkiye'yi yargı yönetsin!

  Kim?


 Son Dakika Haberleri