"Gerçekten" haber verir 28 Kasım 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

M. Latif SALİHOĞLU

Yakın tarih mahkemesi (1)



Cumhuriyet neslini yakın tarihin gerçeklerinden bilerek mahrûm bırakan jakoben (*) bir zihniyetle karşı karşıyayız.

Jakobenist anlayış, sırf "resmî ideoloji"yi korumak ve idame ettirmek uğrunda herşeyi mübah gördüğü için, yakın tarihimizde yaşanmış pekçok hadisenin bilinmesini istemiyor. Bunları kasıtlı şekilde kapalı tutmaya çalışıyor. Yer yer üstü açılan, yahut mürûr–u zamanla yırtılan yerleri de yamamaya çalışıyor. Tâ ki, cebren ve hile ile elde etmiş olduğu hâkimiyeti kaybetmesin, devam ettirsin.

Ancak, bu zihniyetin yine de "tarih mahkemesi"nden kaçıp kurtulmasına imkân ve ihtimal yok.

Dâvâ, jakobenizm "hâk ile yeksân" oluncaya kadar da devam edecek.

Ne var ki, çok büyük ve ehemmiyetli olan bu dâvâ, aynı zamanda çok dosyalıdır. Meselâ, bunların bir kısmını satır başlarıyla da olsa, şu şekilde sıralamak mümkün:

1) Mahiyeti meçhûl cinayetler

1923'ten itibaren hükümet merkezi olan Ankara işlenen siyasî cinayetler (Ali Şükrü Bey, Nureddin Paşa cinayeti...) var. Bunların tetikçi failleri az–çok bilinmekle birlikte, korku ve dehşet uyandıran ve millî iradeyi hedef alan bu hadiselerin mahiyeti üzerindeki esrar perdesi henüz aralanabilmiş değil. Oysa, en önemli nokta budur: Bu cinayetlerin karanlıkta kalan azmettiricileri kim/kimlerdir ve asıl maksatları neydi? Meselenin bu can alıcı yönünün tarih mahkemesinde görüşülmesi ve sorgulanması lâzım.

2) Lozan'ın gizli mimarları

Üzerinden 85 yıl geçtiği halde, Lozan Antlaşmasının hâlâ karanlıkta kalan bazı noktaları var: "Misâk–ı Millî"nin masada iğdiş edilmesi ve şaibeli bazı isimlerin orada aktif rol oynaması gibi. Meselâ, eski İstanbul Hahambaşısı Haim Naum'un orada işi neydi? Millet Meclisinin kararı ve iradesi dışında devreye giren ve Lozan'da İsmet Paşanın en has adamı rolünü oynayan bu azgın Yahudi'nin asıl maksadının ne olduğunu ve Türkiye ile alâkalı ne tür işler takip gördüğünü esaslı bir şekilde masaya yatırmak gerekiyor.

3) Sarık–Şapka dâvâları

Meclis tarafından kabul edilen ve 28 Kasım 1925'te (83 yıl önce bugün) resmen yürürlüğe giren "Şapka Kànunu" sebebiyle, sayısı bilinemeyecek kadar çok vatandaşın canı yandı. Bir kısmı idam edildi, bir kısmı da en ağır cezaya çarptırıldı. Hz. Peygamber'in (asm) bir sünneti olan sarık yasaklanırken, memurlara ise şapka giyme mecburiyeti getirildi. Söz konusu kànun halen yürürlükte olmasına rağmen, memurlar uzun zamandır şapka giymiyor. Bu, ciddî bir paradoks değil midir? Madem ki, bu kànun işlemiyor, yahut işletilemiyor, o halde niçin mer'iyetten kaldırılamıyor? En önemlisi de, binlerce vatandaşın canını yakan "Şapka kànunu"nu zorla ve dayatmalarla uygulatmanın asıl maksadı neydi?

4) İthal kànunlar, moda kültürler

1926'dan itibaren bize ait ne varsa terk edilerek, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden kànunlar, modalar, kültürel unsurlar ithal edildi. Bunlara neden ihtiyaç duyuldu? İktidardaki Halk Partisi, bunları isteyip istemediklerini gidip halka sordu mu? Hatta, sorma ihtiyacını duydu mu? Dahası, Türklerle, Türklerin kültür ve medeniyetiyle zerrece bir alâkası bulunmayan bu Frengistan kaynaklı hayat tarzına niçin "Türklük" etiketi yapıştırıldı? Bunlarda Türk'e ait ne vardı ki, adına Türk Medenî Kànunu, Türk Ceza Kànunu, yahut Türk Harfleri denildi? Bütün bunların tarih mahkemesinde esaslı bir şekilde sorgulanması lâzım.

5) Dini dışlayan eğitim

1924'ten itibaren, Medreselerin resmen kapatılması ve "Tevhid–i Tedrisatn" yürürlüğe girmesiyle birlikte, din dışı ve hatta din karşıtı bir eğitim politikası tatbik edildi. Dinî eğitim–öğretim, tamamiyle kâğıt üzerinde kaldı. 1928'den itibaren de, başta Kur'ân olmak üzere dinî bütün eserlerin basılması, yayınlanması, okutulması yasaklandı. Hatta, Kur'ân hattıyla yazılmış bütün kitâbeler, tablolar, levhalar, serlevhalar dahi, ya üzeri sıva ile kapatıldı, ya da kırılarak imha edildi. İşte, iç bünyeye sinmiş olan bin yıllık kültür ve medeniyete karşı girişilmiş olan bu yıkıcı ve hasmane tatbikatın hesabı da sorulması gerekir? Tabiî, yine tarih mahkemesinde.

* * *

Bir sonraki yazıda, soyadı fecâati, değiştirilen yer isimleri, mason teşkilâtının kapatılma gerekçesi, kumpaslar, tertipler, tekelci politikalar, göstermelik hürriyet, tesettür dâvâsı ve tarikat yasağıyla ilgili uygulamalara da kısaca değinmeye çalışalım.

...............................................

(*) Büyük Fransız İhtilâlinden (1789) sonra popüler hale gelen "jakoben" tâbiri, daha ziyade katı rejim muhafızları için kullanılır. Jakobenlere göre, asıl olan rejimin ve rejime ruh veren ideolojinin korunmasıdır. Bunun için, kanlı terör eylemleri dahil, her yola başvurmakta kendilerini haklı görürler.

28.11.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (28.11.2008) - Yakın tarih mahkemesi (1)

  (27.11.2008) - Kızma birader!

  (26.11.2008) - CHP'nin "U" dönüşleri

  (25.11.2008) - Şeflik devrinin yaranmacı gazeteleri

  (24.11.2008) - Kemalistlere yaranmakla kurtulamazsınız

  (20.11.2008) - Zoraki (ilk) koalisyon

  (19.11.2008) - Alternatif arayışı

  (18.11.2008) - Hürriyetçi Demokratlar

  (15.11.2008) - Ne kadar kıyım, o kadar millî; öyle mi?

  (14.11.2008) - Devlet "Sünnî" midir?

 
Ufo ısıtıcılar, infrared ısıtıcı, kumtel ısıtıcılar.
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır