"Gerçekten" haber verir 20 Aralık 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Şaban DÖĞEN

Faiz belâsından kurtuluş yolunda



Geçtiğimiz Perşembe günkü gazetelerde ABD Merkez Bankasının (Fed) yüzde 1 olan gösterge faiz oranını yüzde 0,25’e indirdiği belirtiliyordu. Fed’in 30 Nisan’da yüzde 2’ye çektiği gösterge faiz oranını, 8 Ekim’de yarım puan daha indirerek yüzde 1,5’e, 19 Ekim’de de yüzde 1’e, 8 Ekim’de Avrupa, İngiltere, Kanada ve İsveç Merkez Bankaları da faiz oranlarını yarımşar puân düşürmüşlerdi.

Nice tecrübeler yaşayan insanlık nihayet faizin ne kadar tehlikeli, korkunç bir felâket olduğunu, bu yüzden nice kişilerin, kuruluşların perişan hallere düştüğünü anlamaya, görmeye başladı. Demek fıtrat fıtrî olmayanı kabul etmiyor. Demek bir fıtrata dönüş söz konusu.

İslâm da fıtrat dini değil midir? Şu halde insanlık fıtrat dini olan İslâma dönüyor, yöneliyor. Bediüzzaman Hazretleri yüz yıl kadar önce insanlığın dinsiz kalamayacağını, çektiği acı faturalar sonucunda dine yöneleceğini belirtmiş; akıl, ilim ve fennin hükmettiği istikbalde, aklî delillere dayanan ve bütün hükümlerini akla tesbit ettiren Kur’ân’ın hükmedeceğini belirtmişti.1 Demek Kur’ân kendini dinletiyor, hükmetmeye başlıyor.

Medeniyet birkaç asırdır koyduğu bir kısım kanun ve prensiplerle insanlığın huzur ve rahatını bozagelmiş, Avrupa’da bir kısım büyük olaylara sebep olmuştu. Bunun sebebi zenginlerle fakirler arasındaki dengenin bozulup zenginlerde bulunması gereken merhamet ve şefkatin kaybolması, “Ben tok olayım da, başkası açlıktan ölürse ölsün bana ne!” anlayışıyla zulme, ahlâksızlık ve merhametsizliğe girmesi, “Sen çalış ben yiyeyim” anlayışıyla da fakirleri kin, haset ve çarpışmaya sevk etmesiydi. İslâm ise “Ben tok olayım da, başkası açlıktan ölürse ölsün bana ne!” şeklindeki sakat anlayışı zekât; bencillik ve merhametsizliğin ifadesi olan “Sen çalış ben yiyeyim” anlayışını da faizi yasaklayarak kökünden kesip atmış, her iki tabakayı uyuma, huzura kavuşturmuştur.2

Fâiz İslâm öncesi olan Cahiliyye döneminde de yaygınlaşmış; kavgalara, kargaşalara sebep olmuş, kimini inletirken, kimini de kat kat alıp oturduğu yerden servet üstüne servet katma gibi bir hazır yiyiciliğe itmiş, toplumun taşıyamayacağı bir kambur hâline gelmişti.

Bugün de fâizle iflâh olmuş kişi, toplum ve millet gösterilemez. Fertleri, toplumları, milletleri kemiren, içten içe çökerten, koca koca kuruluşları iflâsa sevk eden bir âfet faiz. İslâm beşerin saadeti için faizi yasaklıyor; yerine getirdiği zekât, fitre, sadaka ve çeşit çeşit yardımlarla fakirin elinden tutmayı emrediyor; toplumu huzura, barışa sevk ediyor.

Kur’ân, fâizin malın bereketini giderdiğini, zekât ve diğer hayırların ise malı bereketlendirdiğini, arttırdığını bildirir. Fâizi helâl sayanı kâfir olarak niteler3 ve şöyle buyurur: “Fâiz yiyen kimseler Kıyamet gününde kabirlerinden, şeytan çarpmış kimsenin kalkışı gibi kalkarlar. Bunun sebebi, onların, ‘Alış veriş de fâiz gibidir’ demeleridir. Halbuki Allah alış verişi helâl, fâizi ise haram kıldı.” 4

Peygamberimiz (asm) de fâize karşı kesin tavrını koymuş, onu kazançların en kötüsü olarak nitelemiş,5 helâk edici6 yedi büyük günah arasında saymış,7 fâiz yiyenlerin Cennet nimetlerinden tatmaya hakları olmadığını bildirmiştir.8

İnsanlığın bu gerçeği anlaması için bunca sıkıntılar çekmesi mi lâzımdı?

Dipnotlar: 1- Hutbe-i Şamiye, s. 33. 2- Sözler, s. 372-373; Mektûbât, s. 264-265. 3- Bakara Sûresi: 276. 4- A.g.s, 275. 5- Câmiü’s-Sağîr, 2:175. 6- Buharî, Vesâyâ: 23; Müslim, Îman: 144. 7- Müslim, Îman: 145. 8- Câmiü’s-Sağîr, 1:469.

20.12.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (19.12.2008) - Mutlu olabilmek için

  (18.12.2008) - Peygamber sevgisiyle yaşamak

  (17.12.2008) - Üstün olmanın yolu

  (16.12.2008) - Cebrail (as) ile Mikâil’in (as) yardımı

  (15.12.2008) - İslâma koşan dünya

  (14.12.2008) - Mü’minin hâli, ekine benzer

  (13.12.2008) - “Vefakârlık imandandır”

  (12.12.2008) - Peygamber vefası

  (11.12.2008) - Önce Allah'a karşı vefa

  (10.12.2008) - Cennete girmenin yolu

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır