03 Kasım 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

Temizlik dilinin işaretleri


A+ | A-

KDS rumuzlu okuyucumuz: “Temizliğin imanın yarısı olduğu malûm. Temizliğin fiil olarak tabiattaki durumu nedir? Tabiat temiz midir?”

Tabiatta yaratılan her şey tertemiz yaratılıyor. Her saniye sayısız enkaz, atık ve ölümlere sahne olan tabiatta temizliğe öyle dikkat ediliyor ki, hiçbir tarafta bir bulaşık, bir kirlilik, bir tabiî moloz yığınına rastlanmıyor. (İnsan atıkları müstesna) Kartallardan akbabalara, et yiyicilerden karıncalara, sineklerden bakterilere, yağmurlardan rüzgârlara, kardan fırtınaya, ozon tabakasından güneş fırtınalarına kadar her şey tabiatta kirlenen kıyı ve köşeler için birer temizlik memuru gibi çalışırlar ve her tarafı yıkayıp siliyorlar, süpürüp temizliyorlar. Kâinatta bu derece geçerli olan temizlik fiili, hiç şüphesiz çelikten işaret parmağı ile temizlik emirleri sahibi Allah’ı doğrudan göstermektedir.

Bedîüzzaman’a göre, bu kâinat daima işleyen bir büyük fabrika; her vakit dolar, boşanır bir han ve bir misafirhane hükmündedir. Böyle işlek fabrikalar, hanlar ve misafirhaneler atık maddelerle, enkazlarla, süprüntülerle çok kirlenir, çok bulaşık olur, ufunetli ve kirli maddeler her tarafında birikir. Eğer dikkatle bakılıp temizlenmezse, içinde yaşanmaz hale gelir ve insanı boğar. Hâlbuki bu kâinat fabrikası ve bu yeryüzü misafirhanesi öylesine pâk, öylesine temiz ve öylesine nazîftir ki, o kadar kirsiz ve bulaşıksızdır ki, bir lüzumsuz şey ve bir menfaatsiz madde ve bir tesadüfî kir ve leke asla içinde bulunmaz; geçici olarak bulunsa da, bir temizlik memuru hemen onu yer, yutar; o kir kaybolur ve orası temizlenir. Bu kâinat sarayının öyle temizliksever bir Sahibi var ki, o koca sarayı küçük bir oda gibi süpürtür ve temizlettirir. Sarayın büyüklüğü nisbetinde atık ve enkazından kalma kirli maddeleri ve süprüntüleri hiçbir yerinde bulunmuyor, barınmıyor. Bilâkis büyüklüğü nisbetinde temizliğine dikkat ediliyor.1

Said Nursî’ye göre, işte bu âlem sarayındaki temizlik ve paklık, mütemadiyen dikkatli bir temizleme işinden ileri gelmektedir. Bir kuş kolayca kanatlarını ve bir kâtip rahatça sayfalarını temizlediği gibi; bu yeryüzü tayyaresinin ve gezegenlerin ve bu kâinat kitabının sayfaları öyle kolay temizlenmekte ve öyle rahat güzelleşmektedir ki, âhiretin sonsuz güzelliğini görmeyen ve imanla düşünmeyen insanlar, dünyanın bu temizliğine ve bu güzelliğine âşık ve hayran olmaktadırlar.

Bu temizlik emirlerini denizlerin etobur hayvanlarından, karaların kartalları, kurtları ve karıncaları gibi cenazeleri toplayan sıhhiye memurlarına kadar, canlıların en küçük yapı taşı olan hücrelerinden, âlemin zerrelerine kadar bütün varlıklar dinliyorlar. Damarlarda cereyan eden kanın alyuvarları ve akyuvarları, bedende temizlik yaparak bu emri dinledikleri gibi; nefes de her saniye kanı tasfiye etmek sûretiyle bu İlâhî emre boyun eğmektedir. Göz kapakları ve kirpikler gözleri temizlemekle, sinekler kanatlarını süpürmekle o emri dinlemektedirler. Koca hava, zeminin yüzüne konan toz-toprak gibi süprüntülere üfleyip temizleyerek aynı emri dinlemekte; bulut süngeri de, zemin bahçesine su serperek yıkamakla ve toz toprağı yatıştırmakla, sonra gökyüzünü fazla kirletmeyip, süprüntülerini toplayıp bir kenara çekilerek göğün güzel yüzünü ve gözünü, silinmiş ve süpürülmüş, masmavi parlar bir şekilde bırakmakla o emre boyun eğmektedir. Bu temizlik emirlerini yıldızlardan gezegenlere, mâdenlerden bitkilere bütün büyük yaratıklar dinlediği gibi, zerrelerden atomlara, elementlerden unsurlara bütün küçükler de dinliyorlar ki, baş döndürücü hareket fırtınaları içinde dönerlerken temizliğe azamî dikkat ediyorlar. Bir yerde lüzumsuz toplanmıyorlar.

İşte kâinatın bütün dairelerinde gözüken bu temizlik fiili, doğrudan doğruya Allah’ın varlığına ve birliğine sayısız işaretler taşımakta, dikkatli düşünen akıl sahiplerine Allah’ın varlığını göstermektedir.

Dipnotlar:

1- Lem’alar, s. 299.

2- Lem’alar, s. 300.

03.11.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.11.2010) - Kur’ân’da fitne

  (01.11.2010) - Hikmet dilinin işaretleri

  (31.10.2010) - Dünya saltanatı verilse kaç para eder?

  (29.10.2010) - Hac yolculukları başladı

  (28.10.2010) - Hz. Cercis (as) üzerine

  (27.10.2010) - Kurban üzerine

  (26.10.2010) - Tebliğ ve tecdid üzerine

  (25.10.2010) - Kadının iffeti ziynetidir

  (24.10.2010) - Mü’min ölümü sever

  (22.10.2010) - İçimizdeki çetin mürşid: Vicdan!


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.