Türkiye ve dünya gerçeklerinden kopuk ‘medya’nın yaptığı yanlışlardan biri de, müstehcenliği alabildiğine teşvik etmesidir. Pek çok ‘büyük gazete’ rahatlıkla alınıp; ailece okunabilecek seviyeden çok uzaktır.
Tabiî ki müstehcenliği teşvik eden ve bundan güya kâr elde eden sadece gazeteler değildir. Faydalı olma imkânı varken, yayınlarıyla insanları ‘çile’den çıkaran televizyon kanallarının yanlıştaki israrlarını da biliyoruz. O kadar ki, ailece izlenebilecek ne bir televizyon, ne de okunacak bir ‘büyük gazete’ kalmış durumda. (Bu genellemeye uymayan gazete ve televizyonlar da elbette vardır. Bizim şikâyetimiz medyaya rengini veren ‘bir kısım’ gazete ve televizyonlardır elbette.)
Geçmiş yıllarda “büyük gazete”ler; ‘arka sayfa güzeli’, ‘üçüncü sayfa güzeli’ gibi ünvanlar takarak müstehcenlik yaparlardı. Hatta bir büyük gazetenin genel yayın müdürü, ‘arka sayfa güzeli’ni bizzat kendisinin seçtiğini ilân etmişti, marifetmiş gibi... Son aylarda/günlerde ise, ‘arka sayfa’lardan yapılan müstehcen yayın ‘ifsat şebekeleri’ni tatmin etmemiş olacak ki, müstehcenlik çirkinliğini ‘ön sayfalar’a taşımış bulunuyorlar.
Belli başlı ‘büyük gazete’ler hemen her gün birinci sayfalarının başına, düne kadar ‘poşet’lenerek satılan dergilerin kullandığı fotoğraflar yerleştiriyorlar. Bir yandan bunu yaparken, öte yandan da ‘Eyvah! Gençlik uyuşturucunun tehdidi altında’ şeklinde ‘timsah gözyaşları’ akıtmaktan da geri kalmıyorlar. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
Aslında yaptıklarından kendileri de memnun değil, ama nedense bu yanlıştan geri adım atamıyorlar.
Bakınız, bu gazetelerden birinde aynı gazetenin ‘başyazar’ının eşi olan bir bayan gazeteci ne yazmış: “İkinci sayfa skandalı! Evet hiç şüphesiz “skandal” denebilir buna... Bir zamanlar Türk filmlerinde “(...) furyası” vardı, şimdi gazetelerde “çıplaklık furyası” var.
“Gazetelerin 2. sayfasını aç, miden ağzına gelsin... Yemin ediyorum, sanatçıların veya onun bunun sevgilisinin fotoğraflarının, erkek dergilerinde çıkan (...) amaçlı çekilmiş fotoğraflardan hiç farkı yok.
“Sözüm ona “habersizce gazeteciler tarafından çekilenler”den tutun da (...) her türlü rezaleti bu sayfalarda görmek mümkün... Arayın dünya sinemasının, müziğinin, modasının ünlü isimlerinin fotoğraflarını, böylesini bulamazsınız. Türkiye ne zamana kadar birilerinin reklâmı adına bu skandal gidişe susacak ve basın ne zamana kadar bu fotoğraflarla tiraj bekleyecek? Ne zamana kadar her konuda “kadın kimliği”nin yerlerde süründürülmesine susmak zorundayız?” (Ruhat Mengi, 13 Temmuz 2006) (http://www2.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=yazardetay&wid=4)
Tabiî ki çirkinlikler sadece 2. sayfalarda değil, bütün sayfalara yayılmış. Bu durumdan şikâyet eden hanım yazar çok haklı. Ancak, aynı yanlışların kendi gazetesinde ve dahil olduğu yayın grubu tarafından yapılıyor olmasına ne demeli?
Aslında bu beyan, müstehcenlik çirkinliğine karşı ‘fıtrat’ın bir karşı çıkışı olarak değerlendirilmeli ve desteklenmelidir. Evet, medya müstehcenliğe prim vermemeli ve ‘kadın haysiyeti’ ayaklar altına alınmamalı.
Bakalım, ‘kadın hakları savunucu’ları Mengi’ye bu noktada destek verecekler mi?
08.08.2006
E-Posta:
[email protected]
|